Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: 092 - LEYL SÜRESİ
MesajGönderilme zamanı: 03.01.09, 17:19 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
092 - LEYL SÜRESİ


Cumhura göre Sûrenin tamamı Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur. Ancak Ali ibn Ebî Talha'dan medenî olduğuna dair bir görüş de rivayet edilmiş­tir. Bir kısmının mekkî, bir kısmının da medenî olduğu da söylenir. Nüzul sırası itibariyle A'lâ Sûresinden sonra inmiştir.[1] Âyetlerinin adedi, yirmi bîrdir. [2]



l. Andolsun bürüyüp örttüğü zaman geceye,

2. Açıldığı zaman gündüze.

3. Erkeği ve dişiyi yaratana.

4. Doğrusu sizin çalışmalarınız bölüm bölümdür.



Ayetlerin nüzul sebepleri ile ilgili rivayetler:

1- Ma'mer b. İsmail el-İsmailî 431 senesinde Cürcane isimli bir zata yazarak, o Ebu'l-Hasan Ali b. Ömer el-Hafiz'dan, o Ali b. Hasan b. Harun'dan, o Abbas b. Abdillah et-Terkıfî'den, o Hafs b. Ömer'den, o Hakem b. Ebân'dan, o İkrime'den, o da İbn Abbas'tan bize şu rivayette bulundu:

Bir adamın hurma ağaçları vardı ve bunlardan birinin dalı fakir ama ailesi kalabalık salih bir kişi­nin evine sarkıyordu. Adam evine gelip de ağaçtan hurmaları toplamaya çıkınca komşusunun evine ondan bazıları düşer; fakir komşunun çocukları da onları alıp yemek isterlerdi. Ama adam hemen ağaçtan iner, gelir ve çocukların ellerinden hurmaları çeker alır, eğer çocuk meyveyi ağzına almışsa çocuğun ağzına par­mağını sokar ve hurmayı geri çıkarmaya çalışırdı.

Fakir komşu bu durumu Hz. Peygamber (sa)'e gelerek şikâyette bulundu ve hurma sahibinin yaptıklarını ona haber verdi. Rasûlullah (sa) da ona:

"Sen şimdi git." buyurdular. Daha sonra Allah'ın Rasûlü (sa) o hurmaların sahibiyle karşılaştı ve ona:

"Dalı filân komşunun evine sarkan hurma ağacını bana ver, buna karşılık sana cennette bir hurma ağacı verilsin." buyurdu. Adam:

"Doğrusu onu verirdim ama onun meyvesi benim çok hoşuma gidiyor. Benim pek çok hurma ağacım var ama hurması ondan daha çok hoşuma gideni yok." dedi ve ayrılıp gitti.

Rasûlullah (sa)'ın ve o adamın konuşmalarını duyan bir başkası Rasûlullah (sa)'a:

"Ey Allah'ın elçisi, ben o filân oğlu filânın evine sarkan hurma ağacını satın alır, sonra onu sana verirsem onun şu andaki sahibine vadettiğin cennetten bir hurma ağacını bana da verir misin?" diye sordu. Hz. Peygamber (sa):

"O, senindir." buyurdular.

O adam gidip hurmanın sahibini buldu. Onun da o adam gibi hurma ağaç­ları vardı. Hurmanın sahibi ona:

"Filân komşumun evine sarkan hurma ağacını Rasûlullah'a vermem karşılığında bana cennetten bir hurma ağacı verildiğini bana haber verdi. Ben de: Onu sana verirdim ama onun meyvesi benim hoşuma gidiyor." dedim." dedi. Adam, hurma sahibine:

"Ne dersin, onu bana sâtsan." dedi. Hurma sahibi:

"Hayır, ama benim istediğimi verirsen belki satarım, onu vereceğini de sanmam." dedi. Adam:

"Nedir düşündüğün?" diye sordu. Hurma sahibi:

"Kırk hurma ağacı." dedi. Adam:

"Çok istedin; bir hurma ağacına kırk hurma ağacı mı?" dedi. Bir süre sustular, sonra adam:

"Tamam, sana kırk hurma ağacı verdim." dedi. Hurma sahibi:

"Eğer bu sözünde doğru isen buna başkala­rını da şahid kıl", dedi. Emretti, bazı insanlar geldiler. Adam onlara:

"Şahid olun, ben buna, dalı filân oğlu filânın evine sarkan hurma ağacı karşılığında hur­ma ağaçlarımdan kırk hurma ağacı verdim." dedi, sonra hurma sahibine dönüp:

"Ne diyorsun?" diye sordu. Hurma sahibi de:

"Tamam razı oldum." dedi ama biraz sonra:

"Seninle Aramızda alış veriş olup bitmedi." dedi. Adam:

"Allah senin alış verişini ikale etsin. Ben eğilmiş bir hurma ağacına karşılık sana kırk hurma ağacımı verirken ahmak değildim." dediyse de hurma sahibi:

"Ben, bana istediğim hurma ağaçlarını vermen karşılığında bu alış verişe razı oldum. Ayak­ta (yatmış veya eğilmiş olmıyan) hurma ağaçlarından verecek misin?" dedi. Adam bir süre durdu ve:

"Ayakta olan hurma ağaçlarından kırk tanesi senindir." dedi ve şahitleri de getirip hurmalarından ayakta olan kırk hurma ağacı saydı ve adama verdi, ayrılıp gittiler. Adam o hurma ağacını satın aldıktan sonra Rasûluilah (sa)'a gelip:

"Ey Allah'ın elçisi, filancanın evine sarkan hurma ağacı benim oldu. Şimdi de o senindir." dedi. Rasûluilah (sa) da o fakir komşuya gi­dip:

"Bu hurma ağacı senin ve ailenindir." buyurdular.

İbn Abbâs der ki: "îşte bu olay üzerine Allah Tealâ, Sûrenin sonuna kadar olmak üzere: "Andolsun, bürüyüp örttüğü zaman geceye..." Sûresini indirdi.[3]

Ancak İbn Kesîr bu rivayeti zikrettikten sonra gerçekten ğarîb olduğunu söylemiştir ki bu, zayıf bir hadistir Sahih olan ise Hz. Ebu Bekr hakkında nazil olmuş olmasıdır.

Beğavî, o cimri kişiden hurma ağacını kırk hurma ağacı karşılığında satın alan sahabinin Ebu'd-Dahdâh olduğunu nakleder.[4]

Bu hadisenin aynı zamanda A'lâ, 87/14-15 âyetlerinin de nüzulüne sebep olduğu biraz önce geçmişti.[5]

2- Ebû Bekr eİ-Harisî, Ebu'ş-Şeyh el-Hafiz'dan, o Velid b. Ebân'dan, o Muhammed b. İdris'ten, o Mansur b. Ebî Müzahim'den, o İbn Ebi Veddah'tan, o Yunus'tan, o İbn İshak'tan, o da Abdullah'tan bize şu rivayette bulundu:

"Ebû Bekr, Bilaî'i, Umeyye b. Halef’ten on altına satın aldı ve serbest bıraktı. Bunun üzerine Allah Teala Leyl: 92/1-4 âyetleri indirdi. Yani Ebû Bekr'in sa'yi başka Umeyye'ninki başkadır."[6]

3- Hz. Ebu Bekr'in Ümeyye ibn Halef’ten Hz. Bilâl'ı bir bürde ve on ukıyye karşılığı satın alması üzerine Allah Tealâ: "Doğrusu sizin çalışmanız bölüm bölümdür."e kadar olmak üzere "Andolsun bürüyüp örttüğü zaman gece­ye" yi indirmiştir.[7]



5-7. "Elinde bulunandan verenin, Allah'a karşı gelmekten sakına­nın, en güzel söz olan Allah'ın birliğini doğrulayanın işlerini kolaylaştırı­rız.



1) Hz. Ebu Bekir’le ilgili rivayetler:

a- Hz. Ebu Bekr'in babası Ebu Kuhâfe ona:

"Oğulcuğum, seni görüyorum hep zayıf, güçsüz köleleri satın alıp azat ediyorsun. Madem köle satın alıp azat edeceksin şöyle güçlü kuvvetli köleler satın alıp azat etsen de önünde durup sana gelebilecek tehlikelere ve kötülüklere karşı seni korusalar." demişti. Ebu Bekr:

"Babacığım, benim bundan tek beklediğim ve istediğim Allah'ın hoşnut­luğudur. Ben bununla ancak Allah katında olanları istiyorum" demişti. Bize ri­vayet edildiğine göre

"Herhalde kendisi de ilerde hoşnut olacaktır."a kadar ol­mak üzere "Amma kim verir ve takvaya ererse, o en güzeli tasdik ederse, Biz de ona en kolayı müyesser kılarız." âyetleri babasının bu sözleri ve onun babasına cevabi üzerine nazil oldu.[8]

b- Amir İbni Abdullah îbni Zübeyr babasından, ondan Hâkim anlattı:

Ebu Kuhâfe, Ebu Bekir'e:

“Ey oğulcağızım, seni zayıf köleyi âzât eder görüyorum. Kuvvetli erkekleri âzât etseydin, seni düşmanlarından korurlar ve senin önünde dikilirlerdi.” dedi. Ebu Bekir:

“Ey baba, ben ancak Allah'ın yanındakini istiyorum.” dedi. bunun üzerine Leyl: 92/5-21 âyetleri indirildi.[9]

c- Abdurrahman b. Hamdan, Ahmed b. Cafer b. Malik'ten, o Abdullah b. Ahmed b. Hanbel'den, o Ahmed b. (Muhammed b.) Eyyub'dan, o İbrahim b. Sa'd'dan, o Muhammed b. İshak'tan, o Muhammed b. Abdillah'tan, o İbn Ebî Atık'ten, o Amir b. Abdillah'tan, o da ailesinden olan birisinden rivayet etti:

"Ebû Kuhafe oğlu Ebû Bekr'e şöyle dedi:

"Oğulcağızım görüyorsun ki sen zayıf bir omuzu (köleyi) satın alıp salıveriyorsun. Eğer sen kuvvetli kimseleri hürriye­tine kavuştursaydın, seni düşmanlarından korurlar ve senin önünde dikilirlerdi." Ebû Bekr de:

"Babacığım ben, isteyeceğimi ancak istiyorum."

(Ravi burada diyor ki:) Leyl: 92/5-21 âyetleri Ebû Bekr ve babasının ona söylediği söz hakkında nazil olmuştur."[10]

d) Hz. Ebu Bekr es-Sıddîk, yoksul müslümanlara yemek yedirir, onları do­yururdu. Bir gün Ebu Cehl ona:

"Ey Ebu Bekr, Allah'ın bu yoksulları doyurabi­leceğini mi sanıyorsun?" dedi. Ebu Bekr:

"Evet." dedi. Ebu Cehl:

"O halde ne­den onları yedirip doyurmuyor?" diye sordu. Hz. Ebu Bekr:

"Allah bir kavmi fakirlikle, diğer bir kavmi de zenginlikle imtihan etmiş; fakirlere sabretmeyi, zenginlere de yedirmeyi emretmiştir" dedi. Ebu Cehl:

"Vallahi ey Ebu Bekr, sen olsa olsa sapıklık içindesin. Sen sanıyor musun ki Allah bunlara yedirmeye gü­cü yeterken yedirmemiş de sen onlara yediriyorsun?" dedi ve işte bunun üzerine

"Onlara: Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden infak edin, denildiğinde o küf­reden kâfirler iman etmiş olanlara: Dilediği takdirde Allah'ın yedirip doyuraca­ğı kimseyi biz mi yedirelim?..." Yâsîn, 36/47) âyet-i kerimesi ile bu

"Bundan sonra her kim de verir ve sakınırsa, bir de o en güzeli tasdik ederse Biz de onu, en kolaya hazırlarız." âyet-i kerimeleri nazil oldu.[11]

2- Kaderle ilgili rivayetler:

a- Ebû Abdillah Muhammed b. İbrahim, Muhammed b. Cafer b. el-Heysem el-Enbarî'den, o Cafer b. Muhammed b. Şakir'den, o Kubeysa'dan, o Süfyan es-Sevrî'den, o Mansur ve A'meş'ten, o Sa'd b. Ubeyde'den, o Ebû Abdirrahman es-Sülemî'den, o da Ali'den rivayet ederek şöyle dedi:

"Sizden hiçbir kimse yoktur ki onun Cennetteki veya Cehennemdeki yeri ya­zılmış olmasın." Dediler ki:

"Ey Allah'ın Rasulü biz tevekkül etmeyelim mi? Buyurdu ki:

"Amel ediniz. Zira herkes yaratıldığı şeye müyesserdir. (Yani herkes yaratılışı üzere amel edecektir.)" Sonra Leyl: 92/5-7 âyetlerini okudu:[12]

b- Buhari bu hadisi, Ebû Nuaym'dan, o A'meş'ten, Müslim ise Ebû Züheyr b. Harb'dan, o Cerir'den, o da Mansur'dan rivayet etmiştir.[13]



8. Ama kim de cimrilik eder ve kendini müstağni sayarsa

9. Ve o en güzeli yalanlarsa

10. Biz de ona en güç olanı kolaylaştırırız.



İbn Abbâs'tan rivayete göre bu âyet-i kerimeler Ümeyye ibn Halef hakkın­da nazil olmuştur.[14]



17. En çok sakınan ondan uzak tutulur.

18- O ki temizlenmek için malını verir.

19. O'nun nezdinde bir kimsenin karşılık olarak verilecek hiçbir nimeti yok­tur.

20. Ancak yüce Rabbının hoşnutluğunu gözetmek içindir.

21. Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.



Ayetlerin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- İbn Zübeyr minberdeyken onu işiten kimse şöyle dediğini söylüyor:

"Ebû Bekr zayıf köleleri satın alıp salıveriyordu. Babası Ebû Bekr'e dedi ki:

"Oğlum keşke sen, sır­tını koruyacak kimseleri satın alıp da salıversen." O da dedi ki:

"Ben, sırtımın müdafa­asını murad etmiyorum." Bunun üzerine Leyl: 92/17-21ayetleri indi:[15]

2- İbn Abbas'tan rivayet ederek şöyle demiştir:

"Bilal müslüman olunca putlara gidip üzerlerine bevletti. O Abdullah b. Cudan'ın kölesi idi. Bunun üzerine müşrikler Bilal'in yaptığını ona şikâyet ettiler. O da onu müşriklere teslim etti ve putları için yüz deve kestiler. Onlar da Bilal'i yakalayıp kızgın taşlar üzerine yatırıp kendisine işkence etmeye başladılar. O ise:

"Allah bir, Allah bir" diyordu. Bu esnada Rasulullah (s.a.v.) ona uğrayıp:

"Allah bir, Allah bir" demen seni kurtaracaktır" buyurdu. Sonra Rasulullah (s.a.v.) Bilal'in Allah yolunda işkence edilişini Ebû Bekr'e haber verdi. Ebû Bekr de bir batman altın yüklenip, gidip onu bu altın karşılığında satın aldı. Bunun üzerine müşrikler dediler ki:

"Ebû Bekr bu işi ancak Bilal'in kuvvetli bir adam oluşuna karşılık boyle yaptı." Bunun üzerine Allah Teala Leyl: 92/19-21 âyetleri indirdi. [16]

3- Atâ ve Dahhâk'in İbn Abbâs'tan rivayetlerinde o şöyle anlatıyor:

Müşrikler Bilâl'e işkence eder ve o da:

"Allah birdir, Allah birdir." derken Hz. Peygamber (sa) de oradan geçiyormuş. Bilâl'e:

"O Bir (olan Allah), seni kurtaracaktır." bu­yurmuş. Gelip Hz. Ebu Bekr'e:

"Ey Ebu Bekr, Bilâl Allah için işkence çekiyor." buyurmuş. Hz. Peygamber (sa)'in ne demek istediğini anlıyan Hz. Ebu Bekr hemen evine gelmiş, bir miktar altın alarak Bilâl'in efendisi olan Ümeyye ibn Halef’e gitmiş ve ona:

"Bana Bilâl'ı satar mısın?" demiş. Onun muvafakat et­mesiyle Bilâl'i satın almış ve azat etmiş. Müşrikler:

"Ebu Bekr, Bilâl'i olsa olsa daha önceden kendisine yaptığı bir iyilikten dolayı satın alarak azat etmiştir." demişler ve işte bunun üzerine bu âyet-i kerimeler nazil olmuş.[17]

4- Urve (r.a.):'den İbnu Ebî Hatim anlattı::

“Ebu Bekir, hepsi Allah için azap olunan yedi köleyi âzât etti. Onun hakkında, Leyl: 92/17-21 âyetleri indirildi.”[18]

5- İbnu Zübeyr'den Bezzâr anlattı. Bezzâr Leyl: 92/17-21 âyetleri Ebu Bekir hakkında indirildi, dedi. [19]

6- Amir ibn Abdullah'tan, onun da babasından rivayete göre bu âyet-i kerime­ler Hz. Ebu Bekr hakkında nazil olmuştur. Katâde'den gelen rivayette bu âyet-i kerimelerin onun hakkında nazil olması, Bilâl, Amir ibn Füheyre gibi altı veya yedi kişiyi satın alıp azat etmesi ile ilişkilendirilmiştir.[20]







--------------------------------------------------------------------------------

[1] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/950.

[2] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/712.

[3] Hadisin senedinde Hafs b. Ömer b. Meymun el-Uznî vardır. Hafız et-Takrib'de "zayıftır" dedi. 1/188, Suyuti; ed-Dürr: 2/357. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 381. İbn Kesîr, age. VII,441-442. (İbn Ebi Hatim’den) Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/951-952

[4] el-Beğavî, age. IV,495. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/952

[5] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/952. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/714-715.

[6] Suyuti; ed-Dürr: 6/358. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 381-382.

[7] el-Beğvî, age. IV,495. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/951.

[8] İbn Hişâm, es-Sîretu'n-Nebeviyye, 1,319; Ibn Cerîr et-Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXX,142.

[9] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/715. Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,198. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/950. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/528.

[10] Hakim; Müstedrek: 2/525. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 382. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/950. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 463.

[11] Kurtubî, age. XV,26. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/950-951.

[12] Buhari; Cenaiz: 1362, Tefsir: 4945, Edeb: 6217, Kader: 6605, Tevhid: 7552, Müslim; Kader: 6, 7/2647, Ebu Davud; Sünnet: 4694, Tirmizi; Kader: 2136, Nesai: 698, 699, İbn Mace: 78.

[13] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 382.

[14] Kurtubî, age. XX,57. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/952. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/528.

[15] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 383.

[16] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 383. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/953.

[17] Kurtubî, age. XX,60. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/953. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 463-464; Sâvî Haşiyesi. 4/326; Hâzin, 4/256; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/333. Nisaburî, Esbâbu 'n-Nüzul, s. 255 vd. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/532.

[18] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/715. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/532.

[19] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/715. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/532.

[20] Taberî, age. XXX,146. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/952-953.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye