Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 101 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ... 11  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: Riyâzü's-Salihîn'den -III- "İşaretince Amel Edile"...
MesajGönderilme zamanı: 11.05.09, 08:42 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Şâban Orucu
(Şâban Ayı'nın Onbeşinden Sonra Ramazanı Karşılamak İçin Oruç Tutmanın Yasaklanması, Ancak Şâbanı Bütünüyle Oruçlu Geçirenin Veya Pazartesi–Perşembe Günleri Gibi Belli Günlerde Oruç Tutmayı Âdet Edinmiş Olan Kimsenin Tutabileceği)

Bu bölümdeki dört hadis-i şeriften Ramazan’ı karşılamak için birkaç gün öncesinden oruç tutulmaması gerektiğini, yine hilal görülüp oruca başlanacağını, hilalle oruca son veirileceğini, Şaban’ın onbeşinden sonra oruç tutulmaması gerektiğini, Ramazan’dan bir gün önce oruç tutulmaması gerektiğini öğreneceğiz. [1]

1227. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Sizden biriniz bir–iki gün öncesinden oruç tutarak ramazanı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun."[2]

1228. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ramazandan (bir–iki gün) önce oruç tutmayınız. Ramazan hilâlini gördüğünüzde oruca başlayınız; şevvâl hilâlini gördüğünüzde oruca son veriniz. Hilâli görmenize bulut mani olacak olursa, günü otuza tamamlayınız."[3]

1229. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Şâbanın ikinci yarısında oruç tutmayınız."[4]

1230. Ebü'l–Yakzân Ammâr İbni Yâsir radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Ramazandan olup olmadığı belli olmayan günde (yevmü'ş–şek) oruç tutan kişi, Ebü'l–Kâsım sallallahu aleyhi ve sellem'e isyân etmiş olur.[5]

[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 359.
[2] Buhârî, Savm 5, 14; Müslim, Sıyâm 21. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 7, 11; Tirmizî, Savm 2, 4, 38; Nesâî, Sıyâm 13, 31, 32, 38; İbni Mâce, Sıyâm 5.
[3] Tirmizî, Savm 5 . Ayrıca bk. Nesâî, Sıyâm 13.
[4] Tirmizî, Savm 37. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 13.
[5] Ebû Dâvûd, Savm 10; Tirmizî, Savm 3. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 3.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Riyâzü's-Salihîn'den -III- "İşaretince Amel Edile"...
MesajGönderilme zamanı: 12.05.09, 08:19 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Hilâl Görüldüğünde Yapılacak Dua
Bu üç konundaki on iki hadisten, hilali görünce de dua yapılacağını, sahura kalmakla bereket olacağını, sahur yemeğinin Ehli Kitapla bizim orucumuz arasındaki fark olduğunu, oruç açmakta acele davranmanın gerekliliğini, iftar edilecek vaktin hangi vakit olduğunu, iftarı hurma ve su ile açmanın uygun olduğunu öğreneceğiz. [1]
1231. Talha İbni Ubeydullah radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem hilâli gördüğü zaman şöyle dua ederdi:
"Allahım! Bu hilâli bize emniyet ve iman, selâmet ve İslâm hilâli kıl. (Ey hilâl!) Benim rabbim de senin rabbin de Allah'tır" (Bu, doğruluk ve hayr hilâli olsun).[2]

[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 360.
[2] Tirmizî, Duâ 50.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Riyâzü's-Salihîn'den -III- "İşaretince Amel Edile"...
MesajGönderilme zamanı: 12.05.09, 19:31 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Sahurun Fazileti
(Sahurun Fazileti Ve Şafak Sökmesinden Korkulmadığı Sürece Sahur Yemeğinin Geciktirilmesi)

1232. Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Sahur yapınız, zira sahurda bolluk–bereket vardır."[1]
1233. Zeyd İbni Sâbit radıyallahu anh dedi ki: Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte sahur yemeği yedik sonra da sabah namazını kıldık.
Sahur yemeği ile sabah namazı arasında ne kadar zaman geçti? diye soruldu. "Elli âyet okuyacak kadar" cevabını verdi.[2]
1234. İbni Ömer radıyallahu anhümâ dedi ki, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in iki müezzini vardı: Bilâl ve İbni Ümmü Mektûm. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bilâl geceleyin erkence ezan okur. Siz İbni Ümmü Mektûm ezan okuyuncaya kadar yiyip içiniz."
İbni Ömer, "Bu ikisinin arasındaki zaman, biri inip diğeri çıkıncaya kadar geçen vakitten ibaretti" demiştir.[3]
1235. Amr İbnu'l–Âs radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bizim orucumuz ile Ehl–i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir."[4]
* Gündüz tutulacak oruca gece yenilen sahur yemeği destektir, gece namazı için de gündüz uykusu (kaylule) destektir. (İbn Mace, Sıyam, 23) hadisine göre sahura kalkmak uygundur. [5]


[1] Buhârî, Savm 20; Müslim, Sıyâm 45. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 17; Nesâî, Sıyâm 18, 19; İbni Mâce, Sıyâm 22.
[2] Buhârî, Savm 19; Müslim, Sıyâm 47. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 14; Nesâî, Sıyâm.
[3] Buhârî, Ezân 11, 13, Şehâdât 11, Savm 17; Müslim, Sıyâm 36–39. Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 35; Nesâî, Ezân 9–10; İbni Mâce, Sıyâm 30.
[4] Müslim, Sıyâm 46. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 15; Tirmizî, Savm 17; Nesâî, Sıyâm 27.
[5] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 360.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Riyâzü's-Salihîn'den -III- "İşaretince Amel Edile"...
MesajGönderilme zamanı: 13.05.09, 00:39 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Oruç Açmakta Acele Etmek
(Oruç Açmakta Acele Etmenin Fazileti, Ne İle Oruç Açılacağı Ve Oruç Açıldıktan Sonra Yapılacak Dua)

1236. Sehl İbni Sa'd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Oruç açmakta acele ettikleri sürece müslümanlar hayır üzere yaşarlar."[1]
1237. Ebû Atıyye dedi ki, ben ve Mesruk Âişe radıyallahu anhâ'nın yanına gittik. Mesruk ona:
– Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in ashâbından iki kişi var. İkisi de hayırdan geri kalmıyorlar. Ancak bunlardan biri akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele ediyor, diğeri ise hem akşam namazını hem de iftarı geciktiriyor, dedi. Bunun üzerine Âişe:
– Akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele eden kimdir? diye sordu.
Mesruk da:
– (İbni Mes'ud'u kastederek) Abdullah'tır, cevabını verdi. Bunun üzerine Âişe:
– Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de öyle yapardı, dedi.[2]
1238. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki:
“Allah Teâlâ şöyle buyurdu: Kullarımın bana en sevgili olanı, oruç açmakta acele davranandır."[3]
1239. Ömer İbnü'l–Hattâb radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Gece, (doğudan) geldi de gündüz (batıdan) gitti ve güneş kayboldu mu oruçlu derhal orucunu açar."[4]
* Nefsini terbiye etmek, sabrını ölçmek bahanesiyle iftarı geciktirmeyi adet haline getirenler, sünnete aykırı davranmış olurlar. Peygamberimizin sünnetinden yan çizip kendi kafasından uygulamalar ortaya koyanlar bir çeşit sapıklığa düşmüşlerdir. Ashabı kiram Rasûlullah (s.a.v.)’ın iftarı çabuk yapmasını ve sahuru geciktirmesini daima taklid ederlerdi. İtiraz edilemeyen iki delilden birisi olan hadislere uymak her müslümanın vazifesidir. Sünnete uyan davranışlardan dolayı da Allah o kullarını sevmektedir. Son hadiste de akşam olduğunun üç alameti bildirilmektedir. Takvim ve saatın bulunmadığı zamanlarda Müslümanlar bu ölçülere göre oruçlarını açacaklardır. [5]
1240. Ebû İbrahim Abdullah İbni Ebû Evfâ radıyallahu anhümâ dedi ki:
Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir seferde beraber bulunduk. O oruçlu idi. Güneş batınca, oradakilerden birine:
– "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu. O:
– Ey Allah'ın Resûlü! Keşke geceyi bekleseydin? dedi. Hz. Peygamber:
– "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu. Adam yine:
– Henüz gün devam ediyor, dedi. Resûl–i Ekrem yine:
– "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu.
Bunun üzerine adam indi ve oradakiler için sevik karıştırıp çorba hazırladı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bunu içti sonra eliyle doğu tarafını işaret ederek şöyle buyurdu:
– "Gecenin bu taraftan belirdiğini gördünüz mü oruçlunun iftar vakti gelmiş demektir."[6]
1241. Sahâbeden Selmân İbni Âmir ed–Dabbî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Herhangi biriniz iftar etmek istediği zaman orucunu hurma ile açsın. Hurma bulamazsa, su ile iftar etsin. Su temizdir."[7]
* Doğrudan kana karışan tatlı cinsinden olması dolayısıyla ve o gün Medine’de çok bulunan bir meyve olması hasebiyle iftar açmada ilk olarak hurma tavsiye edilmiştir. Hurma bulunamadığı takdirde her bölgede ve her zaman bulunabilen su tavsiye edilmiştir. Hurma ve su tercihlerini kış mevsiminde hurma, yaz ve sıcak mevsimlerde su şeklinde yorum getirenler de olmuştur. [8]
1242. Enes radıyallahu anh dedi ki: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem akşam namazından önce bir kaç taze hurma ile orucunu açardı. Taze hurma bulamazsa, kuru bir hurmacıkla iftar ederdi. Kuru hurma da bulamazsa, birkaç yudum su içerek iftar ederdi.[9]
* Bu bölümün başlığında Nevevi, iftardan sonra söylenecek söz diye başlık koymasına rağmen bu konuda bir hadis zikretmemiştir.[10]
İftar esnasında veya iftardan sonra Rasûlullah (s.a.v.):
“Susuzluk gitti, damarlar nemlendi. İnşallah sevap da hasıl oldu” derlerdi. Ayrıca;
“Ey Allahım sadece senin için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açtım” da derlerdi. [11]

[1] Buhârî, Savm 45; Müslim, Sıyâm 48. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 13; İbni Mâce, Sıyâm 24.
[2] Müslim, Sıyâm 49–50. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Savm 13; Nesâî, Sıyâm 23.
[3] Tirmizî, Savm 13.
[4] Buhârî, Savm 43; Müslim, Sıyâm 51–52. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 12.
[5] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 361.
[6] Buhârî, Savm 33, 43, 44, 45; Talâk 24; Müslim, Sıyâm 52–54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 19.
[7] Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Zekât 26, Savm 10. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 25.
[8] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 362.
[9] Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Savm 10.
Geniş biçimde 334’de geçmişti.
[10] Ebu Davut, Sıyam, 22.
[11] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 362.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Riyâzü's-Salihîn'den -III- "İşaretince Amel Edile"...
MesajGönderilme zamanı: 14.05.09, 07:47 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Oruçlunun Dilini Koruması
(Oruçluya Dilini Ve Diğer Organlarını Yasaklardan, Çekişmekten Ve Benzeri Kötülüklerden Korumasını Emretmek)

Bu konudaki iki hadis-i şeriften oruçlu kimsenin diğer zamanlarından daha dikkatli olarak kötü ve çirkin söz söylememesi gerektiğini, başka birisi kendisine çatarsa “Ben oruçluyum” demesi gerektiğini, yalan ve kötülükler yapanların bu halleriyle aç ve susuz durmalarına Allah’ın hiçbir değer vermeyeceğini öğreneceğiz. [1]
1243. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, ‘ben oruçluyum desin’[2]
1244. Yine Ebu Hureyre’den bildirildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse onun yemesini içmesini terk etmesine Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.”[3]
* Oruç sadece kişinin yeme içme gibi ihtiyaçlarını frenlemesi demek değildir. Başta dili olmak üzere her türlü organlarını da kötülüklerden alıkoymak durumundadır ki böylece oruçtan beklenen sonuç gerçekleşmiş olsun.
Yeme içmenin yanı sıra her türlü kötülük ve zararlı şeylere karşı da irade gücü ve direncin kullanılması gerekmektedir.
Başka biri bizi kötülüğe sürüklemek için söver ve çatarsa yapacağımız iş ona uymak değil, uymayacağımızın en güzel şekilde belirtilmesi olacaktır. Böylece kişi tüm hareketleriyle oruçlu olduğunu göstermiş olacaktır. [4]

[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 362.
[2] Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163. Ayrıca bk. Nesâî, Sıyâm 42.
[3] Buhari, Savm, 8.
[4] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 362.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Riyâzü's-Salihîn'den -III- "İşaretince Amel Edile"...
MesajGönderilme zamanı: 14.05.09, 07:49 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Oruca Dair Bazı Meseleler

Bu bölümdeki üç hadisten, unutarak orucunu bozan kimsenin orucuna devam etmesi gerektiğini, bunun Allah tarafından ona bir ikram olduğunu, oruçlu iken boğaza su kaçırma tehlikesinden dolayı buruna fazla çekilmemesi gerektiğini, cünüplüğün oruca bir zarar vermediğini öğreneceğiz. [1]

1245. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir."[2]
1246. Lakît İbni Sabire radıyallahu anh şöyle dedi: Ben:
– Ey Allah'ın Resûlü! Bana abdest almayı anlat! dedim. O da:
– "Güzelce abdest al, parmak aralarına suyu ulaştır. Oruçlu olmadığın zaman suyu burnuna iyice çek!" buyurdu.[3]
1247. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in, ailesiyle ilişkide bulunup cünüp olarak sabahladığı olurdu. Sonra yıkanıp, orucunu tutardı.[4]
1248. Âişe ve Ümmü Seleme radıyallahu anhümâ şöyle dediler:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ihtilâm olmaksızın cünüp olarak sabahlardı. Sonra (yıkanır ve) oruç tutardı.[5]
* Birinci hadiste unutarak yiyip içmenin orucu bozmayacağı ve bu yemenin ve içmenin Allah’ın bir ikramı olduğunu bize bildirmesi yalnız kişi hatırına geldiği an yemeyi içmeyi bırakıp oruca devam edecektir. İkinci hadiste, abdest alırken genizden boğaza su kaçmaması için dikkatli davranılması gereği vurgulanmaktadır. Üçüncü ve dördüncü hadislerde ise, gusül abdesti alması gerektiği halde sabah namazına kadar yıkanmayan kimsenin oruca devam edip edemeyeceğine açıklık getirilmiştir. Cünüplük, namazı ilgilendiren bir haldir, orucu değil. Aişe ve Ümmü Seleme annelerimizden bildirilen bu ve benzeri hadislerde kişinin Ramazan ve sair gecelerde cünüp olup sabah namazına kadar cünüp durabileceğinin caiz olduğu belirtilmiştir. Böyle bir kişi yıkanıp sabah namazını kılar, Ramazansa orucuna devam edebilir. Peygamberimiz hayatın her safhasında biz ümmetine örnektir. [6]

[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 363.
[2] Buhârî, Savm 26, Eymân 15; Müslim, Sıyâm 171. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sıyâm 39; Tirmizî, Savm 26; İbni Mâce, Sıyâm 15.
[3] Ebû Dâvûd, Tahâret 56, Savm 27; Tirmizî, Savm 68. Ayrıca bk. Nesâî, Tahâret 70; İbni Mâce, Tahâret 44.
[4] Buhârî, Savm 22, 25; Müslim, Sıyâm 76.
[5] Buhârî, Savm 25; Müslim, Sıyâm 75–77.
[6] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 363.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Riyâzü's-Salihîn'den -III- "İşaretince Amel Edile"...
MesajGönderilme zamanı: 14.05.09, 20:19 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Muharrem Orucunun Fazileti
(Muharrem, Şâban Ve Haram Aylarında Nâfile Oruç Tutmak)

Bu bölümdeki üç hadisten, Ramazan dışında en faziletli orucun Muharrem ayında olduğunu, Rasulullah (s.a.v.)’ın Ramazan dışında en fazla oruçlu bulunduğu ayın Şaban ayı olduğunu, en ideal oruç tutmanın ne şekilde olacağını öğreneceğiz. [1]
1249. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ramazan orucu dışında en faziletli oruç, Allah'ın ayı muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır."[2]
1250. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hiç bir ayda, şâban ayında tuttuğu oruçtan daha fazla oruç tutmazdı. Şâban ayının tamamını oruçlu geçirirdi.
Başka bir rivayette[3] "Pek az bir kısmı hariç, şâban ayını baştan sona oruçlu geçirirdi" denilmektedir.[4]
* Şabanın 15. gününden sonra oruç tutulmamasını isteyen hadisle bu hadis ters gibi görünüyorsa da; alışık olmayanların Ramazana dinç girebilmeleri için bir tavsiye niteliğinde olup alışık olanların en fazla oruç tutacakları ayın Şaban ayı olduğunu açıklamaktır. [5]
1251. Mücîbetü'l–Bâhiliyye, babasından (veya amcasından) naklen, babasının Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e elçi olarak gidip memleketine döndüğünü, bir yıl sonra –hali ve görünüşü oldukça değişmiş olarak– tekrar Hz. Peygamber'e gittiğini ve şöyle dediğini haber verdi:
– Ey Allah'ın Resûlü! Beni tanıdınız mı? Hz. Peygamber:
– "Sen kimsin? (tanımadım)" buyurdu. Adam:
– Bir sene önce size gelmiş olan Bâhilîyim, dedi. Hz. Peygamber:
– “Seni böylesine değiştiren nedir? Halbuki sen çok iyi görünüyordun” buyurdu. Adam:
– Senden ayrıldığım günden beri, geceleri hariç, asla yemek yemedim, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– "Kendine işkence etmişsin!" buyurdu ve ilâve etti:
– "Sabır ayı (ramaza)nı bütünüyle, diğer aylardan da birer günü oruçlu geçir." Adam:
– Benim için bu sayıyı arttırınız. Zira benim gücüm bundan fazlasına yeter, dedi. Hz. Peygamber:
– "O halde her aydan iki gün oruç tut!" buyurdu. Adam:
– Daha arttırınız, dedi. Hz. Peygamber
– "Peki, her aydan üç gün!" buyurdu. Adam:
– Biraz daha arttırınız, dedi. Hz. Peygamber de:
– "Haram aylarında (receb, zilkade, zilhicce ve muharrem) üç gün oruç tut, bırak; üç gün oruç tut, bırak; üç gün oruç tut, bırak." buyurdu ve üç parmağını birleştirip bırakmak suretiyle de fiilen gösterdi.[6]

* Hiçbir kimse Peygamber (s.a.v.)’den daha kaliteli Müslüman olamaz, ondan daha dindar olamaz, daha müttaki olamaz. Müttaki olmak; yolunu yordamını Allah’ın kitabı ve peygamberimizin sünnetiyle bulmaya çalışmaktır. 1178 numaralı hadiste de beyan edildiğine göre Allah’ın en çok beğendiği namaz ve orucun da Davut (a.s.)’ın orucu olduğunu öğrenmiştik. Kişinin peygamber tavsiyesine uygunluğu ölçüsünde müttaki olacağını, aksi takdirde onun sünnetinden uzaklaşmış, emrini dinlemeyip isyan etmiş olacağı da kesindir. [7]

[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 364.
[2] Müslim, Sıyâm 202, 203. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 56; Tirmizî, Mevâkît 207; Nesâî, Kıyâmü'l–leyl 6.
1168’de geçmişti.
[3] Müslim, Sıyâm 176; İbni Mâce, Sıyâm 30.
1225-28. hadislere bak.
[4] Buhârî, Savm 52; Müslim, Sıyâm 177. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 30.
[5] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 364.
[6] Ebû Dâvûd, Savm 55. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 43.
[7] Bkz. 1228 numaralı hadis ve 14. Bölümün hadisleri olan 142-152. hadisler.
Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 364.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Riyâzü's-Salihîn'den -III- "İşaretince Amel Edile"...
MesajGönderilme zamanı: 15.05.09, 08:40 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Zilhicce Orucu
(Zilhiccenin İlk On Gününde Oruç Tutmanın Ve Diğer İbadetlerin Fazileti)

Bu üç bölümdeki 6 hadis-i şeriften, Zilhiccenin ilk on gününde tutulan oruçtan Allah’ın hoşnut kalacağını, Arefe günü tutulan orucun günahlara keffaret olacağını, aşure günü oruç tutmanın faziletini, Ramazandan sonra gelen Şevval ayından altı gün oruç tutulursa bir senenin oruçlu geçirilmiş gibi sevap olacağını öğreneceğiz. [1]
1252. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Başka günlerin hiçbirinde, –zilhiccenin ilk on gününü kastederek– şu günlerde işlenecek amel–i sâlihten, Allah katında, daha sevimli hiçbir amel yoktur."
– Allah uğrunda yapılacak cihad da mı üstün değildir, Yâ Resûlallah? dediler.
– "(Evet) Allah yolunda yapılacak cihad da. Ancak malını ve canını tehlikeye atarak cihada çıkan, şehit olup dönmeyen kimsenin cihâdı başka. (O, bundan üstündür), " buyurdu.[2]

[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 365.
[2] Buhârî, Îdeyn 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 61; Tirmizî, Savm 52; İbni Mâce, Sıyâm 39.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Riyâzü's-Salihîn'den -III- "İşaretince Amel Edile"...
MesajGönderilme zamanı: 16.05.09, 06:26 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Arefe Günü Orucu
(Arefe Gününde Ve Muharremin Dokuz Ve Onuncu Gününde Tutulan Orucun Fazileti)

* Faziletli günler ve ameller hakkında bkz. 1274-1279[1]

1253. Ebû Katâde radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e arefe günü tutulan orucun fazileti soruldu; o da:
"Geçmiş bir yılın ve gelecek bir yılın günahlarına kefâret olur" buyurdu.[2]
* (Fecr: 89/2)’deki on gün (Hac: 22/28)’deki belirli günler (Bakara: 2/197)’deki sayılı günler Kurban bayramı ve teşrik günleri olarak da yorumlanmıştır. Dolayısıyla bu günleri ibadetle ve oruçla geçiren kimseye geçmiş ve gelecek birer yıllık günahlarına kefaret olmaya yetecek kadar sevap ve rahmet verilir. [3]
1254. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem aşûre gününde oruç tuttu ve oruç tutmayı tavsiye etti."[4]
1255. Ebû Katâde radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e aşûre günü tutulan orucun kıymeti soruldu; o da:
"Geçmiş bir senenin günahlarına kefâret olur" buyurdu.[5]
1256. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Gelecek seneye kadar yaşayacak olursam, muharrem ayının dokuzuncu günü oruç tutarım."[6]
* Yahudilerin aşure günü oruç tuttukları kendisine haber verilince Rasûlullah (s.a.v.) onlara benzememek için bir gün öncesinden tutmaya niyetlenmiştir. Onlara benzememek için aşureden bir gün önce veya bir gün sonrasıyla tutmak (9-10 veya 10-11 veya 9-10-11) uygun olur.[7]

[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 365.
[2] Müslim, Sıyâm 196, 197. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 54; Tirmizî, Savm 48; İbni Mâce, Sıyâm 40.
[3] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 365.
[4] Buhârî, Savm 69; Müslim, Sıyâm 127, 128.
[5] Müslim, Sıyâm 197. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 54; Tirmizî, Savm 48; İbni Mâce, Sıyâm 40.
[6] Müslim, Sıyâm 134. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 41.
[7] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 365.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Riyâzü's-Salihîn'den -III- "İşaretince Amel Edile"...
MesajGönderilme zamanı: 17.05.09, 06:51 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
Şevval Orucu
(Şevval Ayında Altı Gün Oruç Tutmak)

1257. Ebû Eyyûb radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ramazan orucunu tutan ve buna şevval ayında altı oruç daha ekleyen kişi, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur."[1]
* Bu hüküm her hayırlı işin on katı sevap ile değerlendirileceği esasına dayanır. Yani 30 Ramazan + 6 Şevval 36 x 10 = 360 gün. Bu hadiste belirtilen oruç şeklini İmam Malik (r.a.) her halde kendisine ulaşmamış olacak ki Muvatta isimli kitabının oruç bölümünün sonunda böyle bir oruç tutulacağına dair bir bilgi bize ulaşmadı demektedir. Halbuki bu Raviden başka Ebu Hureyre, Cabir, Sevban, Berâ ibni Âzib ibni Abbas ve Aişe (r.anhüm) olmak üzere bu hadisin başka rivayetleri de bulunmaktadır.
Dolayısıyla sünnet olan bu oruçla Ramazan bayramının ikinci gününden başlamak üzere o ayın içinde nasıl olursa olsun peşpeşine veya ayrı ayrı zamanlarda tutmak gerekir. [2]

[1] Müslim, Sıyâm 204. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 57; Tirmizî, Savm 53; İbni Mâce, Sıyâm 33
[2] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 366.

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 101 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ... 11  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye