Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Bu başlık kilitlenmiştir mesajlarınızı düzenleyemez veya cevap gönderemezsiniz.  [ 5 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Yesevi'nin Özgün Terminolojisi "Tengri", "Uçmah", "Tamuğ"
MesajGönderilme zamanı: 13.03.09, 13:20 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
Yesevi'nin Özgün Terminolojisi

"Tengri", "Uçmah", "Tamuğ"

12. yüzyıl Türkistan'ında Hazret-i Pir-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî tarafından dillendirilen ve "Divân-ı Hikmet" adı ile kitablaştırılan ve İslamî Türk edebiyatının ilk örneklerinden olarak kabul edilen Yesevi hikmetleri'nin özgün bir terminolojisi vardır.

Yüzyıllar boyu el yazmalarında çoğaltılarak ve daha da önemlisi Türkistan'da şifahi kültürün nesilden nesile taşıyıcısı olan "ozan" ve "baksı" kökenli "yesevihan"lar vasıtası ile dilden dile günümüze kadar yaşatılmış olan hikmetlerin özel terminolojisi, yeryüzündeki tüm insanların inanç dünyasında tartışılmaz bir yeri olan "Tanrı", "Cennet" ve "Cehennem" kavramlarını tanımlamak üzere kullanılan "Türkistan'a özgü terimler" esas alınarak incelenecektir.

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


En son yesevihan tarafından 13.03.09, 14:11 tarihinde düzenlendi, toplamda 3 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Yesevi'nin Özgün Terminolojisi "Tengri", "Uçmah", "Tamuğ"
MesajGönderilme zamanı: 13.03.09, 13:20 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
Yesevi'nin Özgün Terminolojisi

-I-

{ Tengri }

Yakın devir Türk düşünce hayatındaki tartışmalardan birisi de “Tanrı” kelimesinin Allah anlamında kullanılıp kullanılamayacağı etrafında cereyan etmiştir. Daha çok Türk milliyetçiliği ile siyasi olarak ayrışan ve -arkaplanına bakıldığında etnik bir karınağrısının arkasına sığındığı- İslami söylemlerin popüler hale getirdiği bu tartışma bazen kırıcı ve yıkıcı boyutlara taşınmıştır. Öyle ki “Tanrı” lafzını şu veya bu şekilde konuşurken-yazarken kullananların İslam dininden çıkıp çıkmadıkları dahi sözkonusu edilmiştir.

Yakut dilinde Tangara; Kuman dilinde Tengre; Karaim dilinde Tangrı; Çuvaş Türkçesinde Tura; Hakas dilinde Tigir; Tuva dilinde Deyri; Kırgız-Kazak Türkçesinde Tengri;Tatar dilinde Tengre; Karaçay-Malkar Türkçesinde Teyri; Azerbaycan Türkçesinde Tarı/Tanrı; Türkiye Türkçesinde Tanrı olarak kullanılması bile bu kelimelerin ifade ettiği kavramın Türk halkları arasındaki ortak kullanımının işaretidir.(1)

Son zamanlarda ortaya çıkan antropolojik veriler ve bu verilere istinaden yapılan etnografik çalışmalar eski çağlardan bu yana, “Tengri” kelimesi ve benzerlerinin Türkler arasında “ilahi düzen ve bu düzeni yaratıp, sürdüren “ulu bir güç kaynağı” anlamında kullanıldığını göstermiştir. Türklerin “Tengri” anlayışı, hiçbir şey yaratabilemeyen ve zaten kendileri de -önce kavram olarak sonrasında da somut nesneler olarak- yaratılmış olan putlara benzer bir karşılığa sahip olmamıştır.

İslami terminolojideki Allah kavramının karşılığı olarak Tengri; ilk ve ilahi başlangıcı bildirir, alemdeki her şey O’na bağlıdır ve bir şekilde O’ndan bir eser taşır. Algılanan alemin suları-denizleri; dağları-taşları, ağaçları-kuşları kendi özgün niteliklerinden varılabilecek “Tengri” işlevlerinin görüntüleridir. (Tasavvuftaki Tevhid-i Efal; Tevhid-i Sıfat - Tevhid-i Zat basamakları da buna benzer bir anlamı içerir. ) “Tengri” kavramına karşı çıkanların dayanağı olan halk inanışları, ancak buradaki inceliği ayırd edemeyen insanlar arasında yayılan “yanlış uygulama” ve “hurafe”lerin tenkidi anlamında bir anlam taşımaktadır.

Divân-ı Lügati’t-Türk’ün son olarak Kabalcı Yayınevi tarafından yapılan güncelleştirilmiş baskısında Tengri kelimesi “Tengri: Allah azze ve celle” karşılığı ile hiçbir şüphe olmaksızın verilmektedir. (*)

Kaşgarlı Mahmud 1074 yılında yazımının tamamladığı kabul edilen eserinde Tengri kelimesinin anlamını verirken şu önemli tesbiti de yapmaktadır: “Kafirler –Allah’ın gazabı üzerlerine olsun- göğe “tengri” derler, aynı zamanda azametli gördükleri her şeyi, örneğin bir dağı ya da bir ağacı da “tengri” olarak adlandırır ve önünde secde ederler. Bunların sapkınlıklarından kaçarak Allah’a sığınırız.”

Görüldüğü gibi Kaşgarlı Mahmud da Tengri kelimesinin kullanımında hiçbir sakınca görmezken bu kelimeyi kullananların düştükleri şirk -ve hatta küfür- hatasını savunma gibi bir yanlıştan sakınmaktadır. Bu tenzihi tavrın bilincinde olan bir insanın Allah –azze ve celle- manasına Tengri kelimesini kullanmakla “din dışına çıkma” tehlikesi olabilir mi? Burada da şu ebedi ve nebevi gerçek hatırlanmalıdır: “Ameller niyetlere göredir.”

Ünlü Arab gezgin İbn Fadlan’ın naklettiğine göre o sıralarda İslam’a henüz girmiş olan Oğuz Türkleri herhangi bir zorluk ile karşılaştıklarında bakışlarını gökyüzüne yöneltip “Bir Tengri” derlermiş. Başta Kaşgarlı Mahmud olmak üzere İslami dönemin tüm yazarları Allah kasdıyla “Tengri” ismini kullandıkları gibi bütün kaynaklarda her işe; söze kutlu bir nitelik kazandırmak kasdıyla ilk önce “Ulu Tengri’nin adı” anıldıktan sonra başlanması gerektiğini bildirmişlerdir.

Bu incelemede bugün Kaşgar’dan Balkanlara tüm Türk yurtlarında adı saygıyla anılmağa devam eden ve kendisine atfedilen Hikmet adlı şiirleri ile Türklerin manevi hayatındaki etkisini sürdüren Allah dostu Ahmed Yesevi’nin dilinde “Tengri” kelimesinin nasıl kullanıldığı gösterilmektedir. Bu inceleme ile Kur’an’ın gösterdiği şekilde Esma-ül Hüsna’nın en güzide ismi olan “Allah” ile tarihimizden bugüne taşınan ve aynı kavramsal çerçevede kullanılan “Tanrı” kelimesini “tokuşturma”nın ne İslam’a ne de Türklere bir faydası olmayacağını Ahmed Yesevi’nin hikmetli şiirlerinde göstermektir.

Türklerin hakim olduğu tüm coğrafyalarda okunan her ezanda adı hürmetle terennüm edilen Allah’ın en sevgili kullarından birisi olduğu –benim için- tartışılmaz olan Pir-i Türkistan Yesevi’nin hiçbir zorlama olmaksızın kullandığı Tanrı kelimesini
kullandı-kullanıyor diye hiç kimseyi tekfir etme hakkına hiç kimsenin sahip olmadığını da altını çizerek kaydetmek isterim.


Tanrı’nın Yesevi’si

Hoca Ahmed Yesevi’ye atfedilen ve “Hikmet” olarak adlandırılan şiirleri bir araya getiren Divan-ı Hikmet’in orijinal metninde yer alan “Tengri” kelimesinin geçtiği hikmetler aşağıda bir arada gösterilmektedir.(2)

Burada önemli olan bir nokta da bu satırlarda bazen “Allah”a işaret eden Arabça ve Farsça isim ve sıfatların yanında “Tengri” kelimesinin kullanılmış olmasıdır.(3)

(Kıta başlarındaki rakamlar Tengri kelimesinin geçtiği 24 hikmet kıtasının Dr. Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları arasında yayınlanan Divan-ı Hikmet neşrindeki sıra numarasını göstermektedir.)

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


En son yesevihan tarafından 13.03.09, 13:22 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Yesevi'nin Özgün Terminolojisi
MesajGönderilme zamanı: 13.03.09, 13:21 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
8
Ümmetlerim yazukların her Cum'a keç
Alıb kelgey ya Muhammed sen munı çeç
Ta ki yığlab secde eyley Tengri'ge keç
Mustafa'ga matem tutub kirdim mena

Ümmetlerimin günahlarını her Cum'â affet
Alıp geleyim ya Muhammed sen bunu ayır
Ta ki ağlayıp secde eyleyim Tanrı'ya affet
Mustafa'ya matem tutup girdim ben işte


11
Essiz Mansur harlık birle boldı eda
Bir söz birle yaranlardın boldı cüda
Hali dilin heçkim bilmes Tengrim güvah
Kanlar yutup men hem güvah boldım mena

Sahibsiz Mansur hor görülmekle oldu tam
Bir söz ile dostlardan oldu ayrı
Kalb halini hiç kimse bilmez Tanrım tanık
Kanlar yutup ben hem tanık oldum ben işte


26
Vaderiğa mahşer küni zahir bolsa
Tengri özi kazı bolub nazır bolsa
Yaman işim kılmışlarım hazır bolsa
Ne yüz birle Hazret'ige barğum mena

Vah ne yazık mahşer günü zahir olsa
Tanrı Zatı hakem olup nazır olsa
Kötü işlerimi işlediğim hazır olsa
Ne yüz ile Hazret'ine varayım ben işte


37
Tengri Teâlâ sözin Resulullâh sünnetin
İnanmağan ümmetin ümmet demes Muhammed

Tanrı Teala sözünü, Rasulullah sünnetini
İnanmayan ümmetini ümmet demez Muhammed.


65
Her subh-dem boynum kısıb "Rabbi" desem
Rabbim meni murâdımnı berer mukin?
Kanlar töküb közlerimdin zâr ingresem
Tengrim meni hâl-i dilim sorar mukin?

Her sabah vakti boynumu büküp "Rabbim"desem
Rabbim benim muradımı verir mi ki?
Kanlar döküp gözlerimden ağlayıp inlesem
Tanrım benim gönlümün halini sorar mı ki?


66
Tağdın ağır isyanım bar ötey desem
Günahım köp yerge sığmas tapay desem
Başım alıb biyâbânlar ketey desem
Rahmân Tengrim günahımdın öter mukin?

Dağdan ağır isyanım var geçeyim desem
Günahım çok, yere sığmaz bulayım desem
Başım alıp kırlara gideyim desem
Rahman Allah'ım günahımdan geçer mi ki?


75
Gafillikde yürüdin sen it dek kezip
Tening yatur tar lahidde asru şişip
İş kılmadıng sen Tengrige kögsin teşip
Sorar bolsa men kul anda ne kılğaymen?

Gafillikte yürüdün sen it gibi gezerek
Bedenin yatar dar kabirde çok şişerek
İş kılmadın sen Tanrı'ya göğsünü deşerek
Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim ?


83
Alim uldur hişt yastanıb tahsil kılsa
Keçe kündüz Tengri'sige zâri kılsa
"Fel yedhakü" ayetini tefsir kılsa
Andağ alim, alim bolur dostlarım a

Alim odur hişt yastanıp tahsil eylese
Gece gündüz Rabbine ağlasa
"Fe’l yedhakü" ayetini tefsir eylese
Öyle alim, gerçek alim olur dostlarım a


83
"Ve'l yebkü kesiran" deb Tengri aydı
Ma'na okgan alim tınmay yığlab erdi
Yığlay yığlay közleri a'ma boldu
Andağ alim, alim bolur dostlarım a

"Ve’l-yebkü kesiran" diye Allah söyledi
Anlamını anlayan alim dinmeden ağladı
Ağlaya ağlaya gözleri kör oldu
Öyle alim, gerçek alim olur dostlarım a


86
Kul Hâce Ahmed âşık bolsang cânıng küysün
Sıdkıng birle Allah de gil Tengri bilsün
Duâ kılğıl mü'min kullar dünyâ koysun
Dünyâ koyğân âhiretka yeter dostlar

Kul Hoca Ahmed, âşık olsan, canın yansın;
Sıdkın ile Allah de ki Tanrı bilsin;
Dua eyle mü'min kullar dünyayı bıraksın;
Dünyayı bırakan âhirete yeter dostlar.


95
Köz yaşıngnı derya kılğıl rahmı kelsin
Garib bolub yolda yatgıl kolung alsın
Pinhan yürüb tâat kılğıl Tengri bilsin
Hakk cemâlin körsetmese damen bolay

Gözyaşını derya eyle rahmeti gelsin
Garip olup yolda yat elini tutsun
Gizlice yürüyüp ibadet eyle Allah bilsin
Hakk cemalini göstermese perişan olunur


95
Allah teyu fena bolgıl bağrıng küysün
Tünler kobub taat kılgıl Tengri süysün
Andın songra has buzruklar nazar kılsun
Hakk cemalin körsetmese damen bolay

Allah diye yok ol bağrın yansın
Geceleri kalkıp ibadet eyle Allah sevsin
Ondan sonra has büyükler nazar eylesin
Hakk cemalini göstermese perişan olunur


102
Aşık bolup hikmet aytdı Kul Hâce Ahmed
Sıdkı birle işitkenge yüz ming rahmet
İmân atâ kılğay Tengrim tâc u devlet
Aşık dilin safâ kılıp yürür bolğay

Aşık olup hikmet söyledi Kul Hoca Ahmed;
Sıdkı ile işitene yüz bin rahmet;
İman armağan eyler Allah'ım, tâc ve devlet;
Aşık gönlünü safâ eyleyip yürür olur


112
Zahid, abid, has kullardın ulemânı
Alıb kelgey dergahığa uşbularnı
Tengrim aytgay "Ya Muhammed asi kanı?"
"Asi layık emes" deban aytar ermiş

Zahid, abid, has kullardan, alimleri
Alıp gelince dergahına işte bunları
Rabbim der ki "Ya Muhammed asiler hani?"
"Asi layık değil" deyip söyler imiş


133
Derviş bolsang tâat kılğıl kılma riyâ
Her gûşede tâat kılğıl Tengrim güvâh
Yalğan derviş kayda barsa zevk ü da'vâ
Adil pâdşah tâatların isyân kılur

Derviş olsan, ibadet eyle, eyleme riya;
Her köşede ibadet eyle Tanrı’m tanık
Sahte derviş nereye gitse, zevk ve dâva;
Adil padişah ibadetlerini isyan eyler.


142
Ümmet üçün Resûl dâim kayğu yedi
Tilep ümmet günâhını Hakdın aldı
Keçe kündüz kâim turdı Tengrim bildi
Tilde ümmetmen der dilde yalğan erür

Ümmet için Rasûl daima kaygı çekti
Dileyip ümmet günahını Hakk’tan aldı;
Gece gündüz namazda durdu, Tanrı’m bildi;
Dilde ümmetim der, gönülde yalandır.


150
Ehlu iyal, hanumanıng turub kalur,
Barçasını hisabını sendin alur.
Haling neçük keçer ermiş, Tengrim bilür,
Bu haletda ölüb ketsem, netgüm mena?

Eş-çocuk, ev-barkın durup kalır,
Hepsinin hesabını senden alır.
Halin nasıl geçer imiş, Tanrım bilir,
Bu haletde ölüp gitsem, neylerim ben işte?


157
Evvel başlab has kullardın ulemanı,
Alıb kelgey dergahığa uşbularnı,
Tengrim degey: "Alıb kelgen tuhfeng kanı?"
Yığlab yürgil, köz yaşını riyası yok.

Evvel başlayıp has kullardan ulemayı,
Alıb gelir dergâhına işte bunları,
Tanrım der: "Alıb geldiğin tuhfen hani?"
Ağlayıp yürü, göz yaşının riyası yok.


157
Andın sonra alıb kelgey zahidlerni,
Tengrim degey: "Alıb kelgen tuhfeng kanı?
İzzet-hürmet bilen tuttum men sizlerni..."
Yığlab yürgil, köz yaşını riyası yok.

Ondan sonra alıp gelir zahidleri,
Tanrım der ki: "Alıp geldiğin tuhfen hani?
İzzet-hürmet ile tuttum men sizleri..."
Ağlayıp yürü, göz yaşının riyası yok.


166
Himmet tutsa erenler közni yumub açkunça,
Deryalarnı bukerler, tağlarnı hem keserler.
Tengri süygen kişining, işi anıng bilendür,
Her kimni Hak süyübdür, barça anı süyerler.

Himmet tutsa erenler gözü yumup açana dek,
Deryaları eğerler, dağları hem keserler.
Tanrı’nın sevdiği kişinin, işi O’nun iledir,
Her kimi Hak sevmiştir, herkes onu severler.


179
Ahmed, seni essiz ümrüng yeldek ötti,
Dünya tileb ahiretni şemi açtı.
Ma’siyet(ni) peymanesi toldı-taştı,
Rahman Tengrim günahımdın öter mukin?

Ahmed, senin yazık ki ömrün yel gibi geçti,
Dünya dileyip ahiretin mumu yandı.
Masiyetin peymanesi doldu-taştı,
Rahman Tanrım günahımdan geçer mi ki?


183
Kul Hoca Ahmed, tevbe kurın bağlagıl sen,
Nefsu heva düşmanlarnı kuvlagıl sen.
Sen, Tengrini has kulıdek yığlagıl sen,
Yığlağan kul Hak didarın körmedi mü?

Kul Hoca Ahmed, tevbe kemerini bağla sen,
Nefs ve heva düşmanları kovala sen.
Sen, Tanrı’nın has kulu gibi ağla sen,
Ağlayan kul Hak didarını görmedi mi?


187
Dedi alim Kur’an oşal Tengri sözi,
Kul köngliğe saldı nazar Hak kündüzi.
Ul makamnı her dem körer köngül közi,
Közüm kördi, könglim ikrar kılmayın mu?

Dedi alim Kur’an şu ki Tanrı sözü,
Kul gönlüne saldı nazar Hak gündüzü.
O makamı her dem görür gönül gözü,
Gözüm gördü, gönlüm ikrar kılmayım mı?


191
Dünya süymek hatalarnı başı turur,
Ul Mustafa bizni agâh kılmadı mu?
"El-fakru fahri" teyu Tengri rasuli,
Uğanıdın dervişlikni almadı mu?

Dünyayı sevmek hataların başıdır,
O Mustafa bizi agâh kılmadı mı?
"El-fakru fahri" diye Tanrı Rasulü,
Kadir’indan dervişliği almadı mı?


198
Aşıklarga Tengrim özi kılğay rahmet,
Kabr içre pertev salıb kılğay şefkat.
Cennet kirib, didar körüb, ayş u rahat,
Lutfu kerem ata kılıb yürür bolğay.

Aşıklara Tanrım özü kılar rahmet,
Kabir içre nurunu salıp kılar şefkat.
Cennet girip, didar görüp, tok ve rahat,
Lütuf ve kerem armağan eyleyip yürür olur.


204
Tengri(si)ge talebgar, keçe-kündüz yığlar zar,
Boldı ümmetge muhtar, yâ Mustafa Muhammed.
Muhit deryaga tüşti, arşı a’lanı aştı,
Mevlasıga razlaştı, yâ Mustafa Muhammed.

Tanrısına talebkar, gece-gündüz çok ağlar,
Oldu ümmete muhtar, yâ Mustafa Muhammed.
Muhit deryasına düştü, arş-ı a’layı aştı,
Mevlasına razılaştı, yâ Mustafa Muhammed.


DİPNOTLAR

(*) Kaşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati’t-Türk, “Tengri” s.551 Kabalcı Yayınevi, Mayıs 2005 – İstanbul.Divân-ı Lügati’t-Türk'ün son ve şimdiye kadarki en kaliteli baskısını yapan KABALCI yayınevini kutlarım. (H.B.)

(1) Celal Beydili, Türk Mitolojisi –Ansiklopedik Sözlük-. Yurt Kitap-Yayın.
(2) Ahmed Yesevi, Divan-ı Hikmet , Yayına Hazırlayan : Dr. Hayati Bice ; T. Diyanet Vakfı yayınları, 5. Baskı , 2009- Ankara.
(3) Kıta başlarındaki rakamlar Tengri kelimesinin geçtiği 23 hikmetin Dr. Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları arasında yayınlanan Divan-ı Hikmet neşrindeki sıra numarasını göstermektedir. Hikmetler nakledilirken lüzumsuz tartışmaları peşinen önlemek kaygısıyla şiirlerin orijinal metinleri verilmiştir

Dr. Hayati Bice
Araştırmacı-Yazar

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


En son yesevihan tarafından 13.03.09, 14:36 tarihinde düzenlendi, toplamda 3 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Yesevi'nin Özgün Terminolojisi
MesajGönderilme zamanı: 13.03.09, 13:25 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
Yesevi'nin Özgün Terminolojisi

-II-

{ Uçmah }

Yesevi’nin “Tengri”si başlıklı bir önceki yazım, alışıldık şablonları zorladığı için değişik yankıları oldu. Yesevi’nin Türkçe kelimelerle kurduğu manevi evrenin önemli direklerinden “Uçmah” kelimesi ve Yesevi Hikmetleri’nde kullanımı (1) ile konuya devam etmek istiyorum. Bu notların internette de olsa gelecek nesillere intikali ile tarihi bir görevi yerine getirmekte olduğumuza inanıyorum.

Uçmah kelimesi bugünkü Türkiye’de gündelik dilimizde Tanrı kelimesi kadar kullanılmamakla beraber literatüre girmiş olan ve Divan-ı Hikmet’teki bir çok şiirde de yer verilmiş güzel bir kelimedir. Ruhu kuşa benzeten Türk tasavvuf geleneğinin Cennet anlamında kullandığı kelimeyi “Uçmah” olarak seslendirmesi de bence etimolojik açıdan anlamlıdır.

Önce Divân-ı Lügati’t-Türk’te Kaşgarlı Mahmud’un “Uçmah” kelimesini “Cennet” karşılığı ile çevirdiğini kaydedelim. (2)

Hoca Ahmed Yesevi’ye atfedilen ve “Hikmet” olarak adlandırılan şiirleri bir araya getiren Divan-ı Hikmet’in orijinal metninde yer alan ve “Cennet” ismine karşılık olarak kullanılan “ Uçmah ” kelimesinin geçtiği hikmetler aşağıda bir arada gösterilmektedir.(3)

Burada dikkat çeken bir nokta bu mısralarda “Uçmah” kelimesinin bazen “uçmah” daha çok da “uçmağ” olarak iki ayrı imla ile daha yazılmış olmasıdır. Bir diğer nokta ise hikmetlerde “Cennet” kelimesi yanında Kur’an-ı Kerim’deki “Cennet” kavramıyla ilintili “Firdevs, İlliyyîn” gibi bazı özel isimlerin de Kur’an-ı Kerim’de belirtildiği şekilde Gök Türkçe “Uçmah” isminin alternatifleri olarak hikmetlerde yer alışıdır. Bir hikmette de “cennet” anlamında Farsca “behişt” kelimesine yer verilmiştir.

Kıta başlarındaki rakamlar “ Uçmah ” kelimesinin geçtiği 14 hikmetin Dr. Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları arasında yayınlanan Divan-ı Hikmet neşrindeki sıra numarasını göstermektedir.(4)

2
Cenâzesin okup yerdin köterdiler
Bir fursatda Uçmah içre yetkürdiler
Rûhın alup İlliyyînge kirgizdiler
Ol sebebdin altmış üçde kirdim yerge

Namazını kılıp yerden kaldırdılar
Bir anda cennet içine ulaştırdılar,
Ruhunu alıp "İlliyyin" cennetine girdirdiler
O sebepten altmış üçte girdim yere.


20
Sübhân İgem bir katre mey kılsa inâm
Zıkr-i sırnı ayta ayta kılsam tamâm
Hur u ğılmân cümle melek anga gulâm
Uçmah içre harîr tonlar biçer dostlar

Sübhan Rabb'im bir katre mey eylese armağan
Sır zikrini diye diye eylesem tamam,
Hûri-gılman bütün melekler ona köle
Cennet içinde ipek giysiler biçer dostlar.


35
Alem barı Uçmah bolsa cümle hûrlar karşı kelse
Allah menge ruzı kılsa menge sen ok kereksen

Alem bütün cennet olsa, bütün huriler karşılamağa gelse,
Allah bana nasib eylese, bana sen gereksin.


35
Uçmah kirem cevlân kılam ne hurlarğa nazar kılam
Anı munı men ne kılam menge sen ok kereksen

Cennete gireyim cevlan eyleyim, ne hurilere nazar eyleyim
Onu bunu ben ne eyleyim, bana sen gereksin.


39
Her kim senge sığınur tamuğdın ol kutulur
Uçmah sarı ulanur ya Mustafa Muhammed

Her kim sana sığınır cehennemden o kurtulur
Cennet'e doğru yollanır ya Mustafa Muhammed


46
Duşenbe kün Hak Mustafa dünya koydı
Hakk Te'âlâ fermânığa boyun sundı
İbn Abbâs suvnı kuydı, Ali yuvdı
Uçmah içre hülle tonın kiymek üçün

Pazartesi günü Hakk Mustafa dünyayı bıraktı
Hakk Teala fermanına boyununu sundu
İbn-i Abbas suyunu koydu, Ali yıkadı
Cennet içinde hulle giysisini giymek için


66
Kul Hace Ahmed zâhid bolub mescid kirsem
Hâb-ı ğaflet haram kılıb kâim bolsam
Lebh alıb kıyâmetdin korkub varsam
Uçmah içre hur u ğılman kuçar mukin?

Kul Hoca Ahmed zâhid olup mescide girsem
Gaflet uykusunu haram eyleyip kâim olsam
İbret alıp kıyametden korkup varsam
Cennet içinde huri-gılman kucaklar mı ki?


99
Mü'min kullar sâdıklar sıdkı birle turğanlar
Dünyâlığın sarf etip Uçmah hûrın kuçmışlar

Mümin kullar, sâdıklar, sıdkı ile duranlar
Dünyalığını sarf edip cennet hûrisini kucaklamışlar


104
Şeriatda mürşid bolğan garib kullar
Şeriatdın alar menzil alur bolğay
Namâzığa şuru kılgan mü'min kullar
Uçmah üyin ümid tutub turur bolğay

Şeriatta mürşid olan garip kullar
Şeriattan onlar menzil alır olmalı
Namazına titiz olan mümin kullar
Cennet evini ümid edip durur olmalı


104
Hoş devletdür vilayetde padşah bolsa
Adil bolub bir mü'minni kadı kılsa
Oşal kadı barça halknı râzı kılsa
Râzılıkdın Uçmah üyin alur bolğay

Hoş devlettir velilikte önder olsa
Adil olup bir mümini kadı eylese
O kadı bütün halkı razı eylese
Razılıktan cennet evini alır olmalı


108
Kul Hâce Ahmed âşık bolsang cândın keçgil
Andın songra şevk şarâbın toya içgil
Günâhıngnı sebük kılıp munda uçgil
Aşıkları Uçmah içre uçar ermiş

Kul Hoca Ahmed âşık olsan, candan geç
Ondan sonra şevk şarabını doyasıya iç
Günahını hafif eyleyip burada uç
Aşıkları cennet içinde uçar imiş.


135
Ol makâmnı bildürgeni rehber kerek
Tarikatnı pişeside safder kerek
Uşbu yolnı zabt eylegen server kerek
Andağ mürşid Uçmah mülkin tayrân kılur

O makamı bildiren rehber gerek;
Tarikatın ön safında safder gerek;
İşbu yolu zabteyleyen server gerek;
Öyle mürşid cennet mülkünü hazır eyler.


135
Didâr tilep terk eyleseng mâ-sivânı
Ölmez burun vücudıngnı eyle fâni
"Ve enhârun min aselin musaffa"nı
Uçmağını hâs kulığa ihsân kılur

Cemal dileyip terk eylesen mâsivayı;
Ölmeden önce vücudunu eyle fâni;
"Ve enhârun min aselin musaffa" yı;
Cennetini hâs kuluna ihsan eyler.


141
Tevbe kılıp Hakk'a yanğan âşıklarğa
Uçmah içre tört arığda şerbeti bar
Tevbe kılmay Hakka yanmağan gafillerge
Tar lahedde katığ azâb hasreti bar

Tevbe eyleyip Hakk'a yanan âşıklara
Cennet içinde dört pınarda şerbeti var.
Tevbe kılmayıp Hakk'a yanmayan gâfillere
Dar kabirde sert azab hasreti var.


141
Uçmah mülkin uman kullar tevbe kılsun
Tevbe kılıp hazretige yavuk bolsun
Hûr u kusûr ğılman vildân hâdim bolsun
Elvân elvân kiyer teşrif hil'atı bar

Cennet mülkünü uman kullar tevbe eylesin
Tevbe eyleyip Hazret'ine yakın olsun;
Hûri-kusûr, gılman, vildan hizmetçi olsun
Rengarenk giyer şeref kaftanı var.


155
Keçe Allah, kündüz Allah dedim munda,
Sübhan Azim, Sübhan Allah dedim munda.
Sekkiz uçmah kabul kılıb turdı anda,
Açıb selam kıldı behişt huri menge.

Gece Allah, gündüz Allah dedim burada,
Sübhan Azim, Sübhan Allah dedim burada.
Sekiz cennet kabul kılıp durdu orada,
Açıp selam kıldı cennet huri bana.


168
Kim ki Allah dedi, anda özin tabtı,
Hakikatning sözin sözlar öler vakti.
Neçe yıllar Şeddad, körüng, uçmah yaptı,
Kirelmedi, andın ibret alıng, dostlar.

Kim ki Allah dedi, onda özünü buldu,
Hakikatin sözünü sözler öleceği vakti.
Nice yıllar Şeddad, görün, uçmak yaptı,
Giremedi, ondan ibret alın, dostlar.


168
Uçmah içre orun bergey kayu canğa,
Kim ki taat birle işleb çıksa tanğa.
İsrafilni surı kirse kayu canğa,
Biz Muhammed Ümmetimiz, biling, dostlar.

Uçmak içre makam verince hangi cana,
Kim ki taat ile işleyip çıksa sabaha.
İsrafilin suru girse hangi cana,
Biz Muhammed Ümmetiyiz, bilin, dostlar.


Hayati Bice
Araştırmacı-Yazar

***

(1) Kaşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati’t-Türk, “Tengri” s.551 Kabalcı Yayınevi, Mayıs 2005 – İstanbul.

(2) Kaşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati’t-Türk, “uçmaq” , s. 613, Kabalcı Yayınevi, Mayıs 2005 – İstanbul.

(3) Ahmed Yesevi, Divan-ı Hikmet , Yayına Hazırlayan : Dr. Hayati Bice ; T.Diyanet Vakfı yayınları, 5. Baskı , 2009- Ankara.

(4) Kıta başlarındaki rakamlar Uçmah kelimesinin geçtiği 12 hikmetin Dr. Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları arasında yayınlanan Divan-ı Hikmet neşrindeki sıra numarasını göstermektedir. Hikmetler nakledilirken lüzumsuz tartışmaları peşinen önlemek kaygısıyla şiirlerin orijinal metinleri verilmiştir.

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


En son yesevihan tarafından 13.03.09, 14:24 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Yesevi'nin Özgün Terminolojisi
MesajGönderilme zamanı: 13.03.09, 13:28 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
Yesevi'nin Özgün Terminolojisi

-III-

{ Tamuğ }

“Yedi Tamuğ”dan Irak Olalım!...
Dr. Hayati Bice

Ahmed Yesevi’nin “Divan-ı Hikmet”inde Tengri ve Uçmah terimlerinin kullanımıyla ilgili önceki yazılarımı Yesevi’nin “Cehennem” anlamında kullandığı “Tamuğ” kelimesine ilişkin inceleme ile noktalamak istiyorum. Ahmed Yesevi’nin Türk Kozmogonisinden alarak büyük bir işleklik ve kolaylık ile kullandığı bu terimler Türklerin kadim dininin ilahi orijinli oluş konusundaki tartışmaları noktalayacak niteliktedir.

Yine öncelikle kaydedeyim ki Divân-ı Lügati’t-Türk’te Kaşgarlı Mahmud, Tamuğ kelimesine “Cehennem” anlamı vermiştir. (1)

“TAMUĞ” ve YESEVÎ

Hoca Ahmed Yesevi’ye atfedilen ve “Hikmet” olarak adlandırılan şiirleri bir araya getiren Divan-ı Hikmet’in orijinal metninde yer alan ve “Cehennem” ismine karşılık olarak kullanılan “Tamuğ” kelimesinin geçtiği hikmetler aşağıda bir arada gösterilmektedir.(2)

Burada dikkat çeken bir nokta hikmetlerde “Cehennem” kelimesi sadece 3 kez kullanılırken Kur’an-ı Kerim’deki “Cehennem” kavramıyla ilintili Farsça “Duzah ” kelimesinin çok daha fazla mısrada geçmesidir. Kur’an-ı Kerim’de “Cehennem” kelimesinin birebir karşılığı olarak Gök Türkçe “ Tamuğ ” isminin de “Cehennem” kelimesinden daha fazla sayıda yer alışı “hikmetler”deki terminoloji yönünden ilginçtir.

Yine hikmetlerden ikisinde “Tamuğ” kelimesinin “”yedi Tamuğ” olarak İslami literatürde işaret edilen sayı ile geçirilmesi dikkat çekicidir. Bunun bir tesadüf olduğunu iddia edecek olan varsa birden ona kadarki sayılarda iki yedi rakamının tesadüfen bir araya gelme olasılığını hesap etsinler ! Bir de “sekiz cennet ; yedi cehennem” sözü ile “sekiz uçmaq-yedi Tamuğ” dizisinin olasılık hesabı yapılırsa ortada bir tesadüf değil ilahi orijinli bir kozmogoninin Türk ve Arab dillerindeki iki yansıması olduğu ayan-beyan görülecektir.
Kıta başlarındaki rakamlar “ Tamuğ” kelimesinin geçtiği 11 hikmetin Dr. Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları arasında yayınlanan Divan-ı Hikmet neşrindeki sıra numarasını göstermektedir.(3)


12
Tarikatnı yollarıdur turfa uluğ
Ruzi kılgan bendesige bolgay yavuğ
Uçkunige takat kılmas yetti Tamuğ
Ey yaranlar aziz candın toydum mena

Tarikatın yollarıdır sonsuz yüce
Nasib kılan kuluna oldu yakın
Zerresine dayanamaz yedi cehennem
Ey dostlar aziz candan doydum ben işte


20
Muhabbetni câmın içken divâneler
Kıyamet kün ot ağzıdın saçar dostlar
Kudret birle yaratılgan yetti Tamuğ
Aşıklarnı narasıdın kaçar dostlar

Muhabbetin kadehini içen divaneler
Kıyamet günü ağzından ateş saçar dostlar.
Kudret ile yaratılmış yedi cehennem
Aşıkların nârasından kaçar dostlar.


22
"Ente'l-Hâdi Ente'l-Hakk"nı zikri uluğ
Hakk zikrini vird eylegen köngli sınuğ
Vird eylemey şeyhmen dese câyı Tamuğ
Kolum tutub yolğa salgıl "Ente'l-Hâdi"

"Ente'l-Hadi Ente'l-Hakk'ın zikri ulu
Hakk zikrini vird eyleyenin gönlü kırık
Vird eylemeyip "şeyhim"dese yeri cehennem
Elimi tutup yola koy "Ente'l-Hadi"


25
Kul Hâce Ahmed Hakk'dın kork kim korkmas imânı yok
Aldıngdadur ol Tamuğ hâzır bolğıl seherde

Kul Hoca Ahmed Hakk'tan kork, kim korkmaz imanı yok,
Önündedir o cehennem, hazır ol seherde.


39
Her kim senge sığınur Tamuğdın ol kutulur
Uçmak sarı ulanur ya Mustafa Muhammed

Her kim sana sığınır cehennemden o kurtulur
Cennet'e doğru yollanır ya Mustafa Muhammed


88
Kul Hace Ahmed raks u semâ her kimge yok
Taklid birle ursa semâ kirgey Tamuğ
Bu rivâyet pinhan erdi aytsam kamuğ
Haknı tapıp raks u semâ urdı dostlar

Kul Hoca Ahmed, raks ve sema herkese yok
Taklit ile yapsa sema, gire cehenneme
Bu rivayet gizli idi, söylesem hepsini
Hakkı bulup raks ve sema yaptı dostlar.


91
Bidârlarğa Hak rahmeti bolur yavuk
Bidârlarnı köngli sınuk közi yaşlık
Men menlikni cezâsını bergey Tamuğ
Tekebbürni duzah içre hâli düşvâr

Uykusuzlara Hakk rahmeti olur yakın
Uykusuzların gönlü kırık, gözü yaşlı
Ben-benliğin cezasını verecek cehennem
Kibirlinin cehennem içinde hali perişan

99
Molla müfti bolğanlar yalğan fetva bergenler
Aknı kara kılğanlar ol Tamuğga kirmişler

Molla, müftü olanlar, yanlış fetva verenler
Akı kara eyleyenler o cehenneme girmişler.


147
Özlerini halklar ara tutkay uluğ,
Batınları içre yoktur zerre furuğ,
Men artuk, deb yürgenlerni cayı Tamuğ,
Duzah içre kattık azab tartar ermiş.

Özlerini halklar ara tutsa ulu,
Batınları içre yoktur zerre füru,
Ben yüceyim deyip yürüyenlerin yeri tamu
Cehennem içre acı azab çeker imiş.


168
Er, ul turur, kulman teyu kulluk kılsa,
Korkub Kahhar atıdın ul ferman tutsa.
Yetti Tamuğ uçkunığa karşu kelse,
Allah dese andın kaytar, biling, dostlar.

Er odur, kulum diye kulluk kılsa,
Korkup Kahhar adından o ferman tutsa.
Yedi tamu alevine karşı gelse,
Allah dese oradan döner, bilin, dostlar.


173
Pir hizmetin kılğanlarnı boynı sınuk,
Hizmet kılğan taliblerdin kaçğay Tamuğ.
Pir tarifin heç tügenmes, aytsam kamuğ,
Eşitib, ukub, hizmet kılıng, dostlarım a.

Pir hizmetini kılanların boynu eğik,
Hizmet kılan taliblerden kaçar tamu.
Pir tarifini hiç tükenmez, söylesem kamu,
İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.


---------------------
(1)Kaşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati’t-Türk, “Tamuğ” , s. 527, Kabalcı Yayınevi, Mayıs 2005 – İstanbul.

(2)Ahmed Yesevi, Divan-ı Hikmet , Yayına Hazırlayan : Dr. Hayati Bice ; T.Diyanet Vakfı yayınları, 5. Baskı , 2009- Ankara.

(3) Kıta başlarındaki rakamlar Tamuğ kelimesinin geçtiği 11 hikmetin Dr. Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları arasında yayınlanan Divan-ı Hikmet neşrindeki sıra numarasını göstermektedir. Hikmetler nakledilirken lüzumsuz tartışmaları peşinen önlemek kaygısıyla şiirlerin orijinal metinleri verilmiştir.

Dr. Hayati Bice
Araştırmacı-Yazar.

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Bu başlık kilitlenmiştir mesajlarınızı düzenleyemez veya cevap gönderemezsiniz.  [ 5 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye