Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: KARA DULLARI KİM DUL BIRAKTI? / Yavuz Selim KURT
MesajGönderilme zamanı: 03.04.10, 08:46 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 30.04.09, 09:08
Mesajlar: 148
KARA DULLARI KİM DUL BIRAKTI ?..

Yavuz Selim KURT

yavuzselim@boyuthaber.com

01.04.2010
Karşı Yaka

Dünya, Pazartesi sabah erken saatlerde Rusya Federasyonu’nun başkenti Moskova’dan gelen iki merkezi metro istasyonunda iki kadın bombacı tarafından gerçekleştirildiği sonradan ilan edilen patlama haberleriyle sarsıldı. İşe gidişlerin en yoğun olduğu haftanın ilk gününde milyonlarca insanın kullandığı metro hattında gerçekleşen saldırıların daha dumanı tüterken hemen Rus medyası ve analizcileri hadisenin Kuzey Kafkasya daha doğrusu Çeçen kökenli olduğunu çiklet gibi çiğnemeye başladılar. Hemen de olayı Kara Dullar tarifi ile Çeçen kadınların üzerine yıkıverdiler. Biz bu filmi daha önce İkiz Kuleler vurulunca da izlemiştik. Hatırlayın daha uçaklar yeni çarpmışken ve kuleler yıkılmamışken saldırıyı Üsame bin Ladin, El Kaide ve Taliban`ın gerçekleştirdiğini ve bunlara da Irak lideri Saddam Hüseyin`in destek verdiğini ilan ederek, ilerideki işgal ve katliamlarının bahanesini uydurmuşlardı bile. Bakalım bu sefer şapkadan ne çıkaracaklar?

Öncelikle şu saate kadar bu saldırıyı alenen üstlenen birilerinin olmadığını tespit ediyoruz. Zira 11 Eylül ve akabinde vuk’u bulan Madrid, Londra ve İstanbul patlamaları ve saldırılarında olduğu gibi müthiş bir bilgi kirliliği ile baş başayız. Ajanslardan farklı ve şüpheli haberler akıp duruyor. Bir haber ajansı saldırıyı Çeçenlerin yapmadığına dair bir haber geçerken bir diğeri hadisenin Çeçen lider Umarov tarafından üstlenildiği yönünde bir haberi boca ediyor. Her kim yaparsa yapsın bu patlamalar vuk’u buldu ve 39 masum sivilin hayatını sonlandırdı. Bu rakam muhtemelen ağır yaralıların bazılarının da ölmesiyle artacak. Rusya’nın farklı şehirlerinde daha önce de bu tür saldırı ve patlamalar gerçekleşmişti. Hatta bunlardan bazılarının Rus istihbarat teşkilatı FSB (eski KGB) tarafından tertiplendiği ve içerideki Ergenekonvari bazı iktidar oyunlarının bir parçası olduğu bizzat Rus güvenlik güçleri ve medyasında çokça müzakere de edilmişti. İşte böyle bir ortamda bu saldırılar gerçekleşti. Peki bu saldırılar terör saldırısı mı? Kelime anlamı olarak bu sorunun cevabı kesinlikle “Evet”. Zira “terör”ün ya da eski tabirimizle “tedhiş”’in tam tanımı şu biçimdedir:

Kökünü Latince "terrere" sözcüğünden alan terör deyimi "korkudan sarsıntı geçirme" veya "korkudan dehşete düşmeye sebep olma" anlamlarına gelmekte olup, ilk defa Dictionnarire de I`Academie Française`nin 1789 yılında yayınlanan ekinde rastlanmaktadır. Nitekim, 1789 Fransız İhtilali sonrasının dönemi tarihçilerince "terör rejimi-rejime de la terreur" olarak anıldığı bilinmektedir.

Türkçedeki karşılığı "yıldırma, korkutma" olan terör kelimesi Fransızca Petit Robert sözlüğünde "bir toplumda bir grubun halkın direnişini kırmak için meydana getirdiği ortak korku" anlamında yer alırken, Siyasi Terimler ve Örgütler sözlüğünde "kamu otoritesini veya toplum yapısını yıkmak için girişilen korku ve yılgınlık saçan şiddet hareketleri" olarak belirtilmektedir.



Şimdi bu saldırıları Çeçenler de yapsa, patlamalar Rus gizli servisinin ya da muhaliflerin, ya da yabancı istihbarat teşkilatlarının işi de olsa Ruslar hem de kendi evlerinde korkudan sarsıntı geçirmiş midir? –Evet. Peki, yine korkudan dehşete düşmüşler midir? –Evet. Bu bakımdan bu patlamalar açık seçik terör saldırısıdır. Ancak burada şu iki ayrımı çok iyi yapma mecburiyeti vardır. Birincisi; kendi halkı bu terör saldırılarının hedefi olan Rusya aynı Fransız İhtilali esnasında kullanılan tabirle yüzyıllardır "terör rejimi-rejime de la terreur" ile işlerini yürütmektedir. Hem Çarlık Rusya’sı, hem Sovyet Rusya’sı hem de şimdiki Neo-Çarlık Rusya’sı hem işgal ettiği yurtlarda hem de kendi içinde terör devleti kisvesindedir. Bunu da daha çekici olsun diye “demir yumruk” olarak ifade etmekte ve ettirmektedir. İkincisi ise masum sivillerin hunharca katledilmesi dışında, nefsi müdafaa ve işgal edilen vatanını müstakilleştirme mücadelesinin de kavramsal olarak terör olarak nitelenmesi büyük bir hatadır. Şayet istila edilen yurdunu bağımsızlaştırma ve milletini esaretten kurtararak özgürleştirme yolunda mücadele eden, kılıç kuşananlara, silah tutanlara terörist damgası vurulacaksa, en büyük teröristler Anadolu’nun düşman işgalinden kurtuluşu için canıyla malıyla cihad eden dedelerimizdi. Mamafih, o dönemde bu mücahedeyi yürütenlere başta Mustafa Kemal olmak üzere işgal devletleri ve medyaları terörist damgasını vurmuşlardı. Yine bu mantıktan hareket edilirse şu an yurtları işgal altında bulunan Çeçenler dahil, Filistinliler, Iraklılar, Afganlılar, Filipinli Müslümanlar da terörist konumuna getirilirler ki bu son derece yanlıştır.



Peşinen söyleyelim ki, Müslüman terörist olmaz, olamaz. Terörist de Müslüman olamaz. Müslüman harb hukuku çerçevesinde cihad eder. Bunu yaparken de sünnetin dışında nevzuhur modeller benimsemez. Müslüman ifsad etmez, ıslah eder. Öldürmez, diriltir. Kendisini öldürmeye gelen bile Hz. Ömer misali onda dirilir. Öldürmek kolaydır. Ancak diriltmektir esas olan manen. Masum bir insanı haksız yere öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir. En büyük günah ve suç cinayettir. “Ben cihad peygamberiyim” diyen alemlerin Efendisi’nin (sav) döneminde öldürülen müşrik ve düşman sayısı 216 kişidir. Yani risaletinden sonra kâfirlerle, müşriklerle, Yahudilerle ve kendisine zulm ve hakaret edenlerle yaptığı mücadelede 23 yıl içinde sadece 216 kişi (Kurayza hariç) ölmüştür. Buna mukabil Müslümanların verdiği şehit sayısı da sadece 138’dir (Bi`r-i Maûne ve Recî` Olaylarında öldürülenler hariç). Çünkü Hz. Peygamber (sav) daima prensip olarak düşmanı yok etmeyi değil, kazanmayı tercih etmiştir.



Bu son Moskova saldırılarına gelecek olursak, ben şahsen yurtları yüzyıllardır işgal edilen, defaten zorunlu sürgün ve göçler yaşayan, hele hele de Neo-Çarlık Rusya’sı döneminde nüfusunun beşte birini şehit veren Çeçen kardeşlerimizin asil milletinin isminin yanına terörist kelimesinin getirilmesine razı değilim. Tıpkı 11 Eylül 2001 saldırılarında düşündüğüm ve inanmak istediğim gibi bu tür masum sivilleri hedef alan saldırıların bir Müslüman yapısı olmayacağını kabul ediyorum. Bu saldırılar, oluşu ve faillerinden öte neticeleri bakımından çok tahripkâr olmaktadır. Daha geçen ay Resulullah’ın (sav) doğumunun yıl dönümünde düzenlenen bir şiir yarışmasında en güzel şiiri bir Rus’un yazdığı bir ülkede şimdi maalesef Moskova sokaklarında Müslümanlara saldırılar ve tacizler başladı. Ve yine mateessüf asıl yurtları istila edilen mazlum ve mağdur Çeçen kardeşlerimiz terörist damgasını yedi. Ve Türkiye’deki batı ağzıyla haber yapan medya da mal bulmuş mağribi misali hadiseyi “Kara Dullar”a mal etti. Bu çirkin başlığı kullananlara sormak lazım. Bu vicdansız ve izansız güruha hatırlatmak lazım. Kara dullar olarak tarif ettiğiniz bu kadınları kim dul bıraktı? Aziziye kahramanı Nene Hatun da Kara bir Dul değil miydi?Hakikatse bile, bu hanımları kendi vücutlarını patlatarak hem en büyük günahlardan birisi olan intiharı ve o günahın kardeşi olan cinayeti işleten psikolojinin sebebi nedir? Yaklaşık elli bini çocuk, çoğu masum kadından oluşan toplamda üç yüz bin Müslüman Çeçen’in katledildiği bir coğrafyada neyin karasından, neyin dulundan bahsedilebilir ki?

Çeçenistan’la alakalı olarak kaleme aldığım ve bazı okurlarımın yanlış anlamalardan dolayı sitem ettiği yazımda da açıkça belirttiğim gibi Çeçenistan’daki bu devam eden durumun mes’ulü sadece işgalci Rusya ve onunla anlaşmalı olan şu anki yönetim değildir. Hatta bana kalırsa bunların payı % 10 mesabesinde değildir. Bu elim tablonun en büyük müsebbibi yurtları işgal edilerek, namusları dahil her türlü aziz değerleri ayaklar altına alınan Çeçenleri Rus ayısının karşısında yapayalnız, savunmasız bırakan başta 1.700.000.000’luk (yazıyla bir milyar yedi yüz milyon) İslam milletleri ve tüm insanlıktır. Ancak milletlerden de öte, asıl bu işin mes’ulleri Müslümanları idare etme makamında bulunan ve Çeçenistan dahil daha birçok coğrafyada Rus işgaline ve mezalimine “çıt” çıkarmayan, hatta Çeçenleri terörist ilan eden anti-terör anlaşmaları imzalayan, Çeçenistan’ın herkesin mutabık olduğu ilk şanlı savaştan sonra kazanılan ve ilan edilen bağımsızlığı tanımayan İslam ülkeleri ve başta bizim Cumhurbaşkanımız ve PUTİN’in kendisine ihalesiz Nükleer Santral işini verecek kadar samimi en kanki arkadaşı Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN olmak üzere, ABD ve İsrail karşıtıyım diye Rusya ve onun lideri PUTİN ile en içten ve dostane ilişkileri geliştiren AHMEDİNEJAD, Hadimül Harameyn!!! Kral ABDULLAH, Büyük Arap Hükümdarları!!! Hüsnü MÜBAREK ve KADDAFİ’dir. Buralara yatırım yapmayan Arap, Türk, İranlı Müslüman!!! zenginlerdir.



Bu işin çözümü gayet basit. Ve bu çözümü de ancak şahsiyetli, aktif ve çok taraflı bir dış politika izleyen Milli Görüşçü bir iktidar başarabilir. Kanı ve gözyaşını, işgali ve soykırımı durduracak reçeteyi de daha önceki yazımdan alıntılayarak yazıma son veriyorum. Ve merhamet peygamberinin yolunda gitmeye çalışan bir Müslüman olarak Çeçenistan’da katledilen masum Müslüman kardeşlerim için hissettiğim acının başka bir biçimini Moskova patlamalarında hayatını kaybeden masum insan kardeşlerim için hissettiğimi de ifade etmek istiyorum.



ÇÖZÜM:

Bizler tüm İslam ülkesi kamuoyları olarak, asıl Rusya ile işbirliği yapan yönetimlerimize kamuoyu baskısı yapacağız, Rusya’nın İslam Konferansı Teşkilatı’nın gözlemci üye olmasını da kullanarak, Rusya’ya baskı yapılacak ve sonunda sadece Çeçenistan değil, Tataristan, Kabardey-Balkar, Adige, Karaçay, Dağıstan, İnguşetya, Başkırdistan, Abhazya gibi diğer tüm Müslüman toplumlar bağımsız ve hür olacak. Bunu yaparken de paranoyalardan, komplo teorilerinden sıyrılarak tüm bu toplumlara toptan sahip çıkmalı, bu bölgelerle her türlü ilişkiyi geliştirmeliyiz.

Tüm bunların yegâne sebebi de maalesef, İslam birliğinin yokluğudur. Müslümanlar, hele hele de Çeçenler ve Filistinliler gibi sayıca az topluluklar kendi kaderine terk edilmiş, harici oyunlarla birbirlerine düşürülmüş vaziyette. Allah bu mazlumlara yardım etsin; bizim idarecilere de akıl, basiret, cesaret ve feraset versin. AMİN. Şayet aynı anda ERDOĞAN, AHMEDİNEJAD, KRAL ABDULLAH ve MÜBAREK, KADDAFİ istese ÇEÇENİSTAN ertesi gün bağımsız olur, Moskova’da da bombalar patlamaz, bu tartışmalar da biterdi.

http://www.boyuthaber.com/Yazar/Yavuz-S ... IRAKTI.php


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye