Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: GUNCEL: ERGENEKON MASALI...
MesajGönderilme zamanı: 21.01.09, 10:18 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 09:14
Mesajlar: 764
ERGENEKON MASALI VE TUNCAY GÜNEY MAVALI

Tuncay Güney denen sapık çocuk; devletin ve MİT'in yapamadığını, nasıl başarıyordu?

Kendi itiraf ve ifadesiyle:

* Göçmen bir aileden, Sabataist (Yahudi asıllı) oluyormuş..
* Jitem'den PKK'ya; Ergenekon'dan Pentegon'a her şeyi biliyormuş.
* ABD vizesiyle, CIA adın çalışıyormuş.
* İsmailağa tarikatına sızıp dervişlik taslıyormuş.
* Sonra Fethullahçılara katılıp yükseliyormuş.
* Samanyolu TV'de program hazırlıyor, Çiller ve Ecevit'i bile konuk ediyormuş.
* Em. Gn. Veli Küçük'le 100 sefer (Veli beyin ifadesiyle 26 sefer) görüştüğünü söylüyormuş
* Sık sık Kuzey Irak'a gidip Talabani ve Barzani ile buluşuyormuş.
* Bekaa'ya gidip A. Öcalan'la görüşüyor. Doğu Perinçek fotoğraflarını getirip MİT'e veriyormuş.
* Büyük Birlik Partisinin kurulması için Fethullah Gülen'den aldığı parayı getirip bizzat Muhsin Yazıcıoğlu'na teslim ediyormuş.
* Ve şu anda Kanada Toronto'da bir sinegogta haham yardımcılığı yapıyormuş. Bu arada dost ve yoldaşlarının cinsel arzularını da karşılıyor, onlara oğlanlık yapıyormuş.
* Doğu Perinçek önce Adnan Menderes, Turgut Özal gibi, Tayip Erdoğan'ın ortadan kaldırılmasını ve böylece Türkiye'nin önünün açılmasını istiyormuş. Ancak şuan pasif duran Ergenekon'un bir numarası buna engel olmuş..
* MİT Fethullahçıların güdümüne girmiş bulunuyormuş.
* Kanada'dan Türkiye'ye gelse, kesinlikle öldürüleceğini biliyormuş.

Şimdi soralım;

1- Ülkemiz, bölgemiz ve dünya çapınca bu denli etkili ve tehlikeli görevleri: 1972 Çorum-Kargı ilçesi doğumlu bir çocuk kotarırken, bizim MİT'imiz, Emniyetimiz, Askeri İstihbarat birimlerimiz ne yapıyordu.

2- Veya şöyle soralım: Türkiye'yi kimler yönetip yönlendiriyordu? İşte buna demokrasi deniyordu!

3- Bu "ağzı delik sır küpü" Tuncay Güney Yahudisi, Ergenekon'la ilgili her şeyi deşifre ediyor da, şu 1. numarayı niye hala gizliyordu?. Tuncay Güney'in bildiğini, bunca kocabaş AKP'li yetkililer nasıl bilmiyordu? Bunların hepsi aval mı oluyordu?

4- Ergenekon oluşumunu çökertmekle övünen şu AKP'li kahraman çete avcıları ve bağımsız yargımızın korkusuz savcıları, şu 1. numarayı öğrenmek ve üzerine gidip örgütü temelinden çözmek için niye hiçbir gayret göstermiyor, hatta merak bile etmiyordu?.

Yoksa şu rezil Tuncay Güney'in her sözünü delil sayan yetkililer bu kadar derine inmeye ve çıbanları kökünden deşmeye gerek görmüyor muydu?.

5- Ergenekon'a yöneltilen "iktidara karşı darbe hazırlığı" iddialarının dayanağı sayılan günlüklerin yazarı ve bu belgelerin asıl kaynağı olan emekli Paşa Özden Örnek niye hala sorgulanmıyor, tanık bile yapılmıyordu?.

6- Tuncay Güney'in Fethullah Gülen yapılanması ve Sancak Holdingin sahibi olan işadamı ile ilgili sözleri, emniyette niye çıkarılmış ve savcılığa yollanmamıştı?

7- Eğridir Dağ Komando eğitim alanında hatıra olarak boş kovan almak isteyen devlet bakanı Cemil Çiçek'e Sn. G.K. Başkanı "aman ha, bu boş kovanlar yüzünden sizi de Ergenekon'la irtibatlandırıp içeri almasınlar!?" şeklindeki esprisiyle acaba Ergenekon davasındaki tutuklama ve suçlamaların ne denli tutarsız ve dayanaksız olduğunu imaya mı çalışmıştı?

Yoksa...!?

a) Tuncay Güney denen sapık çocuk, CIA ve MOSSAD tarafından yıllarca ve horca kullanılıp şimdi saf dışı etmeye karar verdikleri Ergenekon piyonlarını, deşifre etmek üzere mi, bir gözlemci olarak bu gizli ve kirli ilişkilere sokulup şahit yapılmıştı?.

b) Ergenekonun 1 numarası olan kişiye, hala yaptıracakları bir çok hıyanet ve cinayetler mi var ki, onu hala gizli tutuyor ve bunu bir şantaj unsuru olarak kullanıyordu?.

c) Her sözü muteber ve geçerli bir belge olarak kabul edilip iddiaya mesnet yapılan Tuncay Güney Yahudisinin: "AKP'yi kapatmama karşılığı, Ergenekon sanıkları, birkaç kişi dışında, serbest bırakılacak!" ifadeleri niye değerlendirmeye alınmamıştı?.

d) Yıllar önce "Bunların CIA-MOSSAD, GLADYO bağlantılarına, Siyonist ve emperyalist patronlarına selam durup, Susurluk gibi kukla ve kuyruk piyonlarıyla uğraşıp kahramanlık taslamanın ve halkı avutup aldatmanın sonu fasa-fisodur" diyen Erbakan Hoca'ya saldırıp salya akıtanların, bir kısmı, bugün aynı şeyleri Ergenekon davasıyla ilgili dile getiriliyor. Peki Erbakan'dan hiç özür dilemeleri gerektiğini düşünmüyorlar mı?.

e) Tuncay Güney'in: "MİT ve Emniyet Fethullahçıların güdümüne girmiştir."

"Tayip Erdoğan'ın kazanması Ergenekoncuları tedirgin edip telaşa sevk etmiştir" şeklinde ki sözleri, yoksa Siyonist merkezlerin, toplumu AKP'ye yönlendirmek, Fetullahı çok güçlü ve etkili gösterip herkesi onlara mahkum ve mecbur hale getirmek üzere, bir psikolojik palavra ve propaganda mıydı?.

Ergenekon sanıkları birbirlerini tanımıyor ve takmıyordu!

Ergenekon terör örgütü davasının 16'ncı duruşmasına sanıkların birbirleri hakkında hakaret içeren sözleri damgasını vurmuştu. Dün savunmasını yapan Gazi Güder, sanık Ayşe Asuman Özdemir'in 'agresif ve konuları saptırarak yanlış bilgiler aktaran bir kişi' olduğunu söylüyordu.

Halil Behiç Gürcihan ise sanıklardan Ümit Sayın ve Özdemir'i iftiracı olarak suçluyordu. Danıştay saldırısından sonra Muzaffer Tekin'le röportaj yapıp bunu sitesinde yayınlamasını isteyen Mehmet Zekeriya Öztürk'le kavgalı bir şekilde arkadaşlığını bitirdiğini anlatan Behiç Gürcihan, SESAR Başkanı İsmail Yıldız'ı da eleştiren yazılar yazdığını hatırlatarak savunmasında, örgütün darbeden medet uman yapısı ile tamamen zıt görüşlere sahip olduğunu belirtiyordu.

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Gazi Güder'e, Ayşe Asuman Özdemir'in kendisine gönderdiği elektronik postaları niçin Kuddusi Okkır'a yönlendirdiğini ve yine Özdemir'in gönderdiği Atabeyler davası sanığı Murat yüzbaşı ile ilgili e-postayı da Okkır'a ilettiğini hatırlatan Pekgüzel, "Murat yüzbaşıyı tanıyor musunuz? Asuman Hanım'ın gönderdiği elektronik postaları Okkır'a gönderme huyunuz var mı?" sorularını yöneltiyordu. Güder, bu iletileri öylesine 'forward' ettiği yanıtını veriyordu. Savcı Nihat Taşkın ise Özdemir tarafından gönderilen, Danıştay olayından sonra Muzaffer Tekin ile Zekeriya Öztürk'ün arasının açıldığı yönündeki bilgilerin yer aldığı e-postayı sormuştu. Gazi Güder, bunun da dedikodu mahiyetinde olduğunu savunmuştu.

Gazi Güder'in, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan'ın cinsel hayatına ilişkin mailleri bazı sanıklara gönderdiği de anlaşılıyordu. Savcı Pekgüzel, "Bu mailleri neden Okkır'a gönderdiniz?" diye sorunca "Maili Özdemir'e gönderdim. Herhangi bir amacım yoktu. Pek çok maili okumam." diyordu.[1]

Şimdi, birbirinden bu denli kopuk, birbirine bu denli soğuk ve her biri kendi başına buyruk bu insanlar mı "Organizeli Terör Örgütü" üyeleriydi?

Bunlar mı hükümeti ve mevcut anayasal düzeni zorla ve silahla değiştireceklerdi?

Haa bunlardan bazılarını NATO ve GLADYO'nun hazırladığı, CIA ve MOSSAD'ın kullandığı kesindi. Bunlara bir takım cinayet ve melanetlerin işlettirildiği de belliydi... Ama AKP ve benzeri iktidarları da, ılımlı İslamcıları da PKK yı da, Hizbullahı'da yine aynı şeytani merkezlerin desteklediğini de artık herkes bilmekteydi.!?

Tuncay Güney'in parlatılması:

Ergenekon Tertibi 1998 yılında başlatılıyor. Tuncay Güney, Eymür ile Fehmi Koru'nun tehdit ve vaadiyle 2000 Temmuz'unda ABD'ye gidiyor. Dönüşte, Emniyet İstihbaratı teknik takip başlatıyor. 2001 Mart'ında Kıvrıkoğlu Genelkurmay Başkanı iken ismini hangi kuvvet fezlekeye geçirttiğinin hatırlanması gerekiyor. Tuncay Güney Ergenekon tertibini resmileştirmek için öğretilenleri söylüyor.

M. Ali Birand'ın 32. Gün programında haham kılığı ve bu sözleriyle iz bıraktı. Verilen rol sahneleniyordu.

Fehmi Koru'nun şantajı

Cumhurbaşkanı makamında oturan Abdullah Gül'ün sırdaşı, Tayyip Erdoğan'ın akıl hocası Fehmi Koru, 6 Haziran 2000'de Yeni Şafak'ta Taha Kıvanç imzasıyla şantaj yapıyordu: "Türkiye'yi sarsacak bazı cinayetlerin nasıl işlendiğini biliyor, onları açığa çıkartsa belki 'yılın gazetecisi' seçilebilecek adam; ama bunu yapmak yerine... sıkıntı çekiyor."

Mehmet Eymür - Fehmi Koru paslaşması

Fehmi Koru'nun bu yazsından iki gün önce Mehmet Eymür, Amerika'dan Tuncay Güney'e istihbarat jargonuyla sert bir uyarı yapıyordu. Eymür'ün atin adlı internet sitesinde Tuncay Güney'in 1997 yılında kaydedildiği söylenen bir telefon konuşması yayımlanıyordu. Fehmi Koru, Eymür'le paslaşarak, CIA'nın gücünü arkasına alarak, Tuncay Güney'e görevini bildiriyordu.

Büyükelçi düzeyinde ilgi

Tuncay Güney, New York'a gittiğinde Kennedy Havaalanında karşılanıp The Marmara Oteli'ne yerleştirildiğini söylüyordu.

Tuncay Güney, Türkiye'de ABD resmi görevlilerince üst düzey kabul görüyordu. Akşam gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Behiç Kılıç, Tuncay Güney'i şöyle anlatıyor: "O dönemde Refah Partisi'nin Hatay Millet Vekili, Amerikalıların İskenderun üzerinden Irak'ın kuzeyine silah sevkiyatı yaptığına dair önerge vermişti. Konunun üzerine gittik... İstanbul'daki Amerikan Konsolosluğu, basın ataşesi vasıtasıyla 'Böyle giderseniz ilişkimiz bozulur' şeklinde bir ültimatom verdi bize. Biz de sert tepki gösterdik. O tepkiden sonra Tuncay o ültimatomda imzası olan ve sonradan, İkinci Körfez Harekâtı sırasında Ankara Büyükelçisi olan diplomatı ve basın ataşesini aldı gazeteye getirdi. Çok şaşırdık bu ilişkiye... O diplomat, bizimle olması gerektiği kadar mesafeli, ama onunla son derece yakın. Ve Tuncay Güney tek kelime İngilizce bilmiyor..."

Grossman başrolde

Tuncay Güney, İstanbul Emniyeti'ndeki sorgusunda bu diplomatın Marc Grossman olduğunu söylüyor. Grossman 1994-97 arasında Türkiye'de büyükelçilik yaptı. 28 Şubat'tan sonra ABD Dışişleri Bakanlığı'nda önce personelden sorumlu genel müdür, Bush döneminde ise 'Bakanlığın üç numarası' oldu. Siyasi işlerden sorumlu Bakan Yardımcısı Marc Grossman, Musevi kökenli. Türkiye'de Ilımlı İslam'ın iktidar olmasını neredeyse kişisel sorumluluğu saymış, Refahyol hükümetinin kurulması için Çilleri ikna ettiği, Erbakan Hoca'yla başa çıkamadıkları için de, sonunda 28 Şubat'ı tertiplediği biliniyor. AKP'nin de ebesi. Kuruluşundan itibaren her zaman devrede. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ile birlikte Türkiye'ye Büyük Ortadoğu Projesi'ne göre şekil vermekle yükümlü.

Marc Grossman, ABD'nin çıkarları için Ergenekon Operasyonu'nun sorumlusu gibi görünüyor.

...

[1] Zaman /21-11-2008

[2] Hürriyet / 27. 11. 2008

http://www.millicozum.com/content/view/1464/129/

***
Konu ile ilgili bazı linkler:

http://www.millicozum.com/content/view/471/32/

http://www.millicozum.com/content/view/387/34/

http://www.gunes.com/2007/10/01/yazarlar/y4.html

_________________
Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye