Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Gazze ve halksız yönetimler
MesajGönderilme zamanı: 16.01.09, 09:57 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 26.12.08, 08:19
Mesajlar: 583
Gazze ve halksız yönetimler
Ahmet TAŞGETİREN
06 Ocak 2009 Salı 01:16Gazze dramında şöyle bir soru öne çıktı:
Arap yönetimleri nerede? Daha vahim soru ise şöyle:

-Mısır, İsrail cephesinde mi savaşıyor? Türkiye Başbakanı çırpınıyor. Sonuç alınır, alınmaz ama bütün Arap liderlerden çok daha fazla bir çabanın içinde. İsrail için en ağır sözleri söylüyor:

"-Çocukların, mazlumların ahı yerde kalmayacak. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste." Bu tür sözlerin daha önce İsrail'de ve Yahudi lobisinde ortaya çıkardığı tepkiyi biliyor olmasına rağmen cinayeti dünya kamuoyunun önüne "Türkiye adına" sunmaktan geri kalmıyor. Bunu yaparken en azından halkın kalbindeki öfkeye tercüman olduğunun bilinciyle hareket ediyor.

Cumhurbaşkanı Gül, "Acımasızlık" diye tanımlayarak koyuyor tavrını. İsrail'de bile insanlık adına bu vahşet tablosuna isyan edenler var. Amerika'da, Avrupa'da, taa Japonya'da insanlar, ne "Arap"lıkla ne "İslam"lıkla alakaları olmamasına rağmen sırf "insan"lık adına, vahşete isyan ediyor. Ama Arap ülkelerinde yönetimler planında ses yok. Bu sessizlik, bizde de sorgulamaya dönüşüyor Arap dünyasında da...

Hatta Başbakan Erdoğan'ın dört ülkeye yaptığı gezi, sırf bu duyarsızlık görüntüsü sebebiyle, "sonuç vermeyecek bir gezi" gibi algılanıyor. Kanaat şu:

-İsrail vahşetine, Amerika başta olmak üzere, başını Mısır'ın çektiği bu Arap yönetimleri de zımnen onay verdi. Avrupa ülkeleri klasik "gecikme özürlü" tutumla, vahşetin amaçlanan neticeye ulaşmasına göz yumdu. Bu, kahredici bir şüphe, öldürücü bir kanaat. Bu kanaate yol açan ülkeler adına utanç verici bir yargı.

Yani orada her gün paramparça edilmiş onlarca çocuk cesedinin toprağa verildiği bir vahşet icra edilsin, sizin "İslam" adına, "aynı millete mensubiyet" adına hatta "insanlık" adına kılınız kıpırdamasın, daha ötede zımnen destek vermiş olun.

Böyle durumda insanların "Siz Müslüman mısınız?", "Siz Arap mısınız?" hatta "Siz İnsan mısınız?" diye sormaları haksız olabilir mi? Vahşet karşısında sessizliğin, hatta ona onay vermenin gerekçesi şu olası imiş:

İsrail Hamas'ı bitirsin, onun diğer Arap ülkelerindeki uzantıları da ümidini kaybetsin. Buna göre İsrail, diyelim, Mısır'daki muhaliflerin tasfiyesi misyonunu da ifa ediyor.

Yani Filistin'de Hamas tasfiye edilirse, onun içinden doğduğu İhvan-ı Müslimin'in Mısır'daki ana gövdesine de darbe vurulmuş, böylece Mübarek yönetimi rahatlamış, Filistin'de de el Fetih'in önü açılmış olur. Hesap bu mu? Ne kadar kötü bir hesap bu. Ve bu hesap ne kadar aldatıcı. Filistin'in bebeklerini İsrail canavarlarına kurban veren bir "İslam ülkesi yönetimi" ne kadar meşru olur?

İktidarını ne kadar koruyabilir. Mısır halkının yüreğindeki öfke, Mübarek'in iktidarda kalmasına daha ne kadar müsaade edebilir? Filistin'deki acıyı Japonya'daki bir duyarlı insan kadar bile hissedemeyen bir yönetim, İslam ülkesinde ayakta kalabilir mi?

Bush, vahşi politikalarıyla İslam coğrafyasında Amerika'nın itibarını yerlerde süründürdü. En sonunda dünyanın en anlamlı protestosu olarak "ayakkabılı" bir hücuma maruz kaldı. İsrail, İslam coğrafyasında, kanlı bir bıçak gibi duruyor.

Obama, Amerika'nın vahşet serüvenine "ortak olmayabilme" ihtimali ile bir sempati yönelişine muhatap oldu. (Şimdiki suskunluğu itibar aşınmasını başlattı bile.) Bütün bunlar anlamsız olabilir mi? Bu coğrafya, yani İslam coğrafyası halklar planında aşağı yukarı ortak bir duygu iklimini yansıtıyor. Bu duygu ikliminin ana karakterinin, mazlumiyete isyan, emperyalist - sömürgeci müdahalelere başkaldırı olduğu söylenebilir. Bu noktada İslam toplumları çok bir "mezhep - maşrep farkı" bile gözetmiyor.

Yer yer Ahmedinejad'ın söylemleri bile sempati topluyor. İsrail'in Lübnan'a saldırısında insanlar, "Mezhepleri şia" diye düşünmeksizin Hizbullah'ın yanında yer aldılar. Son Gazze vahşetinde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, çok açık biçimde sünni olduğunu bile bile "Hamas'ın yanında" saf tuttu. Ne oluyor, biliyor musunuz? İslam toplumları gittikçe çok daha net biçimde, mevcut yönetimlerle zıtlaşıyor.

Mevcut yönetimler, Amerika - İsrail eksenine düştükleri oranda, halktan kopuyorlar ve iktidarları, "zoraki (zorba mı demeliyim?) iktidarlar" haline geliyor. Şunu söylemek mümkün: Bu vahşet sürecini ne İsrail devam ettirebilir, ne İsrail'e karşı suskun hatta destekçi yönetimler? Amerika dahil!. Başbakan Erdoğan gibi söyleyelim: -Zulm ile abad olunmaz!


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Gazze ve halksız yönetimler
MesajGönderilme zamanı: 16.01.09, 09:59 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 26.12.08, 08:19
Mesajlar: 583
Sabra, Şatilla, Beyrut, Gazze...
Ahmet TAŞGETİREN
30 Aralık 2008 Salı 12:06Gazze kan gölü. Sanki Kamboçya'da Kızıl Kmerlerin ölüm tarlası...
İki yıldan beri, açlık, susuzluk ve elektriksizliğe mahkumiyet tarzında geçen İsrail ablukası ardından, bu defa, 100 tonluk bomba yağmuru!
Gazze kan gölü. Sanki Kamboçya'da Kızıl Kmerlerin ölüm tarlası...
Cesetler savrulmuş meydanlara... Üç günde 307 ölü. Binlerce yaralı. Kadın, çocuk, genç, yaşlı... Gazze bir mülteci barınağı...
1.5 milyon nüfusun 900 bini mülteci durumunda... Üzerlerine bomba yağıyor. Dünya sessiz. Tıpkı Bosna'da aylarca yaşanan utanç verici sessizlik gibi...
Ehud Olmert, El Halil'deki Yahudi yerleşimci cinayetleri için "Yahudi olarak utanıyorum" demişti. Şunları söylemişti:
"El Halil'de Araplara ateş eden Yahudilerin görüntülerinden bir Yahudi olarak utanç duyuyorum. Tanık olduğumuz için "katliam" tanımından başka bir şey bulamıyorum. Biz ki, katliamın ne olduğunu bilen bir ulusun çocuklarıyız.
Bunu söylemeden önce çok düşündüm ama bu olan başka türlü tanımlanamaz" Olmert, cinayet işini "Şimdi savaş zamanı" diye bombaları uçaklara yükleyen Ehud Barak'a bıraktı ve utancı unuttu. Gazze'ye bomba yağdırırken artık "Yahudi olarak" utanmıyor. Utanç tüm insanoğlunun. Bu vahşeti kınayamayan BM'nin...
Bu vahşet karşısında suskun kalan, hatta Hasan Nasrallah'ın ifadesiyle, "İsrail'in Hamas'ı yok etmesi"ne sevinen Mahmud Abbas'ın ve diğer Arap yönetimlerinin...
Şüphesiz vahşet karşısında en insani tepkiyi "İsrail insanlık suçu işliyor" diyerek, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan verdi. Onun tepkisi içeride pek diplomatik bulunmadı. Daha önce tekerlekli sandalyeye bağlı olarak yaşayan Şeyh Ahmet Yasin'in vahşi bir biçimde öldürülmesi karşısında da "Devlet terörü" tanımlaması yapmıştı. O tepki de diplomatik bulunmamıştı.
Zaten o da "diplomatik" olsun diye değil "insani" olsun diye sesini yükseltmiş olmalı. Dünya çok diplomatik (!) davranıyor İsrail'e karşı. Amerika, Avrupa, öteki ülkeler çok diplomatik! Hiç kimse İsrail'i ve Yahudi lobisini karşısına almayı göze alamıyor. O da, ürettiği tüm savaş teknolojisini, dünyanın en mazlum toplumu olan Filistinliler üzerinde deneme imkanını buluyor.
Başbakan Erdoğan, Türkiye adına, insanlığın sesini yükseltiyor. Bosna'da da Türkiye sahip çıkmıştı, karnı deşilen annelere, nişangah yapılan bebeklere, tecavüze uğrayan genç kızlara, yurdundan edilen yaşlılara... Avrupa, 250 bin insan katledildi, sesini çıkarmadı. Amerika, ancak ondan sonra devreye girebildi. Amerika, Filistin'de, yani İsrail'e karşı, Bosna'da yaptığını da yapamıyor. Bush döneminden kalma ABD Dışişleri Bakanı Condelezza Rice, "Hak ettiler" babında bir şeyler söylemiş.
"İsrail'in yaptığı Hamas'a misilleme" diye meşrulaştırmış İsrail'in vahşetini... "Aşırı güç kullanımı" gibi diplomatik bir dil bile kullanamamış. Diplomasinin labirenti içinde 307 can, binlerce yaralı kayboluyor ne yazık ki... İyi ki Türkiye var. Bu cinayetlere göz yummak sanılmasın ki, İsrail için iyiliktir. Zalimin zulmüne yardım etmek ve göz yummak ne zamandan beri zalime iyilik sayılıyor. Bir insanın, insanlıktan uzaklaşmasına yardım etmek ona iyilik midir? İsrail'in bu coğrafyada kırdığı ceviz bini aştı. Sabra, Şatilla, Beyrut ve Gazze...
Vahşet halkaları birbirine ekleniyor. İşte bir gün İsrail Başbakanı çıkıp "Yahudi olarak utanıyorum El Halil'de yapılanlar sebebiyle" diyor. Şu anda İsrail'de bu vahşet serisinden utanan birçok Yahudi olduğu muhakkak. Dünyada, milyonlarca vicdan İsrail vahşeti karşısında isyan ediyor.
Batı'da birçok namuslu bilim - fikir adamı, kendi toplumlarının İsrail vahşeti karşısında vurdumduymazlığına, hatta İsrail'e destek vermesine isyan ediyor. 100 ton bomba! Bombalanan evlerin enkazından çıkan bebek cesetleri...
Ekranlarda ölüm tarlası... İşte bir yılbaşı öncesinde, Hristiyan dünyasının Cristmas'ında, Yahudi aleminin Şabat'ında İsrail eşittir bebek cesetleri... İsrail eşittir 100 ton bomba... İsrail eşittir Filistin'in enkazı... Bu vahşet tablosu hangi topluma onur verir? İsrail'e şimdi en çok utanç yakışıyor!


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye