Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 9 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Gönül ve Arş..
MesajGönderilme zamanı: 23.12.08, 00:56 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.12.08, 23:18
Mesajlar: 245
1. Mektub-i Şerif evveli...

ez-Zahir ism-i şerifi Allahu Teala'nın esma-i hüsnasındandır; açık ve aşikar manasında..
Cenab-ı Allah eserleri fiileri ve sıfatları ile ez-Zahir Zat-ı Pak-i Sübhaniyye'si ile el-Batın'dır..
nitekim el-Hadid suresi evvelinde gelir " Hüvel-Evvelu vel-Ahiru vez'Zahiru vel-Batın.."

Kainatta zerreden kürreye kadar canlı cansız her nesne bir isme mazhardır ve her mazharda Hz.
Allah kendi varlığını izhar etmektedir.. hatta Allahu Teala öyle Zahir'dir ki zuhurunun şiddetinden gaib
olmuştur.. o sebeble bazı muhakkik zatlar şöyle buyurmuş; " Sübhane men-ihtecebe ani-l ukuli bi-şiddeti
zuhurihi ve-htefa anha bi-kemali nurihi.. / Zuhurunun şiddeti sebebiyle akıllardan perdelenen ve nurunun
kemalinden dolayı akıllardan gizlenen O Yüce Zat'ı tesbih ederiz.."

Aziz Mahmud Hüdai Hz. (Ks.) delail isteyen gözsüzlerden şikayetçidir; hazret şöyle sormuş vaktiyle;
" Zuhuru perde olmuştur zuhura; Gözü olan delil ister mi nura..?! " haa demek ki okumak ve duymak
başka ilim görmek ise bambaşka bir İLİM imiş..

Kıssa; Mutezile'nin meşhur imamlarından Zemahşeri bir beldeyi ziyarete gelir.. halkın nümayişleri arasında
gezinirken acuze bir kadınla karşılaşıyor.. bu yaşlı kadının kendisi ile alakadar olmadığını gördüğü zaman
imam Zemahşeri bir hayli şaşırır ve şöyle der; " bak ana! ben var ya Allahu Teala'nın varlığını yüzlerce delil ile
isbat edebilirim.. vs.." ihtiyar kadın ona şöyle der " demek ki Allah'ın varlığı hakkında senin yüzlerce şüphen ve
çekincen var..! "

bu cevaptan kadının bir 'azize' olduğu bilindi.. aşıklar ve hayranlar sözü gayet veciz ve dakik konuşur ve bazıları
vardır ki hiç konuşmaz.. ebyatı yirmi beşbini mütecaviz olan Mesnevi-i Şerif'i çok uzun bulan Aşık Yunus Emre efendimiz Hz. Mevlana huzurunda şöyle deyivermiş; " sözü o kadar uzun etmeye ne lüzum vardı sultanım ? ben olsam ete kemiğe büründüm yunus diye göründüm der bitirirdim.."

İmam-ı Gazzali'nin üstazı İmamul Haremeyn el-Cüveyni'dir bu zat-i şerif vefatına yakın demlerde çevresinde ki insanlara
şöyle vasiyet ediyor; " Aleyküm b-dini'l-acaiz / size koca karıların dini lazımdır ve ben şimdi onların akidesi üzre göçüyorum.."

maksud şudur: pir-i fani ve faniyeler o kocalmış azizler ve azizeler kelam ve felsefeye sapmadan dosdoğru bir sıratta tam bir teslimiyetle arı duru iman edip tertemiz amel ettiler siz dahi öyle şaibesiz teslim olun öyle kavi iman edin ben dahi şu anda teferruattan üssül-esasa rücu etmiş bulunmaktayım.... vesselam.....!


En son Heyeman tarafından 22.01.09, 23:54 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Rabbani Dersleri...
MesajGönderilme zamanı: 23.12.08, 02:20 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.12.08, 23:18
Mesajlar: 245
İmam-ı Rabbani efendimiz (Ks. Aziz) bu mektub-i şerifi bazı manevi hallerin (ve tecellilerin) beyanı hakkında kaleme almıştır;
bunlar öyle hallerdir ki ez-Zahir ism-i şerifi ile bir münasebeti var.. der-akab, Hz. İmam bu tecelliyat ile tevhidden has bir vechenin ortaya çıktığını beyan eyliyor.. demek ki bir tevhid-i aam var bir de tevhid-i hass var anla.. !

Tevhid, Allahu Teala'yı birlemektir; ef'alinde ve sıfatında ve zatında.. o sebeble tevhid mücmelen üç mertebedir; tevhid-i ef'al tevhid-i sıfat ve tevhid-i zat.. arifler -halk içre- tevhid erbabını da üç madde saymışlardır; 1. tevhid-i avam.. bunlar la ma'bude illa Hu derler.. 2. tevhid-i havass.. bunlar da la maksude illa Hu derler.. 3. tevhid-i ehassul-havass tabakasıdır ki bu zatlar kibrit-i ahmer gibidir ve la mevcude illa Hu deyu ruhları tevhide müstağrak vaziyette daima Vacibul-Vücud hazretine işaret ederler..

Tevhid büyük davadır aziz kardeşim, ayet-i K.de geldi " Fa'lem ennehu LA İLAHE İLLALLAH..!" işte cemii peygamberan-ı ızam hazeratı (salv.alyh.ecm.) bu hakikati bildirmek içün gönderilmiştir.. zira bütün işlerin ve sıfatların mebdei ve mercii tevhiddir.. bütün ilimlerin maksadı ve neticesi tevhiddir.. Hakk'ı tevhid ettiğin zaman kainatı (eşya ve hadisatı) kitap gibi satır satır okumaya başlarsın ve görürsün ki seraser bir kitab-ı kudret imiş bu alem; hangi harfini yoklasan manası hep Allah çıkıyor.. anlarsın.. ama tevhid-i hass edersen anlarsın aksi takdirde dil-firip hayalat ile aldanırsın ve boş hulyalara dalanlarla birlikte sen de dalarsın..

beyt; " Ettiğin tevhid sanma şüphesiz teslisdir.. Arif isen kıl teemmül; nükte-i ahfayı bil.. Bildiğin Mevla-yı mevhum ettiğin tevhid-i ca'l.. kendi kendin kendi de tevhid eden Mevla'yı bil...! " Osman N. Şems Hz.Ks. bize şunu tefhim eyler; sen şu alemi ayrı, ademi ayrı ve Allah'ı ayrı -müstakil- birer varlık olarak bilirsen işte bu biliş nasranilerin teslisine benzemiştir.. şu halde senin Allah bilgin aynıyla mevhum ve bir cehildir ve bit-tabii ettiğin tevhid dahi ca'l/yapmacık olur.. sen dersin la ilahe illallah Cenab-ı Allah der la ilahe illa Ene.. sen kendi tevhidini bildin ve duydun ama gerçek tevhidi anlaman içün kendi kendini kendi de tevhid eden Mevla'yı bil.. (-men gerekiyor)

zuhurat: Nefehatü'l-Üns'te mervidir; Şeyh Ebu İshak-ı Kazeruni Hz. bir gece rüyasında Cenab-ı Resulullah Efendimizi (Sav.) görür ve şöyle sorar; -- Ya Resulallah tevhid nedir..? el-cevap: " Allahu Teala aklına gelen gönlüne düşen herşeyden başkadır.. (binaenaleyh) Tevhid, Allahu Teala'yı her türlü şek şüphe (zan ve) şirk ve ta'tilden tenzih etmektir.."

Hz.Pir Şah-ı Nakşıbend efendimiz Ks.Aziz ne buyurmuştu ? " her ki dide şüd ve şönide şüd ve danişte şüd; an heme gayr-ı Ost.."

malum olsun ki tevhidin müntehasında tenzih ötesi bir tenzih vardır.. evet, meşayıh-ı kiram içre tenzih ile teşbihin arasını cemm edenler vardır lakin bu zatlar kemalat-ı velayet erbabı olup sekrden hali değildirler.. kemalat-ı nübüvvet erbabının ulum ve mearifi ise tenzih üzre cereyan eder..

Hadis-i Şerif: Hz. Resulullah (Sav.) Efendimiz " Subhaneke ma-arafnake hakka ma'rifetike ya Ma'ruf..!" buyurmuştur; Ya Rabbi seni tesbih (ve tenzih) ederiz.. ey Bilinen..! biz seni hakkıyla bilemedik.."

Abd/kul kendi hasebiyle Allahu Teala'yı bilir.. (Allah hasebiyle) Allah'ı Allah'dan gayrı arif/bilen yoktur dediler.. imdi, Hz. Allah'ı marifet tevhid ile tevhid ise tenzih ender-tenzih ile olur.. tevhidin nihayeti (ve hatta ötesi) ise abdiyyettir/kulluk.. Dikkat!kulluk ikliminin ve ubudet tahtının yegane sultanı olan Cenab-ı Fahr-i Alem Sav. Efendimiz Allah'ı bildim dememiş; bilemedim buyurmuştur.. o bilememek var ya o bir bilim deryasıdır ki cemii enbiyanın ve evliyanın ilimleri o deryadan bir katredir ancak..

Şeyhimiz Mevlana Mahmud Efendi Hz. Ks. bir ihvan kardeşimize rabıta esnasında görünüp şöyle söylemiş; " Bu Allah'ın işlerine şaşılır diyorum size şaşılır.. (hep öyle) demiyor muyum..?! " yani siz ne diye hayran olmuyorsunuz ? ne diye tenzih ve tehlil edip Hakk'a firar etmiyorsunuz..? demektir...

İnşallahu Teala ;

(devam edecek)

ve not: dikkat! bu yazıların her hakkı mahfuzdur; hakka riayetsizlik ruz-i mahşerde dava konusu olur.. bunları kafasına göre apartanlara ve orda burda dedikoduya alet edenlere hakkımı helal etmeyeceğim..!


En son Heyeman tarafından 24.12.08, 03:20 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Rabbani Dersleri...
MesajGönderilme zamanı: 23.12.08, 10:49 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
Allah ebeden daimen senden razı olsun ey aziz...

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Rabbani Dersleri...
MesajGönderilme zamanı: 24.12.08, 04:50 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.12.08, 23:18
Mesajlar: 245
(Giriş kısmından devam..) Bu (1.) Mektub-i şerif aynı zamanda "..ve beyani'l-urucati.. " (Hz.İmam'a mahsus) manevi yükselişleri beyan hakkındadır.. uruc, manevi mi'rac / yükseliş manasındadır.. urucun mukabili ise nüzuldür.. ki bu seyr-i süluk harekatı (icmalen) uruc ve nüzulden ibaret olmaktadır..

hemen şunu ifade edelim ki seyr-i süluk erbabı arasında ne uruc ve ne de nüzul cihetinden müsavat yoktur; bilakis uruc ve nüzul mütefavittir yani salikler ve vasıllar arasında efdaliyyet ve kemal cihetinden nice gune farklılıklar arz eder..

bunu şöyle de anlayabiliriz; hiç bir uruc ve nüzul tecelli (ve onun neticesi olan mearif) cihetinden ala-külli hal biribirine benzemez.. mesela bazı zatların urucu çok yüksek ve ileri bir dereceye baliğ olabilir ama buna mukabil nüzulleri temam olmayıp yarım kalabilmektedir..(hatta hayrete varıp müstağrak kalanlar olur..)

ama öyle zatlar vardır ki bunların uruclarının kemali kadar nüzullerinin dahi kemali söz konusudur.. (bizim anladığımız şudur;) uruc esnasında aksa'l gayeyi bulanlar nihayette dahi en mükemmel avdet ve nüzulü idrak ederler.. ve bu suretle de o zatlar (kemalat-ı nübüvvet erbabı) irşad devletine ekmeliyyet derecesiyle mezun olurlar.. Cenab-ı Allah cümlesinin şefaatlarına bizleri mazhar eyleye... Amin...

uruc hakkında size [ma'nen] bir iktibas arz edeyim: İbn-i Arabi Hz.nin Tedbirat-ı İlahiyye'sine şerh yazan Avni Konuk efendi (Rh.a) şöyle söylüyor; ".. bu uruc (manevi ve ruhani bir yükseliş olup) mevt ile olan uruc manasında değildir..; hayat-ı dünyeviyye içinde gerçekleşen urucdur.. zira bu gibi zevat-ı kiramın mevti ve kıyameti dünya hayatı devam ettiği hal (için) de vaki' olur.. çünki bu zatlar " Muutü kable en-temutüü.." hali içindedirler.."

evet, uruc aynı zamanda Likaullah'dır ama gerçek manada mülakat ölümden sonra vaki' olmaktadır.. imdi, ölümden sonra ki mülakat ve vuslatın kemali ölümden önce ki vüsul ve mülakatın kemali ile alakadar bulunmaktadır.. marifetler dahi böyledir; ki Şehid Bayram Ali efendi hocamız (Rh.a) "..herkesin dünyasında ki marifeti kadar ahirette marifeti (ve ona göre rü'yeti) olacaktır.." buyurmuştu..

Hadis-i Şerif: (hatırla!) " ed-Dünya mezraatü'l-Ahirah..!" binaenaleyh sen ba'del-ölümü kable'l-ölüme bağla.. ki Hz. Ali (RA.) Efendimize aid olan şu kelam-ı kebir o nükteyi iş'ar etmektedir; " Lev küşife'l-ğidau ma-ezdettü yaqınaa.. / Perde (-ler) açılsa imanım hiç artmaz..! "


En son Heyeman tarafından 31.12.08, 21:53 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Rabbani Dersleri...
MesajGönderilme zamanı: 26.12.08, 03:03 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.12.08, 23:18
Mesajlar: 245
bunlar öyle urucat / yükselişler ki " el-vakıati fevka'l-Muhaddidi.." Arş'ın fevkınde (üstünde) vaki' oluyor.. şerh: evvela burada sözü edilen zuhur ve seyr seyr-i fillah'dır.. ama bu Hz.İmam'a mahsus; hayal edilenin ötesinde bir nisbetledir.. yani zılal şaibesinden ari 'asli' bir zuhurla... şimdi, arşın üstünde ki seyr seyr-i fillah olduğuna göre bu; Allahu Teala'nın fiillerinde ve o fiillerin raci olduğu İlahi esma'da vuku' bulan bir seyirdir.. (ileride ez-Zahir ism-i şerifinin tecellileri bahsi onu anlatacak..)

Hz.İmam Ks. 2.cild (terc.) 323. mektub-i şerif'de şöyle buyurur; " Arş öyle bir şeydir ki Cenab-ı Allah onun içün " Azim " (9 /129) ismi tesmiye eylemiş ve istiva sırrını dahi onda sabit kılmıştır.." hazret-i müceddid aynı mektupta irfan sahibinin gönlüne de temsil ve teşbih yollu olarak cami'iyyeti dolayısıyla 'Arşullah' denildiğini ifade buyurur..

ve bunun izahını ise şöyle yapar; (hatırda kaldığı kadar nakledelim) ".. çünki kalb/gönül; alem-i sağir'de alem-i halk ile alem-i emr arasında bir berzahdır yani her iki halk canibini cemm eder.. ne gibi..? alem-i kebir'de arş-ı azam'ın alem-i emr ile alem-i halk arasında berzah olması ve her iki halk canibini cami' olması gibi.."

mühim nokta: şunu iyi bilmek gerekir ki her seyr-i fillah bir ve beraber değildir.. yani Arş'ın fevkınde olan zuhur ve seyr ile semavat-ı ula'da veya ceberrut ile melekut aleminin semalarında vaki' olan seyr-i fillah bir değildir..

nitekim Hz. İmam-ı Rabbani efendimiz şöyle buyurur; (ma'nen nakl) " Zılliyet şaibesinden münezzeh ve müberra olan kıdem nurlarının zuhur kabiliyeti yalnızca Arş-ı mecid'e mahsustur.. (yani) Arş'ın dışında ki hiç bir alemde (ve semada) bu (asli) kabiliyet yoktur; binaenaleyh Arş'dan başka her zuhur zılliyet damgası ile damgalanmıştır.. ve Asıl'dan yana hiç bir rayiha almamıştır.."

not: Arş kelimesinin lafzi manası fevk tavan sakf ve kubbedir; cemii semaların fevki olarak da geçer.. biz Arş hakkında bu gibi ifadeleri 'mecaz' yerinde kullanırız.. zira Arş'ın künhünü ve asıl manasını ancak Allahu Teala bilmektedir.. (mesela) Arş; Allahu Teala'nın azamet-i kibriya'sından kinaye olarak dokuzuncu kat semada bulunan (ve her şeyi kuşatıcı) bir 'taht' olarak da tasavvur edilir.. [Arş'ın ilminin künhü Allah ındindedir.. taht tavan çatı kubbe.. bu veya buna benzer ihbarlar müteşabihata dair olduğu içün Arş'ın ilminin hakikatini Allah'a havale ediyoruz..]

mühim nükte: Arş, bir tasavvuf terimi olarak gönül manasına da gelir.. o sebeble gönüle Arş-ı Rahman derler.. Kabe-i muazzam derler.. onu elde etmeye Hacc-ı ekberest derler.. Melik-i Muktedir'in evrengi derler.. nazargah-ı Huda derler.. daha neler neler..

mesela Risale-i Kudsiyye'de Mevlana Garibullah Hz. şöyle buyurur;

" Saray-ı seyr-i Sırrullah gönüldür.. Yabanda gezme şehrah gönüldür.. Hakikat vaslına hanqah gönüldür.. 'Azim' dergah-ı Sırrullah gönüldür.. Bu bendlerden geçip Hakk'a gidelim.. Cemal-i ba kemal'e seyr idelim..."

iş bu bendler çelikten ve demirden daha kavi nefis ve gaflet bağlarıdır.. bu son derece kuvvetli bağlar ve bukağılar (bir yed-i Davudi ile yumuşatılıp) kırılmadıkça insanın Arş'a doğru seyrane çıkması mümkün değildir.. öyle avare avare sokakların kaldırım taşlarında dolaşır durursun.. nefs-i emmare mandırasında bir hayvan gibi otlanır durursun.. gaflet ne büyük bela..! Bayezid-i Bistami Sultanımız buyurur; " Erlere bir zerre gafletin ettiğini cehennemin ateşi etmez..!" yani bir zerre gaflet cehennem narından ve veyl deresinden beter oldu.. Huuu...!

" ..Bu bendlerden geçip Hakk'a gidelim.. Cemal-i ba Kemal'e seyr idelim..." imdi, Hakk'a gitmek içün bend-i nefsi çiğnemek lazımdır.. bu hususta Bayezid-i Bistami efendimizin gayet açık ve net bir mesajı var nakl edeyim; " Ben nefsimi Hakk'a davet kıldım; yani gel seninle beraber Hakka gidelim dedim.. fakat o imtina etti gelmek istemedi ben de o nefsi terk edip bıraktım ve Hakk'a öyle gittim/vardım.." (bknz. Tezkiretü'l-evliya / F.Attar Hz.)

mesela Hazret-i Bayezid (Ks.) ruhunun seyrinden bahsediyor; şu fennin azametine bakın hele..! "... Ruhum bütün melekut ve ceberrut alemlerini geçmişti.. ona (ruhuma) cennet ve cehennemi gösterdiler; ama hiç iltifat göstermedim.. karşılaştığım her peygamberin ruhuna mutlaka selam veriyordum.. en nihayet Cenab-ı Muhammed Mustafa'nın (Sav.) ruhuna varınca orada (yani O makamda) yüz bin ummana benzeyen nihayetsiz ateş deryaları ve nurdan binlerce perdeler gördüm.."

Sultanü'l-Arifin efendimiz şöyle devam ediyor; " ..Şayet ben bu ummanlardan ilkine bir adım atmış olsaydım anında tutuşup yanardım; ve kül olup kendimi yele verirdim..!"

bir de şu ifadeye bakalım; " (o makamda/şanda..) Cenab-ı Muhammed Mustafa'nın o nurdan otağının ipini görmeyi ve oraya vasıl olmayı ne kadar istediysem de takatim elvermedi.. heybet ve dehşetten takatim kesildi..!"


En son Heyeman tarafından 31.12.08, 21:57 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Rabbani Dersleri...
MesajGönderilme zamanı: 26.12.08, 03:57 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.12.08, 23:18
Mesajlar: 245
http://habervaktim.com/videoizle.php?id=350

sohbet.. 'BİŞ NEV..!'

Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi / "Mü'minin kalbi Rahman'ın arşıdır."

Allah C.C. Hocaefendi'den razı olsun ;
Vallahi bu vaaz açık kalb 'nakliyatı' gibi olmuş....


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Rabbani Dersleri...
MesajGönderilme zamanı: 26.12.08, 07:41 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
Heyeman yazdı:
http://habervaktim.com/videoizle.php?id=350

sohbet.. 'BİŞ NEV..!'

Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi / "Mü'minin kalbi Rahman'ın arşıdır."

Allah C.C. Hocaefendi'den razı olsun ;
Vallahi bu vaaz açık kalb 'nakliyatı' gibi olmuş....


Bir vakit Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi ile özel bir sohbet ortamında olmuştum. Hoş, latif bir insan idi.

Aslında bu değerli alimden Türkiye müslümanlarını bırakın Konya müslümanlarının dahi hakkını vererek istifade edemedikleri acı bir gerçektir.

Bütün Türkiye'nin "sohbet şeyhi" olabilecek kabiliyeti Rabbimizin lutfettiği bu seçkin insanın vaazları KONTV'de Pazar günleri saat 10.00-11.00 arasında veriliyor. RibatFM (ribat.com.tr) de de sohbet arsivi mevcut. Ancak sohbetleri indirmekte sorun var. Bir zamanlar download mümkün idi.

Konya'da yayınlanan BELGE dergisi de bazı Sohbet CD'lerini promosyon olarak veriyor; özel sipariş vermeme rağmen bu sohbet CD'leri henüz elime ulaşmadı.

Ezberinden Mesnevi-i Manevi-i Rumi'den okuyan; Muhammed İkbal'den ; Mehmed Akif'ten şiirler ile sohbetlerini süsleyen ehl-i tasavvuf ve ehl-i hakikat bu alimimizin değeri keşke bilineydi...

Epeyce bir süredir rahatsız olan ve vaazlarında sürekli Cennetul Baki'ye defnedilmek arzusunu dile getiren Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi'ye Rabb-i Rahim hüsn-i hatime nasib eyleye...


_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Rabbani Dersleri...
MesajGönderilme zamanı: 13.01.09, 20:32 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator

Kayıt: 01.01.09, 18:04
Mesajlar: 145
Konum: http://askinsonhecesi.com
Allah razı olsun.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Rabbani Dersleri...
MesajGönderilme zamanı: 14.01.09, 09:40 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 09:14
Mesajlar: 764
Allah razı olsun hocam.

_________________
Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 9 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye