Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Üsame gibi denize bırakılanlar.... / Sibel ERASLAN
MesajGönderilme zamanı: 06.05.11, 09:35 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 253
Üsame gibi denize bırakılanlar....

Sibel ERASLAN


Denize gömülmek ve denizden çıkıp gelmek hadisesi önemli. Tevrat ve Kur`an, Hz. Yusuf olarak Nil`e bırakılanın, bir gün Hz. Musa olarak kıyılara döndüğünü anlatır...

Usame Bin Laden, alnına isabet eden bir kurşundan sonra gözleri deşilerek okyanusa gömülmüş. Muhakemesiz infaz çoklarını memnun etti.

Büyüklere göre; Cenabı Hakkın “Kuddüs” ismi, denizlerde tecelli edermiş. Denizlerin temizleyemeyeceği hiçbir kirlilik, kötülük yoktur inancı hakimdir bu yüzden bizde.

Peki ya Üsame Bin Laden? Okyanus onun “büyük suçunu” ve onun nezdinde potansiyel terörist ilan edilen tüm Müslümanları, temizlemeye yetecek mi?

Peki Ya Amerika? Hiroşima, Nagazaki, Vietnam, Somali, Bağdat, Felluce, Kabil, Mezarı Şerif, Tora Bora, Peşaver’i kana bulayan ellerini, hangi okyanusta yıkayıp da temizleyecek?

Amerika ve Fransa sokaklarındaki sevinç gösterilerine izliyoruz ajanslardan... Yıllar önce Dr. Seyyid Kutup da izlemişti, o zamanlar Hasan El Benna’nın asıldığı haberini sokaklarda çılgınca kutlayan Amerikalıları. O gün karar vermişti, Mısır’a dönüp Müslüman Kardeşler Cemiyetiyle çalışmaya. Bir insan durup dururken Seyyid Kutup olmuyor. Bugünkü sevinç çığlıklarını, ibretle karşılıyorum. Hayatı tamamen bir efsaneye dönüşmüş Üsame Bin Laden, İslam toplumlarına reva görülen işgaller, kitle katliamları, işkence ve tecavüz bu şekliyle devam ettiği sürece, okyanustan çıkıp geri dönecekmiş gibi geliyor.

Öte yandan Amerika’nın yeni bir Üsame efsanesine ayrıca ihtiyacı var. Huntington tezi doğrulanmak zorunda. Neoconların, seçimi kaybetmek üzere olan Obama’nın, ekonomik krizin çökerttiği sade vatandaşın, kirli ve kötü yeni bir düşmana ihtiyacı var. Aksi taktirde sömürü, katliam ve more money/more live çarkı dönemez...

Dr. Tarık Ramazan ki kendisi Şehit Üstad Hasan El-Benna’nın torunudur. İslami hareketleri incelediği tezinde, Müslüman Kardeşler cemiyeti kadar dikkat çekici bulduğu Bediüzzaman ve Risale-i Nur hareketinden söz eder. Antidemokratik şartlar, sıkıyönetim, baskı ve idamların içinden geçtikleri halde hem Mısır’daki İhvan hem Türkiye’deki Risale; fikri ihya ve inşa metoduyla hareket etmiştir. Ne ki; Mısır’ın olağanüstü baskıcı rejimi sayesinde İhvan’dan yarılarak kopan Tekfir ekolü deneyiminin, Türkiye’de yaşanmamış olması dikkat çekicidir. Bediüzzaman, sabırlı duruş ve imanı esas alan fikriyatıyla, baskıya maruz kalmış kitleleri şiddetten uzak tutmayı başarabilmiş medeni bir deneyim... Oysa diktatörler, tıpkı Laden örneğinde olduğu gibi, onun naaşından bile ürperdikleri için, saklarlar onu, kabri bilinmez. Şayialar arasında Seyda’nın denize bırakıldığı söylencesi vardır. Dün, Bediüzzaman olarak denize bırakılan naaş, bugün Amerika kıyılarından, Okyanus ötesinden insanlığa barış ve kardeşlik nasihatleriyle Gülen ekolü olarak yeniden dirilmiş gibidir. Merve Kavakçı’yı da denize attılar, ne oldu, karşı kıyıdan çıktı... Denize gömülmek ve denizden çıkıp gelmek hadisesi önemli. Tevrat ve Kur’an, Hz. Yusuf olarak Nil’e bırakılanın, bir gün Hz. Musa olarak kıyılara döndüğünü anlatır...

Bizler Afganistan veya Filistin gibi on yıllardır aralıksız işgal, katliam, zulüm gören ülkelerin çocukları olmadığımız için medeni tasavvurumuz kadar cihat algımız da farklıdır. Bununla birlikte İslam, sadece pasif direnişten ibaret Gandizm olmadığı gibi bir yanağına vurulunca diğerini de uzat algısından da gitmez. Bizde en alçakgönüllü sufiler bile şartlar icap ettiğinde mücahid ordusuna intisap ederler, Buhara ve Horasan Erenleri, Bektaşi Dervişleri, Şeyh Şamil Müritleri, bunlardan sadece bazıları.

Hasılı Kelam’da geçen haftaki konuğumuz Prof. Raşit Küçük’tü. İlahiyat Dekanı olan Küçük, “Sevgi Medeniyeti” adlı kitabın yazarı. Günümüz şartlarında Müslümanların savaşmasının zorluğundan söz etti. Sadece sivillerin değil, okul, hastane, ibadethane gibi yapıların, bağ bahçe gibi tarım alanlarının, su kaynaklarının, hayvanların ve ağaçların savaşta dahi imha edilemeyeceğinden bahsetti.

Bugünkü “insancıl hukuk”un bile fevkindeki bu medeni tasavvur acaba Amerika’nın acaba İsrail’in ne kadar gündemindedir?


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye