teyzemize bir ara arkadaş sordu,""nasıl nasip oldu size bu güzellikler,bizede anlatın." "kendini Allah youna adıyacaksın "dedi teyzemiz. bizlere birer tesbih hediye etti.telefon numarasını verip medinede evine davet etti bir öğle yemeğine. gece üç gibi uyandırdılar bizi izdiham başlamadan arafata hareket etmek için.abdest alıp geldiğimizde teyzemiz yoktu. biraz beklemek zorunda kaldık çünkü o saatte bile kalabalık.Sıramız gelince otobüsleimizle arafata hareket ettik. sabah namazımızı arafattaki çadırımızda kıldık. buradaki çadırlar minadaki gibi değil. basit ama daha sevimli geldi bana . teyzenin uyku gelir sözü aklımda olduğu için,sabah namazından sonra biraz daha kestirdim ki vakfe zamanı uykum gelmesin. sabah dokuz civarı,Osman Nuri hoca efendinin çadırını bulalım diye telaşa düştük. sağ olsun bir genç kardeşimiz bizi götürdü. Girdiğimizde,sohbete gelecek olanlar için hazırlık yapılıyordu.yerdeki sergiler kuma belenmiş olduğundan yeni tertemiz halılar getirilmiş,yerlere açılıyor,bir taraftan gelenlere ikram edilecek kumanyalar hazırlanıyor.bizde yardımcı olduk.o kadar ince düşünülmüşki hayran olmamak elde değil. poşetlenen kumanyalara,şeytana atılacak taşları toplamamız için birer küçük poşet,birer çakı,hatta sofra bezi görevi görecek naylon örtüler konmuş. kumanya ise,pide,kavurma,elma,ceviz,meyve suyu,muz,salatalık,peynir ,helvadan oluşuyor.(çadırımıza döndüğümüzde kaç kişi doydu o kumanyadan Allah razı olsun. çünkü şirketin verdiği kumanya yetmemiş arkadaşlardan bir kısmı aç kalmıştı.) diyanetin hazırladığı bir proğramdan sonra,diyanet başkanının konuşması ,cem-i takdimle öğle ve ikindinin edasından sonra ,diyanetin vakfe duası yapıldı gayet hoştu. ardından herr grupun kendi çadırlarında sohbetleri vardı.Bir taraftan menzil cemaatinin çadırından hoca efendilerin sohbeti duyuluyor,bir tarafta başka cemaatlerin hocaları gruplarına vaaz ediyordu. Osman Nuri efendininde harika bir sohbetten sonra,abdullah sert beyin vakfe duası ardından ,Osman efendinin kısa ve özlü bir duası aminlerimizle son buldu. Sohbet harikaydı.Not defterim elimde not alıyorum.Sohbetin ortasına doğru bir uyku bastırdı.Uyumadım ama çok zorlandım.Kendimden utandım. teyze anlarsınız demişti ama birşey anlamıyordum.arkadaşımında aynı şekilde uykusu gelmiş,kalkıp yüzünü yıkamış.daha sonra aklıma şu düşünce geldi;Doğrusunu Allah bilir.Müslümanlar,ilk kez savaşacakları bedir harbinde çok korkmuşlardı.Çünkü azınlıktılar.Kafirlerin sayısının çokluğundan ümitsizliğe kapılmışlardı.O zaman rabbimiz hafif bir yağmur yağdırmış,müminlere bir uyku hali;sekineti indirmiş,kalplerini pekiştirmişti.. bizde,ilk kez şeytan taşlayacaktık.Belki nefislerimizin şeytani yüzüyle karşılaşmadan önce Rabbimizin verdiği bir sekinet haliydi bu. (nitekim şeytan taşladığımız ilk gün arkadaşlar korkulu düşler gördüklerinden bahsettiler. bende korkulu bir düşten uyanmış,ruya olduğuna şükretmiştim.) vakfeden sonra,cebeli rahmeye gitmeye teşebbüs ettiysek te,çadırlarımıza bayağı uzak olduğundan arkadaşları bekletip haklarını almayalım diye yarı yoldan dönmek zorunda kaldık.müzdelifeye hareket edilecekti çünkü.(Çok üzülmüştüm ama bayramdan sonra beşinci günde bile o küçük tepecikteki izdihamı görünce arefe günü orada olabilmenin ne kadar imkansıza yakın olduğunu anladım.)
|