Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: İslam alemini karıştıran gizli güç!
MesajGönderilme zamanı: 21.02.11, 00:22 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 28.09.10, 13:01
Mesajlar: 166
Alıntı:
Yıl: 2003
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice:
"BOP içinde yer alan 22 ülkede rejimler ve sınırlar değiştirilecek."
(Ağustos 2003-Washington Post)

Yıl: 2006
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice:
"Yeni bir Ortadoğu kurmanın zamanı geldi."
(Temmuz 2006, Lübnan)

Yıl 2006:
Emekli Albay Ralph Peters:
"Ortadoğu'da istikrarsızlıkların en önemli nedeni, Avrupalıların gelişigüzel çizdikleri sınırlardır... Azınlıkların durumu gözetilerek yeni sınırlar çizilmeli... Türkiye, Suriye, İran ve Irak'ta yaşayan Kürtlerin bağımsız bir devlet sahibi olması gerek... Türkiye'nin doğusunun işgal edilmiş bir bölge olarak görülmesi gerekiyor." diyor ve sunumuna yukarıdaki haritayı ekliyor.
(Temmuz 2006, Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisi -Armed Forces Journal-AFJ)

Yıl 2008:
Atlantic dergisinde (Ocak-Şubat sayısı) bir makale:
"After Iraq / Irak'tan sonra"
Ve aynı harita: http://www.theatlantic.com/doc/200801/goldberg-mideast


Türkiye'nin Başbakanı: "BEN BOP EŞBAŞKANIYIM... DİYARBAKIR BOP'UN MERKEZİ OLACAK..."

Yıl: 2004
Recep Tayyip Erdoğan:
Türkiye'nin Ortadoğu'da bir görevi var. Nedir o görev? Biz Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesinin Eşbaşkanlarından bir tanesiyiz. Ve bu görevi yapıyoruz biz.
...
Diyarbakır'a çok farklı bakıyorum. Yani Diyarbakır istiyorum ki... şu anda... yani Amerika'nın da hani düşündüğü... Büyük Ortadoğu Projesi var ya... Genişletilmiş Ortadoğu... yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir... bir merkez olabilir... Bunu başarmamız lazım.
(Ulusal Kanal-TV, 14 Şubat 2004; görüntüler için linkler:
1. http://www.youtube.com/watch?v=feWNvbXrz3s
2. http://www.youtube.com/watch?v=6oSfiOnFvQo 3. http://www.youtube.com/watch?v=19ePFuDFBFQ)

ÖZGÜR BELUCİSTAN
BOP'a bugünlerde GOP (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi) de denilmektedir. Çünkü sadece Ortadoğu değil, İran, Afganistan, Pakistan sınırları da değiştirilmek istenmektedir.
Aralık ayında Benazir Butto'nun öldürülmesinin bu haritanın o tarafıyla yakın ilgisi var. ABD'nin o taraftaki hedefi kendisine tam bağımlı Özgür Belucistan devletidir
Türk subayların da katıldığı brifingde ABD`li Albay Türkiye`yi bölen haritayı kullanınca gerginlik yaşandı. Haritada 18 il Kürdistan sınırlarında, Mekke ve Medine ise S.Arabistan`dan koparılmış.



İslam alemini karıştıran gizli güç!

Kenan AKIN
kenan@akyayincilik.com

ABD’nin devşirmesi Evangelistler’in “kıyamet senaryoları” Yeni Dünya Düzeni ve Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi gibi büyük çaplı sorunları içeriyor.
“Koyu bir Hristiyanlık anlayışı” görüşüne dayanan bu tehlikeli akımın kurmayları, eski Başkan Bush ve yakın mesai arkadaşlarından oluşuyor.
Gerçi, Obama, bütün dinleri tanıdığını belirten konuşmasıyla, Evangelistler’e ilk günlerde cevabı vermiş bulunuyordu. Ne var ki, dünyanın dört bir yanına yayıldığı öne sürülen Evangelistler, bir yandan ağlarını örerlerken, diğer yandan da gelişen olaylar, gizem perdelerini yırtıyor.
Bush döneminin, kötü bir armağanı olan Evangalizm acaba bu durumunu ne zamana kadar muhafaza edebilecek. Evangelizm deyip geçmemek gerekiyor.

İşte, geçmişte Evangalizm:
Esrarengiz ilişkiler yumağı “Evangelizm” eserini okuyanlar, duyulan dehşeti paylaşıyor. Gerçekten de, kitapta öne sürülen görüşler, günümüz olaylarının izahına ışık tutuyor. Her şeyden önce ABD’nin, dolayısıyla ABD’lilerin dünya üzerindeki faaliyetleri ve kurmak istedikleri hakimiyetin kaynakları “deşifre” ediliyor.
Evangelizm’in enine boyun incelendiği ve çeşitli olayların yer aldığı çalışmaya göre, dünyanın her yerinde, özellikle İslam ülkelerindeki her “esrarengiz” olayla bir tür büyük tarikat olan örgüt ilişkilendiriliyor.
Zaten, eser için “Ancak yüreği sağlam, sinirleri harap olmamış okuyuculara göre bir kitap bu” deniliyor. Yazar R. Kaan Kurt da, “Tek cümleyle; vatan, Türklük ve İslam, Yeni Dünya Düzeni’nin tam onikisindeki hedeftir” iddiasıyla ortaya çıkıyor.
Bir yandan Afganistan’daki “kargaşa” Irak’taki “istila”, Filistin’deki “baskı”, diğer yandan İran ve Suriye’ye yapılan “tehdit” Tunus, Mısır ve diğer Arap ülkelerindeki gelişmeler, Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor. Eğer İran’a bir saldırı yapılırsa, bundan bütün bölgenin etkileneceği, şimdiden ortaya çıkıyor.

Dikkat edilirse, nüfusunun çoğu Müslüman olan ülkeler üzerinde çeşitli “oyunlar” tezgahlanıyor. ABD’de “Başkanlık Küresel İletişim Dairesi” Amerika içi ve yeryüzündeki bütün psikolojik operasyonların bağlı tepe de bir örğüt durumunda bulunuyor. Bu güçlü örgütün ana maksadı da, Amerikan politikası ve savunma faaliyetleri konusunda hem ABD içinde, hem de kamuoyunda olumlu izlenimler doğuracak çalışmaları gerçekleştirmek oluyor.
Üstelik, ABD Milli Güvenlik Konseyi Politika Grubu, Dışişleri Bakanlığı Kamuoyu Oluşturma Diplomasisi Dairesi ve Pentegon tarafından geliştirilen politika ve mesajları, koordinasyonları da bu örgüte bağlı çalışıyor.
Tek hedef İslam ülkeleri oluyor. Aslında Evangelizm, bir “dünya imparatorluğu”nu kapsadığına göre, başvurmayacağı herhangi bir yol kalmıyor.
11 Eylül eyleminden sonra, kimliğini “deşifre” etme gafletinde bulunan George W. Bush, “Amerika’nın kaderi ve görevi”nin insanlığı kurtarmak olduğuna inanıyor.
İşte böyle bir ABD de, birtakım üst düzeyde insan, kendine ilahi bir kisve vererek dünyaya kabus gibi çöküyor.

Bugüne gelince Evangelizm’in ABD’deki yeni konumu gerçekten de hem ilgi hem de dehşet uyandırıyor.
Eğer Başkan Obama, bir türlü “derin ve süper güç” olan Evangelizm’in önünü kesemese, başta ABD olmak üzere tüm dünyanın özellikle İslam aleminin endişesinin giderilmediği veya giderilemeyeceği kanısı tartışılmaya açık kalıyor.
Cami, kışla ve medyaya dikkat!
Önceleri “cami” sonra “kışla” şimdi
de “medya” tartışmaların odağına
getirilmiş bulunuyor. Yıpratma süreci
dikkatleri çekiyor.

Bunca gelişmeden sonra, artık durmanın, durulmanın, sakin olmanın tam zamanı yaşanıyor.
Dünyanın ve özellikle bölgemizin, siyasi ve ekonomik konjektörü “sıcak” bir şekilde gelişirken, böylesi atmosfer, her şeyden önce ülkeye “zarar” getiriyor.
Her şeyden önce, demokratik rejimin en büyük icabı “düşünme” ve “görüş” özgürlüğünün kısılmaması gerekiyor. Özellikle basın özgürlüğünün, bugünlerde ihlal edildiği endişeyle izleniyor.
Ne var ki, unutulmamalıdır ki, özgürlüklerin de, daima bir sınırı bulunuyor.
Kısaca ve açıkça diyeceğimiz şudur ki; ülkenin gerilimden gerilime, krizden krize, sürükleme lüksü sadece iç ve dış düşmanlara yarar getiriyor.

Kısacası artık bütün kurum ve kuruluşların, kendilerine “çeki düzen” verme dönemi yaşanıyor.
Bir büyük seçime gidilirken, sorunların en azından “dondurulması” gerçekten de “ehemmiyet” arz ediyor. Üstelik bölgemizde bunca kargaşa varken, başta politikacılar olmak üzere, her kesime görev düşüyor.
Ülkemizi bu gerginlikten, aziz şehitlerimizin kemikleri daha fazla sızlamadan kurtarmamız gerekiyor.


BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ
Dünya cahili Süper Güç!
- ABD halkının yüzde 5’inin hiç okuma bilmediğini...
- ABD toplumunun 20 milyonluk bölümünün okuduğu basit bir sayfalık metni anlayamadığını...
- Cezaevindeki hükümlülerin sayısının 2 milyon yirmibini geçtiğini.
- 20-30 yaş grubu arasındaki
her 8 zenci erkekten biri demir parmaklar arasında zor günler yaşadığını...
- ABD’de her yüz bin kişiye yılda 10 cinayet düştüğünü...
- Meskenlerde bulunan silah sayısının 200 milyonu aştığını...
- 35 milyondan fazla ABD’linin yoksulluk sınırında yaşadığını...
- 30 milyondan fazla Amerikalının hiçbir sosyal güvenliği bulunmadığını...
- New-York’taki evsizlerin sayısının 40 binden fazla olduğunu...
- Manhattan’da yeraltı mazgallarında ve metro tünellerinde
19 bin ABD’linin yatığını...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İslam alemini karıştıran gizli güç!
MesajGönderilme zamanı: 22.02.11, 15:07 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.03.09, 09:49
Mesajlar: 311
Oğuz Haksever ile Son Söz

Libya da Ayaklandı

21.02.2011

Konuk(lar): Habertürk Dış Haberler Müdürü Ceyda Karan, Araştırmacı-Yazar Faik Bulut, Vatan Gazetesi Yazarı Cengiz Aktar, ORSAM Ortadoğu Danışmanı Doçent Doktor Veysel Ayhan ve Türk-Libya İş Konseyi Başkanı Ersin Takla

Oğuz Haksever: Konuklarımız Habertürk Dış Haberler Müdürü Ceyda Karan, Araştırmacı-Yazar Faik Bulut, Vatan Gazetesi Yazarı Cengiz Aktar, ORSAM Ortadoğu Danışmanı Doçent Doktor Veysel Ayhan ve Türk-Libya İş Konseyi Başkanı Ersin Takla.

Faik Bulut: doğrusu Mısır olsaydı belki Türklerin bir şekilde parmağı var derdim ama Libya'da Türkiye'den gidenlerin öyle durumu yok. Çalışmak için giden Türkleri parmağı olacağını zannetmiyorum ben. Avrupa'ya diyor ki doğuda bir İslam devleti kurdular kökten dinciler siz eğer müsaade ederseniz burası El Kaide'nin yerine dönecek. Ondan sonra diyor ki dış mihrakların işi diyor ondan sonra bunların hepsi İsrail'e bağlı diyor. İşçi olarak gidenler hem şirket olarak hem işçilerden çok tembihliler.

Cengiz Aktar: Çok zengin bir ülke Libya ama onu bile dağıtamamış bir eşitsizlik söz konusu. Kaddafi'nin sulanmış beyninin zırvaları üzerine konuşmamak lazım. Dünyadaki bütün ülkelerle sorunlu olabilecek cümleleri telaffuz etmiş 40 küsur yıldır ayakta olan bir adamcağız. Bir Afrikalılık tutturdu senelerdir. Siyasi alternatif olmaması en tehlikelisi belki de. Kaddafi gitse ne olur bilemiyorum. Türkiye ile ilişkisi hep sorunlu olmuştur.

Ceyda Karan: Tunus'ta ilk isyan patlak verdiği zaman Kaddafi'nin bir takım aydınlarla toplantı yaptığı bu işlere bulamayın diye ikaz ettiği biliyor. Önlemini daha önceden almış gibi görünüyor yani.

Veysel Ayhan: Libya'da muhalefet var aslında. Sürgünde ve kendi içinde muhalefet hareketleri var. Kralcılar bu muhalefetten biri. Aslında muhalefeti kendi içinde gruplandırmak gerekir çok güçlü değil tabi. Osmanlı dönemine atıf var biz bağımsız bir ülkeyiz diyor. Özellikle Mısır olayları sırasında Mısır halkına verilen destek var. Böyle bir açıklama ile bunun önünü tıkamak istiyor olabilir.

Cengiz Aktar: 42 yıllık diktatörlüğün muhalefeti elbette var ama örgütlü muhalefet yok.

Veysel Ayhan: Libya sınırları içinde örgütlenemiyorsunuz Kaddafi hükümeti kendisine karşı muhalefeti çok sert karşılık veriyor.

Faik Bulut: Şimdi ki muhalefet El Kaide'nin bir kolu. Şu anda birisi yeni kuruldu bütün İslamcıların bir arada olduğu Değişim için Libya İslami hareketi 15 Şubat'ta kuruldular İngiltere'de. Diğeri ise milli ittifak adı altında milliyetçi diyebileceğimiz bir grup. İsimler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Kaddafi hükümeti önüne geleni budadı bugüne kadar.

Ceyda Karan: Mısır'dan bir vesayet çıktı ordu neye izin verecek göreceğiz. Kaddafi devrilirse Mübarek'in üzerine müthiş bir baskı olacaktır Arap aleminde. Yarın öbür gün bir mucize olmayacak ama çok mühim eşikler aşılıyor Arap aleminde.

Faik Bulut: Burada sadece basit bir ekmek olayı değil milli gelirin paylaşımı. Bölgeler arasındaki kalkınmada eşitsizlik var.

Veysel Ayhan: Nüfusun üçte ikisi iki doların altında yaşıyor. Burada zaten aşiretlerin kendi düzeni var bir yönetimi var. Kaddafi gidince Libya çökmez yeni bir yönetim oluşturur ve eski düzen kendini var etmeyi sürdürür. Ortadoğu'daki değişimi etkileyecek olan Bahreyn'dir. Irak'ta bir iktidar değişimi yaşandı ve bu Şii'lerin lehine oldu bu da bölgedeki bütün Şii'lerin uyanışı oldu. Bahreyn Basra körfezinin kalbidir. Temel sorun toplumsal istikrarsızlık unsurudur. Toplumsal siyasal grupların temsil edilememesi durumudur. Gelinen noktada toplumsal istikrarı sağlayamamış siyasi temsil imkanı olmayan kişiler sokaklara çıkıyorlar ve isteklerini dile getiriyorlar.

Ersin Takla: Bildiğiniz gibi Bingazi'den başlayan ve doğrusuna doğru şiddetini arttıran olaylar sonrasında bir takım işçi arkadaşlarımız Türkiye'ye dönmek için Bingazi havaalanında dönmek için bekliyorlar yaklaşık 3000 bin kişi. Batıya doğru da bu hareketlerin yayıldığını görüyoruz. Bingazi ile merkezi otoriteler arasında bir yetki karmaşası olduğunu görüyoruz. Bununda ortaya çıkardığı gecikmeler ve zorluklar var. Gemilerin yola çıktığını haber altık 22 saat sonra yaklaşık Libya kıyılarına ulaşacaklar. Şu ana kadar hiçbir bedeni zarar rapor edilmedi. Ciddi maddi zararlar oldu ama bedeni zarar olduğuna dair bilgi gelmedi hiç. Şu anda Libya'da üstlenilmiş olan işlerin 15.3 milyar dolar civarında bunun Bingazi ve doğusunda kalan projelerin toplamı 3 milyar civarında. Dolayısıyla Bingazi ve doğusunda kalan dönmeyi düşünen topluluk 3000 civarında. 25 bin kişi 12 milyar dolarlık diğer projelerdeki personel bunlar batıda Sudan hududuna kadar olan bölgedeki işlerin kapsamı içindeki personel. Doğudaki kadar olmasa da orada da bu yönde istekler var. Oraya tarifeli uçaklar inip kalkmakta. Bugün THY'nin iki uçağı inip kalktı.

Oğuz Haksever: Jalu'da 403 kişi esir deniliyor bunu teyit eder misiniz?

Ersin Takla: Bu konuda bilgi gelmedi bana şahsen. Eğer bir organizasyon yapılacaksa burada dönmek isteyen arkadaşlarımız olacaksa oradaki havaalanına da uçak organizasyonu yapılmasına işaret etmiştim s ayın bakanımıza. Hiç birimiz böyle bir duruma tırmanacağını öngörmedik. Ben bizim arkadaşlarımız 40 seneye yakın süredir bu ülkede faaliyet gösteriyoruz. Orada uzun süre iş yapmış kişiler olarak arzumuz mevcut olan işlerimizi bundan sonrada başarı ile tamamlamak. 1973'ten bugüne kadar 200'den fazla şirket 27 milyar dolarlık iş bitirdiler Libya'da. Bundan sonrada böyle devam etmesi önemli tabi ekonomik bakımdan.

Oğuz Haksever: Zarar çok büyük mü?

Ersin Takla: Bir defa Leising'le oraya götürülmüş makineleri sigorta bu olayları karşılamakta. Ama kendi götürdüğümüz ekipmanın nelerin kapsanıp kapsanmadığına bakılacak önümüzdeki günlerde.

Ceyda Karan: Hükümetten sivil toplum olarak bizim beklentimiz var fakat öte yandan da devlet yönetiminin bir sorumluluğu oluyor o da can güvenliği. Hükümetin ben bu konularda çok ileri pozisyon aldığını düşünüyorum. Sayın Davutoğlu'nun yaptığı bir açıklama da Libya ile ilgili halkın arzularına saygı gösterilmeli tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi gayet ileri bir açıklama yaptı. Sorunlar barındırmakla beraber Mısır'da risk alınmakla birlikte ben ortaya konulan tavırdan gayet memnun kaldım.

Cengiz Aktar: Ankara'da bir kriz masası kurulmuş fakat ne kadar hazırlıksız olduklarını Ersin Takla'da söyledi. Eskisi gibi olmayacak hiçbir şey Arap buzulu eriyor. 1945'ten buyana gelen bir Arap politikası vardı ama patladı artık bu. Türkiye'nin bölge ile ilgili politikalarını yavaş yavaş gözden geçirmesi gerekiyor. Tunus konusunda çok geride kaldı ama şimdi Libya ile ilgili konuşuyor ama en önemli beklenti İran. Orada da çok ciddi bir sıkıntı var. 1989 sonrası Sovyet buzulunun çatladığı dönemdeki soru işaretlerini hatırlıyorum benzer soruların sorulmaya başlanması lazım. Batıda aslında Arap dünyasını yeniden okumaya başlamak zorunda.

Faik Bulut: Batının bakışı birincisi tipik oryantalist bakış. Batı dipten gelen hareketleri ve çevrenin merkezi kuşattığını göremedi. Devrimin kısa adı insanların tıkıldığı mağaradan boşalmasıdır. Türkiye'den giden işçilerimizi bir kısmı paralı askerler bir kısmı isyancılar almış durumda. Bence sakin olmaları lazım geçici bir şeydir. Üç ihtimal var bir, Kaddafi gider ya da önemli oranda yetkileri devreder iktidarı paylaşır ya Doğu Batı diye bölünür. Halk direk devirmezse bir bölünme tehlikesi var ya da Kaddafi'nin başta durarak yetkilerinin bir kısmını devretmesi var.

Veysel Ayhan: Osmanlı sonrasında döneminde taşlar Doktor Musaddık ile oynamaya başlamıştı sonra Nasır ile devam etti sonra durdu. O taşlar daha sonra Şii tarafında oynamaya başladı ve İran'da devrim gerçekleşti. Bugün Ortadoğu'da taşların yeniden yerinden oynadığını görüyoruz. İran'ı da içine alacak şekilde ilerleyecek bu oynama. Eğer Ortadoğu'daki gelişmeler sürerse bu yeni bir sayfa açar. Bu Ortadoğu bugün bu haldeyse bunun temel sorunu barı ülkeleridir. İç dinamikler bir şekilde kendi politik stratejileri ile sonuca ulaşırsa bu Türkiye için yeni bir kapı olacaktır. ABD artık bölgede etkili değil. Türkiye'nin bölgede yeniden küresel ve bölgesel aktör olma konumunda çok net ilerliyor. Mısır'da topluma dönük mesajlar verilmesi tüm halkları etkisi altına almıştır.

Ceyda Karan: Davos'la başlayan süreçte Türkiye bölgenin gözünde değişti.

Veysel Ayhan: Daha öncesi de var 1 Mart teskeresi var ABD askeri ile birlikte Irak'a girmedi. Suriye ile ilişkiler çok önemli bir müdahaleyi engelledi. Irak'ın toprak bütünlüğü koruyabilmesi Türkiye'ye bağlanıyor. Rahmetli Ecevit'in İsrail'i soykırımla suçlayan açıklamaları var.

Ceyda Karan: Batıya rağmen duruş sergileyen bir Türkiye var burada Davos sonrası.

Oğuz Haksever: Kaddafi'nin gitmesi halinde nasıl bir durum düşünüyorsunuz.

Cengiz Aktar: Ben bölünme olasılığını çok ciddiye alıyorum.

Ceyda Karan: En öne çıkan hakikatten bölünme gibi görünüyor. Bu isyan dalgasının temelinde batılıların zannettiği gibi bir İslami kalkınma değil bir ulus devlet bilinci var. Bu insanlar büyük ölçüde gençlik kesimleri artık dünyayı görebiliyorlar ve kendi yaşam koşullarını ayırt edebiliyorlar. Farklı bir dünya doğuyor Mısır'da Libya'da bu sınırlar yerinde kalırsa farklı bir milli karakterde devletlerde doğabilir.

Veysel Ayhan: Bir değişim başladı ama bu değişim kanlı oluyor o da otoriter yapının varlığını sürdürmesinden kaynaklanıyor. Ne kadar çok baskı uygularlarsa bu o kadar çok intifada dediğimiz hareketin yayılmasına yol açacak. Kaddafi bu saatten sonra o koltukta duramaz bana göre de.

Faik Bulut: Kaddafi'nin düşüp düşmeyeceği tamamen buradaki hareketin mevcut isyanın organize olmasına uzun sabırlı ve planlı hareket etmesine bağlı bir şeydir. Türkiye oyun kurucu değil burada orada sosyalistinden İslamcısına kadar Türkiye modeline daha yakın durmasına rağmen şunu da görecekler bir müddet sonra Osmanlı ruhu ile bu işler gitmiyor Türkiye'nin Amerika ve batıyla ilişkileri sorunludur ve model olmayacağını görecekler.

Oğuz Haksever: Çok teşekkür ediyoruz iyi geceler diliyoruz.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İslam alemini karıştıran gizli güç!
MesajGönderilme zamanı: 22.02.11, 16:40 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 06.07.10, 17:50
Mesajlar: 280
Yunus Emre Hz.lerine Mevlân Celêaleddin-i Rûmî Hz.lerinin Mesnevisi sorulmuş ve o da şöyle çok manidar bir cevap vermişti :
Eseri epi uzun tutmuş !
Ben olsam ;
"Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm der eseri bitirirdim" demiş...

Şimdi son günlerdeki İslâm Coğrafyasında meydana gelen olaylar hakkında da yapılan yorumlar bizim aklımıza şu ebyatı getirmiştr.

Kula bela gelmez Hak yazmadıkça
Hak bela vermez kul azmadıkça...

Hak Kulundan intikamı Kulu eliyle alır
İlmi Hak’kı bilmeyenler,onu Kul yaptı sanır.

Cümle Eşya Halık’ındır ...Kul eliyle işlenir
Emri Bari olmadıkça sanma bir çöp deprenir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 3 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye