Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: 021 - ENBİYÂ SÛRESİ
MesajGönderilme zamanı: 03.01.09, 16:14 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
021 - ENBİYÂ SÛRESİ


İbn Merdûye'nin İbn Abbâs ve İbnu'z-Zubeyr'den rivayetle tahricine göre Enbiyâ Sûresi Mekkî'dir. Mekkî oluşunda ihtilâf olmadığı da söylenmiştir.

Ancak Suyûtî İtkan'ında "Evet, Biz onlara da, atalarına da geçimlikler ver­dik. Öyle ki ömürleri kendilerine uzun geldi. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki Biz, o yeryüzüne gelip çevresinden eksiltip durmaktayız..." (âyet: 44) âyet-i

kerimesinin medenî olduğunu nakletmiştir.[1]

Sûre, nüzul sırası itibariyle İbrahim Sûresinden sonra inmiştir.[2]

Âyetlerinin adedi yüz on ikidir. [3]



1. İnsanların hesabının görülmesi zamanı yaklaştı. Fakat onlar halâ gaflet içinde yüz çeviriyorlar.



Kamer Süresindeki "Saat (kıyamet) yaklaştı ve ay yarıldı..." (âyet: 1-2) âyetleri nazil olduğunda Mekke müşrikleri kıyametin kopması zamanı yaklaştı­ğına göre başlarına kıyamet kopacak korkusuyla yapmakta oldukları bazı kötü­lükleri yapmaktan geri durdular. Ancak zaman uzayıp kıyametin kopmadığını görünce yine eski hallerine döndüler. Bunun üzerine bu sefer "İnsanların hesap­larının görülmesi zamanı yaklaştı..." âyet-i kerimesi nazil oldu ve yine korkarak kıyametin kopmasını beklemeye başladılar. Ama yine zaman uzayıp da kıyame­tin kopmadığını görünce bu sefer de eski hallerine döndüler ve:

"Ey Muhammed, hani nerede, bizi korkutmakta olduğun kıyamet halâ kopmadı." dediler.[4]



6. Onlardan önce helak ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi de şimdi bunlar mı iman edecekler?!



Daha önce (İsrâ Sûresi'nin 59. âyetinin nüzul sebebinde) geçtiği üzere Katâde'den rivayete göre Mekke halkı Hz. Peygamber (sa)'e gelmişler ve:

"Eğer söylediklerin gerçek ve bizim sana iman etmemiz seni sevindirecekse Safa tepesini bizim için altına çevir." demişler de hemen Cibril gelmiş ve:

"Eğer di­lersen kavminin istediği olacak, meydana gelecek ama eğer bu durumda iman etmezlerse kendilerine hiç mühlet verilmiyecek ve helak olunacaklar. Dilersen de kavmine mühlet vereceğim ve rıfk ile muamele edeceğim." demiş. Hz. Pey­gamber (sa)'in:

"Bilâkis kavmime rıfk ile muamele etmeni ve mühlet vermeni isterim." demesi üzerine de Allah Tealâ: "...Semûd'a da gözleri göre göre bir dişi deve vermiştik..." (İsrâ, 17/59) âyeti ile bu: "Onlardan önce helak ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi de şimdi bunlar mı iman edecekler?!" âyet-i kerimesini indirdi.[5]



17. Eğer bir eğlence edinmek isteseydik elbette onu kendi katımızdan edi­nirdik. Fakat asla edinmedik.



Ebu Salih'in İbn Abbâs'tan rivayetine göre bu âyet-i kerime, müşriklerin: "Melekler Allah'ın kızlarıdır ve bizim ilâhlarımız da Allah'ın kızlarıdır." deme­leri üzerine nazil olmuştur.[6]



26. Dediler ki "Rahman çocuk edindi." O'nun şânı yücedir. Hayır, onlar ikram olunmuş kullardır.



Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1. "Melekler Allah'ın kızlarıdır." diyen Huzâa kabilesi hakkında nazil oldu­ğu söylenir.[7]

2- Vâhidî'nin naklettiğine göre ise bu sözü söyleyenler Kureyş, Cüheyne Selâme oğulları, Huzâa ve Müleyh oğulları gibi bazı arab kabileleridir.[8]

3. İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Katâde'den rivayetlerine göre bu âyet-i kerime yahudilerin: "Allah, cinlerle akrabalık kurdu da arada melekler meydana geldi." demeleri üzerine nazil olmuştur.[9]

Bunlardan birinci rivayet daha meşhur ve sahih olandır.[10]



34. Senden önce hiçbir insanı ebedî kılmadık. Sen ölürsen onlar ebedî kalı­cılar mıdır?



Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- Mekke müşriklerinin, Hz. Peygamber (sa) hakkında:

"O bir şairdir, Filân kabilenin şairini zamanın felâketlerinin çarptığı gibi bunu da zamanın felâketle­rinin çarpmasını bekliyoruz." demeleri üzerine bu âyet-i kerimenin nazil olduğu söylenir.[11]

2- Mukatil’den gelen bir rivayete göre ise bazı kimselerin:

"Muhammed ölmiyecek." demeleri üzerine nazil olmuştur.[12]

3- İbnu Münzir’den İbnu Cüreyc’in rivayet ettiğine göre o, şöyle demiştir:

“Peygamberimiz'e (s. a.) vefat edeceği haberi verildi. Buyurdu ki:

"Ya Rabbi! Peki ümmetim kime kala­cak" Bunun üzerine: "Biz senden önce hiçbir beşere ebedî yaşama hakkı verme­dik. " Enbiya: 21/34 âyeti indirildi.” [13]



36. O küfredenler seni gördükleri zaman alaya almaktan başka bir şey yapmazlar ve: "Tanrılarınızı diline dolayan bu mu? " derler. İşte Rahman'ın kitabını inkâr edenler onlardır.



İbn Ebî Hatim'in Süddî'den rivayetinde o şöyle anlatıyor:

Bir gün Hz. Peygamber (sa) kendi aralarında konuşmakta olan Ebu Cehl ve Ebu Süfyân'ın yanından geçiyordu. Onu görünce Ebu Cehl güldü ve Ebu Süfyân'a:

"Şu Abdi Menâf oğullan peygamberine bak!" dedi. Onun bu sözüne kızan Ebu Süfyân:

"Ne yani, Abdi Menâf oğullarının bir peygamberi olmasını çok mu garip bulu­yorsun?" dedi. Onun bu sözünü duyan Hz. Peygamber gitmekte olduğu yoldan geri dönüp Ebu Cehl'le konuştu, onu Allah'ın azabı ile korkutup uyardı ve ona:

"Beklemediğin bir anda senden önceki yalanlıyanların (veya amcan el-Velîd ibnu'l-Muğîra'nın demiştir.) başına gelenlerin senin başına gelinceye kadar bu düşmanlıktan vazgeçmiyeceksin sanırım. Sen de ey Ebu Süfyân, söylediklerini herhalde hamiyyetinden söyledin." buyurdu da bunun üzerine:

"O küfredenler seni gördükleri zaman alaya almaktan başka bir şey yapmazlar." âyet-i kerimesi nazil oldu.[14]



37. İnsan aceleden yaratılmıştır. Size âyetlerimi göstereceğim. Ama o kadar çabuk istemeyin.



Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- Kendilerine Hz. Muhammed (sa)'in haber vermiş olduğu azabın hemen gelmesini isteyen ve: "Haydi bakalım gerçekten peygamber isen başımıza taş yağdır da görelim." diyen müşrikler hakkında nazil olmuştur. [15]

2- Atâ rivayetinde İbn Abbâs, özellikle bu sözü söyleyen en-Nadr ibnu'l-Hâris hakkında nazil ol­duğunu söylemiştir.[16]



98. Hiç şüphesiz siz ve Allah dışında tapındıklannız cehennem odunusunuz. Siz, oraya varacak (gireceksiniz.)

99. Şayet bunlar tanrılar olsaydı oraya girmezlerdi ve hepsi orada temelli kalacaklardır.



Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- İbn Ebî Hatim'in İbn Abbâs'tan rivayetine göre o şöyle anlatıyor: "Hiç şüphesiz siz ve Allah dışında tapındıklarınız cehennem odunusunuz. Hepiniz ona varacaksınız." âyet-i kerimesi nazil olunca müşrikler:

"Allah'ın dışında me­lekler, Uzeyr ve İsa'ya da tapınılıyor. Onlar da cehennemdeler mi?" dediler de bunun üzerine

"Şayet bunlar tanrılar olsaydı oraya girmezlerdi ve hepsi orada temelli kalacaklardır." âyet-i kerimesi nazil oldu.[17]

2- Ebu Davud'un Kitâbu'n-Nâsih'inde, İbnu’l-Münzir, İbn Merdûye ve Taberânî'nin İbn Abbâs'tan rivayetlerine göre o şöyle anlatıyor:

"Hiç şüphesiz siz ve Allah dışında tapındıklarınız cehennem odunusunuz." âyet-i kerimesi na­zil olunca bu, müşriklerin çok ağırına gitti ve:

"Yani bizim ilâhlarımıza mı sö­vüyorsun?" dediler. İbnu'z-Ziba'râ:

"Sizin yerinize onunla ben konuşayım, gö­receksiniz onu nasıl mat edeceğim!" "Çağırın onu bana." dedi. Hz. Peygamber (sa)'i çağırdılar, geldi. İbnu'z-Ziba'râ:

"Ey Muhammed bu söylediklerin sadece bizim tanrılarımızla mı ilgili, yoksa Allah dışında bütün tapınılan şeyler hakkın­da da geçerli mi?" diye sordu. Hz. Peygamber (sa):

"Bilâkis Allah dışında bütün tapınılanlar hakkındadır." buyurdu. Bunun üzerine İbnu'z-Ziba'râ:

"Şu Ka'be'nin Rabbı aşkına, işte şimdi seni mat ettim; sen iddia etmiyor musun ki İsa salih bir kuldur, Uzeyr salih bir kuldur ve melekler salihlerdir? İşte şu yahudiler Uzeyr'e, şu hristiyanlar İsa'ya ve şu Müleyh oğulları (Huzâa kabilesi­nin bir koludur) meleklere tapınmaktadırlar?" dedi ve onun bu cevabına Mekke müşrikleri sevindiler ve bir gulgule koptu. Hz. Peygamber (sa):

"Hayır, tam ak­sine onlar İsa'ya, Uzeyr'e ve meleklere değil olsa olsa şeytanlara tapınmaktalar." buyurdu ve

"Şüphesiz ki daha önce Bizden kendilerine en güzelin va'di geçmiş olanlar; bunlar oradan uzaklaştırılmışlardır..." âyet-i kerimesi nazil oldu.[18]

3- Bu hadisenin biraz sonra geleceği üzere "Şüphesiz ki daha önce Bizden kendilerine en güzelin va'di geçmiş olanlar; bunlar oradan uzaklaştırılmışlar­dır." âyetinin nüzul sebebi olduğu da rivayet edilmiştir ki herhalde 98-102 âyet­lerin hepsi bu hadise üzerine inmiş olmalıdır.[19]



101. Şüphesiz ki daha önce Bizden kendilerine en güzelin va'di geçmiş olanlar; bunlar oradan uzaklaştırılmışlardır.

102. Onun uğultusunu duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar.



Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- Ebû Ömer b. Ahmed b. Amr el-Maverdi, Abdullah b. Muhammed b. Nasr er-Razî'den, o Muhammed b. Eyyub'dan, o Ali b. Medyeni'den, o Yahya b. Nuh'tan, o Ebû Bekr b. Ayyaş'tan, o Asım'dan, o Ruzeyn'den, o da Ebû Yahya'dan İbn Abbas'ın şöyle dediğni bize haber verdi:

"İnsanlann bana sormadığı bir âyet var ki bilemiyorum ki, o âyeti biliyorlar da mı sormuyorlar. Yoksa bilmiyorlar da mı sormuyorlar?" Kendisine

"O âyet nedir?" diye so­ruldu. O da dedi ki şu âyet:

"Şüphesiz ki siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, Cehennem'in odunusunuz. Siz oraya gireceksiniz" âyeti nazil olunca Kureyş'in çok ağırına gitti ve:

"İlahlarımıza mı küfrediyor?" dediler. Bunun üzerine İbn Zibe'ra:

"Size ne oluyor?" dedi. Onlar da: "

İlahlarımıza küfrediyor" dediler.

"Peki ne dedi?" diye sorunca onlar bu âyetin manasını söylediler. O da:

"O Muhammed'i bana çağırın" dedi. Rasulullah (s.a.v.) da çağırıldı. İbnu'z-Zibe'ra dedi ki:

"Ey Muhammed, bu denilen şey, yalnız bizim ilahlarımıza mı mahsus yoksa Allah'tan başka ibadet olunan herkes için mi geçerli?" Rasulullah (s.a.v.) da:

"Hayır, Allah'tan başka kendisine ibadet olunan herkes için söz konusudur" buyurdu. Bunun üzerine İbnu'z-Zibe'ra şöyle dedi:

"Şu binanın (Ka'be'nin) Rabbi'ne yemin olsun ki sen davayı kaybettin. Sen meleklerin, Hz. İsa'nın ve Üzeyr'in salih kullar olduğunu iddia etmiyor muydun?" Rasulullah (s.a.v.):

"Evet" bu­yurdu. İbnu'z-Zibe'ra dedi ki:

"Öyleyse Benû Melih meleklere, şu Hıristiyanlar İsa'ya, şu Yahudiler de Üzeyr'e tapıyorlar, peki buna ne dersin?" Bunun üzerine Mekkeliler yük­sek sesle bağırdılar da Allah Teala bu âyeti indirerek melekleri, İsa'yı ve Üzeyr (a.s.)'i bu işten tenzih buyurdu.[20]

2- Hâkim’in İbnu Abbas'tan (r.a.) rivayet ettiğine göre o, şöyle demiştir:

"Şüphesiz ki siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, Cehennem'in odunusunuz. Siz oraya gireceksiniz" Enbiya: 21/98 ayeti indirilince, İbnu'z-Zibe'ra:

“Ben, Güneşe, Aya, Meleklere, Uzeyr'e ve İsa'ya ibâdet ettim. Bunların hepsi ilahlarımızla birlikte ateşteler.” dedi. Enbiya: 21/98 âyeti ve “Velâ darabe ibni Meryeme meselen” kavlinden, “Hasamun” kavline kadar indirildi.”[21]

3- İbn İshak anlatıyor:

Bir gün Allah'ın Rasûlü (sa) bir mecliste el-Velîd ibnu'l-Muğîra ile birlikte oturuyordu. en-Nadr ibnu'l-Hâris de geldi ve o da oturdu. Mecliste bir çok başka Kureyşli de vardı. Allah'ın Rasûlü (sa) konuştu, Nadr ibnu'l-Hâris karşı çıktı. Allah'ın Rasûlü (sa) onunla konuştu ve Nadr'ın söyleyebileceği bir şey kalmayıp sustu. Sonra Efendimiz ona ve oradakilere:

"Siz ve Allah'ın dışında tapındıklarınız cehennem odunusunuz ve siz ona vara­caksınız. Eğer onlar ilâhlar olsaydı elbette ona varmazlardı. Hepiniz orada te­melli kalıcılarsınız." (Enbiyâ, 21/98-99) âyetini okudu. Sonra Allah'ın Rasûlü (sa) kalktı, gitti. Biraz sonra Abdullah ibnu'z-Ziba'râ ibn Kays es-Sehmî geldi, oturdu. Velîd ibnu'l-Muğîra ona:

"Vallahi Nadr ibnu'l-Hâris biraz önce Abdulmuttalib'in oğluna karşı duramadı, ona cevap veremedi. Muhammed, bi­zim ve tapındığımız ilâhlarımızın cehennem odunu olduğumuzu iddia ediyor." dedi. Abdullah ibnu'z-Ziba'râ:

"Allah'a yemin olsun ki eğer ben bulunsaydım onu sustururdum. Muhammed'e sorun: Allah'ın dışında bütün tapınılanların ve onlara tapanların hepsi cehennemde midir? Biz meleklere, yahudiler Uzeyr'e, hristiyanlar da Meryem oğlu İsa'ya tapınıyorlar." dedi. Velid ve o mecliste bu­lunanlar İbnu'z-Ziba'râ'nın söylediklerine şaştılar ve bununla Muhammed'i bu delil ile susturabileceklerine inandılar. İbnu'z-Ziba'râ'nın söyledikleri Hz. Peygamber (sa)'e söylendi de:

"Allah'ın dışında kendisine tapınılmasını sevip iste­yen her şey ona tapmanla birliktedir. Onlar ancak şeytanlara ve onlara şeytana tapınmalarını emredenlere tapınıyorlar." buyurdu ve akabinde Allah Tealâ

"Şüphesiz ki daha önce Bizden kendilerine en güzelin va'di geçmiş olanlar; işte bunlar oradan uzaklaştırılmış olanlardır. Onun uğultusunu duymazlar. Canları­nın istediği şeyler içinde temelli kalırlar." âyetlerini indirdi.[22]

4- İbn Abbâs'tan rivayette bu hadise, sadece bu âyet-i kerimenin değil aynı zamanda Zuhruf Sûresinin 57 ve 58. âyetlerinin de nüzulüne sebeptir. O şöyle anlatıyor:

Abdullah ibn Ziba'râ bir gün Hz. Peygamber (sa)'e geldi ve:

"Al­lah'ın sana, "Siz ve Allah'tan başta taptıklarınız cehennem odunusunuz ve siz ona varacaksınız." (Enbiyâ, 21/98) şeklinde bir âyet indirdiğini mi sanıyorsun?" diye sordu. Hz. Peygamber'in

"evet." cevabı üzerine:

"Güneşe, aya, yıldızlara, meleklere, Uzeyr'e ve Meryem oğlu İsa'ya da tapınılmıştır. Bütün bunlar bizim­le birlikte cehennemde mi olacaklar?" dedi ve bunun üzerine

"Meryem oğlu İsa bir misal olarak atılınca hemen senin kavmin bundan şımarıp haykıra haykıra gülüyorlar. Dediler ki: Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa O mu? Ey Habibim, bunu sana, bâtıl bir mücadeleden başka maksatla irad etmediler. Daha doğrusu onlar çok düşman bir kavimdir." (Zuhruf, 43/57-58) âyet-i kerimeleri; daha son­ra da: "Şüphesiz ki daha önce Bizden kendilerine en güzelin va'di geçmiş olan­lar; bunlar oradan uzaklaştırılmışlardır." (Enbiyâ, 21/101) âyet-i kerimesi nazil oldu.[23]

5- Bu hadiselerde adı geçen Abdullah ibnu'z-Ziba'râ, Kureyş'in ileri gelen şa­irlerinden olup Rasûlullah'ı, İslâm'ı ve müslümanları hicvedermiş. Bu İbnu'z-Ziba'râ, Mekke'nin fethinden sonra müslüman olmuş, hem de iyi bir müslüman olmuştur.[24]



111. Bilmem, belki de bu, sizin için bir deneme (bir fitne) ve bir süreye ka­dar yararlanmadır.



Rivayete göre Hz. Peygamber (sa) bir gün rüyasında Ümeyye oğullarının idareci olacaklarını (veliyyü'l-emirliğin onlara geçeceğini) görmüş. el-Hakem, Hz. Peygamber (sa)'in yanından çıkarak Ümeyye oğullarına gitmiş ve Hz. Pey­gamber (sa)'in bu rüyasını haber vermiş. Onlar da kendisine: "Dön de bir sor bakalım, bu ne zaman olacak?" demişler ve işte bunun üzerine Allah Tealâ: "Artık tehdid edildiğiniz şeyin yakın mı, uzak mı olduğunu bilmem." (âyet: 109) ve bu "Bilmem, belki de bu, sizin için bir deneme (bir fitne) ve bir süreye kadar yararlanmadır." âyet-i kerimesini indirmiş.[25]













--------------------------------------------------------------------------------

[1] Suyûtî, el-ltkan, Beydar (İran), 1343 (İkinci bas­kı), 1,61; Alûsî, age. XVII,2. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/602.

[2] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/602.

[3] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/445.

[4] Alûsî, age. XVII,5. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/602.

[5] İbn Cerir et-Taberî, age. XV,74-75. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/602-603. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/445. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 9/12.

[6] İbnu'l-Cevzî, age. V,343. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/603.

[7] el-Huseyn ibn Mes'ûd el-Beğavî el-Ferrâ, Meâlimu't-Tenzîl, Beyrut 1407/1987, 111,242. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/603.

[8] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/603.

[9] Alûsî, age. XVII,32. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/603.

[10] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/603. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/603.

[11] Beğavî, age. 111,244; Kurtubî, age. XI, 190; Alûsî, age. XVII,44. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/603. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 9/48.

[12] İbnu'l-Cevzî, age. V,35O; Râzî, age. XXII, 169. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/603.

[13] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/446. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 9/48.

[14] Râzî, age. XXII,170; Suyûtî, Lübâbu'n-Nükûl, 11,10. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/604. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/447; Rûhu'l-meânî, XVII, 48; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t Tefasir, Ensar neşriyat: 4/78. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 9/48-49.

[15] Râzî, age. XXII,171; Begavî, age. 111,245. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/604. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 9/49.

[16] Râzî, age. XXII,171; Begavî, age. 111,245. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/604.

[17] İbn Kesîr, age. V,375. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/605.

[18] Alûsî, age. XVII,94-95. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/605.

[19] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/605.

[20] Taberanî, Mu'cem-i Kebir: 12/153, Heysemi; Mecmeu'z-Zevaid: 7/69; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 255; Kurtubî, XI, 327; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t Tefasir, Ensar neşriyat: 4/101-102.

[21] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/447-448.

[22] İbn Hişâm, es-sîretu'n-Nebeviyye, 1,358-360; Taberî, age. XVII,76. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/606.

[23] İbn Kesîr, age. V,374-375. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/606.

[24] İbnu'1-Esîr, Üsdü'l-Ğâbe, 111,239. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/606-607.

[25] Kurtubî, age. XI,233. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/607.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye