Sufiforum.com

Sıra Suriye'de (mi)?!

Hüsnü Mahalli

Suriye ve Arap medyasında yer almayan habere göre Suriye güvenlik güçleri, ülkedeki PKK yanlısı Kürt kökenli vatandaşlara karşı yeni bir tutuklama kampanyası başlatmış. Şam ile Ankara arasında Ekim 1999'da imzalanan ve daha sonra kapsamı ve içeriği genişletilip zenginleştirilen anlaşmaya göre iki ülke güvenlik güçleri PKK'ya karşı çok kapsamlı işbirliği yapıyor. Bu çerçevede Suriyeliler PKK elemanlarını yakalayıp Türkiye'ye teslim ediyor, PKK ile ilgili tüm bildiklerini Ankara ile paylaşıyor ve Başkan Esad'ın dediği gibi PKK içinde bulunan Suriye kökenlilerin durumunu yakından izliyor.

Nitekim Suriye lideri Esad'ın 11 ay önceki Türk meslektaşlarımızla buluşmasında 'Eğer Türkiye PKK'lılara af ilan eder ve PKK'lılar teröre son verirse biz de PKK içinde Suriye kökenli vatandaşlarımızın dönmesine izin veririz' demişti. Ancak Başkan Esad o buluşmada Kürt sorununun çözümüne yönelik Ankara'nın atmaya hazırlandığı adımlara pek sıcak bakmadığını ima etmişti. Ona göre Irak'taki Amerikan işgali son bulmadan ve Irak'ın kuzeyindeki Kürt Federe Bölgesi'nin geleceği netleşmeden Kürt sorunu konusunda herhangi bir adım atılmamalıydı.

Belki de bu yaklaşımdan dolayı Suriye güvenlik güçleri, olası gelişmeleri önlemek amacıyla Suriye'nin Irak ve Türkiye ile olan sınır bölgelerini daha sıkı denetim altına almaya ve PKK ve benzeri örgütlerin o bölgelerde ya da büyük şehirlerdeki Kürtler arasındaki faaliyetlerini kontrol etmeye başlamıştı. Çünkü Suriye, Mart 2004'te PKK ve başta ABD olmak üzere dış güçlerin provoke ettiği bir ayaklanma provası yaşamış ve bu provokasyon daha sonra Kürtlerin yaşadığı Halep ve Şam gibi büyük kentlere yansımıştı. Bunun üzerine kendi Kürtlerine bazı haklar vermeye hazırlanan Esad, bu kararını askıya almış ve kendi ülkesinde yaşamakta olan kimliksiz Kürtlere aşamalı olarak vatandaşlık hakkı veren yasayı imzalamaktan son anda vazgeçmişti. Bu durumda olan ve sayıları yaklaşık 200 bin olan Kürtler orijin olarak Türkiye kökenli oldukları için de Kürt sorununun çözümüne yönelik demokratik açılımı yakından izlemeye başlamıştı. PKK ise bu durumdan yararlanmak ve Kürtler arasındaki etkinliğini artırmak amacıyla yoğun çaba harcamaya ve zaman zaman Kürtleri sokağa taşımayı başarmıştı. Bu çaba çerçevesinde PKK ve yandaşı Suriyeli Kürt örgütler hatta Mesut Barzani'nin KDP'si Suriyeli Kürtleri örgütlemeyi ve zamanı geldiğinde harekete geçirmeyi planlıyorlardı.

Bunun farkında olan Suriye güvenlik güçleri, Suriye'nin Türkiye ve Irak ile olan sınırı boyunca tüm yerleşim bölgelerini sıkı bir kontrole tabi tutmaya başladı. Bu çerçevede sınıra sıfır alanlardaki Kürtlerin her türlü çalışma sözleşmeleri iptal ediliyor, PKK ya da diğer Kürt örgütlerinin üyesi, yandaşı ya da sempatizanı olan Kürtler sıkı denetim altına alınıyor ya da tutuklanıyor. Bu tutuklananlar arasında Türkiye vatandaşı olanlar derhal Türkiye'ye teslim ediliyor ve tüm bu gelişmelerle ilgili olarak Ankara'ya bilgi veriliyor.

Suriye aynı zamanda aynı konudan mustarip İran ile yakın temas halinde ve ortak komşu Irak Kürdistan Federe Bölgesi'ndeki tüm gelişmeleri yakından izliyor. Bu ilginin başında da doğal olarak Bağdat'taki hükümetin kurulması ve hükümette ya da devlet yapısında Kürtlere ne kadar koltuk verileceği gelmektedir.

Çünkü Suriye ve İran hatta Türkiye'ye göre Irak'ın bir Kürt Cumhurbaşkanı tarafından yönetilmesi ve hükümette Kürtlere sayısal oranlarının çok ötesinde koltuk verilmesi önce Irak'ta sonra da bölgedeki Kürtlerin moralini güçlendirmekte ve geleceğe dönük beklentilerinin çıtasını yükseltmektedir. Bu ise durumu çok daha karmaşık bir hale sokmakta ve sorunun çözümünü çok daha zorlaştırmaktadır.

Belki de bu nedenle Türkiye'nin PKK'ya karşı birlikte mücadele etme isteğini görüşmesi gereken Federe Bölge Başbakanı Berhem Salih, Irak Savunma Bakanı Ubeydi, Peşmerge Komutanı Cafer Mustafa ve Amerikan Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Babiro önceki günkü toplantıda komşu ülkelerin Irak'ın içişlerine müdahale ve tehditlerini ve bu tehditlere karşı ortak tedbirleri görüşecekti!

Nasıl olsa Kürt sorunu denilen sorun hiçbir zaman bölge ülkelerinin ulusal sınırları içinde sıkışıp kalmamış ve herhangi bir ülkedeki gelişmeler dolaylı ya da dolaysız diğer ülkeleri ve o ülkelerdeki Kürtleri hep etkilemiş ve etkileyecektir.

İşte bu nedenle Suriye'den gelen son haber herkesi heyecanlandırmıştı!

Tıpkı PKK'nın herhangi bir eylemi tüm bölge hatta dünya medyasında haber olduğu gibi.

Akşam

http://www.haber10.com/makale/20198