Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Esbâb-ı Nüzûl : "Surelerin İniş Sebebleri"
MesajGönderilme zamanı: 19.12.08, 02:59 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Esbâb-ı Nüzûl; "Surelerin İniş Sebebleri" anlamına gelen bir terimdir. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin inmelerine vesile olan olay ve olguların kavranmasının Kur'an-ı Hakîm ayetlerinin anlaşılmasında çok büyük bir önemi vardır.

Bu konuda yapılmış önemli bir çalışması olan Prof. Dr. Bedreddin Çetiner'in Esbab-ı Nüzul başlıklı kitabı tavsiye olunur. Kitab, Çağrı Yayınları tarafından yayınlanmıştır.

Burada Esbâb-ı Nüzûl konulu kaynaklarda yer alan rivayetler sunulmaktadır.


_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Esbâb-ı Nüzûl : "Surelerin İniş Sebebleri"
MesajGönderilme zamanı: 01.01.09, 16:06 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Esbâb-ı Nüzûl'un Önemi

Kur'an-ı Kerim'de; Resul-i Ekrem (sav)'e sorulan bir sual veya meydana gelen bir hadise sebebi ile inzal buyurulan ayetler vardır. Bunların nüzul sebeblerini araştırmak ve ögrenmek gerekir. Elbette herhangi bir sebebe bağlı olmadan inzal buyurulan ayetler de vardır. Bunların hususi değil umumi bir inzal sebebi sözkonusudur.

Sahabe-i kiram döneminde; tefsir ilmi, sebeb-i nüzulü bilmekle sınırlıdır. Hz. Abdullah b. Mes'ud (R.a.)'un "Allah'a yemin ederim ki, Kur'an-ı Kerim'de bulunan ayetlerin kim için, hangi hadise üzerine ve nerede nazil olduklarını en iyi bilenlerden birisi benim"(1) demesi; bu ilmin önemini ortaya koymaktadır.

Ebu'l Hasan El Vahidi; tefsir ilminde, sebeb-i nüzulün ehemmiyetini belirtmek için "Bir ayet-i kerimenin anlaşılması; ona ait hadiseye vakıf olmadan ve nüzul sebebini bilmeden mümkün olamaz"(2) demiştir.

Ayetlerin nüzul sebebleri bilmek, teşri hikmetini kavramaya vesile olabilir.

Bazı alimler de "Esbab-ı nüzul haberlerinin büyük bir bölümü mürseldir. Müsned degildir"( 3) diyerek, nüzul sebebi olarak rivayet edilen her habere itibar edilmemesini tavsiye etmişlerdir.

Bu izahtan sonra, "Pratik açıdan nüzul sebebini bilmenin, ne gibi faydaları vardır?" sualine geçebiliriz.

Bir ayet-i kerimenin nüzul sebebini bilmek, kastedilen mananın kolaylıkla anlaşılmasına ve şüphelerin izale edilmesine vesile olur.

Mesela; şarabın haram kılındığını bildiren ayet ( El Maide Suresi: 90) nazil olunca; bazı kimseler Resul-i Ekrem'e (sav), "Bu ayet inzal olmadan evvel şarap içen ve serhoş iken ölen Müslümanların durumu nedir?" sualini sormuşlardır. (4) Bu sual üzerine "İman edip, güzel amel işleyenlere, taddıklarından dolayı hiçbir günah yoktur" (El Maide Suresi: 93.) ayeti nazil olmuştur. Bir rivayete göre; sualden haberi olmayan bazı sahabeler, bu ayet ile şarabın mübah kılındığını zannetmişlerdir. (5)

Buna benzer bazı hadiseleri, İmam-ı-Şatıbi "El Muvafakat" isimli eserinde zikretmektedir.(6) Bir ayetin nüzul sebebi; ihtiva ettiği hükmün tahsis veya hasr edilmesine vesile olabilir.

Mesela, el-Mücadele suresinin başında yer alan zıhar ayetleri; sahabe-i kiram'dan Evs b. Samit'in; karısı Havle bintü Salebe'ye kızması ve "Sen bana annemin sırtı gibi ol!.." diyerek, evi terketmesi üzerine nazil olmuştur. (7)

Bu hadiseden sonra Hz. Havle bintü Salebe (r.Anha); Resul-i Ekrem (sav)'in huzuruna defalarca çıkmış, "fakirliğini, ihtiyarlığını ve çocuklarına bakacak durumda olmadığını" beyan ederek, buna bir çare bulmasını istirham etmiştir. Bunun üzerine: "Zevci hakkında seninle direşip duran ve (içinde bulunduğu halden) şikayet etmekte olan kadının sözünü (umulduğu vech ile) Allah dinlemiştir. Allah sizin konuşmanızı zaten işitiyordu. "buyurulmuş ve zıhar yapan kimseler ile ilgili hükümler indirilmiştir.

Bu ayetlerin muhtevi olduğu hükümler, öncelikle bu kimseler ile ilgilidir. Bunların haricinde kalanların durumunun tesbiti, istinbat ve kıyas ile mümkündür.

Nüzul sebebinin bilinmesi, meselenin kavranmasını kolaylaştırmaktadır. (8) Dolayısıyle bir ayet-i kerimenin; kimler hakkında (mü'min, müşrik, münafık, kafir vs.) ve hangi hadise üzerine nazil olduğunu bilmekte fayda vardır.

Nitekim İmam-ı Bukeyr; ilminden istifade ettiği Hz. Nafi (rh.a)'ye "Hz. Abdullah İbn Ömer'in Haruriyye fırkası hakkında görüşü nedir?" diye sormuş ve şu cevabı almıştır: Ben Hz. Abdullah b. Ömer'in "Onları Allah'ın mahlukatının en şerlisi olarak görüyorum. Zira onlar, kafirler hakkında nazil olan ayetleri, mü'minler hakkında nazil olmuş gibi gösteriyor ve tekfir etme yoluna gidiyorlar" dediğini işittim (9)

Günümüzde bilmedikleri için, aynı hataya düşen Müslümanlar vardır.

Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.

(1) Ez Zerkani-Menahil'u'l İrfan fi Ulumi'l Kur'an-Kahire: 1372 C: 1 Sh:102, Ayrıca İmam-ı Suyuti-El İtkan fi Ulumi'l Kur'an-Kahire: 1368.. C: 1 Sh: 9.
(2) El Vahidi-Esbabu'n Nüzul-Beyrut: ty Sh: 4.
(3) İbn-i Hacer-Lisanu'l Mizan-Beyrut: 1971 (2 bsm) C: 1 Sh: 13, Ayrıca Ez Zerkani-A.g.e. C: 1 Sh: 101. İbn-i Teymiyye-Minhacu's Sünne-Riyad: ty C: 4 Sh: 117.
(4) Sahih-i Buhari-İst.: 1401 C: 6 Sh: 68, Ayrıca İbn-i Kesir-Tefsiru'l Kur'an'il Aziym-Beyrut: 1969 C: 2 Sh: 95-97.
(5) İmam-ı Suyuti-A.g.e. C: 1 Sh: 29.
(6) Ebu İshak Eş Şatibi-El Muvafakat fu Usuli'ş-şeria-Kahire: ty C: 3 Sh: 349
(7) Mecmuatu't Tefasir-İst.: 1979 C: 6 Sh: 194 vd, İbn-i Kesir- A.g.e. C: 4 Sh: 318,
(8) Ez Zerkani-A.g.e. C: 1 Sh: 106.
(9) M. Cemaleddin El Kasimi-Mehasinu't Te'vil-Kahire: 1376 C: 1 Sh: 38


-alıntı-

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Esbâb-ı Nüzûl : "Surelerin İniş Sebebleri"
MesajGönderilme zamanı: 01.01.09, 16:12 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Ayetlerin Nüzul Sebeplerini Bilmenin Kur'ân-ı Kerim’i Anlamaya Katkısı

Dr. Mehmet Sürmeli


Nüzul ortamını müşahedeyle, sahâbenin Kur’an’ın indiği dönemde yaşamış olmalarının, kendilerine sağladığı her türlü bilgi, tecrübe ve gözlemleri kastedilmektedir. Sahâbîlerin cahilî kültürel yapıyı bilmeleri, o devirdeki dinî anlayıştan haberdar olmaları ve dinlerinin pratikleri konusunda fikir sahibi olmaları, onlara Kur’an’ın bazı kelimelerinin medlullerini anlama imkânını sağlamaktaydı. Rasûlullah zamanında insanlar ona sorular soruyorlar veya bir olay üzerine, hükmü açıklayıcı mahiyette ayetler nâzil oluyordu. Kur’an’ın anlaşılmasına yardımcı olan bu durum, daha sonraları “Esbabu’n-Nüzul” olarak adlandırılan bir bilgi alanı olacaktır.

Bu bilgiye en iyi vakıf olan insanlar, vahyin nüzul sürecinde olayların içinde bulunan ve Hz Peygamberle beraber olan sahâbedir Dolayısıyla, vahiy ortamında hazır bulunmaları onlara Kur’an’ı anlama konusunda bir üstünlük sağlıyordu.

Nüzul ortamını müşahede etmenin sahâbeye sağlamış olduğu avantajı daha iyi anlamak ve nüzul ortamını göz önünde somutlaştırmak için şöyle bir şema çizebiliriz : Sahâbe, hakkında vahiy inen olaylara, mü’min olarak tanıklık eden insanlardır. Kur’an bir defada inen kurgulanmış bir kitap değildir. Yirmi küsur yıllık bir süreç içerisinde parça parça nâzil olmak suretiyle tamamlanmış ve bu sebeple Kur’an-ı Kerim, bir defada nâzil olmadığı gibi, yazılı metinlerin düzeniyle; giriş, gelişme ve sonuç şeklinde de kompoze edilmemiştir. “Metin kurgusu, birbiriyle irtibatlı fakat müstakil pasajlar halinde olup ayetler farklı zamanlarda, farklı mekânlarda, farklı konularda ve farklı topluluklara hitaben nâzil olmuştur”

Farklı zaman ve topluluklardaki farklı olaylara çözüm sunan ilahî vahyin anlaşılmasına katkı sağlayan esbab-ı nüzul; “nüzul zamanı/ortamı içinde olup biten Kur’an-ı Kerim – insan (Hz Peygamber, sahâbe ve diğer insanlar) arasındaki iletişim/eğitim sürecini gösteren dondurulmuş, resmedilmiş olaylardır.”

Nüzul sebepleri bilinmeden Kur’an’daki birçok konu, tam anlamıyla kavranamaz.
Belirli bir konuyu açıklığa kavuşturan sosyal, tarihsel veya diğer şartlar bilinmelidir Çünkü Kur’an’ın tümü bir anda tamamlanmış bir kitap olarak gelmemiştir Özellikle de ahkâma ve ahlâka dair ayetlerin çoğu, sebeb-i nüzul denen vesilelerle inmiştir Sahâbe bu olayları bizzat yaşamış ve olayların merkezinde bulunmuştur Haliyle, olayların odağında bulunan bu insanlar sahip oldukları bağlam bilgisi sebebiyle Kur’an-ı Kerim’i çok daha iyi anlıyorlardı.

Ayetlerin nüzul sebebi nasların sosyal bağlamından başka bir şey değildir. Bu sosyal bağlamın içinde bulunan sahâbenin Hz Peygamberle sohbetleri uzun olmuş ve bu dönemde gelen ayetlerin geliş sebeplerini müşahede etmişlerdir. Onlar, vahyin ne zaman, nasıl geldiğini, Cebrail’in geldiğinde Rasûlullahın fizikî yapısında meydana gelen değişiklikleri, -peygamberden bir açıklama gelmemesine rağmen- ayetlerdeki Mekkîlik ve Medenîlik olaylarını bilen insanlardır. Olaylara ve vahye şahit olan sahâbe, başkalarının bilmediğini böylece biliyordu.

Örneğin, Rasûlullah abdest alsa sahâbe onun nasıl abdest aldığını görür ve öylece abdest alır, gördükleri gibi amel ederdi Namaz kıldığını gördüklerinde kendileri de aynen onun gibi kılarlardı Çünkü sahâbîler, “Kur’an’ın en doğru bir şekilde anlaşıldığı ve en güzel bir şekilde uygulandığı bir çağda yaşamışlardır Kur’an onlar hakkında inmiş ve onların hayatında pratiğe dönüşmüştür”

Kur’an’ın nüzul ortamına bu kadar yakın olan sahâbenin, bu ortamı bilmekten ve bu ortama tanıklık etmekten elde ettiği bazı faydalar olduğunu daha evvel zikretmiştik. Nüzul ortamında bulunamayan daha sonraki nesillerin de Kur’an’ı daha iyi anlayabilmeleri için Kur’an’ın iniş ortamını ve olayların bağlamlarını bilmeleri onlara birçok faydalar sağlar. Bu faydaları şöyle ifade etmek mümkündür:

1. Nüzul ortamını bilen bir insan, Kur’an’ın kurgulanmış bir kitap olmayıp, olayların seyrine göre ilahî iradenin bir müdahalesi olduğu kanaatine varacaktır Çünkü Kur’an, Hz Peygambere vefatı öncesine kadar devamlı surette nâzil olmuştur Bu süreç yaklaşık yirmi üç yıldır.

2. Kur’an’ın canlı bir hayata hitap ettiği, nüzul ortamını bilmekle zihinlerde kararlılık kazanacaktır Örneğin, Kur’an-ı Kerim’deki şu ayet inmeye başlıyor: “İnsanlardan yerlerinde oturanlarla, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler bir değildir” Abdullah b Ümmü Mektum, Hz Peygambere özründen dolayı cihad edemediğini söyleyip şikayette bulununca, “Özürsüz olarak evlerinde oturanlar” ı istisna eden ayet nâzil olmuştur Olaylara birebir çözüm sunulması Kur’an’ın canlı bir topluma indiğini göstermektedir Bu durum ancak nüzul ortamını tanımakla bilinebilir.

3. Nüzul ortamını tanımak, kişiye Kur’an’ı anlama konusunda bir güven kazandıracaktır İnsanın ictihadî yeteneklerinin artmasına vesile olur Olaylara cevap mahiyetinde gelen vahiylere şahit olan Hz Ali ve Abdullah b Mes’ud gibi sahâbeler, “Hangi ayetin nerede ve kim hakkında indiğini” bilecek kadar maharet sahibi olmuşlardır Bunun neticesi olarak da ictihadî yetenek elde edip, Kur’an konusunda en cesaretli konuşan seçkin insanların arasına girmişlerdir.

4. Nüzul ortamını müşahede eden insan ayetlerdeki nasih ve mensuh, mutlak ve mukayyed olma durumlarına vakıf olacaktır Hz Peygamber, Cebrail’e her Ramazan’da kendisine gelen vahiyleri arzederdi Vefat senesi ise iki kere arzetmiştir Bu arzda bulunanlardan Abdullah b Mes’ud, Kur’an’ın son arzına şehadet etmek suretiyle, içerisindeki nasih-mensuh olayının olup olmadığına da tanıklık etmiştir.

5. Nüzul ortamını bilmek, ayetlerdeki kapalılıkları çözmeye yardımcı olacaktır Sahâbe, Hz Peygambere arkadaşlık etmek, ondan te’vil ve tenzil ilmini işitmek suretiyle Kur’an’daki kapalı noktaları çözebilecek bir seviyeye gelmiştir “Kur’an okunduğu zaman onu dikkatlice dinleyiniz” ayetini dinleyen bir insan, bu ayeti sadece Kur’an okunurken susmaya hamledebilir Ebû Hureyre (ö: 58/677), “İnsanlar İslâm’ın başlangıç döneminde namazda konuşuyorlardı Bu ayet namazda konuşmayı yasaklamak için indirildi” demiştir Böyle bir ayetin nüzul ortamında bulunan kimse, ayetten, önce asıl maksadı anlar, ictihadî olarak ise başka sonuçlara da varabilir.

Nüzul ortamını ve sebebini bilmek Kur’an’ın anlaşılmasına yardımcı olan önemli bir sebeptir. Sahâbe bu ortamı hem gözetleyen hem de yaşamak suretiyle, tarihi yapan insanlardır. Onların, nüzul ortamını müşahedeleri öyle ileri bir noktaya varmıştı ki, meleğin zaman zaman insan suretinde gelişine bile tanıklık etmekteydiler.

Nüzul ortamını yaşayan sahâbede sahih bir ilim, mükemmel bir anlayış ve salih bir amel meydana gelmiştir. Özellikle de sahâbenin âlimleri ve büyükleri bu konuda çok önde idiler. Raşid halifeler ve Abdullah b Mes’ud nüzul ortamı bilgisine en çok sahip olan sahâbîlerdiler. Nüzul ortamını bilmemek ihtilaflı konularda şüpheler meydana getirir.

İbn Abbas, Hz Ömer’in kendisine ihtilafla ilgili sorduğu; “Bu ümmet ki, peygamberi bir iken nasıl olurda ayrılığa düşerler?” sorusuna şu cevabı vermiştir: “Ey mü’minlerin emiri! Kur’an bize indirildi Biz onu okuduk ve indiği gibi hayatımıza kattık. Fakat bizden sonra bazı kavimler gelecek, Kur’an’ı okuyacaklar ama hangi sebeple indirildiğini bilmeyecekler Konuyla ilgili görüş beyan edecekler ve görüşlerinde ayrılığa düşecekler. Sonra da ihtilafları sebebiyle birbirleriyle savaşacaklardır.”

Her ne kadar İslâm düşünce tarihinde fikir ayrılıklarına bağlı fiilî savaşlar meydana gelmese de Kur’an etrafında oluşan derin düşünce ayrılıkları olmuştur. Bu derin ihtilafların temelinde yatan en büyük etken, metodoloji/usul eksikliğidir Nüzul ortamını müşahede bilgisi olan “esbab-ı nüzul/ayetlerin iniş sebebi ilmi” de bir usul konusudur. Sonraki nesillerden daha iyi bilgiye sahip olan;olayların kahramanları sahâbenin bu hususlardaki sahih kaynaklardan bizlere kadar gelen bilgilerine müracaat etmek, Kur’an’ı daha iyi anlamamıza mutlak bir katkı sağlar.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye