Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 9 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Sünnet ve Hadisler Üzerine / Prof. Dr. Hayrettin Karaman
MesajGönderilme zamanı: 27.06.10, 11:00 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 16:59
Mesajlar: 308
Sünnet ve Hadisler

Hayrettin Karaman

Yeni Şafak
2010-06-27


İslam'ı kuşa çevirmek, başka düşünce, sistem ve dinlere -aslında onlara birçok yönden farklı ve aykırı olduğu halde- kolayca uygun hale getirmek için, modernizmin İslam âlemini etkilemeye başladığı zamanlardan beri "sünneti inkar etmek ve devreden çıkarmak" için gösterilen yerli ve yabancı gayretler arasında, sünneti bize ulaştıran hadisler ve siyret kitaplarına şüphe sokmak da vardır. Bu şüphelere temel teşkil eden iddialar arasında:
a) Hadislerin, Peygamberimiz'in(s.a.) vefatından yıllarca sonra yazıldığı ve araya aslı olmayan rivayetlerin de girdiği,
b) Hadislerin devamlı-geçerli din kuralları değil, o zamana mahsus çözümler içerdiği konuları yer almaktadır.

Önce dini kural ve açıklama (hüküm) kaynağı olması bakımından sünnete bakalım:

Doğumdan ölüme, ibâdetten hayat nizamına kadar çok geniş bir sâhayı içine alan ve düzenleyen Fıkh'ın iki ana kaynağından ikincisi Sünnettir. Burada Sünnet'ten maksat, Rasûlullah'ın (s.a.) ümmet için örnek teşkil eden davranışlarının bütünüdür. Ancak bunları bize ileten ifadeler çoğu kere ashâba ve diğer râvilere ait bulunduğu (hadîsi Rasûlullah'ın sözleri ile değil, mânayı ve meali esas alarak naklettikleri) ve hadîslerin çoğunun ilk nesillerde tek râvi tarafından nakledildiği (haber-i vâhid olduğu) için Sünnet -Kur'ân-ı Kerîm'e nisbetle- ikinci kaynak olarak kabul edilmiştir. Bununla beraber hadîs âlimlerinin ortaya koydukları ince ve sağlam güvenilirlik ölçülerine uygun bulunan hadîslerin, ister haber-i vâhid olsun, ister meşhur veya mütevatir olsun, bilgi ve hüküm kaynağı olacağı konusunda Sünnî mezheblerin ittifakı vardır. Özellikle Fıkıh'ta kesin bilgi yerine zan ve kanâat yeterli bulunduğu için, Rasûlullah'a aidiyyeti ve ifadesi konularında haklı bir şüphe bulunmayan, bu iki bakımdan kişiye kanâat ve itminan veren hadislerin delil (hüküm kaynağı) olarak kullanılması tabîîdir. Hadîslerin ve dolayısıyle Sünnet'in kaynak olmasına karşı eski ve yeni muhalifler tarafından ileri sürülen deliller ve bunlar arasında bulunan: "Hadislerin Kur'ân-ı Kerîm ile karşılaştırılması ve ona uyanların kullanılması, uymayanların atılması" mânasını ifade eden uydurma hadîs, Fıkıh usûlü ve Hadîs usûlü kitaplarında ele alınmış, ilmî tenkit ve tahliller ile çürütülmüştür. Hadisi sahih kabul edenler ise, "uymayan" kavramına açıklık getirerek meseleyi klasik usulde bilinen metin tenkidine irca etmişlerdir.

Fıkıh kaynağı olarak Sünnet bir yandan Kur'ân-ı Kerîm'in açıklanmaya (beyâna) muhtaç bulunan âyetlerini açıklarken diğer yandan boşlukları doldurmakta; yani müstakil olarak -Kur'ân-ı Kerîm'de bulunmayan- hükümler koymaktadır. "Onlara indirileni halka açıklaman için sana sözü (Kur'ân'ı) indirdik." (Nahl: 16/44) meâlindeki âyet Rasûlullah'ın ve dolayısıyle Sünnet'in birinci rolüne; "Rasûl size neyi getirirse onu alın, kabul edin, size neyi yasaklarsa ondan da uzak durun" (Haşr: 59/7), "Gerçekten Rasûlullah'ta sizin için güzel bir örneklik vardır." (Ahzâb: 33/21), "De ki, Allah'a ve Rasûlüne itâat edin..." (lü-İmrân: 3/32), "...Rasûl onlara güzel şeyleri helal kılar, pis ve çirkin şeyleri de haram kılar..." meâlindeki âyetler ile bunları teyit eden hadîsler de Sünnet'in ikinci rolüne mesnet teşkil etmektedir. Ayrıca Kur'ân-ı Kerîm'de genel çizgileriyle anlatılan iman ve İslâm konularının, namaz, oruç, hac, zekât gibi temel ibâdetlerin ve benzeri hükümlerin geniş açıklamaları, Sünnet'in "açıklama" fonksiyonunun; fıtır sadakası, vitir namazı, bir kadının üzerine hala ve teyzesini almanın haram olşu, ehlî eşek etinin haram olması, Ramazan orucunu kasten ve mazeretsiz bozan kimsenin yerine getireceği keffâret vb. yüzlerce hüküm de "boşlukları doldurma" fonksiyonunun örnekleridir. Sünnet kaynağının Fıkıh açısından önemini göstermesi bakımından İbn Kayyim'in verdiği rakkam da ilgi çekicidir; buna göre Sünnet kaynağında, Fıkıh hükümlerine esas teşkil eden hadîslerin sayısı beşyüz civarındadır; esas ile ilgili bulunan bu hadîsleri açıklayan, tafsîlât veren, kayıt ve şartları bildiren hadîslerin sayısı ise dört bine ulaşmaktadır (İbn Kayyim, İ'lâmu'l-muvakki'în, C. II, s. 257).

"Sünnetin yazılması ve toplanması" konusunu da gelecek yazıya bırakalım.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sünnet ve Hadisler
MesajGönderilme zamanı: 01.07.10, 10:48 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 16:59
Mesajlar: 308
Sünnetin Yazılması ve Toplanması

Hayrettin Karaman

hkaraman@yenisafak.com.tr

01.07.2010

"Bu kadar hadis yazılmadan nasıl akılda kalır, herhalde kısmen ve bazen de değişmiş olarak hafızalarda kalmış ve böylece bize kadar nakledilmiştir" diyenlerin iki hususu atladıkları açıktır: a) Hadislerin kaynağı olan zat Peygamberimiz'dir (s.a.) ve O, müminlere örnek/rehber olarak gönderilmiştir. Bu sebeple her sahabî ondan gördükleri ve duyduklarını en değerli varlığı gibi korumaya gayret etmiştir. b) Hadisler yalnızca hafızadan (ezberden) nakledilmiş değildir.

Fıkh'ın kaynakları bakımından ilk tedvîni Kur'ân-ı Kerîm'in yazılıp Mushaf haline getirilmesidir, ikinci tedvîni ise Sünnet'in yazılıp ayrı kitaplarda ve farklı tertipler içinde derlenmesidir. Bu son iş yani çeşitli tertipler içinde Sünnet'in kitaplara geçirilmesi, kitaplaştırılması (tasnif) hicrî ikinci asırda gerçekleşmiş olmakla beraber tertipsiz olarak yazılması ve büyük küçük mecmûalarda ve sayfalarda muhâfazası (tedvîn) Rasûlullah (s.a.)'in zamanına kadar uzanmaktadır. Gerçi Rasûlullah (s.a) başlangıçta, Kur'ân âyetleri ile karıştırılmasın diye hadîslerin yazılmasını yasaklamıştır. Ancak yine başlangıçta güvendiği kimselerin yazmalarına izin verdiği gibi, karıştırılma ihtimali ortadan kalktıktan sonra yasağını geri almış ve genel olarak yazmaya izin vermiştir.

Buhârî'nin Sahîh'i ve Müslim'in Sahîh'inin İlim bölümleri ile benzeri kaynaklarda, Hz. Peygamber'in hayatının sonlarına doğru yazma izni verdiğini gösteren açık ve güçlü ifadeler mevcuttur. Süleyman Nedvî, Prof. M. Hamîdullah, Prof. Fuad Sezgin gibi âlimlerin araştırmaları, hadîsin çok erken bir zamanda yazılmaya başladığını ve Buhârî, Muvatta gibi önemli hadîs kaynaklarının sözlü rivayetler yanında yazılı rivayetlere de dayandığını ortaya koymuştur.

Hadîsin yazılmasını yasaklayan ve buna izin veren hadîsleri uzlaştırmak için birçok görüş ileri sürülmüştür: "Yasaklanan husus, yazılıp Kur'ân sayfaları ile beraber Hz. Peygamber'in evinde bırakılmasıdır, yasaklanan Kur'ân ile aynı sayfaya yazılmasıdır, yasaklama ezber işine sekte vermesin diye bazı şahıslara mahsustur" gibi yorumlar bunlar arasındadır. Ancak uzmanların tercihine göre doğrusu, karışma tehlikesinin bulunduğu zaman genel olarak yasaklanmış, bu tehlike ortadan kalkınca da izin verilmiş olmasından ibarettir.

Şüphesiz hadîslerin konularına göre kitaplara geçirilmesi daha sonraki zamanlarda yapılmıştır ve bu yapılırken daha önce yazılmış bulunan Fıkıh kitaplarının tertibinden istifade edilmiş, yahut bunların tesiri altında kalınmıştır. Ancak böyle bir tertiple olmasa bile hadîslerin, Hz. Peygamber zamanından itibaren ezberleme yanında, yazılarak da muhâfaza edilmesi ve müctehidlerin fıkıh hükümlerini çıkarırken bu hadîslerden istifade etmeleri vâkıası Fıkh'ın oluşması ve tedvîni bakımından büyük önem taşımaktadır.

Hadislerin sıhhatini ve bağlayıcılığını tespit bakımından iki önemli konu kaldı, bunları da gelecek yazıya bırakalım.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 9 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye