Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: İsrail'i Kur'an ile anlamak
MesajGönderilme zamanı: 02.01.09, 22:55 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 275
İsrail'i Kur'an ile anlamak

Göktuğ Halis


İsrail, Filistin topraklarını bombalıyor. nefes alıp veren, yüzlerce insan; kadın erkek, yaşlı çocuk demeden, İsrail bombalarının altında can veriyor.

Katliam emreden, yaptığı katliamları masalsı bir dille anlatan bir dinin inananlarında acıma olur mu? Tanrısıyla peygamberiyle katliamı buyuran bir dinin kitabına, gökten düşen bir nur gibi paye verenlerde vicdan bulunur mu?

"... ve gece yarısında vaki oldu ki, Rab, tahtı üzerinde oturan Firavunun ilkinden, zindanda olan esirin ilkine kadar, Mısır diyarında bütün ilk doğanları ve hayvanların bütün ilk doğanlarını vurdu. Ve geceleyin firavun, kendisi ve bütün kulları, ve bütün Mısırlılar kalktılar, ve Mısır'da büyük feryat vardı; çünkü içinde ölü olmayan bir ev yoktu... " (1) Eski Ahid, Çıkış, 12. bap 29-30.

Mısır'ın kötülüğün sembolü olduğunu biliyoruz. Öyleyse Tanrı'nın söz konusu eylemlerine, Tevrat'ın iç tutarlılığı içinde değerlendirip "haklılık" payesi verebiliriz. Peki Tevrat'ın Tanrısı'nın, bizzat kendi halkına, hiçbir insan zihnine gelmeyecek bir yöntem ile yok olmayı hak görmesine ne diyeceğiz.

"... ve onlara dedi: israil'in Allah'ı Rab şöyle diyor: Herkes kılıcını beline kuşansın, ve ordugahta kapıdan kapıya dolaşsın, ve herkes kendi kardeşini ve herkes kendi arkadaşını, ve herkes kendi komşusunu öldürsün. ve Levi oğulları Musa'nın söylediği gibi yaptılar, ve o gün kavmdan üç bin adam kadar düştü..." Eski Ahid, Çıkış, 32. Bap, 27-28...

Şimdi de diyeceğiz ki, onlar sapmıştı. sapmış olan kendi kavmini, kardeşlerine öldürten bir Tanrı'nın vicdanını nerede arayacağız?

Dünyayı "tanrı'nın kendilerine armağanı", kendinden olmayanları yok etmeyi emreden bir dinin öğretileri, o çok övünülen batı değerlerine nasıl sığacak?

"...Ancak Allahın rabbin miras olarak sana vermekte olduğu bu kavmların şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın , fakat onları, Hittileri ve Amorileri ve Kenanlıları ve Perizzileri ve Hivileri ve Yebusileri, Allah'ın rabbin sana emrettiği gibi tamamen yok edeceksin..." Eski Ahid, Tesniye 20. Bap, 16-17...

İsrail Filistin'i bombalıyor. tıpkı alıntı yaptığımız bölüm gibi, rabbin emrettiği ölçüde, Tanrı'nın kendilerine adadığı topraklardaki kavimlerden birisini, tamamen yok etmeye çalışıyor. Din, ahlakı doğrular ve bir toplumun ahlakının kefili olarak anlam gören bir nitelik taşır ise, ahlakı bozuk bir dinsel emir, hangi toplumu "iyi" kılabilir? Kılamıyor, sosyo-ekonomik analizlerin ötesinde İsrail, ahlakı bozuk zihniyetiyle kutlu zaferine ulaşmaya çalışıyor.

İsrail Filistin'i bombalıyor. Yüzlerce müslümanı, ölüme gönderiyor. Modern teknolojinin yıkım imkanları bilinseydi, Yehova'ya dahi şaşkınlıktan küçük dilini yutturarak, kendi kitabına alımlamaya zorlayacağı yöntemleri kullanıyor. Ve kutsal kitabın kendisine kefil olduğunu, amacı yolunda kendisine destek sunduğunu ve yenilmeyeceğini düşünüyor. Müslümanlar öldükçe, sayılarının azaldığını düşünüyor. Tarihin, direnen halkın hiçbir zaman yenilmeyeceği olgusunu doğruladığından haberdar gözükmüyor. Hele ki o halkın, Kuran-ı Kerim gibi bir kılavuzu, din adına savaşımda köklü bir geleneği bulunduğunu, Selahaddin Eyyubi ve Baybars gibi kahramanları içinden çıkardığını atlıyor.

Tüm dünya İsrail bombalarıyla ayağa kalkıyor. Arabuluculuk rolleriyle, kendilerine dünyevi nimetler ve rantlar sağlamaya çalışanlar, oraya buraya koşuşturup duruyor. Modern dünyanın değerleri, köklerini antik dinlerde aramamız gereken bir dinin buyruklarıyla yönetilen tepkileri yola getirmeye çalışıyor. Oysaki bunun nafile bir çaba olduğunu bilmiyorlar. Dini kurallara göre yönetilen bir devlet olan İsrail, seküler dünyayı "bir tarafına" sallamıyor ve suçlular yüzünü Tevrat'ın sayfalarına sürerek arınıyor. Öldürenin dini dayanağı hükmü varsa öldürülenin de vardır. Onu hatırlamadan neyi anlamak mümkündür ki?

"İnanan, hicret eden ve Allah yolunda kanlarıyla, canlarıyla savaşanların Allah katında dereceleri daha büyüktür. İşte kurtuluşa erenler onlardır. Rableri onlara, kendisinden bir rahmet, rıza ve içinde sürekli kalacakları nimeti bol cennetleri müjdeler. Orada ebedi kalacaklardı. Allah, işte büyük mükafat onun yanındadır."

Kur'an-ı Kerim, Tevbe Suresi, 20,21 ve 22. ayetler.

Müslüman dünyası, "acınası", "mazlum" yahut "yardıma muhtaç" olarak sunuluyor. Oysaki bu anlayışa hizmet edenler, Kuran'ın ayetlerinden habersiz gözüküyorlar. Allah yolunda mücadele ederken ölmeyi, gerçek mutluluğa erişmek olarak tanımlayan bir dinin, insanlarını hangi bomba korkutabilir, bunu hiç düşünmüyorlar.

" Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma, hayır (onlar) diridirler, Rab'leri katında rızıklanmaktadırlar... Onlar ki halk kendilerine (düşmanımız olan) "insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!" deyince, (bu söz) onların imanını artırdı. Ve: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" dediler."


Kur'an-ı Kerim Al-i İmran Suresi, 169 ve 173. ayetler.

Kaynak: http://www.haber10.com


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye