Yusuf Kaplan
ykaplan@yenisafak.com.tr
18 Eylül 2009 Cuma
İşte size tam bir ilkellik örneği!Önceki yazımda, oruç yemenin ne anlama geldiğini, kahir ekseriyeti Müslüman olan bir ülkede insanların gözlerinin içine baka baka ve hiçbir saygı emaresi bile göstermeksizin insanların nasıl olup da oruç yiyebildiklerine şaşkınlığımı ifade eden bir yazı yazmıştım, hatırlayacağınız gibi. Bu yazıya, bazı çevrelerden, yazdıklarımı kat be kat doğrulayan, gerçekten ilkel tepkiler aldım. Okuduğunuzda küçük dilinizi yutacağınız bir e-maili ibret-i âlem olsun diye, yayımlayamayacağım bir iki cümlesi hâriç olduğu gibi yayımlıyorum.
Bu nümûnelik e-maili yayımlamadan önce birkaç noktaya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Müslüman bir ülkede, inanan insanlar, inanmayanların da inanmama özgürlüklerini temin etmekle, teminat altına almakla yükümlüdürler. Hiçbir Müslüman, -istisnâî hayatî durumlar dışında- hiçbir inançsızın inançsızlığına müdahale edemez, saldıramaz, sövemez. Kaldı ki, bu tür hayatî istisnâî durumlarda bile, bireyler değil, gerekli yasal organlar devreye girebilir.
Yine hiçbir Müslüman, salt oruç yediği için bir başka kişiye müdahale edemez, zarar veremez. Hatta oruç tutmayan insanlara gerektiği yerlerde, durumlarda izzet-ikramda bulunma edebini gösterir ve bundan aslâ yüksünmez. Öbür türlüsü bir Müslümana yakışmaz çünkü.
Burada yayımlayacağım e-maili bu hatırlatmalarımı gözönünde bulundurarak okumanızı istirham ediyorum.
Her ne sûretle olursa olsun, e-maili yazan kişinin hedef hâline gelmesini önlemek amacıyla ismini vermeden noktasına vigülüne dokunmadan buraya alacağım okuyucu e-maili, önce, sözkonusu yazımdan birkaç cümle alıntısıyla başlıyor:
"Oruç mevsimi, gayr-i müslimlerin de kendilerince katıldıkları, doyasıya yaşadıkları, paylaştıkları bütünleştirici ve kanatlandırıcı bir mevsimdi. Gayr-i müslimler bu ülkede Müslüman komşusunu rencide etmemek için oruçluymuş gibi hareket ederdi. Ve o yüzden Ramazan neşvesini, coşkusunu ve bayramını yaşamayı hak ederdi.
Ya şimdi? Çok ilkelleştik. Sokakta insanların gözünün içine baka baka, hatta gözünün içine sokarcasına oruç yiyecek, sigara içecek kadar kabalaştık, ruhumuz kaskatılaştı."
Benim yazımdan yaptığı bu alıntıdan sonra inanılmaz küfürler savuruyor bu terbiyesiz, ilkel kişi. Dediğim gibi, ibret-i âlem olsun diye buraya alıyorum:
"Yusuf Kaplan efendi,
Kendi iç çelişkilerin, aptallıkların filan bir yana, son derece terbiyesiz […] bir yazı yazmışsın.
Gayri müslimlerin bu memleketten sürülmesinin yanlışlığını vurgular gibi yaparken, aslında belli ki genlerine işlemiş olan ırkçılığın ve gericiliğin ağır basmış.
Gayri müslimler de "oruç mevsimi"ne "kendilerince" katılırlarmış.. Ve "o yüzden" de, Ramazan "neşvesini, coşkusunu ve bayramını" yaşamayı hak ederlermiş!!!
Bre aşağılık mahlûk, sen mi dağıtıyorsun bu "hak ve ceza"ları?
Utanmaz arlanmaz, o gayrimüslimler uygun gördüğün(!) hakkı kullanabilmek için değil, azınlıkta kaldıkları bir memlekette huzurları kaçırılmasın diye, dahası, senin gibi linççiler tarafından linç edilmemek için öyle davranmak zorunda bırakılmışlardır; bilmiyor musun?!
Osmanlı hayranlığını bir yana koy; ondan bir halt tutturamazsın bu bapta!
Şimdi çok ilkelleştiğimizi, sokakta insanların gözünün içine baka baka sigara içecek kadar kabalaştığımızı söyleyip, hemen ardından da, (bu durumun) inanılmaz bir saygısızlığın, düşmanlığın ürünü olduğunu iddia edip, (bunun da) ilkellik, hayasızlık ve ahlakszılık olduğunu...
Evet, ilkel, hayasız ve ahlaksız sensin!
Ahlaksız!
Sana mı soracağım nerede ne zaman sigara içeceğimi?
Bana sorup da mı oruç tutuyorsun?
Benim için mi oruç tutuyorsun?
Sen oruçluyken, yemek yiyen birini gördüğünde niye hemen rencide oluveriyorsun?
Seni ucuz Müslüman seni...
Seni somun pehlivanı seni...
Demek o "gavur"lar da kendilerince Ramazan'a katılıp, doyasıya yaşarlarmış oruç mevsimini haa??!
Allah cezanı versin be!
Tuzlayayım da kokma!"
E-mail burada bitiyor. Bu e-mail, Türkiye'nin nerelere sürüklendiğinin düşündürücü örneklerinden biri. Yorum yapmıyorum. Bu kadar ilkel bir e-maile yorum yazmayı zül addederim… Sadece kınıyorum ve acıyorum bu tiplere… Yazık, çok yazık!
NOT: Türk sinemasının öncü yönetmenlerinden ve teorisyenlerinden Halit Refiğ Ağabey, yoğun bakımda. Halit Ağabey'in bir an önce yeniden sağlığına kavuşması için dualarınızı eksik etmeyin lütfen… (YK)
