Alıntı:
Yıl: 2003
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice:
"BOP içinde yer alan 22 ülkede rejimler ve sınırlar değiştirilecek."
(Ağustos 2003-Washington Post)
Yıl: 2006
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice:
"Yeni bir Ortadoğu kurmanın zamanı geldi."
(Temmuz 2006, Lübnan)
Yıl 2006:
Emekli Albay Ralph Peters:
"Ortadoğu'da istikrarsızlıkların en önemli nedeni, Avrupalıların gelişigüzel çizdikleri sınırlardır... Azınlıkların durumu gözetilerek yeni sınırlar çizilmeli... Türkiye, Suriye, İran ve Irak'ta yaşayan Kürtlerin bağımsız bir devlet sahibi olması gerek... Türkiye'nin doğusunun işgal edilmiş bir bölge olarak görülmesi gerekiyor." diyor ve sunumuna yukarıdaki haritayı ekliyor.
(Temmuz 2006, Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisi -Armed Forces Journal-AFJ)
Yıl 2008:
Atlantic dergisinde (Ocak-Şubat sayısı) bir makale:
"After Iraq / Irak'tan sonra"
Ve aynı harita:
http://www.theatlantic.com/doc/200801/goldberg-mideast Türkiye'nin Başbakanı: "BEN BOP EŞBAŞKANIYIM... DİYARBAKIR BOP'UN MERKEZİ OLACAK..."
Yıl: 2004
Recep Tayyip Erdoğan:
Türkiye'nin Ortadoğu'da bir görevi var. Nedir o görev? Biz Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesinin Eşbaşkanlarından bir tanesiyiz. Ve bu görevi yapıyoruz biz.
...
Diyarbakır'a çok farklı bakıyorum. Yani Diyarbakır istiyorum ki... şu anda... yani Amerika'nın da hani düşündüğü... Büyük Ortadoğu Projesi var ya... Genişletilmiş Ortadoğu... yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir... bir merkez olabilir... Bunu başarmamız lazım.
(Ulusal Kanal-TV, 14 Şubat 2004; görüntüler için linkler:
1.
http://www.youtube.com/watch?v=feWNvbXrz3s 2.
http://www.youtube.com/watch?v=6oSfiOnFvQo 3.
http://www.youtube.com/watch?v=19ePFuDFBFQ)
ÖZGÜR BELUCİSTAN
BOP'a bugünlerde GOP (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi) de denilmektedir. Çünkü sadece Ortadoğu değil, İran, Afganistan, Pakistan sınırları da değiştirilmek istenmektedir.
Aralık ayında Benazir Butto'nun öldürülmesinin bu haritanın o tarafıyla yakın ilgisi var. ABD'nin o taraftaki hedefi kendisine tam bağımlı Özgür Belucistan devletidir
Türk subayların da katıldığı brifingde ABD`li Albay Türkiye`yi bölen haritayı kullanınca gerginlik yaşandı. Haritada 18 il Kürdistan sınırlarında, Mekke ve Medine ise S.Arabistan`dan koparılmış.
İslam alemini karıştıran gizli güç!
Kenan AKIN
kenan@akyayincilik.com ABD’nin devşirmesi Evangelistler’in “kıyamet senaryoları” Yeni Dünya Düzeni ve Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi gibi büyük çaplı sorunları içeriyor.
“Koyu bir Hristiyanlık anlayışı” görüşüne dayanan bu tehlikeli akımın kurmayları, eski Başkan Bush ve yakın mesai arkadaşlarından oluşuyor.
Gerçi, Obama, bütün dinleri tanıdığını belirten konuşmasıyla, Evangelistler’e ilk günlerde cevabı vermiş bulunuyordu. Ne var ki, dünyanın dört bir yanına yayıldığı öne sürülen Evangelistler, bir yandan ağlarını örerlerken, diğer yandan da gelişen olaylar, gizem perdelerini yırtıyor.
Bush döneminin, kötü bir armağanı olan Evangalizm acaba bu durumunu ne zamana kadar muhafaza edebilecek. Evangelizm deyip geçmemek gerekiyor.
İşte, geçmişte Evangalizm:
Esrarengiz ilişkiler yumağı “Evangelizm” eserini okuyanlar, duyulan dehşeti paylaşıyor. Gerçekten de, kitapta öne sürülen görüşler, günümüz olaylarının izahına ışık tutuyor. Her şeyden önce ABD’nin, dolayısıyla ABD’lilerin dünya üzerindeki faaliyetleri ve kurmak istedikleri hakimiyetin kaynakları “deşifre” ediliyor.
Evangelizm’in enine boyun incelendiği ve çeşitli olayların yer aldığı çalışmaya göre, dünyanın her yerinde, özellikle İslam ülkelerindeki her “esrarengiz” olayla bir tür büyük tarikat olan örgüt ilişkilendiriliyor.
Zaten, eser için “Ancak yüreği sağlam, sinirleri harap olmamış okuyuculara göre bir kitap bu” deniliyor. Yazar R. Kaan Kurt da, “Tek cümleyle; vatan, Türklük ve İslam, Yeni Dünya Düzeni’nin tam onikisindeki hedeftir” iddiasıyla ortaya çıkıyor.
Bir yandan Afganistan’daki “kargaşa” Irak’taki “istila”, Filistin’deki “baskı”, diğer yandan İran ve Suriye’ye yapılan “tehdit” Tunus, Mısır ve diğer Arap ülkelerindeki gelişmeler, Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor. Eğer İran’a bir saldırı yapılırsa, bundan bütün bölgenin etkileneceği, şimdiden ortaya çıkıyor.
Dikkat edilirse, nüfusunun çoğu Müslüman olan ülkeler üzerinde çeşitli “oyunlar” tezgahlanıyor. ABD’de “Başkanlık Küresel İletişim Dairesi” Amerika içi ve yeryüzündeki bütün psikolojik operasyonların bağlı tepe de bir örğüt durumunda bulunuyor. Bu güçlü örgütün ana maksadı da, Amerikan politikası ve savunma faaliyetleri konusunda hem ABD içinde, hem de kamuoyunda olumlu izlenimler doğuracak çalışmaları gerçekleştirmek oluyor.
Üstelik, ABD Milli Güvenlik Konseyi Politika Grubu, Dışişleri Bakanlığı Kamuoyu Oluşturma Diplomasisi Dairesi ve Pentegon tarafından geliştirilen politika ve mesajları, koordinasyonları da bu örgüte bağlı çalışıyor.
Tek hedef İslam ülkeleri oluyor. Aslında Evangelizm, bir “dünya imparatorluğu”nu kapsadığına göre, başvurmayacağı herhangi bir yol kalmıyor.
11 Eylül eyleminden sonra, kimliğini “deşifre” etme gafletinde bulunan George W. Bush, “Amerika’nın kaderi ve görevi”nin insanlığı kurtarmak olduğuna inanıyor.
İşte böyle bir ABD de, birtakım üst düzeyde insan, kendine ilahi bir kisve vererek dünyaya kabus gibi çöküyor.
Bugüne gelince Evangelizm’in ABD’deki yeni konumu gerçekten de hem ilgi hem de dehşet uyandırıyor.
Eğer Başkan Obama, bir türlü “derin ve süper güç” olan Evangelizm’in önünü kesemese, başta ABD olmak üzere tüm dünyanın özellikle İslam aleminin endişesinin giderilmediği veya giderilemeyeceği kanısı tartışılmaya açık kalıyor.
Cami, kışla ve medyaya dikkat!
Önceleri “cami” sonra “kışla” şimdi
de “medya” tartışmaların odağına
getirilmiş bulunuyor. Yıpratma süreci
dikkatleri çekiyor.
Bunca gelişmeden sonra, artık durmanın, durulmanın, sakin olmanın tam zamanı yaşanıyor.
Dünyanın ve özellikle bölgemizin, siyasi ve ekonomik konjektörü “sıcak” bir şekilde gelişirken, böylesi atmosfer, her şeyden önce ülkeye “zarar” getiriyor.
Her şeyden önce, demokratik rejimin en büyük icabı “düşünme” ve “görüş” özgürlüğünün kısılmaması gerekiyor. Özellikle basın özgürlüğünün, bugünlerde ihlal edildiği endişeyle izleniyor.
Ne var ki, unutulmamalıdır ki, özgürlüklerin de, daima bir sınırı bulunuyor.
Kısaca ve açıkça diyeceğimiz şudur ki; ülkenin gerilimden gerilime, krizden krize, sürükleme lüksü sadece iç ve dış düşmanlara yarar getiriyor.
Kısacası artık bütün kurum ve kuruluşların, kendilerine “çeki düzen” verme dönemi yaşanıyor.
Bir büyük seçime gidilirken, sorunların en azından “dondurulması” gerçekten de “ehemmiyet” arz ediyor. Üstelik bölgemizde bunca kargaşa varken, başta politikacılar olmak üzere, her kesime görev düşüyor.
Ülkemizi bu gerginlikten, aziz şehitlerimizin kemikleri daha fazla sızlamadan kurtarmamız gerekiyor.
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ
Dünya cahili Süper Güç!
- ABD halkının yüzde 5’inin hiç okuma bilmediğini...
- ABD toplumunun 20 milyonluk bölümünün okuduğu basit bir sayfalık metni anlayamadığını...
- Cezaevindeki hükümlülerin sayısının 2 milyon yirmibini geçtiğini.
- 20-30 yaş grubu arasındaki
her 8 zenci erkekten biri demir parmaklar arasında zor günler yaşadığını...
- ABD’de her yüz bin kişiye yılda 10 cinayet düştüğünü...
- Meskenlerde bulunan silah sayısının 200 milyonu aştığını...
- 35 milyondan fazla ABD’linin yoksulluk sınırında yaşadığını...
- 30 milyondan fazla Amerikalının hiçbir sosyal güvenliği bulunmadığını...
- New-York’taki evsizlerin sayısının 40 binden fazla olduğunu...
- Manhattan’da yeraltı mazgallarında ve metro tünellerinde
19 bin ABD’linin yatığını...