Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Ramazan'ı değerlendirmek
MesajGönderilme zamanı: 15.08.11, 01:14 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 19.08.10, 04:41
Mesajlar: 69
Ramazan'ı değerlendirmek

Ali Ünal

ali.unal@zaman.com.tr

Önemli bir gazetenin genel yayın yönetmeni, gazetede din danışmanı bulundurma teklifine sıcak bakmış, İslâm ile ilgili haberlerde dikkatli olacaklarını söylemişti.

Ramazan'ın ilk haftasında malûm medyada Ramazan'la ilgili "asparagas" haberler de görmeyince bu yıl olsun Ramazan'ımız rahat geçecek diye sevinmiştik. Ama Müslümanları, inançlarını, ibadetlerini, yaşayışlarını, ahlâkî düsturlarını, dünya görüşlerini yaralamayı ve tartışma konusu yapmayı sanki vazife edinmişler. Evet, herkes, vazifesini yapıyor ve Âhiret'teki yerini hazırlıyor.

Malûm medya grubuna katkı yapan başka grup medyaları da var. Meselâ, bir kanal, teravihimize "neşter" atıyor. Hasta olunca marangoza, arabalarını tamir için doktora gidiyorlarmış gibi, hadis-i şerife "hikâye anlatma" diyen, fakat yanlışına delil olacağını zannettiği bir hadisi "hani anlatılır ya" diye eksik-yanlış nakletmeye kalkarak Hadis'e sığınan, "Kur'an bilinci" iddiasındaki iki Kur'an cahili, hadis inkârcısı ve bir de Esra Elönü'yle teravihi tartışıyor. Allah'a şükür ki, Süleyman Ateş hoca, doğruları dile getirdi.

Bir de bazı yazarlar, ilâhiyatçı profesörler ve hocalar var. İlim ve içtihad selâhiyetleri kendilerinden menkuldür; 14 asır bütün mezheplerce üzerlerinde ittifak edilmiş, Kur'an, Sünnet ve icma ile sabit dinî kaideleri ve uygulamaları tartışma konusu yapmada birbiriyle yarışırlar. Kimisi, Hacc'ı yılın her gününe yaymak için bizzat kendi tabiriyle "öter"; kimisi, buna cevap vereceğim derken Hacc'ı Arafat'ta vakfeden ve Hacc'la ilgili âyetleri "Hacc-ı ekber"den söz eden âyetten ibaret sanarak, Kur'ân'ın Hacc'ı bir güne indirdiğini ileri sürer ve böylece İmam-ı Azam'dan da üstün olduğunu (!) ispatlar; sonra, "Teravih namazı yoktur." diye ortaya çıkar. Kimisi, abdestte çoraba mesheder; namazın 5 vakit olmadığını iddia edeni de vardır; İslâm'a göre herkesin ekonomik açıdan eşit olması gerektiğini ileri süreni de. Şu ülkede akıl ve "ruh sağlığımız"ı korumanın ve Müslümanlar olarak dinimizi yaşamanın, Ramazan'ımızı iyi değerlendirebilmenin birinci şartı, malûm medyaya ve Cenab-ı Allah'ın kimisini namazdan, kimisini hacdan, kimisini oruçtan, kimisini bir başka ibadetten veya hepsinden mahrum ederek mekrine maruz kıldığı ilâhiyatçılara, hocalara ve yazarlara gözümüzü ve kulağımızı tıkamaktır.

Ramazan, iki, hattâ üç ana hususiyetiyle öne çıkar. İlk olarak, Ramazan, oruç ayıdır. Oruç, sevabına ve mükâfatına âdeta sınır olmayan, Ateş'e karşı perde ve uykuyu ibadete, susmayı tesbihe çeviren ibadettir. Oruç, sadece belirli şehvetlerine karşı direnmekle nefsi terbiye ve ona galip gelme ibadeti değildir; oruç; yalan, gıybet, kötü söz, cedel ve öfkeye mağlûbiyet gibi nefsin yeme, içme ve cinsel tatminden daha kolay içine düştüğümüz şehvetlerine karşı da bir mücadeledir. İkinci olarak, Kur'ân'ın inzali, yani izahı burada konumuz olmayan tek bir defada inişi, Ramazan'da olmuştur. Dolayısıyla, mü'min için elbette her ay Kur'ân ayı, her gün Kur'ân günü olmakla birlikte Ramazan, hususî manâda Kur'ân ayıdır. Öyleyse, Kur'ân okumayı artırmak, teravih namazını mümkün olduğunca en azından bir hatimle kılmak, 4'er rek'at sonunda evrad ü ezkâr okumak, dua, bilhassa ümmet-i Muhammed'e (sas) çok dua etmek ve Kur'ân'ı mütalâa etmek, üzerinde çalışmak; gündüz sâim (oruçlu), gece kâim (ibadette) olmak, Ramazan'ı ihya adına çok önemlidir. Ramazan'ın üçüncü ana hususiyeti, içinde kendisinin bulunmadığı bin aydan daha hayırlı olan ve ihya edilebildiğinde mü'mine 80 küsur yıl ibadet etmiş sevabı kazandıran Kadir Gecesi'nin de bu ayda olmasıdır.

Ramazan'la ilgili olarak şu hadis-i şerif de bilhassa önemlidir: "Ramazan'a girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde Cennet'e giremeyen kimsenin burnu sürtülsün. Ben yanında anıldığım zaman bana salâvat getirmeyen kişinin de burnu sürtülsün." Bu hadis, üzerinde ayrıca durmayı gerektiriyor.


15 Ağustos 2011, Pazartesi


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye