Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Sevgili Ladin, n’olur hep muamma olarak kal!
MesajGönderilme zamanı: 05.05.11, 12:45 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 275
Bin Ladin’i kopyalamak / Fehmi HUVEYDİ

Bin Ladin’i kopyalamak

Fehmi HUVEYDİ

fhuveydi@stargazete.com

5 Mayıs 2011

Aslında Arap aleminin barışçı ve demokratik yöntemlerle değişimi zorladığı bir süreçte, silahlı şiddet yöntemiyle değişimi öngören düşüncenin sembol ismi Usame bin Ladin’in ortadan kalkması anlamlı bir tesadüftür. Çünkü Bin Ladin Arap ve İslam aleminde herhangi bir değişim gerçekleştiremezken, silahsız kitleler en azından iki Arap ülkesinde, Tunus ve Mısır’da bu değişimi gerçekleştirebildi. Ayrıca Suriye ve Yemen’de de hedefe ulaşmak için çabasını sürdürmektedir.

Bir mücadele tarzından başka bir mücadele tarzına geçtik demek istemiyorum. Terör sayfasının Bin Ladin’in öldürülmesiyle birlikte artık kapandığını kast etmiyorum. Demem şu ki, Arap kitlelerin bilinç düzeyleri nispeten olgunlaşmış görünüyor. Hatta silahlı değişimi öngören metoda bağlı olanlar dahi, barışçı değişime ikna olmuşa benziyorlar. Örneğin geçen yüzyılın yetmişli ve seksenli yıllarında şiddet yöntemini esas alan “cihadçı” örgütler, konumlarını gözden geçirmeye, siyasetlerini yeniden değerlendirmeye başladılar. Son aşamada barışçı-demokratik değişim mücadelesinin saflarındaki yerlerini aldılar. Çünkü amaçları uğruna çok ağır bedeller ödedikleri halde bir arpa boyu bile yol almadıklarının farkındadırlar.

Bu, Bin Ladin’in ölümüyle birlikte yönteminin de öldüğü anlamına gelir mi? Dünya, ABD başkanı Barack Obama’nın dediği gibi artık eskisine nazaran daha güvenlidir, diyebilir miyiz? Benim cevabım olumsuzdur. İki temel nedenden dolayı: Bir kere Bin Ladin öldüğünde, çağrısı Arap ve İslam aleminin büyük bir kısmında yankı bulmuştu. Çünkü El Kaide, bir kişiye bağlılık düşüncesinden birçok radikal örgütün benimsediği bir düşünceye evrilmiştir. Bu aşamadan sonra bir kişiye ya da örgüte bağlı olmak gibi bir zorunluluğu yoktur. İkincisi, ezilen kitlelere karşı işlenen zulümler, ancak karşı bir şiddetle bertaraf edilebilecek türdendir.

Çoğu kere dikkatimizi aşırılıklara veya terör eylemlerine yöneltiriz; ama büyük oranda aşırıları veya teröristleri doğuran koşulları gözardı ederiz. Aşırılıkları görmezden gelelim veya bu tür şiddet eylemlerini mazur gösterecek gerekçeler üretelim demek istemiyorum. Bilakis, bu tür şiddet eylemlerine ve aşırı fikirlere zemin oluşturan çevrenin arındırılmasının, eksik gedik taraflarının onarılmasının, terörü bloke etmenin ve en sonunda da bütünüyle yok etmenin en başarılı yöntemi olduğunu söylemek istiyorum. Buradan hareketle diyebilirim ki çevre faktörünün bilinçli bir şekilde görmezlikten gelindiğine inanıyorum. Çünkü projektörlerin çevre faktörünün üzerine dikilmesi demek; insanları ezen, onları yeryüzünde dolaşan ve her an patlamaya hazır öfkeli birer bombaya dönüştüren rejimlerin kabak gibi ortaya çıkmaları anlamına gelecektir.

Bu bağlamda İsrail örneği kendiliğinden gündemdeki yerini alıyor. Çünkü İsrail, siyaset dünyasının garip olduğu kadar akıl almaz bir örneğidir. Hatta kaderin bir şakasıdır bile denebilir. İsrail’in Filistin halkına karşı işlediği cinayetler terör eylemleri bağlamında gündeme getirilmiyor mu? Daha doğrusu İsrail işgaline ve gasplarına karşı sergilenen direniş bizzat terör olarak nitelendirilmiyor mu? Yine ilginçtir; Arap aleminde, halklarına karşı sergiledikleri terör ve baskı uygulamalarına bir gün olsun ara vermeyen diktatör rejimler, muhaliflerini tasfiye etmeyi, halklarını sindirmeyi terörle mücadele adı altında gerçekleştirmiyorlar mı? Aynı rejimler şu günlerde onurlarını korumak, maruz kaldıkları aşağılayıcı yöntemlere, insanlıklarını ayaklar altına alan uygulamalara son vermek amacıyla değişim istemek üzere tamamen silahsız ve barışçı yöntemlerle gösteriler düzenleyen halklarını acımasızca katletmiyorlar mı?

Bin Ladin, tarihsel koşullara bir tepki olarak ortaya çıkmıştı. Amerikan müdahalesi ve yerel yönetimlerin baskıcı yöntemleri, bu koşulların en belirgin özelliğiydi. Ama Arap sahnesinde yeni olan şey, barışçı değişim düşüncesinin belirleyici model olarak belirginleşmesidir. Henüz kökleşmiş bir yöntemdir denemez kuşkusuz. Bunun en temel nedeni ise, şu anda Libya’da, Yemen’de ve Suriye’de gözlemlediğimiz gibi rejimlerin barışçı çağrılara şiddetle karşılık vermeleridir. Bu kadarıyla kalsa iyi. Rejimler, çoğu zaman El Kaide örgütünden geri kalmayan silahlı milisleri de devreye soktular, halkların iradesine karşı koymak, sindirmek için. Bu milisler Libya’da “Kaddafi Tugayları”, Yemen’de “Baltacılar” ve Suriye’de “Hayaletler” adıyla akıl almaz cinayetler işliyor, halklara karşı tam anlamıyla terör estiriyorlar. Hepsi de aynı tornadan çıkmış gibiler, sadece isimleri değişik.

Bin Ladin’in öldürülmesi reel haritada herhangi bir değişikliğe neden olmayacaktır. Çünkü bu rejimlerin kesintisiz devam eden zulümleri, Bin Ladin’in kopyası sayılacak, onun bayrağını yükseltecek, onun metodunu uygulayacak başka adayların da çıkmasına neden olacaktır. Korkarım Tunus ve Mısır’da kitleler aracılığıyla gerçekleştirilen barışçı değişim düşüncesi bir istisna olarak kalacaktır. Tarihin bir yerinde kalmış, kimsenin kıstas almadığı bir istisna. Biliyorum ki radikaller istisnalara itibar etmezler.

Bazı Arap liderlerinin uygulamaları Bin Ladin’in yaptıklarından pek de farklı değildir. Bin Ladin Amerikalıları öldürdü, onlar da halklarını öldürüyorlar. Ama aralarında bir fark vardır. Bin Ladin en azından dünyaya sırtını dönmüş, dünya nimetlerine itibar etmeyerek gözlerini ahretine dikmişti. Bu liderler ise ne iktidara doyuyorlar ne de servete. Diktatörlerin gözlerini iktidarları boyunca dünyaya sahip olma hırsı bürümüş.

http://www.stargazete.com/dunya/yazar/f ... 349162.htm


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Bin Ladin’i kopyalamak / Fehmi HUVEYDİ
MesajGönderilme zamanı: 13.05.11, 10:23 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 275
Sevgili Ladin, n’olur hep muamma olarak kal!

Feyzullah Birışık
feyzullahpolen@hotmail.com

2011-05-13

Aksi halde adını çabucak unuturuz… Senin adın kâfirleri ürkütse de sen bizler için medarı iftiharsın… Adın her anılışta ‘mal ve canla cihad ayetleri’ şöyle bir gözler önüne geliyor… Anında imanımızı ve hayatımızı tekrardan gözden geçiriyoruz…

Allah-u Teâlâ senin üzerinden tüm dünyaya çok dersler ve ibretler verdi… Fakat gel gör ki unutkan bir yapımız var ve hemen unutuyoruz… Senin ilk şehadet haberin internete düştüğünde ben ve ülkem yazarları hep senden bahsettik… Eğer şehid olmamış yaşıyorsan kim bilir kaçıncı şehadet haberlerini okuyor ya da işitiyorsundur…

Seni Rabbine uçuracak o metal parçaya göğüs düğmelerini açalı yıllar oldu, ama o hala sana uğramamışsa bilki yapacak daha çok işin var… Allah-u Teâlâ bazen mücahidi yorar yorar ve yorar… Ama ona öyle bir düğün hazırlar ki Firdevs tüm kapılarını ardına kadar açar…
Davası ne olursa olsun alanında iyi olanlar suikasta kurban giderler… Azzam gibi, Şeyh Yasin gibi, Hattab gibi… Seni de dedikleri gibi şehid etmişlerse (İnşaallah şehidsindir.) bu, şehadetine sürülen bir kaymaktır…

Ama ben senin hep muamma kalmanı istiyorum… Yaşıyor mu yoksa gerçekten şehid oldu mu? Şüphesi hep canlı olarak kalmasını istiyorum… Aksi halde altın harflerle yazılan bir tarihin sayfaları arasında unutulur gidersin…

Bizler mal ve canla cihad ayetlerini her unutuşumuzda ‘acaba yaşıyor mu?’ Haberinin tekrardan internete düşmesini okadar çok arzu ederim ki anlatamam… Operasyon düğmesine basan Obama dinimize öyle güzel hizmet etti ki anlatamam… Cesedini apar topar okyanusun berrak sularına bırakması (doğruysa tabii ) bilirkişilerin huzurunda tekrardan DNA testinin yapılma olasılığını da okyanusa atmış olması, muamma olarak kalmana okadar çok vesile oldu ki bunu da anlatamam!

Sevgili Ladin!
N’olur hep muamma olarak kal! Kâfirler hep endişe içinde kalsınlar… Acaba ne zaman varlığını hissettirecek diye tedirgin olsunlar… Unutmadan hatırlatayım, bazı Müslüman kardeşlerimiz! Seni terörist ilan ederken bazı sevenlerin de seni direkt firdevse gönderdi… Biliyorum tabi hüsnü zanlarından dolayı böyle bir hükme vardılar ama yaşıyor olsaydın onlara; ‘İnşaallah şehiddir deyin’ diye uyarırdın…

Sen dağlarda mayınlı tarlalarda ve uçak sesleri altında dimdik ayaktayken ölümü sana yakın görenlerin çoğu sıcacık yataklarında senden önce can verdiler… Sen, dağa çıkmakla ecelin yakınlaşmadığını da dağın eteklerinde mesken tutmuşlara öğretmiş oldun böylelikle…
...

Sevgili Ladin! N’olur hep muamma olarak kal! İkinci bir Ladin çıkana dek…


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye