Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 4 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Mürşid İhtiyacı
MesajGönderilme zamanı: 06.03.09, 01:03 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
Abdülkadir Geylani kuddise sirruh buyurur ki:

"- Allah'ın kelamı Kuran'a ve Rasülullah'ın sünnetine uymadıkça senin için felah, kurtuluş yoktur.

Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun büyüklerden biri şöyle der:

- Kimin ki bir mürşidi yoksa İblis onun mürşididir.

Allah'ın kelamını ve Resülullah'ın sünnetini bilen ve onlarla amel eden mürşidlere uyunuz. Haklarında hüsn ü zan besleyiniz. Bilmediklerinizi onlardan öğreniniz. Onların huzurunda güzel edeple hareket ediniz. Onlarla beraberliğinizde usul ve adaba riayet ediniz. İşte o zaman felah bulur, kurtuluşa erersiniz. Siz Allah'ın kitabına, Resülullah'ın ahlakına ve bunları iyi bilen ve hükümleriyle amel eden mürşidlere uymadıkça asla felah bulamaz, kurtuluşa eremezsiniz. İşitmediniz mi ki bir sözde şöyle söyleniyor:

Kim ki sırf kendi aklı ile hareket eder, kendini başkalarından müstağni sayarsa dalalete düşer.

Senden daha bilgili olanların sohbetlerine iştirak etmek suretiyle nefsini kötü ahlaktan temizle. Ruhunu terbiye et, ahlakını güzelleştir. Önce kendi ruhunun terbiyesi, kendi nefsinin ıslahı ile meşgul ol. Sonra da başkaları ile ol. Nitekim Resülullah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurur:

Önce kendi nefsinin terbiyesi ile işe başla. Sonra da başkalarına yönel.

"Es'ad Erbili kuddise sirruh irşada selahiyetli mürşidin evsafını şöyle anlatır:

* Şeriatı mutahharenin mucibi ile istikamet üzere amil olması,

* İnsanları şeriata tabi olmağa ve Allah Teala'yı huzur ile zikre irşad etmesi

* Mümkün mertebe bütün insanlara nasihat etmesi.

* Onlara takva ve istikamet yolunu göstermesi.

* Şer'an yapılması caiz görülmeyen şeylerden yasak etmesi.

* Bütün mahlükata şefkat ve merhamet nazarıyla bakması.

* Küçüklerine merhamet, büyüklerine saygı göstermesi.

* Müridlerine gerekli olduğu kadar fıkıh ve tevhid akidelerini iyi bilmesi

* Müminlerin ayıplarından, muttali olduklarını setretmesi, gizlemesi.

* Mürşid, ehli keşifden ise, kalblerin kemalatını ve adabını, nefsani hastalıkları ve afetlerini bilmesi gerekir. Şayet ehli keşif değilse müride arız olan hallerden veya görünüşünden bunu bilmelidir.

* Gönül zenginliğine sahip, ancak Allah rızasına muhalif işlerde kızan, güzel ahlak sahibi bir zat-i kamil olmalıdır.

* Bütün masiyetleri terk, farzlara, vaciplere, kolayına geldiği kadar sünnetlere uyma, mümkün olduğu kadar salavat-ı şerifeye devam gibi vasıflardan başka şeyler mürşidlik için şart değildir.

Soru: İrşada selahiyetli mürşidin keramet göstermesi şart mıdır?

Cevap: Keramet şart değildir.

Çünkü sahabe ve tabiinin çoğundan keramet nakledilmemiştir. Hatta sahabe-i kiramın en faziletlisi olmasına rağmen Hazret-i Sıddıkk-ı Azam'dan hiç bir keramet nakledilmemiş-tir. Allah cümlesinden razı olsun.

İmam Gazali kuddise sirruh, Adab-ı zikr'e mahsus risalesinde diyor ki: Terbiye etmek suretiyle kötü ahlakını atıp onun yerine güzel ahlakı yerleştirmesi için salikin, mürşid ve mürebbi bir şeyhin terbiyesine girmesi şarttır.

Aslında terbiye: Toprağın diken ve yabani otlarım sökün nebatinin güzelce büyümesini ve olgunlaşmasını sağlamak için çalışan çiftçinin işine benzer.

Necmeddin Kübra kuddise sirruh buyurur:

Şeyhe kalb ile rabıta etmek feyz alma hususunda en büyük esastır. Hatta kalb aynası şeyhe rabıta etmeden katiyyen safiyetine kavuşamaz.

Şeyh Abdülgani Nablusi kuddise sirruh da Taciye kitabında yukarıda nakledilen aynı görüşü takrir ve teyid etmiştir.

Necmeddin Kübra kuddise sirruh:Sadıklarla beraber olun ayeti celilesinin tefsirinde (Bahrü'l-Hakayık'da) diyor ki:- Sadıklardan murad mürşidlerdir. Onlar insanları terbiye ederek, velayetlerinin kudretiyle sıddıkların derecelerine ulaştırmak için canibi Hak'tan görevlendirilmişlerdir. Rüzbehan Bakli, Araisü'l-Beyan'da buyurur:

- Muhakkak Allah Teala ezeli bir sünnet koymuştur ki onu kimse yerine getirmeden hiç bir kimse Hakka vasıl olamaz. Bu da bir mürşidi kamile kalbi bağlamaktır.

Bu yolu ancak Allah'ın kendisine, arif-i billah bir üstad nasip ettiği, bir üstadın "Dini anlayış tarzının" onun terbiye usulünün ruhî ve kalbi miraçlarının neş'esini duyabilen salikler bulabilir. O, arif-i billah olan mürşidi kamil, onunla Hak Teala arasında vasıta olur ve şurası muhakkaktır ki, fazilet Allah Teala'nın kudreti dairesindedir. Dilediğine verir. Dilediğine vermez.

Kutbur-Rabbani Erbili hazretleri kuddise sirruh (Divan-ı Es'ad'da) buyurur:

Vardıkda pîr-i kamile taş olsa dil yumşağ olur

Fir'avn ise nefsin yakîn, karıncadan alçağ olur.

Oldunsa vakıf aczine, edna amel bir dağ olur.

Çürüklerin hep sağ olur, zehrin kamu bal yağ olur.

Dağlar yemişli bağ olur cümle cihan bostan sana.

Açıklama:

Bir mürşidi kamile teslim olan kimsenin kötü hali düzelir. Huysuzlukları, taşkınlıkları bertaraf olur. İtikadı kuvvetlenir. Evvelce taş misali olan gönlü huzura kavuşur. Yumuşar. Allahü Teala'yı daha yakından tanıdığı için aşkı, şevki artar. Zikrullaha istidat peydah olur.

İnsanın, Firavun tabiatındaki en büyük düşmanı olan nefsi, eski kötülüklerinden sıyrılıp, ahlakı hamide sıfatına tebeddül eder.

Kişi Hak nazarındaki hatalarını bilir, anlar ve tevazu yoluna bürünürse, Allah Teala ve tekaddes hazretleri, onun en ehemmiyetsiz gibi görünen ameline dağlar gibi cesim büyük sevap ve dereceler verir.

Çürük, gafilane halleri, sağlam, sıhhatli olur. Zehir gibi acı halleri, bal ve yağ nasıl leziz ve tatlı ise onlar da öyle şekerli ve leziz olur. Çünkü o hatasını bilmiş, yani Allah Teala'nın kudreti ilahîsi önünde küçüklüğünü, acizliğini anlamış ve itiraf etmiştir.

Bundan dolayıdır ki onun evvelki en çorak verimsiz ve gafilane amelleri mürşidi kamilin nazarıyla (Cenab-ı Hakk'ın izni ile) yemiş veren bereketli, münbit mahsuldar topraklar gibi olur.

Yukarıdaki sözlerden; mürşidi kamile teslim olmanın lüzumunu, teslimiyetten sonra o kişinin mizaç, ahlak ve itikadındaki mühim değişikliğe işaret olduğunu öğrenmiş oluyoruz.

Mirsadü'1-İbad kitabında, seyrü sülükte şeyhe olan ihtiyaç bahsinde şöyle denilmektedir. (Faslü'l-Hitab'dan)

Din yolunda sülük etmek ve yakin alemine vasıl olmak için kamil bir şeyhi rehber edin. Bağlanacağın şeyh hem velayet sahibi olsun, hem de rabbani bir tasarruf sahibi olsun! Başkası derdine derman olmaz . Her şeyden nasipsiz olmaktansa bir yerde mesafe almak daha iyidir. Elinde putlarla dolaşacak olduktan sonra çadırda uyuman daha evladır.

Mühim bir mektup (Reşahat'den):

- İbadetin hakikati, benliği kaybetmek, Allahü Teala'nın azametinden titremek, yalvarmak ve kırık dökük olmaktır. Bu manalar, gönülde ilahî azameti taraf taraf görmekle doğar. Bu saadet aşk ve muhabbete bağlıdır. Aşk ve muhabbetin zuhuru ise evvellerin ve ahirlerin Efendisine uymakla kabildir. Uymak da uymanın yolunu bilmeğe bağlıdır. Elbette ki din ilimlerinin varisleri olan alimlere el uzatmak gerek. Fakat din alimliğini dünya kazancına vesile edinen ve makam sahibi olmaktan başka hırsı bulunmayan alimlerden uzak durmak şartıyla... Ve o dervişler ki, raksederler, musiki dinlerler, ve ne verilirse kabul ederler. Onlardan uzaklaşmak lazımdır...

Sünnet ve cemaat ehli itikadına zıt, tevhid ve fikir dinlemekten de perhiz etmek şart... İlim tahsilini de, Allah'ın Resülü'ne uymanın bir zarureti olarak yerine getirmek icap eder vesselam.

Mevlana Sadeddin Kaşkari kuddise sirruh buyurur:

- İnsanın her nefes alışında bir hazine heder olup gider. Her nefeste bilmelidir ki Allah hazır ve nazırdır. Bu şuur insana hakim olunca Allah'dan utanma duygusu da beraber gelir ve gaflet gider. İnsanda gönül birdir. Ve o dünyaya sarkacak olsa Allah'dan mahrum olur. Allah'a yönelirse içinde bir pencere açılır ve o pencereden ilahî feyz güneşinin nuru girer. Bu nur doğudan batıya kadar her zerreye hayat verir. Ve yalnız penceresiz evler ondan nasipsiz kalır.

Mevlana Cami kuddise sirruh buyurdular:

- Evliyanın kudsi kelimeleri Muhammedi hakikat nurundan devşirilmiştir. Kur'an ve hadisin gerektirdiği tazimi evliya kelamına da göstermek lazımdır. Kendi bahtiyarlığını dileyen kimse evliya kelamına da edeb ve saygı göstermelidir.

Gene buyurdular:

-Bir kimse öncelerin ve sonraların bütün ilimlerini nefsinde toplasa son anında onlardan hiçbir faide bulamaz. Ta ki huzur hali ve Allah'ı bilme duygusu kendine yer etsin

Abduikadir Geylani kuddise sirruh gene buyuruyor:

- Müride behemehal bir kılavuz, bir delil lazımdır. Zira o öyle bir çöldedir ki, orada akrepler, yılanlar, afetler vardır. Susuzluk vardır. Yırtıcı vahşî hayvanlar vardır. İşte kılavuz onu bu afetlerden sakındırır. Su bulunan yerleri gösterir. Meyvalı ağaçların bulunduğu bölgelere götürür. Halbuki tek başına, kılavuzsuz olduğu takdirde, yırtıcı hayvanların, akreplerin, yılanların, afetlerin bulunduğu bölgelere düşer, perişan olur, mahvolur.

Ey, dünya yolunda yolculuk eden kişi! Kafileden, kılavuzdan ve arkadaşlardan ayrılma! Aksi halde malın da, rahatın da elinden gider.

Sen ey ahiret yolcusu, daima kavuzla beraber ol. klavuzla birlikte bulun. Ta o seni varacağın yere ulaştırıncaya kadar.

Yolda kılavuza yani mürşide hizmet et. Ona karşı edepli ol. Onun re'yinden ayrılma. Böylece o sana hakikatları öğretir. Seni kendisine yaklaştırır. Sonra senin necabetini, sıkını, ve maharetini gördüğünden yolda senin naip olman için talebde bulunur. Böylece seni yolun emiri, yolcuların da sultanı yapar. Seni gidilen yolda ve binilen vasıtalarda kendi yerine halife yapar. Nihayet gide gide seni peygamberinin huzuruna kadar getirir. Ona teslim eder. Seni ona yaklaştırır. Daha sonra, senin kalplere, hallere ve manalara naib olmanı talep eder. Böylece sen Allahü Teala'nın kulları arasında elçi olur, peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemin maiyetinde hademe durumuna gelirsin. Vazifen icabı olarak da kah halkın yanına gelir, kah Allah'ın huzuruna gidersin.

Fakat bütün bunlar öyle bir şeydir ki inzivaya çekilmekle ve boş temennilerle olmaz. Sinelerdeki bu şeyin varlığını kişinin güzel amelleri tasdik eder.

Milletlerin ferdleri arasında zuhur eden Allah dostları, milyonda bir denecek derecede az ve nadirdir. Onlar, Allah'ın kelamını kalbleri ve mana yönleri ile dinlerler. Ve bu güzel sesi, yani Allah'ın kelamını, azalarının işlediği salih amellerle tasdik ederler. (Fethu'r-Rabbani 50. meclis)

İnsanların her birinin meşguliyeti ayrı ayrıdır.

Kimisi, mevkii ve şöhret talibidir.

imisi, paranın, malın, mülkün kuludur.

Kimisi, devlet ileri gelenlerinin kuludur.

Kimisi, nefsinin, giyim ve kuşamın esiridir.

Kimisi, tuttuğu oruca güvenir.

Kimisi, kıldığı namaza güvenir.

Kimisi, rivayet ettiği hadise güvenir.

Kimisi, cehennemden korkar ve bu korkusuna güvenir.

Kimisi, cennete girmek için bir çok ameller işlerler ve bu amellerine güvenir.

Bunlardan başka Allah için kalbleri çarpan, Allah'a bağlı, O'nunla beraber olan kişiler vardır. Bunlar fanilere bağlanmaz, gönül vermezler. Bütün kuvvetleriyle Allah'ın dininin ayakta durması için çalışırlar, yardımcı olurlar.

Bu evsafdaki değerli kimseleri arayıp bulmalı, bulmak nasip olursa iyice taharri ettikten sonra, onlara bağlanmalı, yani onlara intisap etmeli.

Bir hadis-i kudside: (Faslü'l-Hitab'dan)

Benim dostlarım örtülerim altındadır, onların hakikatlerini benden başka kimse bilmez, buyurulmuştur.

Düşünmeliyiz ki yolu zahir olan suret Kabesine rehbersiz yol bulamıyoruz. Oraya gidenler ise hem onu görmüşler, kaç adım olduğunu; ne kadar uzakta olduğunu tayin etmişler.

Hakikat yoluna girip gayeye vasıl olmağı düşün! İlk bakışlarda görünmeyen binlerce nokta, binlerce mesafe... Bu yola, risalet unsurları yüce Peygamberler kadem basmışlardır. Allah'ın selatı selamı onların üzerine olsun. Düşün ki tek makam bile zahir değildir. Nitekim şöyle demişlerdir. Bu yolun erleri yüksek himmet ile ve maksuda tahsis-i nazarla gitmişlerdir. Bu sebeple yolda aşktan başka bir şeye bağlanmamışlardır.

Sâdık Dânâ (Musa Topbaş) Efendi hz.leri


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid İhtiyacı
MesajGönderilme zamanı: 06.03.09, 21:29 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 20.12.08, 03:44
Mesajlar: 190
bu zamanda her insan bir mürşid bir rehbere ihtiyaç duyar onun en derinini bir bakışta gören ve gördüğü yanlışları düzelten,kapısından ayrılmayacağı birine. kişiyi Allah'a götürecek mürşid kişi için en sevilen olur bir süre sonra çünkü en Sevgili'ye götürür insanı.insan sabırla samimiyetle beklerse birgün mutlaka çıkar bir mürşid yada onu aramalı gözünün yettiği heryerde

_________________
asl'olan AŞK'tır..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid İhtiyacı
MesajGönderilme zamanı: 06.03.09, 23:02 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator

Kayıt: 01.01.09, 18:04
Mesajlar: 145
Konum: http://askinsonhecesi.com
(Peygamberimiz: “Bu Allah’ın Kitabı olan Kur’an... iyi ile kötüyü, hak ile bâtılı ayırt eden bir yol göstericidir. Büyüklük taslayarak onu terk edenin Allah belini kırar. Doğru yolu onun dışında arayan sapıklığa düşer… Bilginler ona doymaz, takvâ sahipleri ondan usanmaz, onun ilmini bilen ileri gider, onunla amel eden sevap kazanır. Onunla hükmeden adaletli davranır, ona sımsıkı sarılan doğru yolu/hidayeti bulur.” buyurmuştur.)
[Tirmîzî, “Fedâîlu’l-Kur’an” 14]

hakkıyla arayan arananlardandır


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid İhtiyacı
MesajGönderilme zamanı: 07.03.09, 08:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 09:14
Mesajlar: 764
ALlah razı olsun

_________________
Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 4 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye