Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: SAVAŞ AY: Bir 'hacı'nın hatıra defteri
MesajGönderilme zamanı: 18.11.10, 13:05 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 15.11.09, 21:21
Mesajlar: 98
Bir 'hacı'nın hatıra defteri

SAVAŞ AY


04.11.2010

Haccı takip etmek için Mekke'ye gidecek olmam mazide kaldı sandığım 'acemi paniklerimi' yaşattı bana... "Bu işin hakkını verebilecek miyim" diye kara kara düşünürken, konuyu 'hayatımın bilirkişisi'ne yani anneme açmaya karar verdim

Haber müdürlerimiz, akşam toplantısında hatırlatınca, Erdal Abi (Şafak), "Mola yapsın o yazıyı Savaş!" demiş. "Hem de kendi sorup kendi yanıtlasın. Her hafta biriyle yaptığı Mola söyleşisini bu defa kendiyle yapsın yani." Mevzu başka mevzu olsa belki nispeten idare ederim de, konu "Hacca gidecek adamın hissiyatı"... Zorlanmamak ne mümkün? Yine de uygun bir yol buldum sayılır. Metazori soru - cevap yerine içimden geçenleri eğip bükmeden yazmayı akıl ettim. Yazının sonuna da sırf içimden değil başımdan geçeni de ekledim.

HANGİ MAÇA GİDİYORSUN OĞLUM?
Tarifsiz bir telaş, bol kese heyecan, epey bir de endişe var yüreğimde. Kırk yıla merdiven dayamış meslek yaşantımda böylesi 'acemi paniklerini' geçeli çok oldu sanırdım, yalanmış. Gazeteden "haccı takibe gideceğimi" söylediklerinden beri; titrek huylar, şaşkın şaşkın davranışlar biriktiriyorum böğrüme. Duyunca hayırlı olsun diyen eş dost çok fazla ama "müstehzi" nazarlar atan, "Hadi oradan eğleşme bizle" diyen de az değil. Yabancı sayılmayız. Aramızda gazete sayfaları, televizyon ekranları üzerinden 40 yıllık ahbaplık var ve size itiraflarda bulunabilirim. "Hak ettim mi?" diye, "Uygun kişi miyim ki?" diye soruyorum kendime günlerdir. "Becerebilecek miyim? Kutsal toprakların yüzlerce yıllık anısına, yaşamış, yaşanmışlığına tercüman olabilecek miyim? İşin hakkını verebilecek miyim" diye diye, tedirgin doruklarda uçuruyorum aklımı. Durun durun! En iyisi "hayatımın bilirkişisine", anneme sorayım

Anne ben hacca gidiyorum.
- Dikkatli git! Şaka gibi ama ayniyle vaki, anneme müjdeyi telefonda verdiğimde tepkisi bu oldu. 19 yaşımdan beri yüzlerce seyahate çıkış haberimi aldı, alıştı kadıncağız tabii. Lakin bu defa daha bir etkilensin, ilgilensin isterdim, biraz bozuldum. Bereket soru sordu da çabuk anladım durumu. - Hangi maça gidiyorsun?

Anne maça değil hacca gidiyorum nasipse.
- Neeee hacca mııı?

Eveeeet.
- (sesi titreyerek, sevinçten ağlamak üzere şekillerde) Aslanıııım, ayy bu ne şahane haber oğlum. Türkaaaan, Savaş, hacca gidiyormuş, müjde kız müjdeee.

BİRAZ ERKEN DEĞİL Mİ PEKİ?
Teyzem de mi orada?
- Buradalar ya. Ayten Ablan, Yıldız Ablan, Melahat, İpek hepsi burada, çaya geldiler bana. Ay dur onlar da çok sevindi, ay ağlayacağım şimdi.

Anne ağlıyorsun zaten.
- Oğlum doğru söylüyorsun di mi?

Anne bunun yalanı mı olur? Helallik almaya gelicem de önden haber edeyim dedim.
- (Bu defa fena halde ağlayarak) Helal olsun aslanıııım. Dur dur kapatma. Sen şimdi basbayağı hacca, Mekke'ye gidiyorsun, Kâbe'ye hee?

Kısmetse...
- Peki ama çocuğum biraz erken değil mi?

Yok, tam mevsimi. Çok kişi gitti bile.
- Yahu onu biliyorum. Sen yaş olaraktan erken gitmiyor musun?

Hacca gitmenin yaşı mı olur anacım?
- Olmaz tabii de, yani anla işte, hacı olunca yani...

Annecim beni gazete gönderiyor. Hacca gidip izlenim, haber, söyleşi filan hazırlayacağım.
- Ne yani sadece iş mi? Emirlere uymayacak mısın?

Hangi emirlere?
- Oğlum hacca gidince yapılacak şeyler, uyulacak emirler kurallar var. Gerçek hacı olmayacak mısın yani?

Hem işimi yapıp hem de hacı olmaya gayret edeceğim.
- Bak, sakın yarım yamalak yapma. Sevaba değil çok kötü günaha girersin! Beynamazlık olmaz hacda.
Anne tamam yanına gelince konuşuruz bunları... - Bak teyzen de aynı şeyi söylüyor, Nermin Ablan da. Ne söylüyor?

ZEKERİYA HOCA GELİYOR MU?
- Nermin Ablan umre yaptı daha önce 2 defa. Dur söyleyecek sana. - Savaş'ım bak iner inmez Mescid-i Nebi'ye git ablacım. Bâbü's-selâm kapısından Hazret-i Resûl'e var. Hepimizden selam sevgi ilet. Yanı başında Ebu Bekir, bi de Hazreti Ömer efendilerimiz yatıyor, onlara da dualar et. Orada 40 vakit namaz kılarsan Hz. Peygamber'in şefaati üzerine olurmuş. Anneni veriyorum.

Annecim biz Diyanet İşleri'nin davetlisi olarak gidiyoruz. Başımızda din âlimleri olacak, onlar yönlendirecek zaten. Diyanet kitaplar, haritalar, kıyafetler de gönderdi.
- Haa iyi o zaman. Zekeriya Bey de geliyor mu?

O da kim?
- Zekeriya Beyaz Hoca...

Ne alakası var?
- Ne bileyim? Konu din konusu olunca hep o çıkardı ya A Takımı'na...

http://sabah.com.tr/Yasam/2010/11/04/bi ... ra_defteri


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: SAVAŞ AY: Bir 'hacı'nın hatıra defteri
MesajGönderilme zamanı: 18.11.10, 13:07 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 15.11.09, 21:21
Mesajlar: 98
Hacılar ve acılar

SAVAŞ AY


18.11.2010

Türk sağlık görevlileri 4 yıl önceki kazada ölen 2 hemşireyi unutmuyor. Hac sırasında ölenler Vahabi geleneklerine göre, mezar taşı olmadan gömülüyor

"Arkadaşlarımız orada öldü Savaş Bey" diyerek ağlamaya başladı koskoca doçent. "Kâbe'nin bir arpa boyu ötesindeki El Gazze Caddesi üzerinde bulunan El Hayır Oteli büyük bir gürültüyle çöktü, enkazı altında kalan 76 hacının arasında Mekke Hastanesi'nde görev yapan 2 Türk hemşire, Şengül Uzuner ve Handan Kurtuluş adlı arkadaşlarımız da öldü. Görev bitimi Kâbe'yi tavafa gitmişler, namazlarını da kıldıktan sonra evlatlarına oyuncak almak için çöken otelin altındaki bir alış veriş merkezine gitmişlerdi. Ölüm orada yakaladı onları."

MEZARLARI BELLİ DEĞİL
Mekke'de Diyanet'e ait Türk Hastanesi'ndeyim. Dün sabaha karşı saatlerde ziyarete gittiğim dev hastanede sağlık nöbetçi bir doçent ağlayarak bu olayı anlatıyor bana. Olayın üzerinden tam 4 yıl geçmiş ama kutsal topraklara görevle gelen hiçbir sağlıkçı unutmuyor olayı ve şehit meslektaşlarını. Ne yazık ki mezarlarının yeri bile tam belli değilmiş. Zaten asırlardır hacda ölüp de Mekke'de toprağa verilen yüz binlerce hacının mezar yeri bilinemiyormuş. Aklıma takılanları soruyor ve yakıcı yanıtlar alıyorum

Neden memleketlerine gönderilmiyor ki cenazeler? Mezarların belli olmaması çok acı bir durum sebebi nedir ki bunun?
- Bu gelenek olmuş artık. Hac sırasında öleni kutsal topraklara gömüyorlar kim olursa olsun. Cenazeleri kendi ülkesine göndermek hem Suudi bürokrasisinin katılığı hem de inanılmaz pahalıya mal olması açısından imkansızlaşmış neredeyse.

Mezar yerlerinin belirsiz oluşuna aklım ermedi.
- Vahabi anlayışı, türbeyi, lahdi, kabri kabullenmez. İslamiyet'in en yüce isimlerinin dahi mezarlarının yıkılmış, tarumar edilmiş, kaybedilmiş olmasının sebebi budur. Az daha Hazreti Peygamberimizin bile mübarek kabrini yok edeceklerdi, İslam dünyası ayaklanınca cesaret edemediler.

Bu yıl şu ana kadar 35 hacımız vefat etti. Onları kim nasıl nereye gömüyor?
- Toplu namazları Kabe'de kılınıyor ve sevgili peygamberimizin eşi Hazreti Hatice'nin yattığı Cennet-i Mualla'da defnediliyorlar. Biz defin sırasında mutlaka bir görevli bulunduruyoruz yanlarında. Yakınları varsa onlar da bulunuyor gömü esnasında. Başına ayak ucuna birer taş dikiyorlar ama tez zamanda suya sele kuma karışıp kayboluyor o taşlar da. Kimin nereye gömüldüğü de belirsizleşiyor yani.

Özellikle Arafat'ta sağlık hizmetlerinin aksadığı yolunda haber yayıldı.
- Bu biraz da insaf meselesi Savaş Bey. Toplam 343 personelle hizmet veriyoruz canı yürekten. Arafat'ta çadır kente kurduğumuz Sahra Hastanesi'ni gördünüz. Nasıl insan üstü bir gayretle çalıştık tanık oldunuz. Bırakın hasta ve yaralıları, yaşlı yorgun insanları bile taşıdı ambulanslarımız. 3 TIR dolusu ilaçla geldik buraya. Bir rakam vereyim şaşırın.

TÜRK HASTANESİ
Nedir o?
- 100 bin hacımız var kayıtlara göre ama hastanemiz ve diğer sağlık merkezlerimize müracaat eden hasta sayısı 75 bini buldu şimdiden. Yani hacılarımızın dörtte üçüne hizmet vermişiz kaba hesapla.

En sık rastlanan sağlık sorunu ne?
- İstatistik tutuyoruz. Bu yıl başvurusu olan 75 bin hasta arasında en genç olanın yaşı 58. Gerisini siz anlayın. Hep ileri yaş sıkıntıları var sıralamada. Diyabet, alt solunum yolları sıkıntısı, Gastroenterit ve kanser türevlerine bağlı gelişmiş Malign hastaları var liste başında.

Son olarak, her tarafta içi mavi ışıldaklı şu metal kutulardan asılı. Nedir ki onlar?
- (Gülerek) Onlar sinek öldürme cihazları. Bir taraftan da hac görevini yerine getirdiğimiz için, daldan yaprak kopartmamız, haşere öldürmemiz caiz değil. Bu yüzden sinekleri bertaraf etmeyi bu mavi ışıldaklara bıraktık.

http://sabah.com.tr/Yasam/2010/11/18/hacilar_ve_acilar


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye