sufiforum.com http://sufiforum.com/ |
|
Hira’dan Harlem’e uzanan ses http://sufiforum.com/viewtopic.php?f=53&t=226 |
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) |
Yazar: | ogurlu [ 30.12.08, 21:09 ] |
Mesaj Başlığı: | Hira’dan Harlem’e uzanan ses |
Hira’dan Harlem’e uzanan ses Cihan Aktaş 21 Aralık 2008 O, sonradan “Allah’ın Resûlü” olarak çağrılacak olan Hz. Muhammed (A.S.), zamanın değerini idrakten ve tefekkürden uzak kalabalıkların arasında her zaman sıkılıyordu. Çocukken de, delikanlıyken de... Cahiliye toplumunun göstergeleri olan gelir eşitsizliği, iffetsizlik, putperestlik, kölelerin gördüğü eziyet-işkence, kız çocuklarının doğar doğmaz toprağa gömülmelerine yol açan soy-sop anlayışı ve yoksulluk gibi başlıkları hem kendi kendisiyle hem de etrafındaki bilge/hanif kişiliklerle tartışıyor, irdeliyordu. İşte o ortamda ‘birkaç yürekli iyi adam’, dünyada adaletin gerçekleşmesi, haksızlıkların sona ermesi ve kaybedilmiş faziletlerin Mescid’ül Haram toprağında yeniden hayat bulması amacıyla Hılfu’l Fudul (Faziletlilerin Korunması) anlaşmasıyla bir araya geldi. İster Mekke ahalisinden olsun, isterse yabancılardan, zulme uğrayan bir kimse bulunursa, onun yanında olacakları konusunda bir anlaşma yapıldı. Hılfu’l Fudul’un katılımcılarından biri de Hz. Muhammed’di. “Amcalarımla birlikte Abdullah b. Ced’an’ın evinde bir anlaşmada hazır bulundum ki İslam’a davet edilseydim, orada icabet ederdim” diyecek kadar, önemsiyordu bu anlaşmayı. “Emin” olarak bilinirdi; dosdoğru bir kişiliği olduğuna yemin edebilirdi, düşmanları bile. Güvenilir, iyi ahlaklı ve ileride olacaklara hazırlanması açısından bakılacak olursa, doğal olarak, sonradan düşmanlarının “mecnun” olarak isimlendireceği ölçüde de dalgındı. Bir yanıyla kalabalıkların arasında, bir yanıyla kendi içinde yaşıyordu. Bir yanıyla kendi düşüncelerinin arasında kaybolurken, diğer yanıyla teyakkuz hali içindeydi. Kulağı sanki gittikçe yoğunlaşan bir anafor halinde varlığını kuşatacak olan vahyin sesindeydi. Mekke’nin en itibarlı ve seçkin hanımefendisi tarafından eş olarak seçilmiş, ondan çocukları olmuştu. Kimsenin garip ve yoksul olarak göremeyeceği bir konumu vardı. Yine de mağaraya gidiyordu. O ses’ten öte, “söz”le ilişkili tanımlanamaz şey çoğalarak, gelişerek yöneliyordu benliğine. Olması gereken hadise, yaşanması gereken an yaklaşıyordu. Hira’da Seçilmiş ve Emin Kişi’ye inen ayetler kaç yüz yıldır iyiliğe, doğruluğa ve barışa çağırıyor insanlığı. Herkes kendi anladığı kadarıyla yorumluyor onları; kimisi taklidî, kimisi de tahkikî imanıyla hareket ederek. “Herkesin imanı aklı kadardır.” Hira’da “Oku!” buyruğuna muhatap olan Peygamber’in bir sözü, bu. Hira’da inmeye başlayan ayetler aradan geçen yüzyıllardan sonra Harlem’deki zencilerin kulaklarına da ulaştı. (Söylemesi fazla: Harlem bir temsil burada...) “Soruyorum beyaz İsa’dan/ Ne fayda var duada” diye yazmıştı, Langston Hughes 1902-1967) Bir Zenci Kızın Türküsü başlığını taşıyan şiirinde. Her insanın içine kurtuluşun akacağı bir kuyusu, bir mağarası, bir zindanı (yeniden doğmaya hazırlanmak üzere bir geriye çekilme dönemi) var. Malcolm X hapishanede Müslüman olmuştu. Rap sanatçısı Yousef Black’in kulaklarına ise sokağa atıldığı aylarda erişti, Hira’dan yükselen ayetler. Dünyabizim.com’dan Salome, Yousef Black ile bir söyleşi yapmış. O söyleşide Black, Müslüman oluşunun hikâyesini şöyle anlatıyor: “Pek kilise ile ilgili değildim, ailem Baptist ve Metodistlerdi, ama benim inancım yoktu pek... Oralarda bir yerlerde bir şeylerin olduğunu biliyordum, ama kanıta ihtiyacım vardı. O yüzden değişik dinleri araştırdım ve gençken birçoğunu denedim. Sonra annem hastalandı ve artık bana bakamadı. Bir akıl hastanesine yatırıldı ve ben anneannemin yanına verildim... Sürekli amca, hâlâ, teyzelerimin arasında gidip geldim, ta ki bir gün teyzelerimden biri beni sokağa attı ve yaklaşık üç ay için evsiz kaldım. (...) Bana iyi davrananlar sadece Müslüman ailelerdi. Amerikalı olan çok dostum yoktu sahiden, O yüzden annemle (eve) geri dönüp üniversiteye gittiğim zaman tüm oda arkadaşlarım Müslümancılar. (...) ... mahalledeki bir kafeye gittim ve bir kaç arkadaşı gördüm, camiye gideceklerdi ve istersem onlara katılmamı söylediler. Ben de gittim ve gördüklerimden etkilendim. Herhangi bir baskı da yoktu. İmamla konuştum ve o gece Kelime-i Şahadet getirdim. Yaklaşık beş sene oldu. Ama şimdi geri baktığımda biliyorum ki her şeyin bir nedeni vardı. Evsiz kaldığımda ve teyzemle sorunlarım olduğunda... İntihara kalkıştım ve ölmem gerekiyordu, ama Allah izin vermedi, o yüzden biliyorum ki burada olmamın bir nedeni var. “ Joseph, Yussef, Yousuf. Kara Yusuf! Bir açıdan ne kadar uzak ve yabancı, birçok açıdan ise ne kadar tanıdık ve yakınımızda... |
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) | Tüm zamanlar UTC + 2 saat |
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group http://www.phpbb.com/ |