Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Ali Haydar Haksal:Selahaddin Eyyubi'nin kitapları ne oldu?
MesajGönderilme zamanı: 24.10.09, 07:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 16:59
Mesajlar: 308
Selahaddin Eyyubi'nin kitapları ne oldu?

Ali Haydar Haksal


Milli Gazete

20 Ekim 2009

Klâsiklerimizi ve kültür tarihine ait eserlerimiz okurken kimi ayrıntılar benim için önemlidir. Çünkü kültürümüzün ruhu bu ayrıntılardadır. Herkesin kendine göre bir dikkatinin olması doğal. Mevlâna Celâleddin'in babasının Belh'ten hicreti sırasında 40 deve yükü kitapla ayrıldığını Ariflerin Menkıbeleri'nde okuduğumda gözlerim fal taşı gibi açmıştı. Kırk deve yükü kitapla, Bağdat, Mekke, Medine ve Şam üzerinden Anadolu'ya, Konya'ya geçişleri ayları belki de yılları bulmuştu. Bu dev hazineden ayrı durmayan bu aile büyük bir insan, bir veli, bir bilge, bir büyük şair yetiştirmişti. Bu gibi eserlere baktığımda bir dikkatim de şiire ilgilidir. Şiir bizim medeniyetimizin şirazesidir, hayatının özüdür. Bunu da çok önemserim. Günümüzün teknik kitapları bu ruhtan yoksundur.
Şu sıralarda bitirmek üzere olduğum Şerefhan'ın, Şerefnâmesi'ne de bu gözle bakıyorum. Mehmed Emin Bozarslan bu kitaba bir alt başlık uydurmuş. Şerefname'ye bir de Kürt Tarihi sıfatını eklemiş. Kitap okunduğunda, çevirmenin eseri çevirirken de ne kadar yanlış bir yaklaşımda olduğu görülür. Sanki Kürtler veya Şerefhan bir Kürt kavmiyetçisi imiş gibi yansıtıyor. Şerefhan bu eserini yazdığı sıralar 1600lü yılların öncesidir. Bu eserinde bu tarihe kadar olan bölgenin gelişen olaylarını naklediyor. Şerefnâme bir İslâm tarihidir. Kürtlerin yoğun olduğu bölgeyi anlatır. Kürtler, Acemler, Araplar, Türkler iç içedirler. Süryaniler, Keldaniler, Ermeniler de gene bu dairenin içindedirler.
Bu eserde birçok yönden dikkat kesildiğimiz gibi, bir değer dikkatimiz de bölgeyi idare eden, yöneten beyler bulunmakta. Gerek Osmanlı ve gerek İran Şahlığının bölgesinde bulunduklarından geçişler yaşanmakta. Bu konu ayrı bir yazı konusu olacağından biz Selahaddin Eyyubi'nin Kitaplığından söz edeceğiz.
Selahaddin Eyyubi Sultan Mahmud Nureddin Zengi'nin emrinde iken Fatımi Halifesi'nin daveti üzerine Mısır seferine çıkıyor. Bu seferde büyük bir başarı elde ediyor, komutayı eline alıyor. Selahaddin'in çevresinde bulunanlar, Selahaddin'in Mısır sultanlığını ilan etmesini arzuluyorlar. Bu arada, hasret kaldığı babasını Sultan Nureddin'den istiyor, onu da yanına gönderiyor. Bir akşam meclis toplanıyor. Bu mecliste, babası bağımsızlık isteyenlere çok sert çıkıyor. Biz Nureddin'e bağlıyız, ona ihanet edemeyiz diyor. Bu da ayrı bir yazı konusu. Halife el-Adid Selahaddin'e büyük bir itibarda bulunuyor. Babası geldiğinde karşılamaya o da çıkıyor. Bir süre sonra Halife el-Adid ölüyor. Onun muhteşem hazinesi Selahaddin'e kalıyor. Bu hazinede tam yüz bin yazma eser bulunuyor. Onunla beraber pek tabii çok kıymetli şeyler de. Onun özelliklerini şu satırlarda bulabiliyoruz: "Çünkü Salahaddin adaletli bir sultan ve cesur, hamiyetli bir hükümdardı. Bilginleri ve edebiyatçıları sever; onları yakınına alır ve kendileriyle birlikte oturur; üzerlerine nimetlerini ve iyiliklerini yağdırırdı."1 Bu büyük sultan: "Denildiğine göre, Salahaddin, aklın düşünemeyeceği ölçüde cömertti. Göçüp en yüce makama kavuştuğu gün, sahip olduğu o geniş saltanat ve nüfuza, geniş sınırlı o şehir ve ülkelere rağmen, terekesinde 47 gümüş dirhemden başka bir şey bulunmamıştır. Bilgi Allah nezdindedir."2
Mısır günlerinde yaşanan şu durum onun nasıl bir sultan olduğunu da gösteriyor. Burada bizi en çok ilgilendiren onun eline geçen kitaplardır. "Halife el-Adid'in hastalığı ağırlaştı ve aynı yılın Muharreminin Aşure günü ölerek Allah'ın rahmetine kavuştu. Bunun üzerine Salahaddin, İsmaililerin değerli incilerle, pahalı mücevherlerle, birçok altın ve gümüş para ile dolu olan hazinelerini ele geçirdi. İşlerin dümenini yürütmekte tam bağımsız oldu. İyi yönetimi ve uzak görüşlülüğüyle tüm askerleri ve sivilleri memnun etti. Yafii Tarihi'nin yazarı, Salahaddin'in el-Adid'in hazinelerinden ele geçirdiği değerli eşyalardan birinin zümrütten bir asa olduğunu yazmıştır. Değerli yazma kitapların sayısı 100.000 cilde ulaşıyordu."3 Salahaddin Diyarbekır'ı fethedince orada da 100.000 yazma eser daha ele geçiyor. Bunları uhdesine almadan orada atamış olduğu sultana veriyor.
Sultan Selahaddin Kudüs'ü ve daha birçok beldeyi fethetmiştir. Kim bilir bu şehirlerde ne kadar kitap ele geçmiştir. Koca sultan öldüğünde 47 gümüş dirhem var üzerinde. Peki bu sultanın kitap hazinelerine ne oldu. Benim için çok önemli olan bir sorudur bu.
Bir de Allenby'nin onun türbesine girip kabrine vurduğu tekmelerini acısını hala yüreğimde hissederim. Kudüs'ün elden çıkışının tarihi, bir karabasan gibi ufuklarımızda.
1 Şerefnâme, Şerefhan, Türkçesi: Mehmet Emin Bozarslan, Yöntem yayınları, s. 91.
2 Age. s. 92.
3 Age. s. 80, 81.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye