TASAVVUF NEDİR? / Prof. Dr. Ethem CEBECİOĞLU
TASAVVUF: Arapça, yün giymek anlamında bir kelime. Kul ile Allah arasında ihsan olayının gerçekleşmesi, veya kulun ihsan vasfını kazanmasının yollarını gösteren bir ilim. Batinî fıkıh. Tasavvufun binden fazla tarifi yapılmıştır. Her sûfî, içinde bulunduğu hale göre, tasavvufu tarif etmiştir. Halvetî şeyhi, Ömer Ruşenî Dede'nin manzumesi, çeşitli tasavvuf tanımlarını 'içermesi açısından önem arzeder:
Tasavvuf, terk-i da'vâdır, demişler Dahi, ketmân-ı mânâdır demişler Tasavvuf, terk-i kîl ü kale derler. Hemen vecd ü sema u hâle derler.
Tasavvuf, hıfz-ı evkât demişler Tasavvuf terk-i tâmâte demişler. Tasavvuf, babıdır bezi ü atanın. Tasavvuf, beytidir mihr ü vefanın
Tasavvuf, bir hidayettir Hûda'dan Bunu söylemedim bil hevadan Tasavvuf, terk-i evtândır demişler. Tasavvuf, hicr-i ihvandır demişler.
Tasavvuf dâim olmakdır murâkıb Olub irte gice hâlin muhasib Tasavvuf etmemekliktir tasarruf. Hakk'ın emrine itmeyüb tasallut
Tasavvuf, kalbi Hakk'a bağlamaktır Yüreğin aşk odiyle dağlamakdır. Tasavvuf, hüsn ü hulk ile edebdir. Velî, hüsn ü edeb itâ-yı Hak'dır.
Tasavvuf, bilmedir atvar-ı kalbi Eridüb koymıya kalbinde kal(ı)bı. Tasavvuf, yâr olub bâr olmamakdır. Gül-i gülzâr olub har olmamaktır.
Cihanın şahı Abdullah Ensâr(î) Demiş yâr ol velf bâr olma zinhar Düşüben aşk odına bî tekellüf Yanıp gülü kül olmakdır tasavvuf
Yanar bir şem'idir Hakk'ın tasavvuf Dememektir iyiye yavuza tüf. İradettir demiş ba'zı, tasavvuf, ı Demeyüb şeyhine üstadına yuf.
Demiş bir uğrayan feth ü fütuha Tasavvuf bezi-i nefse, bezl-i ruha Keramet satmamaktır tasavvuf. Hakk'ın işinde itmeyüb tasarruf,
Vefa göstermedir mânend-i Yusuf Ganimet bilmedir vakti tasavvuf Geçen ömür için edüb teessüf. Cefa eden kesân içün telattuf,
Demiş Zünnun-i Mısrî kim tasavvuf Kabul-i şer'dir, terk-i tekellüf Demiş Maruf-ı Kerhî kim tasavvuf Temellüktür, tehalluktur, telattuf.
Ebû Bekr ü Ömer der kim tasavvuf Ta'arruftur, ta'aarruftur, ta'arruf Denilmişdir tasavvuf masebakdan.. Sükûn-i kalbdir maduna Hak'dan.
Demişdir bu sözü Hamdûn Kassâr Mürid-i bu Türab şeyh-i ebrâr Tasavvuf oldur olub çeşm-i tayyar. Ola ahval-i kalbi ayn-ı seyyar.
Demişler bu sözü sahib icabet Nedir dense tasavvuf? De: İnâbet Olar kim şeyhlik temkine derler. Tasavvuf tevbe vü telkine derler.
Ebû Osman Mekkî'nin sözüdür Tasavvuf zühd ü takvanın özüdür Demiştir kim tasavvuf, Bişr Hâfî. Eridüb etmedir gönlünü safî
Tasavvuf dur diyen İbrahim Edhem Tarikatta Hakk'ın durmağı muhkem Tasavvuf dur denilmiş üns ü kurbet. Arayerden sürünüb havf ü heybet
Tasavvuf buğz-ı dünya-yı demdir. Bu sözü söyleyen bil Ruşenîdir Kitabında demiş sâhib-i tasavvuf Cemil on (10)dur erkân-ı tasavvuf
Tasavvuftur denilmiş safvet-i kalb Hûda'dan gayriden kalbin idüb kalb Tasavvuf halkdan kaçmağa derler. Öziyçün Hakk'a yol açmağa derler
Keramet satmamaklıktır keramet Keramettir denilmiş terk-i âdet Muhib mahbubla ey sahib-i saadet. Görüb söyleşmedir keşf ü keramet.
Tasavvufu yine aynı şekilde manzum biçimde anlatma çabası, Olanlar Şeyhi İbrahim Efendi'de de görülür:
Bidayette tasavvuf, sûfî bî-cân olmaya derler Nihayette, gönül tahtında sultân olmaya derler.
Tarikatde, ibâretdir tasavvuf mahv-ı sûretden Hakikatde, sarâ-yı sırda mihmân olmaya derler.
Bu âb u kil libâsından tasavvuf, ân olmakdır Tasavvuf cism-i safî nûr-ı Yezdan olmaya derler.
Tasavvuf, lem'ayı envâr-ı Mutlak'dan uyarmakdır Tasavvuf, âteş-i aşk ile sûzân olmaya derler.
Tasavvufda şerait nâme-i hestîyi dürmekdir Tasavvuf, ehl-i şer'u ehl-i iman olmaya derler.
Tasavvuf ârî olmaktır hakîmen âdetullaha Tasavvuf, cümle ehl-i derde derman olmaya derler.
Tasavvuf ten tılsımın ism miftahıyla açmaktır Tasavvuf, bu imaret küllî viran olmaya derler.
Tasavvuf, kâli hâle tebdil eylemekdir bil Dahi her söz ki söyler âb-ı hayvan olmaya derler.
Tasavvuf ilm-i ta'bîrât u te'vîlâtı bilmekdir Tasavvuf can evinde sırr-ı Sübhân olmaya derler.
Tasavvuf hayret-i kübrâda mest ü vâleh olmakdır Tasavvuf Hakk'ın esrarında hayran olmaya derler.
Tasavvuf kalb evinden mâsivallahı gidermektir Tasavvuf kalb-i mü'min arş-ı Rahman olmaya derler.
Tasavvuf her nefesde şarka vü garba erişmekdir Tasavvuf bu kamu halka nigehbân olmaya derler.
Tasavvuf cümle zerrât-ı cihanda Hakk'ı görmekdir Tasavvuf gün gibi kevne nümâyân olmaya derler.
Tasavvuf anlamakdır yetmiş iki milletin dilin Tasavvuf âlem-i akla Süleyman olmaya derler.
Tasavvuf urvetü'l-vüskâ yükün can ile çekmekdir Tasavvuf mazhar-ı âyât-ı gufran olmaya derler.
Tasavvuf ism-i a'zamla tasarrufdur bugün kevne Tasavvuf cam-i ahkâm-ı Kur'ân olmaya derler.
Tasavvuf her nazarda zât-ı Hakk'a nazır olmaktır Tasavvuf sûfî'ye her müşkil asan olmaya derler.
Tasavvuf ilm-i Hakk'a sînesini mahzen etmekdir Tasavvuf sûfî bir katreyken umman olmaya derler
Tasavvuf küllî yakmakdır vücûdun nâr-ı la ile Tasavvuf nûr-i illâ ile insan olmaya derler.
Tasavvuf onsekiz bin âleme dopdolu olmaktır Tasavvuf nuh felek emrine ferman olmaya derler.
Tasavvuf "Kul kefâ billâh" ile da'vet durur halkı Tasavvuf "irciT lafziyle mestân olmaya derler.
Tasavvuf günde bin kerre ölüp yine dirilmektir Tasavvuf cümle âlem cismine can olmaya derler.
Tasavvuf zât-ı insan zât-ı Hak'da fânî olmakdır Tasavvuf "kurb-ı ev ednâ" da pinhân olmaya derler;
Tasavvuf canı canana verip azade olmakdır Tasavvuf can-ı canan cân-ı canan olmaya derler.
Tasavvuf bende olmakdır hakikat hak ey İbrahim Tasavvuf şer'-i Ahmed dilde burhan olmaya derler.
Biz tasavvufu şöyle tanımlarız: "Kur'an-ı Kerim'i Hz. Resûlullah (s) gibi yaşamaya çalışmak"
KAYNAK: Tasavvuf Terimleri Sözlüğü Prof. Dr. Ethem CEBECİOĞLU Anka yayınları
|