Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Prof. Dr. İbrahim Canan'ın vefatı: “Âlimlerimiz ve biz!..”
MesajGönderilme zamanı: 16.10.09, 00:00 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 30.04.09, 09:08
Mesajlar: 148
“Âlimlerimiz ve biz!..”

Serdar Arseven

sarseven@hotmail.com

Vakit
2009-10-16

Yalova’daki bir panele katılan Büyük İslam Âlimi İbrahim Canan, evine feribotla dönmeyi planlıyormuş.
Ancak...
Feribot seferleri lodostan dolayı iptal edilince yola bir şehirlerarası firmanın otobüsüyle çıkmış.
Evine de, aynı firmanın “servis aracıyla” gidecekmiş.

İbrahim Canan Hoca, otobüsten indiğinde, “cep telefonunun yanında” olmadığını fark etmiş...
Ve durumu hemen yanındaki “akademisyen arkadaşlarına” anlatmış.
Firma yetkililerine başvurarak, “cep telefonunun bulunması” için yardım isteyen arkadaşları da, geri döndüklerinde İbrahim Canan Hoca’nın bıraktıkları yerde olmadığını fark etmiş.

Telefonunu Yalova’dan geldiği şehirlerarası otobüste unuttuğunu “servis beklerken” hatırlayan Hoca’nın koşarak otobüse yetişmeye çalıştığı...
Ve bu esnada arkasından gelmekte olan servis aracının altında kaldığı söyleniyor.

Başta hadis ilminin temel kaynağı kabul edilen “Kütüb-ü Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi” olmak üzere, birçok kıymetli esere imza atan bir Büyük İlim Adamı’nı şehirlerarası otobüs firmasının tesislerinde ve bir servis aracının altında kaybetmek!..

“Paneli düzenleyenler ve diğerleri, bu kadar büyük bir Âlimin o Lodosta feribot arayışına girmesine, seferlerin iptal edilmesinden sonra da şehirlerarası otobüse yönelmek mecburiyetinde kalmasına nasıl izin vermişler?” diye düşünüyordum ki...
Bir yazı takıldı gözüme.
Makalelerini ilgiyle takip ettiğim bir dost kalemden:
“Böylesine değerli bir akademisyenin yolculuğunu şehirlerarası otobüsle yapması, evine firmanın servis arabasıyla gitmesi alışılmış bir durum değil. Canan Hoca’yı bilmeyenler için şaşırtıcıdır belki ama bilenler için asla öyle değildir. Yoksa davet edildiği bir toplantıya ‘bana araç yollayın, alıp-bıraksın’ dese sanırım herkes koşarak gidecekti. Ama öyle yapmazdı rahmetli Hocamız, araç kullanmaz yürürdü, uzak mesafelerde ise toplu taşıma araçlarını tercih edip, halkla hep iç içe olurdu. Prof. Dr. İbrahim Canan’ı önemli kılan özelliklerden biriydi bu. Mütevazı ve halktan biri oluşu.”

Evet, kendisini yakından tanıyan bütün ilahiyatçılar bunları söylüyor:
“Son derece mütevazı.”
“Halkla iç içe.”

“Güzel yaşayan” Hocamız, Hocalarımız “tevazularının”, “halka yakın oluşlarının” karşılığını inşallah “güzel mekânda” alacaklardır.

Biz, bir yandan bu güzel insanları överken...
Diğer yandan da...
Eksik etmeyelim hürmetimizi!..

Onlar,
“Ben kendi imkânlarımla giderim” deseler de...
Israrcı olalım.
“Bana araç yollayın, alıp-bıraksın” demeseler de...
Biz ısrarla teklif edelim.
Zorda kalmalarına fırsat vermeyelim!..

Ömürlerini ilme vakfeden hocalarımızın ola ki birtakım rahatsızlıkları vardır.
Söyleyip canımızı sıkmak istemezler ama belki romatizmaları azmıştır, gözleri hele geceleri iyice zor seçer olmuştur.

Zihinleri sürekli olarak ilimle meşgul olduğu için ortalama insandan “çok daha unutkan”dırlar.
Onları, rahatsız olmayacakları bir mesafeden ama dikkatle takip edelim.
Unuttuklarını toplayalım, tökezlediklerinde düşmelerine mâni olmaya çalışalım!..
“Lodoslu havalarda feribot bakınmalarına”, seferlerin iptal edildiğini öğrendiklerinde ise “şehirlerarası otobüs arayışı” içine girmelerine müsaade etmeyelim!..
İlim adamlarımız, bizim “manevi karanlıklara” düşmemize engel olmaya çalışırlar ömürleri boyunca.
Bizler de, onların “gecenin karanlığında servis altında kalmamaları” için elimizden ne geliyorsa onu yapalım!..
“Güzel yaşayan” Hocamız, Hocalarımız “tevazularının”, “halka yakın oluşlarının” karşılığını inşallah “güzel mekânda” alacaklardır.
Biz onlarla beraber olmaya gayret edelim!..

İbrahim Canan Hocam’a Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır niyaz ederim.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: “Âlimlerimiz ve biz!..”
MesajGönderilme zamanı: 16.10.09, 10:25 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 926
Aklı başında ve ibret alınması gerekli bir yazı...

Allah rahmet eyleye...

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Canan'ın cenâzesinde...
MesajGönderilme zamanı: 19.10.09, 02:58 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 30.04.09, 09:08
Mesajlar: 148
Canan'ın cenâzesinde...

Ahmet Turan Alkan
- Zaman
t.alkan@zaman.com.tr 2009-10-19

Efendimiz, bir sahâbesine demişti ki, "Sen bu dünyada bir garip gibi yaşa veya bir yolcu gibi ol ve kendini ölmeden kabir ehlinden say". Yolun ikiye ayrıldığı, o müthiş dramatik çatallanmanın başladığı yer. Hayatı hiç ölmemek üzerine kurmak veya varlığımıza bir garip imişiz gibi mânâ vermek; bu noktada insanlar kabaca ikiye ayrılıyor işte:
Tırnaklarını hayata geçirenler ve ölümü hiç unutmayanlar!

Belli ki İbrahim Canan hoca ikincilerdendi. Ben onun ömrüne değil, cenâzesine şahit oldum. Bizim mahallenin küçücük çarşısında birkaç kere karşılaştığımız, İslami Araştırmalar Merkezi'nde selamlaştığımız oldu elbette. Kendisini gıyâbında Toynbee'den tercüme ettiği "Tarihçi Açısından Din" adlı tercümesinin dört başı mâmur diliyle hatırlıyorum. Cenazesi, Bağlarbaşı'nda Marmara İlahiyat'ın Camii'nden kaldırılacak diye duydum. İSAM'a iki adımlık yer. Camiin dış avlusuna girmek neyse fakat revaklı şadırvanlı iç avluda bir seccadelik boş yer bulabilmek mümkün değil.

Şâhâne bir izdiham!

Niçin şâhâne anlatayım: Bazı cenazelerde görmeyi kanıksadığımız iğreti mâtem teessürlerinden eser yok; ilk defa gören, içeride helva, börek dağıtılıyor da ahali onun için tehâcüm ediyor zanneder. Âdeta mesrûr, şâd ü handân bir iklim. Hacı uğurlama törenlerinde bazen böyle olur; hem üzülür ama daha çok sevinirsiniz, tam öyle bir hâlet. "O gitti, hem de adam gibi gitti; böyle gidiş darısı hepimizin başına" der gibi cami cemaati.

Bu, karşılaştığım farklılıkların ilkiydi.

Ezan okundu; içerisi, dışarısı hıncahınç dolu; bir secdelik yer tutya olmuş. Önümdeki genç adam, gıcır takım elbisesinin ceketini çıkarıp taşın üstüne yatırdı; niceleri de öyle yaptılar. Al sana seccâde; öyle seccâde ki böyle bineklere binmesini bilenleri uçurur ötelere. Namaz bittikten sonra içeriden anons,

- Kimse yerini terk etmesin; cenâzeyi içeriye mihrâbın önüne alacağız; herkes durduğu yerde ayağa kalkarak cenâze namazını kılacak; izdihâma yol açmayacağız!

Peki, eyvallah, ne güzel, ne âlâ bir uygulama. Sonra, "Allah için namaza, Efendimiz için salâvata, merhûm için duaya niyet"; sonra o titretici "Nasıl bilirdiniz?" suâli. Gümbürdeyen bir haykırış "İyi bilirdik", "Hakkınızı helâl eder misiniz?" "Helâl olsun" tarrakası, hem de üç kerre.

İstanbul'daki cenâzelerde merhumun ardından küçük konuşmalar yapmak âdeti var. Bir mesai arkadaşının sözü, herkesin içine kazınması gereken cinsten bir şeydi: "Cânan Hoca'yı biz hiç dedikodu ederken görmedik, duymadık!"

Bizim ardımızdan da böyle söylenir mi acep; haydi ölmeden önce ölelim de ince hesaplara dürülelim!

Sonra yine ömrümde ilk defa gördüğüm o tablo: Zaten kıpırdanmak ihtimâlimiz yok. Hafiften başlayan tekbirler refakatinde camiin kapısından tabut avluya doğru kaymaya başladı. Kimse hareket etmediği halde yüzlerce elin binlerce parmağından aldığı küçük dokunuşlarla tabut eller üzerinde uçar gibi, kayar gibi, yüzer gibi, yürür gibi hareket ediyor.

Arkamdan birileri, "Aman Ya Rabbi; böyle uğurlanmak için insanın hemen ölesi geliyor" dedi; aman Ya Rabbi, böyle temennîye kim inşaallah demez ki?

Adam gibi ölmek için adam gibi, Cânân gibi yaşamak lâzım; öğrendik, kârımızdır!



--------------------------------------------------------------------------------

Not: Aynı günlerde Ergun Göze Ağabey'imizi de kaybettik. Eşine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Hizmetleri unutulmayacaktır inşallah!


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye