Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: 13.2 MİLYON YAHUDİ NASIL OLUYOR DA MİLYARLARA ZULMEDİYOR?
MesajGönderilme zamanı: 17.01.09, 12:03 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 275
13.2 MİLYON YAHUDİ YÜZ KAT DAHA FAZLA MÜSLÜMAN NÜFUSA RAĞMEN NASIL OLUYOR DA ZULMEDİYOR?

Sezai Şen

Bugün büyük bölümü İsrail’de ve Amerika’da yaşayan Yahudiler açısından 2. Dünya Savaşı büyük bir şans olmuştur! Hitler’in 6 milyon kadar Yahudi’yi toplama kamplarında bir araya getirdiği, bunları fırınlarda yakıp kendilerinden sabun yaptığı iddiaları ile birbirine merhameti unutan ve bu yüzden on milyonlarcasının birbirini öldürdüğü bir dünyada kendilerine merhamet edilmesini başarmışlardı. Yaptıklarından dolayı Hitler’e düşman bir Avrupa ortaya çıkmış, Hitler’in nefret ettiklerine karşı Avrupa’nın merhamet damarları kabarmıştı.

İspanya, 1492’de 300 bin Yahudi’yi kovdu, Avrupalılar değil Osmanlı merhamet etti!

Aslında Avrupalılar Yahudilere karşı pek toleranslı değillerdi. Nihayetinde 31 Mart 1492 tarihinde İspanya Kraliçesi İsabella, Kilise ile işbirliği yaparak ülkedeki tüm Yahudilerin 2 Ağustos 1492 tarihine kadar ülkeyi terk etmelerini deklare eden bir ferman çıkarmıştı. Avrupa’da hiçbir ülke Yahudileri kendi toprakları üzerinde uzun süreli olarak misafir etmek istemedi, Yahudilere merhamet eden tek bir devlet çıktı: Osmanlı İmparatorluğu!

İspanya’da o tarihlerde 300 bin kadar Yahudi bulunuyordu. Bu Yahudilerden 150 bin kadarı Akdeniz üzerinden, diğerleri de Rusya üzerinden Osmanlı topraklarına geldiler. Sultan 2. Beyazıt, Sefarad Yahudileri olarak tanımlanan, mal ve mülklerinin büyük bölümü İspanya’da kalan veya göç sırasında çalınan Yahudilere imparatorluğun bir vatandaşıymış gibi muamelede bulundu. İspanya’dan göçe zorlanan Yahudilerin önemli bir bölümü Selanik civarına, bir bölümü de İstanbul’a yerleştirildi. Osmanlı topraklarında her türlü haktan yararlanarak yaşayan Yahudiler zamanla devletin en önemli kademelerine kadar yükseldiler.

Milattan önce 2000’li yıllarda bugünkü Filistin’de Hz. Davut tarafından ilk devletlerini kurmuşlardı Yahudiler. Hz. Davut, Tevrat’ta ‘İsrail’ olarak tanıtıldığından Yahudilere de İsrailoğulları deniyordu.

Romalılar Yahudileri Filistin’den çıkarıp dünyanın çeşitli yerlerine sürgün etmişlerdi

Hz. Davut’un vefatından sonra devlet İsrail ve Yahudi devleti isimleri ile ikiye bölündü. Asurlular İsrail Devleti’ni, Babilliler de Yahudi Devleti’ni yıktılar. Filistin’den çıkarılan Yahudiler Mısır’a sürüldüler. 2. Babil Devleti’nin yıkılmasından sonra İsrail’e tekrar dönen Yahudiler, Milattan Önce 1. yüzyılda isyan çıkarınca Romalılar tarafından Filistin’den çıkarılarak dünyanın değişik yerlerine sürüldüler. Yahudilerin Filistin’e dönmesi ancak 2. Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleşebildi.

29 Ağustos 1897’de Basel’de (İsviçre) 1. Siyonist Kongresi’ni düzenleyen Yahudiler, kendilerine vaat edildiğini ileri sürdükleri toprakları ele geçirmek için ilk adımlarını attılar. Kongre Başkanı Theodor Herzl kuracakları Yahudi Devleti’nin sınırlarını “kuzeyde Kapadokya’daki (Orta Anadolu) dağlarına, güneyde Süveyş Kanalı’na kadar olan bölge” olarak tanımlıyordu. Herzl, “Ben Basel’de Yahudi devletini kurdum. Eğer bunu yüksek sesle söylersem tüm dünya buna gülecektir. Ama bu 5 sene sonra ya da 50 sene sonra gerçekleşecektir” diye konuşuyordu.

Sultan Abdülhamit’ten Osmanlı’nın tüm dış borcunu ödeme karşılığında Filistin’i kendilerine vermesini isteyen Yahudiler bu taleplerinden dolayı terslenince bu sefer İngilizler ile yakın işbirliğine girerek Ortadoğu’yu karıştırmaya başladılar.

Filistin’deki katliamlarını Hitler tarafından fırınlarda yakıldıkları yalanı ile kapattılar!

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Filistin’e göç etmeye başladılar. Filistin’e yerleşen Yahudiler öyle bir terör estirdiler ki tüm dünya bir kez daha onlardan nefret duymaya başladılar. Ancak imdatlarına 2. Dünya Savaşı yetişti!

Almanya’nın dünyanın başına bela olan lideri Hitler hızlı bir şekilde Avrupa’yı işgal ederken, bir yandan da acımasız bulduğu Yahudilere karşı merhametten uzak davranışlar içine girdi. Hitler’in Yahudilere karşı giriştiği saldırıyı Yahudiler tüm dünyaya abartılı bir şekilde anlatarak, 6 milyon kadar Yahudi’nin Hitler tarafından acımasızca katledildiğini yazdılar. Ancak Yahudilerin bu konuda tüm dünyayı kandırdıkları, gerçekte Hitler tarafından öldürülen Yahudilerin sanılandan çok daha az olduğu ortaya çıktı. Ancak 2. Dünya Savaşı’nın o yıkıcı atmosferinde, kendi yakınlarını da kaybeden bir dünyada Yahudilerin bir soykırıma uğramış olduğu görüşü Yahudilerin Filistin’de gerçekleştirdiği katliamları tüm dünyaya unutturduğu gibi İsrail toprakları üzerinde bir devlet kurma isteklerine de daha olumlu bakılmasına vesile oldu.
İsrail, özellikle İngiltere ve Amerika’nın desteği ile 1948’de kuruldu. Kendi toprakları üzerinde yaşayan Filistinlilerin bir kısmını katletti, bir kısmını sürdü bir kısmını da egemenliği altında yaşamaya mahkum etti. 1967’de Filistin’in tümünü işgal eden İsrail, Mısır, Suriye, Lübnan ve Ürdün topraklarını da girdi ve bir süre bu topraklardan çekilmedi.

Dünyada 13.2 milyon Yahudi ve en az 1 milyar 300 milyon Müslüman var!

Yahudi Ajansı’na göre bugün dünyada 13.2 milyon kadar Yahudi bulunmaktadır. Bunların 5.3 milyon kadarı İsrail’de bir o kadarı da Amerika’da yaşamaktadır.
Pekiyi nasıl oluyor da sayıca bu kadar az olan Yahudiler, tüm dünyanın gözleri önünde Filistin’de Hitler’in yapamadığı bir katliam yapacak kadar ileri gidebiliyor ve neredeyse dünyadan aklı başında hiçbir tepki almıyorlar?

Yahudilerin arkasındaki en büyük gücü Amerika’da yaşayan ve sayıları 75 milyon kadar olan Evangelist Hıristiyanlar oluşturuyor. Evangelistler, aynen Yahudiler gibi Yahudilerin dünyayı yönetmek için seçilmiş olduklarına inanıyorlar. Bu yüzden ABD’nin tüm başkan adayları seçim kampanyalarında dünyayı yönetmek için seçilmiş olduklarına inanılan bu insanların güvenliğini, özellikle de İsrail’in güvenliğini en ön planda tutarlar. İsrail’e verilen bu destek İsrail’in bugün tüm dünyanın gözleri önünde bebekleri, kadınları, yaşlıları ile birlikte Filistinli sivilleri katletmesinin arkasındaki en büyük güçtür. Avrupa ülkeleri ise Yahudilerden öyle ya da böyle kurtuldukları ve kendilerinden oldukça uzak bulundukları için yaptıkları katliamlara fazla ses çıkarmamaktadırlar.

Yahudilerin bugün yaptıklarını görse 2. Beyazıt ve Hitler nasıl tepki verirdi acaba?

Bugün dünyada Müslümanların sayısı 1 milyar 300 milyon ile 1 milyar 500 milyon arasında hesaplanıyor. Yani dünyada her 100 Müslümana karşılık olarak sadece 1 Yahudi bulunuyor. Ne yazık ki nicelikli olan bu çoğunluk nitelikli olamadığından ve bir araya gelemediğinden tüm dünyadaki 13.2 milyon Yahudi tarafından maddi, manevi desteklenen İsrail Devleti, Filistin’de tüm dünyanın gözlerinin önünde Müslüman kadınları, çocukları, sivilleri hiç acımadan katlediyor.

Bilmiyorum, Yahudilerin bugün Müslüman Filistin halkına yaptıklarını görmüş olsaydı Sultan 2. Beyazıt, Yahudileri kabul ettiğinden dolayı acaba ne yapardı? Ve acaba Hitler bu dünyaya tekrar dönüp Yahudilerin yaptıklarını görmüş olsaydı “Ben bunlara gerçekten hiçbir şey yapmamışım!” der miydi?

Müslümanların katledilmesini tabii bir olaymış gibi ses çıkarmıyorlar!

İsrail’in, Yahudilerin öldürdükleri, katlettikleri insanlar, çocuklar, kadınlar Müslüman; işte bu yüzden Müslüman ülkeler haricindeki ülkeler hemen hiç sesini çıkarmayarak destek veriyor; kendi yüreklerinde öldürülen her Müslüman için de seviniyorlar!

Maalesef içinde yaşadığımız dünyanın en acı gerçeği budur.
Filistinli Müslüman kardeşleri katledilirken uluslararası arenada sözü geçmeyen İslam ülkelerinin tavırları dikkate alınmıyor, Müslüman halkın yaptığı gösterilere, çağrılara ise hiç kulak asılmıyor.

Küfür tek millet olabilirken Müslümanlar tek bir yumruk olamıyor, bu yüzden başkalarının yumruğunu her sefer yüzünde, sırtında buluyor!


06.Ocak.2009



Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: 13.2 MİLYON YAHUDİ NASIL OLUYOR DA MİLYARLARA ZULMEDİYOR?
MesajGönderilme zamanı: 17.01.09, 14:29 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.12.08, 23:18
Mesajlar: 245
iman ehl-i iman'a güç ve şecaat verir/vermelidir.. (bu bir hipotez değil hakikattir; tarih ise onun şahidi ve sağlaması..) binaenaleyh ortada güç ve şecaat yoksa.. ; yani 1.5 milyar nüfus müslümanlık alemi 13.2 milyon yahudiye yaptırım uygulayamıyorsa dediğine getirtemiyorsa caydıramıyorsa tırstıramıyorsa.. ; gerek ferd gerekse millet olarak imani durumumuz çok ama çok vahim bir vaziyette demektir...!


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: 13.2 MİLYON YAHUDİ NASIL OLUYOR DA MİLYARLARA ZULMEDİYOR?
MesajGönderilme zamanı: 17.01.09, 14:55 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 26.12.08, 08:19
Mesajlar: 583
Maalesef ümmet; "Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın;
parçalanmayın...
"
(3/103) emrine uyma başarısını gösteremedi. Üstelik,
emperyalist Batılı güçlerin ektiği bâtıl 'ulusçu/kavmiyetçi' fitne
tohumlarının yeşermesine fırsat verdi. Türkçü, Arapçı, Kürtçü.. sun'î
akımlarla bölündüğümüz yetmedi; şimdi ABD'nin BOP çerçevesinde ümmetin yine
ve yeniden etnik ve mezhebî çatışmalarla daha da bölük-pörçük hale
getirilmesi planlarıyla karşı karşıyayız. Irak halkını Şiî, Sünnî, Kürt,
Türk, Arap diye bölüp topraklarını işgal edenlerin Türkiye'de de sun'î
bayrak krizleriyle Türk-Kürt çatışmasını körüklemeleri karşısında, acilen
herkesin ve her kesimin aklını başına devşirmeleri gerekmiyor mu?
"Allah ve Resûlünün buyruklarına kesinlikle uyun. Birbirinizle çekişip
didişmeyin; sonra yılgınlığa düşersiniz ve rüzgarınız gider..."
(8/46)
Bu ilahî buyruklara uymadığımız için gücümüzü, enerjimizi, rüzgarımızı
kaybetmedik mi? Rabbimizin buyurduğu gibi; "fe-tefşelû: korkaklaşır /
yılgınlaşırsınız."
Merhum Elmalılı Hamdi Yazır, bu ayeti tefsir ederken;
"Aranızda niza etmeyiniz ki 'feşel'e düşersiniz, yani zayıf, tembel,
çekingen ve korkak olursunuz, salaklaşır, yılgınlaşırsınız ve rüzgarınız
kesilir, havanız söner, ağırlığınız kaybolur, devletiniz gider" der. Ne ağır
bir ifade: Salaklaşmak!

"Ve tezhebe rîhuküm: Ve rüzgarınız gider!" Eğer bölünüp parçalanır da
birbirinize düşerseniz heyecanınız kaybolur, enerjiniz tükenir, gücünüz
azalır, dayanışma ruhunuz yok olur, gayretiniz kesilir. Râzi Tefsiri'nde
Enfal/46. âyetle ilgili olarak Mücahid'in şu görüşüne yer verilir:
"Rüzgarınız gider" demek, "size olan ilahi yardım gider" demektir. En
önemlisi de bu değil mi? Allah, lütfu ve keremi ile kalplerimizi kaynaştırıp
bizleri 'kardeşler' kılmışken (3/103) ve bizler hâlâ bu İslâm kardeşliği
sayesinde iç-savaş tehlikesini savuşturabiliyorken; ümmet bilincini
pekiştireceğimiz yerde dar ulusçu duyguları yükseltme salaklığını
sürdürürsek pek farkında olmadığımız bu ilahî yardım da kesilmez mi? O zaman
halimiz nice olur?
alıntı
Vakit / Abdullah Yıldız
14 Nisan Perşembe


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye