Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: 057 - HADİD SURESİ
MesajGönderilme zamanı: 03.01.09, 16:59 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
057 - HADİD SURESİ


İbnu's-Sâib sûrenin Mekkî olduğunu söylemişse de Avfî'nin İbn Abbâs'tan rivayetinde ve el-Hasen, Mücâhid, îkrime, Câbir ibn Zeyd, Katâde ve Mukâtil kavlinde Medine'de[1] ve Zilzâl Sûresinden sonra nazil olmuştur.[2]

Kurtubî'nin zikrettiğine göre bu sure bütün âlimlerin görüşünde Me­dine'de inmiştir. Zahir olan da budur. Mekke'de indiği yolunda görüş varsa da bu görüş zayıftır. [3]

İbn Atıyye der ki: Bu sûrenin içinde medenî âyetler olduğunda şüphe yok­tur. Fakat baş kısmı mekkî olmaya daha çok benzemektedir. Bezzâr'ın Müsned'inde, Taberânî'nin ve İbn Merdûye'nin, Hılye'de Ebu Nuaym'ın Beyhakî ve İbn Asâkir'in Hz. Ömer'den naklen tahric etmiş oldukları bir haber de bu görüşü destekler mahiyettedir. Bu habere göre Hz. Ömer, müslüman ol­madan önce kız kardeşinin yanına girdiğinde ortada bir sayfa görmüş. Sayfada Hadîd Sûresini baş kısmı varmış, alıp okumuş ve "Allah'a ve Rasûlü'ne iman edin ve sizi halifeler kıldığı şeylerden de infak edin"e ulaşınca iman etmiş.[4]

Ancak meşhur olan onun, Tâhâ Sûresinin yazılı olduğu sayfayı okuyup müslüman olduğudur.

Hz. Peygamber (sa)'den merfû olarak rivayet edilen: "Salı günü hacamat olmayınız. Şüphesiz ki Hadîd Sûresi bana Salı günü indirildi." hadisinin delâleti üzere Sûre salı günü nazil olmuştur.[5]

Âyetlerinin adedi, yirmi dokuzdur. [6]



7. Allah'a ve Rasûlü'ne iman edin ve sizi halifeler kıldığı şeylerden de infak edin. Aranızdan iman edip te infakta bulunan kimselere, işte onlara çok büyük bir mükâfat vardır.



Dahhâk'tan rivayete göre bu âyet-i kerime Tebük seferi hakkında nazil ol­muştur.[7]



10. "İçinizden Mekke'nin fethinden önce sarfeden ve savaşan kimseler, daha sonra sarfedip savaşan kimselerle bir değildirler, önceki­ler daha üstün derecededirler. Allah, hepsine cenneti vadetmîştir. Allah, işlediklerinizden haberdardır."



Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- Muhammed b. Fudayl, Kelbî'den rivayet ettiğine göre bu âyet malını Allah yolunda Hz. Peygamber'e infakta bulunanların ilki olan Ebû Bekr Sıddık (r.a.) hakkında nazil olmuştur. [8] Şu rivayet de buna delalet eder: [9]

2- Muhammed b. İbrahim b. Yahya, Ebu'l-Hasan Muhammed b. Abdillah es-Selîtî'den, o Osman b. Süleyman el-Bağdadî'den, o Yakub b. İbrahim el-Mahzumî'den, o Amr b. Hafs eş-Şeybanî'den, o Ala b. Amr'dan, o Ebû İshak el-Fezarî'den, o Süfyan-ı Sevrî'den, o Adem b. Ali'den, o İbn Ömer'den bize şu rivayette bulunmuştur:

"Peygamber (s.a.v.) oturuyordu. Yanında Ebû Bekr (r.a.) bulunuyordu, Ebû Bekr'in sırtında bir aba vardı. Göğüs kısmı yırtık idi. Bu esnada Cibril (a.s.) gökten inip, Allah'tan Ebû Bekr'e selam getirdi ve dedi ki:

"Ey Muhammed bana ne oluyor ki, Ebû Bekr'i üzerinde göğüs kısmı yırtılmış bir aba ile görüyorum?" Rasulullah (s.a.v.) da:

"Ey Cebrail, o, malını fetihten önce bana harcadı" buyurdu. Cebrail (a.s.) de dedi ki:

"Öyle ise Allah Subhanehu Teala'dan ona selam söyle ve ona de ki: "Rabbin senin için şöyle buyuruyor:

"Şu fakirlik halinde sen benden razı mısın yoksa kızgın mısın?"

Peygamber (s.a.v.) Ebû Bekr'e dönüp:

"Ey Ebû Bekr bu, Cebrail'dir. Allah Teala'dan sana selam getiriyor. Ve Allah Teala senin için buyuruyor ki: "Şu fakirlik ha­linde sen benden razı mısın yoksa kızgın mısın?" Bunun üzerine Ebû Bekr dedi ki:

"Rabbime mi kızacak mışım? Ben Rabbimden razıyım, ben Rabbimden razıyım."[10]



16. "İnananların gönüllerinin Allah'ı anması ve O'ndan inen ger­çeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendi­lerine kitap verilenler gibi olmasınlar; onların üzerinden uzun zaman geçti de kalbleri katilaştı; çoğu, yoldan çıkmış kimselerdir."



Ayetin nüzul zamanı ile ilgili rivayetler:

1- Abdullah ibnu'l-Mübârek'in Salih el-Murrî kanalıyla İbn Abbâs'tan rivayetine göre bu âyet-i kerime vahyin nazil olmaya başlamasından 13 sene sonra nazil olmuştur. [11]

2- Abdullah ibn Mes'ûd'dan rivayette ise o:

"Bizim müslüman olmamızla bu âyet-i kerimenin nazil olması arasında 4 sene vardır." demiştir.[12]

3- Abdullah ibnu'z-Zubeyr'den rivayete göre de onların müslüman olmasıyla onları azarlayan bu âyet-i kerimenin inmesi arasında dört sene vardır.[13]

4- İbn Abbâs rivayetine göre âyet-i kerime Medine-i Münevvere'de, İbn Mes'ûd rivayetine göre de Mekke'de nazil olmuş olması gerekir ki bir çok müfessir İbn Mes'ûd rivayetini tercih etmiştir.



Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- Kelbî ve Mukatil dediler ki:

"Bu âyet Hicret'ten bir yıl sonra münafıklar hak­kında inmiştir. Onlar birgün Selman-ı Farisî'ye sual ederek:

"Bize Tevrat'ta olanlardan anlat. Zira onda çok acayip şeyler vardır" dediler. Bunun üzerine bu âyet nazil oldu. [14]

Kelbî. ve Mukâtil'den âyet-i kerimenin münafıklar hakkında nazil olduğu ve âyetteki "iman etmiş olanlar"la münafıkların kastedildiğine dair bu rivayeti Alûsî sahih bulmamaktadır.[15]

2- Başkaları da Mü'minler hakkında indiğini söylemişlerdir."[16]

3- a- Abdu'l-Kahir b. Tahir, Ebû Amr b. Mutırr'dan, o Cafer b. Muhammed el-Firyabî'den, o İshak b. Raheveyh'ten, o Amr b. Muhammed el-Kureşî'den, o Hallad b. Müslim Saffar'dan, o Amr b. Kays Mülâî'den, o Amr b. Mürre'den, o Mus'ab b. Sa'd'dan, o da Sa'd'dan şu rivayeti bize haber verdi:

"Kur'an Rasulullah (s.a.v.)'a indirildi de, O da onu insanlara bir zaman oku­muştu. Bunun üzerine insanlar da:

"Ey Allah'ın Rasulü, bize biraz da kıssalardan anlatsan" dediler. Allah Teala “Biz sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz” (Yûsuf, 12/3) âyetini indirdi. Rasulullah (s.a.v.) bu âyeti onlara bir müddet okudu. Bu sefer de:

"Ey Allah'ın Rasulü, bize biraz konuşsan" dediler. Bunun üzerine Allah Teala “Allah, sözün en güzelini indirdi” (Zümer, 39/23) âyetini indirdi. Bunların her birisi Kur'an ile emrolunuyorlardı.[17]

b- Hallad, bu rivayete şu rivayeti ilave etmiştir.

Bu sefer insanlar:

"Ey Allah'ın Rasuîü, bize biraz öğüt versen" dediler de Allah Teala bu âyeti indirdi."[18]

c- Daha önce (Yûsuf Sûresi'nin 3. ve Zümer Sûresi'nin 23. âyetlerinin nüzul sebebinde) geçtiği üzere Avn ibn Abdullah'tan rivayette o şöyle anlatıyor: Rasûlullah (sa)'ın ashabı (Rasûlullah (sa)'a inen Kur'ân âyetleri dinlemekten) usandılar ve

"Ey Allah'ın elçisi, bize başka bir şeyler anlatsan." dediler de Allah Tealâ: "Allah, sözlerin en güzelini birbiriyle ahenkli ve katmerli bir kitab halinde indirmiştir..." (Zümer, 39/23) âyet-i kerimesini indirdi. Bir süre sonra tekrar usandılar ve:

"Ey Allah'ın elçisi, bize kendi sözün ve Kur'ân'ın dışında bir şeyler anlatsan." dediler. Bununla onun, kendilerine hikâyeler anlatmasını istiyorlardı. Bunun üzerine de Allah Tealâ: "Biz, sana bu Kur'ân'ı vahyetmekle kıssaların en güzelini sana anlatıyoruz." (Yûsuf, 12/3) âyet-i kerimesini indirdi. [19]

d- İbn Ebî Hâtim'in de Sa'd ibn Ebî Vakkâs'tan rivayetinde yukardaki riva­yette zikredilenlere ek olarak şöyle denilmektedir: Bu âyet-i kerimelerin inme­sinden bir süre sonra yine:

"Ey Allah'ın elçisi, bize başka şeyler anlatsan ya!" dediler de Allah Tealâ. bu kere de "İman edenlerin, Allah'ı ve haktan ineni zikir için kalblerinin saygı ile yumuşaması zamanı halâ gelmedi mi?..." âyet-i keri­mesini indirdi.[20]

4- a- İbnu Ebî Şeybe Musannef’inde Abdülazîz İbni Ebî Ruvâd'dan anlattı:

"Nebî Aleyhisselâm'ın ashabı içinde mizah ve gülme zahir oldu, Hadid: 57/16 âyeti indirildi." [21]

b- İbn Ebî Hatim'in Mukâtil ibn Hayyân'dan rivayetle tahricinde o şöyle anlatıyor:

Hz. Peygamber (sa)'in ashabı (Medine'ye hicretten sonra yaşadıkları rahat içinde) mizah ve eğlenceye daldılar da Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi in­dirdi.[22]

c- İbnu'l-Mübârek'in ez-Zuhd'de A'meş'den rivayetinde o şöyle anlatıyor:

Rasûlullah (sa)'ın ashabı, Mekke'de çektikleri sıkıntıdan sonra hicretle Medine-i Münevvere'ye gelip orada biraz rahata kavuşunca daha önce yapmakta olduk­ları bazı ibadetlerde fütur getirmeye, gevşemeye başladılar da bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu.[23]

5- a- Mü'minler Medine'ye gelince bolluk ve rahata kavuştular. Böylece, yapmakta oldukları bazı konularda gevşek davrandılar. Bunun üzerine azar­landılar. Hadid: 57/16 âyeti onlar hakkında inmiştir:

İbn Mes'ûd der ki: Müslüman olmamızla, Yüce Allah'ın bu âyeti indirerek bizi ayıplaması arasında sadece 4 sene vardı."[24]

b- Hz. Aişe'den rivayete göre bir gün Hz. Peygamber (sa) Mescid-i Nebevî'ye çıktığında orada gülüşen bir grup sahabiyi görmüş. Yüzü kızarmış halde ridasını çekiştirerek onlara:

"Allah'ın sizi bağışladığına dair rabbınızdan bir eman gelmemişken mi gülüyorsunuz?" buyurmuş. Onlar:

"Ey Allah'ın elçisi, bunun keffâreti nedir?" diye sormuşlar,

"Güldüğünüz kadar ağlamanızdır." buyurmuş.[25]

Olayın anlatılması akabinde bu âyet-i kerimenin nüzulüne sebep olduğu kaydı olmamakla birlikte siyakı itibarıyla bu âyet-i kerimenin nüzulüne tekaddüm eden ve onun nüzulüne sebep olan hadiselerden biri olarak görülmektedir.[26]



19. Allah'a ve Rasûllerine iman edenler; işte onlar Rableri katında sıddîklar ve şahidlerdir. Onların hem mükâfatları, hem de nurları vardır. Küfredip de âyetlerimizi yalanlıyanlara gelince, onlar da cehennem ashabıdırlar.



Dahhâk der ki: Bu âyet-i kerime belirli kimseler hakkında nazil oldu. Bun­lar herkesten önce müslüman olan sekiz kişidir Bunlar: Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali, Hamza ibn Abdülmuttalib, Talha, Zübeyr, Sa'd ve Zeyd'dir.[27]



28. Ey iman edenler, Allah'tan takva üzere olun ve Rasûlü'ne iman edin ki size rahmetini iki kat versin. Size, ışığında yürüyeceğiniz bir nur lütfetsin ve sizi bağışlasın. Allah Ğaför'dur, Rahim'dir.



Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- Taberî'nin Mihrân kanalıyla Saîd ibn Cübeyr'den rivayetinde o şöyle anlatmıştır: Hz. Peygamber (sa), Ca'fer'i yetmiş binitli içinde İslâm'a davet etmesi için Necâşî'ye göndermişti. Ca'fer, Necâşî'ye geldi, onu İslâm'a davet etti; o da bu davete icabetle imana geldi. Ca'fer oradan ayrılırken Necâşî'nin memleketinden imana gelenlerden kırk kişi:

"Bize izin ver, o Peygamber'e varalım, O'na teslim olalım ve O'na bu deniz işinde yardımcı olalım. Çünkü deniz işlerini biz onlardan daha iyi biliyoruz." dediler ve Ca'fer'le beraber Hz. Peygamber (sa)'e geldiler. Tam o sırada Hz. Peygamber (sa) de Uhud'a çıkmak için hazırlanmaktaydı. Müslümanların yoksulluğunu ve darlık içinde olduklarını görünce Hz. Peygamber (sa)'den izin istemek üzere geldiler ve:

"Ey Allah'ın peygamberi, bizim, memleketimizde mallarımız var. Müslümanların sıkıntı içinde ve yoksul olduklarını gördük. Bize izin verirsen memleketimize gidelim ve oradaki mallarımızı alıp gelelim de müslümanlara malca yardımda bulunalım." dediler. Hz. Peygamber (sa) de onlara izin verdi; gidip memleketlerindeki mallarını getirdiler ve bununla müslümanlann darlıklarını giderdiler. İşte bunun üzerine Allah Tealâ onlar hakkında "Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden de infak ederler." e kadar olmak üzere "Bundan evvel kendilerine kitab verdiğimiz nice kimseler vardır ki onlar buna (Kur'ân'a) inanıyorlar..." (Kasas, 28/52-54) âyet-i kerimelerini indirdi.

Ehl-i kitabdan olup da iman etmiyenler "İşte bunlara mükâfatları iki kere verilecektir..." âyetini duyunca müslümanlara karşı övünmeye kalkıştılar ve:

"Ey müslümanlar topluluğu, bizden sizin kitabınıza ve bizim kitabımıza iman edenlere mükâfatları iki kere verilecek, sizin kitabınıza iman etmiyenlere ise sizinki gibi bir mükâfat verilecek. Bu durumda sizin bize üstünlüğünüz nedir?" dediler. İşte bunun üzerine Allah Tealâ bu "Ey iman edenler, Allah'tan takva üzere olun ve Rasûlü'ne iman edin ki size rahmetini iki kat versin..." âyet-i kerimesini indirdi.[28]

2- Suyûtî'nin içlerinde tanınmayan birinin olduğu senet ile İbnu Abbas'tan (r.a.) Evsat’ta Taberânî’den anlattığı rivayetle zikrettiği bir haberde Habeşistan'dan gelen bu müslümanlar, Hz. Peygamber (sa)'le birlikte Uhud Gazvesi'ne katılmışlar; onlardan yaralanan olmuşsa da şehid olan olmamış.[29]

3- İbnu Ebî Hatim Mukâtil'den anlattı:

“Allahü Teâlânın, “İşte onlara sabretmeleri karşılığında ecirleri iki misli verilir” âyeti indirilince, ehli kitabın Müminleri Nebî Aleyhisselâm'ın ashabına karşı övündüler ve:

“Bize iki size bir sevap var.” dediler. Bu durum ashab üzerine ağır geldi, Allahü Teâlâ, Hadid: 57/28 âyetini indirdi. Ehli kitabın Müminleri gibi onlara da sevap verildiği bildirildi. [30]



29. Böylece kitab ehli, Allah'ın lûtfundan hiçbir şey elde edemiyeceklerini bilsinler. Muhakkak ki lütuf bütünüyle Allah 'in elindedir, onu dilediğine verir ve Allah, büyük lütuf sahibidir.



Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- İbnu Cerîr et-Taberî'nin Bişr kanalıyla Katâde'den rivayetinde o şöyle demiştir:

"Ey iman edenler, Allah'tan takva üzere olun ve Rasûlü'ne iman edin ki size rahme­tini iki kat versin." âyet-i kerimesi nazil olunca kitab ehli, kendilerinden müslüman olanlara hased ettiler de bunun üzerine Allah Tealâ: "Böylece kitab ehli, Allah'ın lûtfundan hiçbir şey elde edemiyeceklerini bilsinler..." âyet-i ke­rimesini indirdi.[31]

2- İbnu'l-Münzir'in Mücâhid'den rivayetinde o şöyle demiştir:

Yahudiler:

"Bizden bir peygamberin gelmesi vakti iyice yaklaştı. O peygamber, kendisine inanmıyanların ellerini ve ayaklarını kesecektir." diyorlardı. Ne zaman ki Allah Tealâ Arap'tan bir peygamber olarak Hz. Muhammed'i gönderdi; onu inkâr etti­ler de onların bu inkârı üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirdi.[32]









--------------------------------------------------------------------------------

[1] İbnul-Cevzî, age. VIII,160. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/847.

[2] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/847.

[3] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/245.

[4] Alûsî, age. XXVII, 164. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/847.

[5] Muhammed ibn Ali ibn Muhammed eş-Şevkânî, Fethu'l-Kadîr el-Câmiu Beyne Fenneyi'r-Rivâye ve'd-Dirâye min ilmi't-Tefsîr, Mısır 1383/1964, V,164; Alûsî, age. XXVII, 164. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/847.

[6] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/636.

[7] Alûsî, age. XXVII, 169. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/847. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/255.

[8] Râzî, age. XXIX,219. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/848.

[9] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 338. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/255.

[10] Senedi zayıftır. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 338. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/255.

[11] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/848.

[12] İbn Kesîr, age. VIII.45. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/848.

[13] İbn Mâce, Zühd, 19, hadis no: 4192. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/848.

[14] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 338; Vahidî, age. s. 289; Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/849.

[15] Alûsî, age. XXVII,179. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/849.

[16] Kelbi zayıftır. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 338.

[17] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 339.

[18] Hakim, Müstedrek: 2/345; Taberi, Tefsir: 12/90; Suyuti, Durr: 4/3. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 339.

[19] Taberî, age. XII,90; Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/848.

[20] Suyûtî, Lubâbu'n-Nukûl, 1,216; İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/637; Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/848-849.

[21] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/637. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/268.

[22] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,151. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/637. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/849. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/268.

[23] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûi, 11,151-152. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/637. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/849. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/269.

[24] Müslim; Tefsir, 54/24; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 6/332. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/269.

[25] İbn Merdeveyh; Alûsî, age. XXVII,179. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/849; Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 403.

[26] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/849.

[27] İbnu'i-Cevzî, age. VIII, 170; Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/849-850.

[28] Taberî, XXVII,140. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/850.

[29] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/638-639. Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,152; Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/850.

[30] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/639. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 403. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/286.

[31] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/640. Taberî, age. XXVII,142-143. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/850.

[32] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/640. Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,154. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/ 851. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/286.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye