Düşün ki…
Halife denen ben, gir teninden içeri Girmezsen şeytan yapar beterini Kulluğunda ol Hakk’a yeniçeri! Kalu bela'dan beri "La İlahe illallah!" eri Aczini bil fakrınla ol bir Kabil…
İlk önce kendine sor adil misin? Ahmak gibi avare dolaşma. Gözlerin kör, her şeyden gafil misin? düşün ki, tembelliğe alışma. Güneş batıdan doğmadan Sur yeli gözü oğmadan Nihai gerçeği boğmadan Ölme gururla atarken taş ebabil…
Tevazu, kardeşinse gönülden dökülsün Rabbini tanı, yoksa pişman olursun Sevgide er ol, hâyırda aşk silahın "Biz" in güneşinde dön, dünya ay gibi Ruhunla tavaf yap, bedenin gölgesinde Kâbe Yay ateşini gönül penceresinden çay gibi Titre ama hasta olma bastığın toprakta Toprak ki, ne varsa alır içine saray gibi
Düşün ki, tembelliğe alışma: Makberde ölüm olsaydı, Hiç tohum dirilir miydi? Yeşilden al mesajı,sunsa Zikrini görsen aklın delirir miydi?
Eğer boşluk olmasaydı, umman ve asuman ayrılır mıydı? anne baba çocuklar gibi Boşluğunda çocuklarını büyüt, Başka kurtarıcı bekleme şimdi Bizsiz ve ihramsız dolaşma dergâhımızda…
Madem sevdik birbirimizi bu yol sonsuz Görüntü değişir, lakin kalmaz yönsüz! Dil sukut etsin, ihtiyarın dinlesin âlemi Her batında aşksız reddetsin elemi Sarıl kardeşim, sevgidir ilahi Eğer hissedersen bizim olursun baki Sürgün yıllar biterken elveda Keşfettiğin âleme gir "Hu" ile, merhaba! Ederken geçmişine veda...
Saffet Kuramaz
|