sufiforum.com
http://sufiforum.com/

Serap Bostancı: "Tezhib sabır işidir…"
http://sufiforum.com/viewtopic.php?f=58&t=4176
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Yazar:  zer_efsan [ 08.05.10, 07:48 ]
Mesaj Başlığı:  Serap Bostancı: "Tezhib sabır işidir…"

Tezhip sabır işidir…
Geleneksel Türk Süsleme sanatkarı Serap Bostancı, tezhip sanatının inceliklerini anlattı.
Salı, 04 Mayıs 2010

İbrahim Ethem Gören / Dünya Bülteni

Geleneksel İslâm-Türk kitap sanatlarından biri olan tezhip sanatı uzun ve köklü bir geçmişe sahiptir. Sanatkâr dedelerimizden cemiyetimize miras kalan tezhip sanatı günümüzde tezhip sanatçılarının fırçalarının ucunda hayatiyetini devam ettiriyor. Bugün Türkiye’nin dört bir bölgesinde açılan Güzel Sanatlar Fakültelerinin ilgili bölümlerinde, özel atölyelerde, belediyelerin meslek edindirme kurslarında ve Topkapı Sarayı’nda yüzlerce öğrenci tezhip sanatının inceliklerini öğreniyor.

Bu mülakatta 1996 yılından günümüze kadar Kültür Bakanlığı Topkapı Sarayı Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Kursu ile birlikte pek çok vakıfta ve kültür-sanat organizasyonu bünyesinde tezhip dersleri veren günümüz tezhip sanatının usta fırçası Serap Bostancı ile tezhip sanatından açılmış bir sohbet gerçekleştirdik.

Resim


Tezhip sanatını nasıl tanımlıyorsunuz?

Tezhip sözcüğü Arapça zeheb (altın) kelimesinden gelmektedir. Altınlamak anlamını taşır. El yazması eserlere, dini, edebi, bilimsel kitaplara, albümlere, padişah ferman ve beratlarına, altın ve boya ile yapılan süsleme sanatına tezhip adı verilir. Tezhiple süslenmiş eserlere “müzehhep” bu işi yapan erkek sanatçılara “müzehhip”, bayan sanatçılara ise “müzehhibe” denmektedir.

Kitapların hoş kokulu satır aralıklarında tezhip sanatına en fazla nerelerde rastlanıyor?

Tezhip en çok kitap içinde baş sayfalarda kullanılmıştır. Çok özen gösterilen kitaplarda baştaki iki sayfada yazıya ayrılan küçük bir bölümün dışında, tüm alanın tezhiple tezyin edildiği görülmektedir.

Kütüphanelerimiz birbirinden kıymetli elyazma eserlere ev sahipliği yapıyor. Tezhip de başlı başına bir kitap sanatı. Kitaplarda hangi bölümler çokça tezhiplenmektedir?

Özellikle Kur’an-ı Kerim’lerin ilk iki sayfasının tezhiplenmesi adeta bir kural haline gelmiştir. Kur’an-ı Kerim’in dışındaki kitaplarda ise genellikle metnin başında tezhipli bir Besmele bölümü bulunmaktadır. Bu tür baş sayfalarda Besmelenin zemini ve çerçevesi de tezhiplidir. Kitabı tanıtıcı ve kimin için yazıldığını belirten bilgiler de tezhipli madalyonlar içinde yer almaktadır. Bu tür sayfalara “zahriye”, bu amaçla yapılan süslemeye ise “zahriye tezhibi” denir. Yazma kitapların sayfa başlıklarının çoğu taç şeklinde olup üst kısımlarında tezhibin kâğıtla bütünleşmesini sağlayan “tığ” denilen ince negatif motifler kullanılmaktadır.

Kitapların iç sahifelerinde de birbirinden güzel tezhip motifleri var. Bunlar hakkında bilgi verir misiniz?

Kur’an-ı Kerim’lerde ayet- kerimeleri, kitaplarda cümleleri ayırmak için küçük tezhipli şekiller kullanılır, bunlara “nokta” ya da “durak” denir. Sayfa kenarlarında o sayfanın ne olduğunu göstermek için yazılan yazıların etrafını çevreleyen yuvarlak süslemelere “gül” denir (hizip gülü, sure gülü gibi).

Tezhip sanatına kitapların dışında müzehhep levhalarda da rastlıyoruz değil mi?

Evet, kitap sayfalarının yanı sıra duvara asılmak için hazırlanan levhalarda da tezhip sanatı kullanılmaktadır. Hilye-i Şerifler, Hattat diploması ( icazet ) niteliğindeki yazılar da bu grupta yer alır. Bu tür levhalarda yazı arasında kalan boşluklar çeşitli biçimlerde tezhiplenir. Yazının içinin süslemesi bitince, dışının da tümü tezhipli bir çerçeve içine alınır. Ferman ve tuğralar da tezhiplenmiş yazılı örnekleri arasında yer almaktadır.

Tezhip sanatının ana teması nedir?

Tezhibin ana teması desendir. Desen motiflerden oluşur. İslamiyet’i kabul eden Türklerde resim ve heykelin yapılmaması, dönemin sanatçılarını süsleme sanatında yoğunlaştırmıştır. Dönemin sanatkârları kâinatı taklit etmek yerine, sitilizasyona yönelmiştir. Tezhip’te kullanılan Uzakdoğu kökenli “Hatai”, kaynağı belli olmayacak kadar stilize edilmiş çiçek ve yapraklardan oluşan bir motiftir. Sözlük anlamı Anadolulu demek olan “Rumi” ise Selçuklu Türkleri tarafından tavşan, balık, kuş gibi hayvanların stilize edilmesinden oluşmuş bir motiftir.

Tezhip sanatında hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?

Tezhibin ana malzemesi altındır. Altın, özel aletlerle dövülerek, varak, yani ince yapraklar haline getirilir, kâğıt arasında muhafaza edilir. Bu tür altın, doğrudan doğruya yapıştırılarak kullanılabildiği gibi, ince desenler için ezilerek de kullanılır. Tezhipte kullanılan boyalar; renkli topraktan, madeni oksitten, bazı renkli taşların tozlarından hazırlanan karışımlardan elde edilir.

Tezhip desenleri nasıl boyanıyor?

Tezhipte kullanılan motifler gibi, hazırlanan desenlerin boyanmasında da çeşitlilikler vardır. Sadece altın ile yapılan sözlük anlamı “altın yaldızlı iş” olan “halkâri” , süsleme sanatları içinde sade, güzel olması bakımından önemli bir yere sahiptir. Halkârın hafif renklendirilmişine ise “şikaf” denir. Bazı tezhiplerde zemin altın olduğu gibi motiflerde altın ile yapılmıştır. Bu tür süslemelere “zerenderzer” denir.

Bir tezhip eseri nasıl vücut bulur?

Sanatçı bir eseri yapmaya karar verdiğinde planladığı bir konu var ise o konu (ayet, hadis, kelam-ı kibar, beyit, v.b ) hakkında araştırma yaparak işe başlar. Hat yazısı murakka (Birkaç kâğıt tabakasının üst üste yapıştırılması ile elde edilen mukavva) üzerine yapıştırılır. İlk önce eserin cetvelleri çekilir. Daha sonra esere desen çizme aşamasına geçilir. Esere en uygun form bulunur. Çeşitli desenler eskiz üzerine çalışılır. Desenlerde kullanılacak motifler (bulut, rumi, hatai ) yazı ile uyum içinde yazının ortaya çıkmasını sağlayacak şekilde olmalıdır. Desen geçirildikten sonra altınlama ve boyama aşamasına geçilir. İyi bir işçilik ve fırça, desenin ve eserin tamamlayıcısıdır.

Tezhip niçin yapılır?

Kanaatimce bu sanat ilahi güzelliklere sanatkârane bir yol aramak için yapılır. Tezhip sanatının yalnızca göze hitap etmek için yapılmadığı, insanların ruhlarındaki olgunluğu ve bilgiyi, belki de başka ruhlarla yüzyıllar sonra paylaşmak istediği ve bu yüzden bu kadar ölümsüz eserlerin ortaya çıktığını düşünebiliriz. Her eser, almış olduğunuz eğitimin düzeyine göre size yön veren bir öğretmendir. Tezhip sanatı ile meşgul olan kişinin, her sanatta olduğu gibi tezhibe aşk ile bağlanması halinde kendini engin bir denizin ortasında, gizemler içinde ve onunla bir bütün olarak bulmaması için hiçbir engel yoktur.

Tezhip sanatında sabrın yeri neresidir?

Tezhip sanatı bizatihi sabır işidir. Tezhip sanatı, sevgi ve sabır ile nakış nakış işlenmiş ölümsüz eserler sunar bize; zamanın derinliklerinden günümüze gelen bu teknolojik gelişmişliğin içinde bile “Nasıl işlenmiş, ne incelik, ne denge” dedirten bu sanat, iyi korunur ise, daha yüzyıllar boyu insanları kendi derinliklerine çekerek hayrete düşürür. Bu derinlikleri keşfetmeye çıktığınızda, keşfinizin bir sonsuzluk denizi olduğunu ve her keşfedilenin yeni bir başlangıç olduğunu görürsünüz. İlk aşaması kıyısında yürümek olan bu engin deniz sizi öyle bir içine çeker ki bir de bakmışsınız enginlerinde keşiflerdesiniz. Ne zaman ilk onu teninizde hissettiniz, ne zaman ilk kulacı attınız, ne zaman derinliklerine daldınız ne zaman o denizin bir parçası oldunuz anlayamazsınız. Tezhip böyle bir sevgidir. Bu sevgiyi besleyen en önemli şey ise sabırdır. Bu işe gönlünü ve yıllarını vermiş insanlara sorarsanız daha öğrenecek çok şeyimiz var diyecektir size, evet daha çok şeyimiz var öğrenecek.

Tezhip sanatımızın tarihi hakkında neler söylemek istersiniz?

Türk tezhip sanatının Anadolu Selçuklulardan başlayarak Osmanlılara kadar uzanan bir geçmişi vardır. Selçuklu döneminde süsleme sanatının temel elemanları olarak geometrik süsleme ve rumi motiflerinin bir arada kullanıldığı birçok eser bulunmaktadır.

İlk örneklerini Uygur fresklerinde gördüğümüz Prof. Dr. Süheyl Ünver Hoca’nın ismini koyduğu “münhani” motifinin de Selçuklular da kullanıldığı görülmüştür.

Tezhip sanatı sanırım Osmanlı Cihan Devleti’nde altın çağını yaşadı…

Evet. Özellikle Fatih Sultan Mehmet Han döneminde birçok sanat dalında olduğu gibi, tezhipte de bir doruk noktası yaşanmıştır. Fatih için hazırlanan birçok yapıt, ağırbaşlı ve olgun bir üslup taşır. Fatih döneminde dini kitapların yanı sıra, bilim ve sanatla ilgili pek çok el yazması eserle karşılaşılır.

O döneme imza atan büyük ustalar kimler?

“Baba Nakkaş” Fatih döneminin en önemli nakkaşlarındandır. Yavuz Sultan Selim döneminde 1514–1515 yıllarında Tebriz'in alınmasından sonra İstanbul'a gelen Tebriz ve Heratlı sanatkârlarla Osmanlı süsleme sanatları yeni bir çehre kazanır.

Doğudan gelen sanatkârlar tezhip sanatına ne tür ilave katma değer üretmiştir?

Kanuni Sultan Süleyman devrinin başlarında “saz üslupları”ndaki yenilikler dikkat çeker. Saz üslubunu ortaya koyan “Şahkulu” dönemin Saray başnakkaşıdır. 15 yüzyıl sonlarına doğru da “Çin bulutu” ve “çintemani” motifi bütün bezeme ürünlerinde görülmektedir.

Fatih’ten sonraki yüzyıllarda tezhip sanatı nasıl bir gelişme kaydetmiştir?

16. yüzyıl, tezhip sanatının altın çağıdır. Bu dönemlere tarihlenen el yazmalarının metin kısımlarından önce gelen tam sayfa tezhipler çok zengin süslemelerden oluşur. Zeminde lacivert rengin egemenliği azalmış, altın ve lacivert zemin dengelenmiştir. Rumiler ve çiçekler yine gözde formlardır, işçilik ve desen aşırı derecede incelmiştir. 16. yüzyılda Kur’an-ı Kerim tezhipleri ön planda çıkmaktadır. “Karamemi”, Kanuni döneminin süsleme sanatına büyük etkisi olan bir sanatçıdır. Gül, karanfil, lâle ve sümbül türünden çiçekleri ve bahar dallarını tezhibin bir parçası haline getirmiştir. Dönemin en önemli hattatı Ahmet Karahisari’ nin yazmış olduğu Kuran’ı Kerim’in tezyinatından, Karamemi ve yönetimindeki Saray Nakkaşhanesi’nin süsleme sanatına natüralizmi getirdiği görülmektedir.

18. yüzyıl tezhibinde ise, çiçek önemli bir yer tutmaktadır. Kâinattaki asıllarına sadık kalınarak yapılan bu çalışmalarda “Ali Üsküdari” ve “Abdullah Buhari”nin çalışmaları örnek eserlerdir. Bu dönemde “Edirnekari” denilen çiçeklerin özünü kaybetmeden kullanılan, işçilik olarak kaba süslemelerin öne çıktığı görülmektedir.

Tezhip sanatında da bir batılılaşma hareketinden söz edebilir miyiz?

18. yüzyıl sonlarında ve 19. yüzyılda Batılı akımlar, tüm sanat dallarında olduğu gibi süsleme sanatını da etkilemiştir. Bu dönemde Barok ve Rokoko üslubu tezhiplerin ve çiçekli kitap süslemelerinin örnekleri görülür. Matbaanın yurdumuza gelmesiyle birlikte, tezhip yavaş yavaş önemini yitirir.

Günümüz Türkiye’sinin tezhip çalışmalarıyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Ülkemizde tezhip, alaylı ve akademisyen gibi bu sanata gönül vermiş insanların desteği ile üniversite, nakışhane ve kurs ortamlarında yaşatılmaya çalışılmaktadır. 20. yüzyılda kaybolmaya yüz tutan bu sanat, Prof. Dr. Süheyl Ünver, Rikat Kunt, Muhsin Demironat gibi hocaların yetiştirdiği öğrencilerin rehberliğinde günümüzde canlılığını korumaktadır.

Tezhip sanatında kullandığınız motiflerde sembolik ifadelere de yer veriyor musunuz?

Tezhip, görüldüğü gibi dönemlerden ve motiflerden oluşan bir süsleme sanatı değildir. Kitap tezhibinde kullanılan motifler ve renkler rast gele seçilmemiştir, hepsinin birer sembolik anlamı bulunmaktadır. Tezhipte çok kullanılan kare ve dikdörtgenler yeryüzünü, yarım daireler ve üçgenler gökyüzünü işaret etmektedir. Aynı motiflerin devamlı şekilde tekrarı dünya ve kâinattaki ritmi simgelemektedir. Tek sayfa üzerindeki bezeme kâinatın küçük bir parçasını; çift sayfa üzerindeki bezeme kâinatın uyumunu ve en küçük zerrenin bu armoniye katılışını temsil etmektedir. Ortak merkezli daireler de, biri diğerinin gerisinde bir hayali uzay oluşturmaktadır. Bütün bunlar İslâm dininin görkem ve güzellik doktrini ile yakından ilgilidir. Görkem tam bir yansıma, güzellik de bir merkezden kollar halinde sonsuz çıkmalar olarak sürekliliği belirtir. Bu iki kavram birbirinden bağımsız değildir ve ayrılamaz. Renklerde bu sembolik dünyada yerini almıştır. Altın, baş eleman olarak güneş; ışığın rengi olan sarı da bilgi sembolü olarak kullanılmıştır. Mavi ise sonsuzluğun rengi olarak gökyüzünü simgeler.

Şimdiki zamanda tezhipte renklerin anlamı nedir?

Günümüz de genel yorumda altın gündüzü, mavi geceyi sembolize etmektedir. Semboller, her dönemde olduğu gibi tezhip sanatına girmiş; Hz. Allah hem kelime anlamına hem ebced hesabına göre lâle ile, Hz. Muhammed (sav) ise gül ile sembolleştirilerek yorumlanmıştır. İslâm tasavvufunda Vahdet-i Vücud düşüncesinin sembolü harf ve sayılar ile birleşerek “elif” harfi ile ifade edilmiştir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, sembollerin anlamı ve yorumları kişilere göre değişebilir.

Modern zamanlarda tezhip sanatında nasıl bir dönüşüm oldu?

Her eser, insanı başka bir âleme götürür. Yapılan eserlerin hat manası ile tezhip bir bütün olmuş ve bizlere sunulmuştur. Saray nakışhanelerinden çıkan birçok eser saray baş nakkaşının gözetiminde vücuda gelmiştir. Saray baş nakkaşının hazırladığı desenler, konularında uzman olmuş sanatkârlar tarafında işlenmiştir. Birçok ustanın üzerinde çalıştığı, ama ortaya çıktığında bir kişinin elinden çıkmış gibi bir bütün olan bu eserler ahenk ve uyum içinde benliklerinden sıyrılmış bir sanatçılar topluluğunu bize göstermez mi? Günümüzde ise nakışhane (atölye) çalışmaları olmakla birlikte, sanatçılar genellikle kendi eserlerini bireysel olarak vücuda getirmektedir. Bir kitap süsleme sanatı olan tezhip, artık bir dekorasyon ve tablo sanatı haline dönüşmüştür.

1. sayfa (Toplam 1 sayfa) Tüm zamanlar UTC + 2 saat
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group
http://www.phpbb.com/