sn ibrahimi Ömer yakında mehdiyim diye çıkarsanız hiç şaşırmayacağım.bence acaip bir şekilde bilgi zehirlenmesi ve akıl karışıklığı yaşıyorsunuz.
Alıntı:
Öyle bir şey iddiâ ettin ki Şu iki seçenekten başka bir şık bırakmadın. Birinci şık: Şeyh Nâzım yanlış bir uygulama yaptırmış ikinci şık: Şeyh Nâzım Nakşibendî değil.
Şeyh Nâzım Mübârek, o sohbette gâyet doğru mesajlar verdi. Şahsen ben bayıldım. En güzeli de şuydu: Onlar gerçek şeyh olmadıkları için halvet nedir bilmezler, halvet işine bulaşıp kendilerini riske atmazlar.
Şeyh nazımın da bağlı bulunduğu silsilenin büyüğü ,İkinci bin yılın müceddidi imam Rabbani hz.de şöyle buyuruyorlar efenim;
"Bunun içindir ki, bu yüksek yolun büyükleri, cehri zikirden bile sakınmışlardır. Kalp ile sessiz zikir etmeği emr buyurmuşlardır. Sema, raks, vecd ve tevâcüd gibi Resûlullah (s.a.v) Efendimiz ve dört halifesi (r.anhum) zamanlarında olmayan şeyleri menetmişlerdir. İslam’ın başlangıcında olmadığı için
kırk gün halvet - çile çıkarmak yerine, insanlar arasında bulunurken kalben Allah ile beraber olmanın (halvet der encümen) saadetini tercih etmişlerdir…" (İmam Rabbani Mektubat 168. mektup)
Muhammed Abdullah el Hanide Adabında şöyle der;
Halvet iki türlüdür: Birincisi zahiri halvet ki, salikin evinde insanlardan ayri bir yere çekilip orada melekût âlemi, suhud âlemi, ceberut âlemine yakinlik kazanmak için oturup mesgul olmasidir. Çünkü zahiri bes duyu durduruldugu zaman batini duyular çalismaya baslar.
Ikincisi ise
batini halvettir ki, her an Hakk’i müsahede halinde olmasidir. Insanlarla muamelesi onu zahiri mutaaladan ve batini müsahadeden alikoymaz. Hakiki halvet de budur. Cenab-i Hak:“
Öyle adamlar vardir ki, ne ticaret, ne alis-veris onlari zikrullahtan alikoyar.” (Nur suresi / 37) ayetiyle buna isaret buyurmustur. Bu halvet, Naksibendî tarikina mahsustur. Çünkü onlar, zahiri manada bildigimiz halvete çekilmezler, bir köseye çekilip cemaatten ayrilmazlar. Onlarin halveti kendi batinlarindadir. Insanlarla toplu halde bulunurlarken kendi içlerinde halvet halindedirler.Hace Bahaüddin Naksbend Hazretleri, “Tarikimiz sohbettir, hayir beraberliktedir” buyurmuslardir"
halvet,erbain,çileçıkarmak aynı şeyi ifade eder bilmiyorsanız bunuda not düşmüş olalım.(erbain,kırgün halvette kalmaktır)
Ayrıca Halvetten çıkar çıkmaz efendisinin bir başka halifesine demedik şey bırakmayan Nazım efendinin adnancı halifesi Ahmet Yasinde pek sağlam çıkammamış anlaşılan halvetten..Erbain herşey demek değilmiş demekki.
zaten "şart değil" yazdık asla yokturda demedik.Zaman zaman şeyhler değişik uygulamalar yapmışlardır mesela nakşi tarikinde cehri zikirde zaman zaman yapılmıştır.Şeyhin insiyatifindedir.Erbain olmassa olmaz demek hatadır asıl.Şart değildir demek değil.
Alıntı:
Anlayış durumunu heesâba katmasam, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinden, nakşîbendîlikte nihâyetin bidâyete derc edilmesi, seyrin afâktan değil enfüsten başlatılması, Nübüvvet kemâlâtı konularına girerdim.
sevindim efendim.İyikide anlayışlı değilmişim bide o konulara girseniz ne çamlar devirecektiniz Allah bilir.
Alıntı:
Mesele zannettiğiniz gibi değil. Halvetsiz tarikat olmaz. Ancak nasıl olur? Nübüvvet kemâlâtı iddiâsı ancak Fiilî cihâd ile tahakkuk eder. Ya içe dön savaş (halvet), ya dışa dön savaş (fiili cihad). Ne yazık ki sizi uyutmuşlar. Sizin de işinize gelmiş
hımm sizin tercihiniz hangisi efendim.Hangisini uyguluyorsunuz.
Nakşi tarikinin halveti,"halvet der encümendir" efendim.
rant konusundaki yorumlarınızsa evlere şenlik.gerçekten böyle düşünüyorsanız tasavvufun "t"sinden haberiniz yok demektir.