Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: 'Alp'lik ve 'Eren'lik / Mümtaz'er Türköne
MesajGönderilme zamanı: 14.07.09, 10:36 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 275
'Alp'lik ve 'Eren'lik

Mümtaz'er Türköne


İnsanın aklına bir yığın spekülasyon geliyor. Medyaya yansıyan haberleri ve görüntüleri süzgeçten geçiriyorsunuz.

Manzaraya bakıp tahminlerde bulunuyorsunuz. Yine de hiç anlaşılmayan bir ayrıntı var: "Protesto namazı" ne demek? Bu namaz türü ne zaman ve ne için icat edildi? İnsanlar tepkilerini ne zamandan beri herkesin gelip geçtiği yerde namaza durarak göstermeye başladı?

Önceki gün Topkapı Sarayı'nda İdil Biret'in verdiği konseri protesto eden Alperen Ocakları mensubu gençlerin eylemlerinden bahsediyorum. Eylemin amacı ne? Klasik müzik konserine karşı çıkmak mı? Konsere bir şarap firmasının sponsor olması mı? Her ikisinin Topkapı Sarayı avlusunda bir araya gelmesi mi? Alperenler neyi protesto ettiler? Dün Ahmet Turan Alkan'ın yazdığı gibi, Topkapı Sarayı giriş avlusunun bir kudsiyeti mi var? Bu eylem niye yapıldı?

Eğer maksat ses getiren bir eylem yapmak ise, elhak amacına ulaştı. Alperenler koca koca taşları yerinden oynattılar. Ama hangi taşları?

Alperen Ocakları mensuplarının yapılan eylem hakkında yeniden düşünmeleri lâzım. Bu eylemi "demokratik tepki" olarak tanımlayan Büyük Birlik Partisi yöneticilerinin de. Bir konseri protesto etmek nasıl demokratik tepki olur? Protesto edilen şarap markasının reklâmı ise onu da yeniden düşünmek lâzım. Bir piyano resitalinde oturmak, sahil gazinosunda şişenin dibine vurarak assolistten arabesk şarkı dinlemeye benzemez. Her işin bir adabı ve usulü vardır.

En önemlisi ise şu: Muhsin Yazıcıoğlu hayatta olsaydı, bu eylem hakkında ne düşünür ve ne söylerdi? Böyle bir eylem yapmaya niyetlenen gençlere, vereceği muhtemel cevabı ben söyleyeyim: "Oraya kadar gidebiliyorsanız eylemi boşverin, oturun konseri dinleyin." Müzik kelimelerin, insan derisinin farklı renklerinin yer almadığı evrensel bir dil. Klasik müzik konserini dinlemek için Batılı olmak gerekmiyor. Sadece sessiz, sakin bir şekilde bütün dikkatinizi müziğe vermek yeterli. Bu arada hiçbir şeyle meşgul olamazsınız. Bırakın şarap kadehi tokuşturmayı, su bile içemezsiniz.

Klasik müziğin temelinde Hıristiyanlığa özgü dinî musiki, yani kilise müziği vardır. Onu da kaldırıp Hıristiyanlığa özgü tutmak cahillik olur. Bunun adı "güzeli sevmek"tir. Müslüman'a düşen ise "güzeli sevmek, hakkın duygusu; sizde bir türlü bizde bir türlü" demekten ibarettir.

Türkiye'nin kırılgan bir toplumsal dokusu var. Bu ülkeyi seven herkesin dikkatli olması ve eğer tepki vereceklerse kılı kırk yararak kırk kere düşünmesi lâzım. Farklı olana tahammülsüzlük, ötekine düşmanlık bu ülkeye zarar vermekle eşanlamlı. Hoşgörüye, saygıya, anlama çabasını seferber etmeye ihtiyacımız var.

Bu topraklarda yaşamak zor. Yüzyıllar önce bu topraklara gelenler "alp"lik ile "eren"liği birleştirerek yeni bir kültür yeşerttiler. Getirdiklerine, gördüklerini eklediler. Farklı inançta, farklı hayat tarzında yaşayanları birlikte barış içinde yaşanacak ortakları olarak gördüler. Onları da ortak gayeleri için seferber ettiler. Onların sevdiklerini sevdiler.

Topkapı Sarayı'nın avlusunda toplanan gençlerin "alperenlik" içindeki "eren"lik üzerinde yeniden düşünmeleri şart. Bu tahammülsüzlük, bu düşmanlık yaşadığımız tarihe, yaşadığımız topraklarla birlikte yoğrulan ortak kültürümüze aykırı. Klasik müziği anlamak şart değil, hiç olmazsa klasik müzik tutkunu Sultan Abdülhamid'i anlamaya çalışsalar.

Bu eylem demokratik bir eylem değil. Çünkü demokratik eylem, başkaları için bir "hak" olan şeyi yasaklamak veya engellemek olamaz. Hoşgörünün, farklı olana saygının içinde yer almadığı bir demokrasi yaşayamaz.

"Alp"lik kolay iş, mesele "erenlik"te.

Zaman


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: 'Alp'lik ve 'Eren'lik / Mümtaz'er Türköne
MesajGönderilme zamanı: 16.07.09, 11:13 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 275
Provokatörler ve Alperenler

Mümtaz'er Türköne


Her nesil kendi tecrübesini yaşayarak ediniyor.
Kimse kimseye tecrübelerini aktaramıyor. Neredeyse her babanın, sağa sola yalpalamaya başlayan oğluna ettiği ve hiç kâr etmeyen nasihatler gibi. Nasihatler elbette kâr etmez; çünkü kişilik ancak o tecrübeleri yaşamakla gelişir.

Evlat neden babasının kişiliğini taklit etsin? Nesiller neden bir önceki neslin ayak izlerine basarak yürüsün? Hem dünün şartları ile bugününkiler aynı mı? Öğrenci olmak neden sefalet olsun? Bilgiyi, fikri edinmek için niye bir büyüğün dizlerinin dibine oturmak icap etsin? Bilgi kullanmasını bilen için bugün her an her yerde değil mi? Cesaret artık, kalabalık bir grubu çil yavrusu gibi dağıtmak değil; zihninizdekini çatır çatır söyleyebilmek. Neden bir genç kızın gözlerinde gördüğünüz efsunu anlamak için aylarca avare avare dolaşmak gereksin? Kız orada, gidip sorarsınız. Bir kafede milkshake ısmarlarsınız, o da size kaç derece gözlük kullanmanız gerektiğini anlatır. Öyle değil mi?

Topkapı Sarayı'ndaki eylem münasebetiyle "Alp"lik ve "Erenlik" arasındaki farkı konu ettiğim yazıya Alperenlerden çok sayıda tepki geldi. Yazdıklarıma itirazlar birkaç noktada toplanıyor. Birincisi, tepkinin konsere değil, şarap içilmesine yapıldığı. Hatta "Şaraba hoşgörü göstermek nasıl "Erenlik" olur?" diye soranlar da var. Cevap sorunun içinde saklı. Karşınızdaki şarap kadehini sizin şerefinize kaldıracak, siz de "senin dinin sana, benim dinim bana" deyip, tebessüm edeceksiniz. Şarap içmenin insanı dinden etmediğini, sadece günahkâr kıldığını unutmadan. Erenlik zaten budur. Yoksa, "bidattır" diye minareleri bile yıkmaya kalkan Kadızadelerin peşine takılırsınız.

"Kılınan namaz protesto namazı değildi, akşam namazıydı" diye savunmaya geçenlerin de, hemen 20 metre ötede Küçük Ayasofya Camii, az ötede Sultanahmet dururken Topkapı Sarayı'nın ana girişinde belki tarih boyunca ilk defa namaz kılınmasına bir açıklama getirmesi lâzım.

Muhsin Yazıcıoğlu sağ olsaydı, "eylemi boşverin, konseri dinleyin" diyeceğini yazmıştım. "Nerden biliyorsun?" diye soruyorlar. Rahmetli Muhsin Başkan'ın benim gibi kadim dostlarının ve yakın çevresinde bulunanların benzer cevapları vereceğinden eminim.

Bunların hepsi, o an orada başka bir eylem için bulunan gençlerin durumdan vazife çıkartarak giriştikleri eyleme, sonrada gelen açıklamaların tartışılmasından ibaret. Sonuçta Alperenlerin diledikleri özür, benim vurguladığım "Erenlik" faslından asil bir davranış olarak krizi noktaladı. Önemli olan, bütün bunların ötesine geçip, provokasyonlara ve provokatörlere karşı dersler çıkartmak ve bağışıklık sistemimizi geliştirmek.

Bizim gençlik yıllarımızda kavgamız hiç eksik olmadı. Tecrübelerimizin işe yaramayacağını bile bile aktarma sorumluluğunu yerine getirmem lâzım. Yanımızda, hepimizin önünde dövüşenlerin, karşı tarafta en ön safta duranların 12 Eylül'de başına hiçbir şey gelmedi. "Eylem yapalım" diye yerinde duramayanların da. Benim çıkarttığım sonuç şu: En ön safta vuruşmak cesaret değil, sağlam bir koruma gerektiriyor. "Arkandayız, seni koruruz" diyen birileri olmadan kimse ön safa çıkmıyor. "Ne duruyoruz, şunlara haddini bildirelim" diye yerinde duramayanlar da öyle. Özellikle "ses getiren eylem yapalım" diyenler. En hareketliler, en önde duranlar hep bir yerlere hizmet ediyor. Mazeret ve gerekçe ise her zaman fazlasıyla bulunuyor.

Ergenekon davası emin adımlarla devam ediyor. Toplumu birbirine düşürerek önlerine iktidar alanı açanların ipliği pazara çıkıyor. Provokasyonlar üzerine toplum mühendisliği inşa edenler için deniz artık tükendi. Anlamı, gerekçesi, sebebi olmayan şiddet kokan bütün eylemler bize geçmişi hatırlatıyor.

O yüzden dikkat gerekiyor.

Alpliğin zamanı değil; "Erenlik" yolunda mesafe kat etmek ve topluma da örnek olmak lâzım.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye