Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Gazze’nin melek fabrikaları
MesajGönderilme zamanı: 02.01.09, 23:05 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 275
Gazze’nin melek fabrikaları

İsrail’in ablukasındaki Gazze’yi “melek fabrikaları”na ve katlettiği 40 çocuğu “meleklere” benzeten Vittorio Arrigoni, “artık sesi olmayanlar, olamayacaklar” için adalet istedi.


Cuma, 02 Ocak 2009

IL Manifesto

Haber Merkezi / TIMETURK*

Cebaliye, Beit Hanun, Refah ve Gazze Şehri, cehennem haritamdaki yolculuk durakları. İsrail ordu zirvelerinden yayınlanan haber bültenleri ne söylerse söylesin ve bunlar dezenformasyon uzmanları tarafından Avrupa ve Amerika’da papağan gibi nasıl tekrarlanırsa tekrarlansın, geçtiğimiz birkaç gün içinde camilerin, okulların, üniversitelerin, hastanelerin, marketlerin ve sayısız sivil binanın bombalandığına gözlerimle şahit oldum.

El-Şifa hastanesinin başhekimi, IDF’den yani İsrail ordusundan telefonlar geldiğini ve hastaneyi boşaltmasını yoksa füzeler yağdıracakları tehditleri aldığını doğruladı. Ancak ordunun onların gözlerini korkutmasına izin vermediler.

Limanda uyuyor olmalıydım (aslında Gazze’de 4 gündür gözümüzü kırpmadık) fakat geceleri sürekli bombalanıyor. Artık bu delice kovalamada ambülans sirenleri duyulmuyor çünkü liman ve çevresinde nefes alan tek bir ruh kalmadı. Herkes öldü, sanki deprem sonrası bir mezarlığı geziyorsunuz hissi uyandırıyor.

Durum gerçekten doğal olmayan bir felaket, nefretle beslenen ve Gazze halkı üzerine eritilmiş kurşun gibi yağdırılan, vücutları parçalayan müstehzi bir sarsıntı. Tahminlerinin aksine, Filistinlileri birleştiriyor, bir araya getiriyor ve tek bir vücut haline dönüştürüyor. Bu insanlar, farklı fraksiyonlardan oldukları için birbirlerine şu ana kadar selam dahi vermemiş kişiler.

Bombalar gökyüzünden yağmur gibi inerken, binlerce metre yükseklikten pencerenizin kenarından sarkanın Fetih ya da Hamas bayrağı olmasının fark yaratmayacağından emin olabilirsiniz. İtalyan olduğunuz için daha da az patlamıyorlar. Cerrahi kesinlikte askeri operasyon diye bir şey yok. Hava ve deniz kuvvetleri bombardımana başladığında, cerrahi operasyonlarla uğraşan tek canlılar doktorlar, istemeden hamura dönmüş uzuvları kesenler, aynı kollar ve bacaklar tabi kurtulduysa. Zaman yok, acele etmek zorundasınız, ciddi bir şekilde yaralanmış bir uzvu tedavi etmek için harcayacağınız zaman sırada kan nakli bekleyen başka bir yaralının ölümü anlamına gelebilir. El-Şifa hastanesinde 600 hastanın durumu ciddi, ellerindeki olunum cihazı sayısı sadece 29.

Her şeyden mahrumlar, özellikle de deneyimli ekiplerden. Tam da bu sebeple, yorgun olmamıza rağmen (İsrail’in katliamlarının suç ortakları Batılı hükümetlerinin vurdumduymazlığıyla geçen geceler kadar değil) Gazze’ye Özgürlük Tekneleri’mizden birinin geçen gece Larnaka’dan 3 ton tıbbi malzeme ve doktorlarla ayrılmasına karar verdik. Onları beyhude bekledim, bu sabah saat 8’de limanda olmaları lazımdı. Gazze’nin 90 deniz mili açıklarında 11 İsrail savaş gemisi önlerini kesmiş. Onları uluslararası kara sularda batırmaya çalışmışlar. Üç defa bordalamışlar, motoru bozup, teknede delik açmışlar. Şans eseri ekip ve yolcular hayatta kalabilmiş ve Lübnan’daki limana ulaşabilmişler.

“Medeni” dünyanın sağır edici sessizliğiyle artan hüsranımızla, arkadaşlarımız ikinci kez deneyecekler. Hasar görmüş teknemiz Dignity’den tıbbi malzemeler boşaltılmış bile, yakında Gazze’ye gelmek için başka bir tekneyle yola çıkacaklar.

İsrail’in, tüm insan hakları ve uluslararası kanunları ezip geçen suç arzusunun, bizim insan haklarını savunmadaki kararlılığımız kadar asla güçlü olamayacağından eminiz.

Benimle görüşen birçok gazeteci Gazze’deki Filistinlilerin insani durumu soruyorlar, sanki sorun sadece gıda, su, elektrik ya da yakıt kısıntısıymış da, sınırları kapatıp, su kuyularını ya da elektrik istasyonlarını vuran bu işin asıl sorumlusuyla ilgili değilmiş gibi.

Kepenkleri yarım açık az sayıdaki fırınların önünde sonu gelmeyen kuyruklar var; son kalan ekmek somununu alabilmek için 40-50 kişi birbiriyle itişiyor. Fırıncılardan biri arkadaşım Ahmet, son birkaç günde yaşadığı en büyük korkusunu anlattı. Bombalardan daha çok fırınların soyulacağından ürküyor. Dükkanı önünde kavgalar şimdiden başlamış. Polis düzeni sağlamak için etrafta dolanıyor, özellikle fırınlarından önünde ancak bugün Gazze’de tek bir üniformalı polis göremezsiniz. Bazıları şu an saklanıyor. Diğerleri iki metre toprağın altında gömülü, içlerinde arkadaşlarımla birlikte.

Cebaliye’de bir çocuk katliamı daha: iki küçük kardeş, Cebaliye’deki es-Sekka caddesinde eşek arabasını çekerken İsrail bombasıyla vuruldu.

ISM’den Muhammed Rujailah, sadece imajın ötesinde bir fotoğraf çekti: bu bir tarihti, her dakikasıyla ölesiye tükendiğimiz bir trajedinin ifşasıydı, arkadaşlarımızı, kardeşlerimizi, akrabalarımızı kaybederken saydığımız saatlerdi. Tanklar, savaş uçakları, insansız hava araçları, Apache helikopterleri, dünyanın en büyük ve en acımasız ordusu, temel taşıma aracı olarak eşek kullanan insanlara saldırıyor, tıpkı İsa Mesih’in zamanındaki gibi.

El-Mirzan’a, insan hakları izleme merkezine göre, 60 çocuk bombaların altında kaldı, 20’si katledildi ve 40’ı da ciddi şekilde yaralandı.

İsrail, Filistin hastanelerini ve morglarını melek fabrikalarına dönüştürdü, Filistin’de ve dünyanın geri kalanında ne kadar büyük bir nefret uyandırdıklarının farkında olmayarak.

Melek fabrikaları bu gece de hiç durmaksızın çalışmaya ve melekler yaratmaya devam ettiler, penceremin dışından gelen patlama sesleri bunun göstergesi.

Bu zayıf organları kopmuş, kesilmiş bedenler, daha açmadan söndürülmüş bu hayatlar, ömrümün geri kalanında sürekli tekrarlanan bir kâbus olacak. Eğer hala onların sonları hakkında konuşacak güç bulabiliyorsam sadece artık sesleri olamayacak, aslında hiçbir zamanda olmamışlara adalet istediğim için, belki de hiçbir zaman kulakları olmayacaklar ve işitmeyecekler için.

*Vittorio Arrigoni’nin, IL Manifesto için yazdığı aynı başlıkla yazdığı makalesinden


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye