Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 34 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: İzlenimler - Gözlemler / 2010 Umre Notları
MesajGönderilme zamanı: 16.08.10, 09:33 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
MEKKE'DE UMRE VE SEVR DAĞI İZLENİMLERİ

Medine-i Münevvere'deki bir haftalık misafirliğimiz sonrası umremizi yapmak üzere Mekke-i Mükerreme'ye intikal ettik.

Sabah namazı farzı kılınırken Kabe-i Muazzama'ya vasıl olduk. Namaz sonrası umremizi tamamlamak nasib oldu. Tavaf sonrası Say yaparken gripal infeksiyon geçirmekte olan küçük kızım biraz bitkinleşti fakat elhamdulillah sayini de tamamlayabildi.

***

Say mekanında Safa tepesinden kalan kayalık alan camekan içine alınarak umre-hac yapanlar için ulaşılmaz hale getirilmiş. Merve kayalıkları ise şeffaf bir plastikle kapatılmış olarak da olsa açıkta duruyor. Bütün bunların hac sırasındaki izdihamı önlemeğe yönelik olduğu ifade ediliyor fakat maalesef giderek herşeyin doğallığından uzaklaştırıldığı görülüyor.

SEVR DAĞI ve "LATAHZEN" MAKAMI

Bu ziyaretimizde benim için en önemli ziyaret nedir derseniz "Sevr Mağarası"nda Hz. Rasulullah ile Hz.Sıddîk'a sırdaşlık eden Sevr dağına çıkışımız diyebilirim. Önce grup olarak Sevr Dağı eteklerine bir ziyaretimiz oldu. Fakat uzaktan bir bakış ile yetinemedik.
Resim
Sevr zirvesinin uzaktan görünümü

Grup yöneticimiz Hoca'nın da şevklendirmesi ile 15-20 kişilik bir grup olarak bir geceyarısı Sevr Dağına tırmanıp sabah namazını orada kılma kasdı ile yola çıktık. Sevr dağının çıkışa müsait olan tarafına vardığımızda bizi koca koca levhalara yazılmış; "şirkten koruma maksatlı" 4 dilde yazılar karşıladı. Ahzab suresinin alakasız bir ayeti Arabca, İngilizce, Türkçe ve sanırım Malayca levhalara yazılmıştı ve Sevr Dağına tırmanma niyeti ile buraya gelenleri "şirke düşme kaygısı" ile caydırmaya yönelik beyhude bir işgüzarlık eseri olarak kayda girdi.

Resim
Sevr Dağı Tırmanışının başladığı yer.

***

Sevr Dağına ve zirvesindeki 2 mağaraya çıkış yolu tamamen kayalıklar ile kaplı yer yer biraz tanzim edilerek merdiven haline getirilmiş sarp bir patikadan oluşuyor.
Resim
Sevr mağarası patika yolu.

Tırmanma normal şartlarda 1,5 saat kadar sürer. Fakat insanın özellikle sıcak mevsimde mutlaka birkaç kez durup dinlenme ihtiyacı hissetmesi tırmanma süresini 2 saate kadar çıkarıyor. Ağustos başarında sıcak iklimin tesiri geceyarısı bile hissediliyordu. Öyle ki zirveye varıldığında istisnasız herkes tepeden tırnağa sırılsıklam terlemiş halde idi.

Hicret sırasında müşriklere izini kaybettirmek için bu dağa sığınan 51 yaşındaki Hz. Rasulullah ile 49 yaşındaki Hz.Sıddîk da bu tırmanışı sıcak bir mevsimde Eylül başlarında bir geceyarısında yapmışlardı. Bir de hayati tehlike sözkonusu iken bu tırmanışın nasıl olacağını varın siz anlayın.

Tarihi kaynaklar 51 yaşındaki Hz. Rasulullah ile 49 yaşındaki Hz.Sıddîk'ın 9 Eylul 622 gecesi bu tırmanışı yaptıklarını ve 3 tam gün Sevr dağında kaldıktan sonra 13 Eylül 622 gününün ilk saatlerinde yine bir gece Sevr'dan Medine-i Münevvere'ye mütevceccih olarak yola çıkmışlardır.

Sevr zirvesine vardığımızda ilk gördüğümüz mağaramsı kayalık oyuğu mağaradan çok iki ucu da açık bir dehliz gibi duruyordu. Biraz daha arkadaki mağaranın da iki ucu olmasına rağmen
meşhur rivayette girişi önüne örümcek ağı gerilen ve çıkışına da güvercinlerin yuva yapıp yumurta bıraktıkları mekan burası idi.

Resim
Hz. Rasulullah'ın Hz.Sıddîk-ı Ekber'e "La Tahzen..." buyurduğu Sevr Mağarası içerisi.

Resim
Gördük ki Sevr dağında ve zirvesinde bugün de güvercinler konaklamaktadır.

***

Hz. Rasulullah ile Hz.Sıddîk 3 gün geçirdikleri Sevr tepesinde her iki mekanda da bulunmuşlardı. Tevbe suresinin 40. ayetinde zikredilen "La Tahzen İnnallahe meana" sırrı ise "iki kişiden birincisi ile ikincisi arasında" zirvede daha arkada yer alan ancak iki kişinin sığabileceği kadar dar ve kuytuluğu ile gizlenmeğe uygun olan mağarada yaşanmıştı. Nakşbendiyye silsilesinin en önemli manevi süluk usulü olan hafi zikr de ilk kez bu mağarada Hz. Rasulullah tarafından Hz. Sıddîk-ı Ekber'e talim edilmişti. Bu yönü ile o mağarada geçirdiğimiz birkaç dakikada çok etkilendik.

Resim

Gruptan herkesin mağarayı ziyaret etmek arzusu, bazılarının mağara içerisinde de fotograf alma isteği ziyaret dakikalarımızı kısıtlasa da silsile-i Nakşbendiyye'nin ilk halkasının Hz. Rasulullah ile Hz.Sıddîk arasında kurulduğu bu mekanda yaşadığımız anları unutmak mümkün değil...

Grup yöneticimiz Hoca'dan özellikle sayıları 10 kadar olan genç ve çocuklarımız için Sevr mağarasında yaşananların en iyi anlaşılabileceği yerde; en anlamlı bu mekanda anlatmasını rica ettim. Allah razı Hoca da oldukça ayrıntılı olarak Sevr mağarasında yaşananları dile getirdi. Herhalde çocuklarımız için de bu tırmanış ve Sevr Mağarası silinmez ve unutulmaz bir şekilde kalblerine ve zihinlerine kazınmış olmalı.

Resim
Küçük kızım Sevr Mağarası önünde...


Sevr zirvesinde cemaat ile kıldığımız sabah namazı sonrasında tan ağarmasını ve gün doğumunu Sevr zirvesinden izledik.

Dönüş yolunda karşılaştığımız yeni ziyaretçilere rastladıkça herkes zirveye ne kadar kaldığını soruyordu. Şevklerini kırmamak için "az kaldı ha gayret" diyerek inişimizi tamamlayıp otelimize döndüğümüzde yorgunluktan kıpırdayacak halimiz kalmamıştı. Üzerimizdeki herşey de tepeden tırnağa terden sırılsıklamdı.

***

Daha sonra Sevr Dağına gidişimiz ve Hz. Rasulullah ile Hz.Sıddîk'ın yaşadıkları hakkında tefekkür ederken şu duygu ilham olundu: Keşke "azıcık cezbe sahibi" birkaç derviş ile umre yapabilse de Sevr Dağına tırmanıp 3 gece kalınarak o Sevr zirvesindeki iki mağarada zikir; hatm-i hacegan ile ihya edilebilse... Hele de bu Sevr konukluğu 9-13 Eylül günlerinde yaşanabilse ne feyzli bir yolculuk olurdu.

Bu aslında bir sünnetin de ihyası olarak değerlendirilebilir ki önemini anlatmak dahi şu forum okurları için abestir.

***

Resim
Sevr zirvesindeki ön bölümdeki mağaramsı oyuğun girişi

Buralardaki yazılar Pakistanlı ziyaretciler tarafından yazılmakta; zaman zaman Suud Vahhabi zihniyetince karalanmaktadır. Sevr'e çıkış yolu boyunca kayalık patikayı kendince tesviye eden Pakistan-Bangaldeş müslümanlarından insanlara rastladık. Ellerinde bir kürek önlerindeki kutuya atılacak sadakaları gözlemekteydiler... Çıkış yolunun orta yerlerinde ilkel bir dinlenme tesisi(!) de yapılmış aynı kişilerce. Mekan ilkel olsa da -normalin iki katı fiatına satılan- soğuk suları ilaç gibi geldi dili damağına yapışmış yolculara...

Resim
Sevr zirvesindeki ön bölümdeki mağaramsı oyuğun çıkışı


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İzlenimler - Gözlemler / 2010 Umre Notları
MesajGönderilme zamanı: 16.08.10, 22:29 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Avatar olarak aldığım resim de Sevr zirvesinde karşılaştığım kedicik ile birlikte çekildi.

Resim

"Kedicik babası" Ebu Hureyre de kendisini andırdı Sevr'in zirvesinde "kedicik"in ağzına birkaç lokma yufka verirken...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İzlenimler - Gözlemler / 2010 Umre Notları
MesajGönderilme zamanı: 17.08.10, 09:08 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
ŞEAİRALLAH - ZEMZEM

Mekke-i Mükerreme'deki otelimizde Konya Selçuk İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden bir grup ile beraber umreye gelen Prof. Dr. Orhan Çeker ile karşılaştık ve kendisine tavaf fıkhı ile ilgili birkaç soru sordum. Ertesi gece yatsı namazı sonrasında Prof. Dr. Orhan Çeker, otelin seminer salonunda bütün gruplardan ilgilenenlere açık olarak Kabe ve hicaz tarihi, Zemzem, Hacc ve Umre'deki şeairallah konusunda güzel bir konferans verdi.

Kabe tarihi hakkında verdiği bilgiler (hiç değilse benim için) son derecede faydalı oldu; pek çok bilmediğimiz hususu öğrenmiş oldum. Hz. Hatice (r.anha)'nın Rasulullah ile birlikte yaşadığı evin Merve tepesine bitişik olduğu; Rasulullah'ın doğduğu -bugün kütüphane yapılarak "ziyarete kapatılan"- mekanın kapı girişinin hemen sağındaki oda olduğu; Hacerü'lEsved'in yeryüzündeki ilk durağı olan Ebu Kubeys dağının Kral'ın Sarayı yapılırken 3/4'ünün hafriyat ile kaldırıldığı bu hususlardan birkaçı idi.

Resim
Rasulullah'ın -bugün kütüphane yapılarak "ziyarete kapatılan"- Kabe'nin kuzey-doğu tarafındaki kapılarından çıkıldığında hemen görülecek kadar yakın durumdaki evi.

Prof. Dr. Orhan Çeker'in Zemzem ile ilgili verdiği bilgiler de önemli idi. Artık Zemzem kuyusundan çekilen suyun bir tunel şeklindeki dinlendirme havuzuna alınıp mineralleri çökertildiği için minerallerinin azaltılması sonucu eski tadını yitirdiğini bunun da hacılar arasındaki "zemzeme şebeke suyu karıştırılıyor" iddiasının kaynağı olduğu bilgisi dikkat çekici idi. Mineral yoğunluğu nedeni ile zemzem suyunun eskiden haiz olduğu doyuruculuğun bugün için sözkonusu olmadığını hatta bugün tersine zemzemin insanı acıktırdığını söylemesi ise -kanaatime göre- tıbben izaha muhtaç bir husus idi.

Bugün depolanma tuneline alına suyun yüksek voltajlı elektrik ile muamele edilerek mikroplardan arındırıldığı konusundaki bilgimi Prof. Dr. Orhan Çeker'in de teyid etmesi Zemzem suyuna mikrop karışamayacağı iddiasının asılsız olduğunu da gösterdi. Konu sağlık konusuna intikal edince kendisine yönelttiğim sorunun cevabı ise havada kaldı: Türk umreci ve hacılar arasında Zemzemin "mübarek oluşu nedeniyle" vücudda idrara dönüşmediği ve hatta sadece zemzem içen bir kişinin böbreklerinin susuzluk nedeniyle iflas ettiği gibi tartışmaya açık bazı söylentilerin aslının olup olmadığını sordum. Prof. Dr. Orhan Çeker bu konuda belki de yeterli bilgisi olmadığı için tatminkar bir cevap alamadım.

Prof. Dr. Orhan Çeker'in verdiği bilgiye göre ilahiyat öğrencilerinden oluşan gruplarını bilinen ziyaret yerleri dışında İslam tarihi açısından önemli olan mekanlara da götürüp vakıaları yerinden inceleyeceklerini bildirdi ki ilahiyat eğitimi alanların İslam tarihi hakkında bilgilendirilmeleri açısından çok önemli bir husus olarak kabul edilmelidir.

***
TARİHİ BELGELER

Resim
Rasulullah'ın Mekke'deki evinin temel kalıntıları.

Resim
Rasulullah'ın Hz. Hatice r.anha ile birlikte yaşadığı evinin zemin planı.
(Hz. Fatımatuz-Zehra bu mekanda dünyaya gelmiştir.)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İzlenimler - Gözlemler / 2010 Umre Notları
MesajGönderilme zamanı: 17.08.10, 11:10 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 26.12.08, 08:19
Mesajlar: 583
Rasulullah'ın evinin temel kalıntıları diye paylaştığınız resim Merve'de midir? Bize hiç gösteren olmadı orayı maalesef. Hatta, Hira ve Sevr mağaralarını da göremedik. Sadece dağın eteğinden gösterip, "oraya çıkmaya kalkarsak namaz kaçar hareme dönüp namazla,tavafla meşgul olmak daha yerinde olur" diye söylediler. Fakat içimde ukde kaldı. Rabbim inşaallah yine nasib eder de bu sefer görürüz.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İzlenimler - Gözlemler / 2010 Umre Notları
MesajGönderilme zamanı: 17.08.10, 12:57 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Rabbim, size tekrar ziyaret nasib ederse (bütün Nakşbendi dervişanına tavsiyemdir aynı zamanda) Sevr'e gidin. Biraz yorulursunuz ama 2 günde o yorgunluk unutulur; hatırasını her zikre oturduğunuzda; her rabıtanızda yaşarsınız... Bir de "niye bize göstermediler" diye hayıflanmayın. Hacc sürecinde belli ibadetler için belirli zamanlarda, belirli mekanlarda bulunmak gerektiğinden her şey istenildiği gibi olamıyor. Bunda Suud yönetiminin hacıların bu tür ziyaretlerini kolaylaştırmaktan çok zorlaştırmayı esas alan bir yöntemi (hadi kasıt demeyeyim) tercihinin etkisi çoktur maalesef. Buna ilave olarak Hacc zamanında her yerde olduğu gibi Sevr mağarasında; Hıra Dağında da izdiham olur. İki rekat namaz kılayım deseniz dahi bir seccadelik yer bulamayabilirsiniz. Mağaralara girişde dahi (özellikle bayanlar için) müşkilat yaşanır.

Bunları dikkate alırsak Hacc görevini ifa ederken gerçekleştirilmesi güç olan ziyaretleri yapılacak bir umrede yapmağa çalışmak uygun olur. Ancak gitmeden önce biraz bilgilenmek gerekir. Öyle ki sizin bildiğiniz çok şeyi kılavuz olarak verilen diyanet veya şirket görevlisi bilmiyor olabilir. İnternette kaynakların çoğalması ile bilgilenme imkanı artmıştır. (Mesela bir mesajda linkini verdiğim 3D görüntü sitesinde tüm kutsal mekanların ayrıntılı görüntüleri 3 boyutlu izlenebilmektedir.)

Soruya gelince: Temel kalıntıları fotografı tarihi bir belgedir. Çünkü Merve'den çıkışta hemen karşıda bulunan o temeller düzlenip üzerine "Peygamber evi" denilen ve kütüphaneye çevrilen bina yapılmıştır. Hz. Hatice r. anha'nın evinin de Merveye bitişik denecek kadar yakın (tabii şimdi orası da dümdüzdür artık!) olduğunu Prof. Dr. Orhan Çeker söyledi. Arapça şemaya dikkatle bakılırsa bir yerin Hz. Rasulullah (s.a.v.)'in "namazgahı" olarak işaretlendiği görülür. Başka bir tarihi fotografta o namazgahın mihrabı da görüntülenmiştir.

***
Hz. Hatice r.anha deyince Cennetul-Mualla ziyaretimizden de bahsetmem gerek. Bir sabah Cennetul Mualla'ya gitme niyeti ile grup olarak hareket ettik. Kabe'den yaklaşık yarım saat yürüyerek vardığımız kabristanın girişindeki Suud görevli "LA"-"LA" diyerek kabristanın içerilerine girmemize izin vermedi. Uzaktan uzağa bir fatiha yollayabildik sadece...

Resim
Mekke'deki Cennetul-Mualla kabristanı'nda Hz. Hatice r.anha ve bazı ashabın medfun olduğu kısım yeşil boyalı demir bir parmaklıklı kapı ile diğer kabirlerden ayrılmıştır.

***
Cennetul Mualladan dönüş yolu üzerinde bulunan ve namaz saati dışında kapalı tutulan Cin Mescidi önünde tevafuken görevlisi ile karşılaştık ve ricamızla mescidi açtı ve Hz. Rasulullah'ın cinlere namz kıldırdığı mekanda tahiyyatul-mescid namazı kılabildik. (Tabii ki Mescidul-Cin de restore edilerek yapyeni bir bina yapılmış durumdadır.)

Resim
Hicaz Osmanlı yönetiminde iken Cennetul Mualladaki Hz. Hatice r.anha kabri resimde görülen büyük kubbe altında idi.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İzlenimler - Gözlemler / 2010 Umre Notları
MesajGönderilme zamanı: 17.08.10, 13:46 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
deha yazdı:
ne güzel yerlere gittiniz...
yeniden acunu keşfettiniz
ne ruh halleri halvetiniz
hoşgeldiniz...ya mübarek!

Mevlam, çocuklarınızla Haccı da nasib eyler inşaallah...
Amin!


Bilmukabele; Rabbir-Rahîm sizlere de nasib eyleye.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İzlenimler - Gözlemler / 2010 Umre Notları
MesajGönderilme zamanı: 18.08.10, 09:09 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Resim

Şu resmin tabelalardaki arabic yazılar silinse Medine-i Münevvere'de çekildiğine inanmak mümkün olur muydu?

Resimdeki HARDEE'S ile ilgili bir vukuatı da kaydedeyim.

Konakladığımız otelde sabah kahvaltısı ve akşam yemeği verildiği için çocukların öğle sonrasında acıkması kaçınılmaz oluyor ve bu ihtiyaclarını hafif yiyecekler ile gideriyorduk. Bir öğle namazı sonrası birkaç hediyelik almak için bir alışveriş merkezine gittik.

Yaklaşık bir saatimizi alan alışveriş sonrası iyice acıkan çocuklar alışveriş merkezinde bulunan ve önü tıklım tıklım müşteri ile dolu olan KFC (Kentucky Fried Chicken) Fast Food büfesinden kendilerine birşey ısmarlamamı rica ettiler.

KFC'ye para vermemek için otele gidip daha önceden hazırlanan ve buzdolabında olan yiyeceklerden yiyebileceklerini söyledim. Bunun nedeni olarak da KFC'nin sermayesinin muhtemelen "Gazze'ye bomba yağdıran" mahlukatın "lojistik destekçileri"ne ait olduğunu anlatmağa çalıştım. KFC'ye para vermeyi önledim böylece; fakat kurtuluş ne mümkün? KFC'nin hemen yanıbaşında benzer şekilde dükkan açmış bir HARDEE'S büfesi vardı. Türkiye'de pek de bilinmeyen bu markayı ilk kez gören çocuklar "Baba KFC sakıncalı tamam kabul; buradan alalım o zaman" dediler.

Mübarek topraklarda iyice acıktıkları için yaklaşık yarım saatlik yerdeki otele gitmeye tahammülleri kalmamış görünen çocukların kalbini kırmak istemediğimden -biraz da mecburen- 3 çocuğumuza o HARDEEs'den birer tavuk sandviç ısmarladık. Eşim ve ben de -en az çocuklar kadar- acıkmış olduğumuz halde oradan birşey yemek içimize sinmedi doğrusu.

Çocuklar sandviçlerini yerken yine kendimi tutamadım : "Gazzeli çocuklara bomba yağdıranların ürünlerin almayın" diye sayfalar dolusu firma listesi yayınlamak önemli değil; önemli olan işte burada o hassasiyeti göstermek... dedim. ( Gazze bomabardımanı sırasında kendisine gelen böyle bir "BOYKOT LİSTESİ mesajını kızım bana da email olarak forward etmişti.)

Yedikleri adeta boğazlarına takılan çocuklarımdan en büyüğü olan oğlum otelimize dönerken -bence çok haklı- şu soruyu sordu: "Baba, bu adamlar Gazze'ye atılan bombaları finanse ediyorsa niye bir İslam devleti olan ve şeriat ile yönetilen Suudi Arabistan bunlara Peygamberimizin şehrinde dükkan açıp tabela asmalarına izni veriyor?"

Bu sorunun cevabını orada veremedim; hala da bulabildiğim söylenemez.

***
Resim

NOT: Mekke; Medine ve Cidde'de (aynel-yakin gördük ki) Türkiye'de bilinen KFC (Kentucky Fried Chicken); McDonalds; King Burger; fast-food zincirleri yanında daha bilmediğimiz pek çok "nesebi gayri sahih firma" iştigal etmektedir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İzlenimler - Gözlemler / 2010 Umre Notları
MesajGönderilme zamanı: 19.08.10, 08:52 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
ACVE HURMASI HAKKINDA

Resim
Dalında olgunlaşmak üzere olan hurmalar.

TV'lerde Ramazan haberleri yapılırken iftar sofralarının baş misafiri hurmalardan da sözediliyor. Suudi Arabistan'dan en fazla getirilen nesne de hurma olsa gerektir. Hurma bahçeleri ile meşhur olan Medine-i Münevvere'deki hurma pazarında 2 TL'den 50 TL'ye kadar geniş bir yelpazede hurma fiyatlandırılması vardır. Halkımızın Medine Hurması olarak bildiği Mebrum hurmasının fiatı 12-15 TL kadardır. En pahalı hurma cinsi olan siyaha yakın renkli ve küçük ebatta (kısmen yuvarlak şekildeki) olan Acve hurmasının fiatı ise 25-50 TL arasında değişir.

Resim
Medine (Mebrum) Hurması

Resim
Acve Hurması (Ülkemizde Peygamber Hurması diye de satılmaktadır.)

Piyasadaki en pahalı hurma çeşidi olan "Acve Hurması" hakkında TV'lerde doğru-yanlış bilgiler verildiği izleniyor. En pahalı hurma olan Acve hurmasının benzerleri de (Kâr hırsı ile alıcı kandırılarak) satılmaktadır. Hakiki Acve hurmasını üzerinde yer alan ince açık renkli çizgileri ile kolayca ayırd edebilirsiniz.

Hurmanın besin değeri çok yüksektir. %70-80 oranında meyve şekeri içeren her bir hurma tanesi ortalama 20 kalori verir. Hurma içeriğinde cinsine göre az bir oranda değişik miktarlarda C vitamini (bazı türlerde A vitamini); potasyum, kalsium ve demir başta olmak üzere mineraller ve % 1 gibi düşük oranda protein ve yağ bulunduğu tesbit edilmiştir.

ACVE HURMASI HAKKINDAKİ HADİSLER

Acve Hurması hakkında bazı hadis rivayetleri vardır. Bunlardan Kütüb-i Sitte'ye girenler şunlardır:

Fasıl: TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ
Konu: Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar

Ravi (r.a.): Sad İbnu Ebi Vakkas
Hadis: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim her sabah acve hurmasından yedi tane yerse o gün geceye kadar ona ne zehir ne de sihir zarar verir."
Kaynak: Buhari, Tıbb 52, 56, Et'ime 43; Müslim, Eşribe 154, (2047); Ebu Davud, Tıbb 12, (3875, 3876)
Kayıt No.: 3987

Fasıl: TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ
Konu: Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar
Ravi (r.a.): Aişe
Hadis: Resulullah (sav) buyurdular ki: "(Medine'nin Necd cihetinde yer alan) Aliye acvesinde şifa vardır. O sabahın ilk vaktinde (yenirse) panzehirdir."
Kaynak: Müslim, Eşribe 156, (2048)
Kayıt No.: 3988

Fasıl: TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ
Konu: Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar
Ravi (r.a.): Ebu Hüreyre
Hadis: Halk: "Mantar toprağın çiçek hastalığıdır" demiştir. Resulullah (sav) şöyle söylediler: "Mantar (Allah'ın Beni İsrail'e in'am ettiği kudret helvası denen) menn'dendir. Suyu göz için şifadır. Acve (denen hurma cinsi) cennettendir ve zehire karşı şifadır." Ebu Hüreyre ilave eder: "Ben üç veya beş veya yedi mantar aldım, onları sıkıp suyunu bir şişeye koydum. Gözü hasta olan bir cariyeme tatbik ettim. İyileşti."
Kaynak: Tirmizi, Tıbb 22, (2068, 2069, 2070)
Kayıt No.: 3990

***
Resim

Acve Hurmasını tanıtan bu tabelada alakasız bir şekilde Hz. Meryem'in inziva yerinde hergün taze hurmalar bulması hakkında ayet yanında yukarıda verilen hadisler de kaydedilmiş.

***
Medine-i Münevvere'de bana nakledilen ACVE Hurması hakkındaki ilginç bir rivayeti de (yazılı kaynaklarda göremediğim için ihtiyat payını bırakarak) vereyim.

"Ashabdan ekonomik olarak zayıf durumda olan bir sahabinin küçük hurma bahçesinde yangın çıkar ve yegane geçim kaynağı olan hurma ağaçları kömür haline gelir. Bu sahabesini çok seven Hz. Rasulullah (s.a.v.) teselli için o bahçeye gider ve üzüntü içerisindeki sahabiyi teskin etmeğe çalışır. Bu sırada yanık hurma dallarından birisini bahçenin bir köşesine diker ve bu daldan yetişecek ağacın ürününün şifa kaynağı olması yanında; o fakir sahabi ve soyundan gelecek evladının rızk sıkıntısı çekmemesi için ettiği dua ile sular. Bu yanık hurma dalı kısa sürede yeşererek bir hurma ağacı haline gelir. İşte ACVE hurması Hz. Rasulullah (s.a.v.)'ın diktiği hurma dalından çoğaltılan ağaçların mahsuludür ve sınırlı miktarda acve hurması ağacı olduğundan buna paralel olarak fiatı da pahalıdır.

Bu rivayeti bana bir hurma bahçesinde anlatan Medineli kişi Acve hurması yendiğinde ağızda kalan yanık (hafif bir kömür) tadının işte bu yüzden olduğunu; Acve hurmasının Medine-i Münevvere'de sadece bir bölgesinde o fakir sahabinin bahçesi civarındaki küçük bir bölgede yetiştirilebildiğini; ağacı başka yerlerde çoğaltma girişimlerinin başarısız olduğunu anlattı. Bu nedenle Acve hurması üreticisi o sahabi evladının da o günden bugüne "Peygamber duası ve şifa kaynağı olarak bilinen" Acve hurması ticareti ile asırlardır müreffeh olarak yaşadığı da nakledildi.

Bilmiyorum; Hayatus-Sahabe gibi sağlam bir kaynakta Acve hurması hakkındaki bu rivayete rastlayanınız oldu mu?

***

( Acve Hurması ile ilgili bilgi ararken internette "adrese teslim" hurma sevkiyatı yapan Cidde/Suudi Arabistan merkezli "Palm Wonders: Soft & Dried Dates From Saudi Arabia" ünvanlı bir firma ile karşılaştım. İnternette verdikleri fiyatlar makul seviyede; ancak gelecek hurmaların kalitesi hakkında denemeden birşey söylemek mümkün değildir. Bkz. http://www.palmwonders.com )


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İzlenimler - Gözlemler / 2010 Umre Notları
MesajGönderilme zamanı: 19.08.10, 15:53 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 11.04.10, 21:30
Mesajlar: 29
Hurmanın besinsel değerini övücü hadislerin sıhhatinin kabul edilebilir olduğunu düşünmekle beraber, özellikle "zehire karşı kalkan" olması gibi açıkça uydurma olan rivayetlerin kimseyi yılan akrep sokmasına karşı hurmaya başvurmaya cesaretlendirmemesini umarım. Rivayetlerde yer alan abartılı ifadeler rivayetin sıhhatli olmadığının en büyük göstergesi oluyor. Tabi ki besin değeri yüksek ve Rasulullah zamanında da bol ve revaçta olan bir yiyecek - Peygamberin Somon balığındaki omeganın faydalarından bahsetmesini beklemek anlamsız olurdu. Ancak hurma ve zemzem başta olmak üzere yiyeceklere ilişkin abartıların reddedilmesi makul olur


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İzlenimler - Gözlemler / 2010 Umre Notları
MesajGönderilme zamanı: 20.08.10, 15:21 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
TAVAF-SAY

Umre Notları yazılıp da Beytullah'dan, Ka'be'den, Mescid-i Haram'dan söz etmemek olur mu? Şimdiye kadar söz etmeyişim biraz da seyahatimin Medine-i Münevvere'den başlamış olmasındandır.

Zorunlu umremiz için oğlum ile Medine-i Münevvere'de ihrama girmiştik. Eşim ve kızlarım da umreye niyetlendikleri için giysileri değişmese de ihram yasakları başlamıştı. Yatsı namazı sonrası Medine-i Münevvere'den yola çıktık. Yaklaşık 6 saatlik bir yolculukla Mekke-i Münevvere'ye vasıl olduk. Otele eşyalarımızı bırakınca kahvaltı derdine düşen grup arkadaşlarımızı ve mecburen onlara tabi olmak durumunda kalan grup sorumlumuzu "istemeyerek de olsa ekerek" tanıdığımız bir aile ile beraber hemen Mescid-i Haram'a, Beytullah'a yöneldik. Mescid-i Haram'ın kapılarına ulaştığımızda imam sabah namazı için insdanalrı safalrı düzeltmeğe davet ediyordu. Hemen imama uyarak dış avluda bu umremizin Ka'be cemaati ile kılınacak ilk namazına niyetlendik. Namaz sonrası artık umre için hazırdık.

Kabe'nin ana giriş kapılarından birisinden ilerlerken çocuklara gözlerini kapatmalarını ve ben "gözlerinizi açın" diyene kadar beni takip ederek ilerlemelerini öğütledim. Bunun nedeni zaten diğer arkadaşlarından işittikleri Kabe'yi ilk kez görme heyecanı"nı daha iyi hissetmelerini ve hayatları boyu unutmayacakları bir sahne olarak zihinlerine kazımalarını isteyişti. Zaten "iş bilen tüccar" mantığı ile çoğaltılan mukaddes beldedeki olaylara yaklaşım çocuklara kadar ulaşmış ve Ka'be ilk görüldüğünde yapılacak duanın mutlak kabul edileceğini işitmişlerdi. Bu şekilde Kabe'nin avlu kenarına gelince "Açın gözleri" deyince tevafuken denk geldiği üzere Ka'be'nin ana cephesi olan Hacerul-Esved ile kapısının da görüm alanına girdiği muhteşem manzarası ile karşı karşıya idik eş-şükrülillah...

Resim

Hacerul Esved hizasında Umre tavafına niyet ile Ka'be etrafında şavt (dönüş) seferine başladık. "Bismillahi Allahu Ekber" ; Rabbimizin kulu olduğumuza; sadece Rabbbimize kul olduğumuza; Rabbimzie kulluğumuzdan hoşnud olduğumuza; Rabbimizden razı olduğumuza şahid ol ey Hacerul-Esved" kalbimizin niyeti idi.

Resim
Yedi dönüş sırasında aile boyu dualarımız ve zikirlerimiz ile unutulmaz anlardı bizim için...

Tavafımız tamamlanınca Makam-ı İbrahim'de tavaf namazını eda edip duaya durduk. Aile ile umrede yaşanan bu sahneler unutulmaz. Bu mutluluğu ailesi ile yaşamayanlara imkanlarını zorlayarak da olsa ailece umreyi tavsiye etmeliyim. Makam-ı İbrahim'in kısmın hemen arkasındaki çeşmelerden doya doya zemzem de içtikten sonra Say için Safa tepesine yöneldik.

Safa'ya vardığımızda beni ilk şaşırtan olay Safa tepesi kayalığının cam bir set ardında bırakılarak ziyaretçilerle fiziki temasının kesilmiş olması oldu. Bunun mantığı çözülebilecek gibi değildi. ( Fakat Suud yönetiminin Hicaz ile ilgili tüm icraatında mantık aramak da beyhudedir zaten...)

Say sırasında biraz da rahatsız olan küçük kızım son iki tura gelindiğinde "artık yapmayacağım baba" dediğinde ciddi ciddi sırtıma alıp sayini tamamlatmayı düşündüm ama bihamdillah buna gerek kalmadan biraz dinlendirerek de olsa o da sayini yapabildi. Oğlum ise en çok iki say mahallinin yeşil ışık ile belirlenmiş kısmında hervele denilen "koşar gibi yürüme" kısmını beğendi. (Hatta işi biraz abartarak hayali kafirlere karşı "Allah-Allah" diye hücum taklidleri bile yaptı.) Bu şekilde neşe ile sayimizi tamamlarken bir yandan da kenarlara yerleştirilmiş zemzem bidonlarından da bardak bardak zemzem içerek hem susuzluğumuz gideriyor hem de "münafıkların zemzem içerken zorlanacakları" haberinin bizim ile ilgisi olmadığını kanıtlamış oluyorduk.

Sayimizi yedinci turun ardında Merve tepesinde tamamlayınca duamızı da yapıp saçlarımızdan yeterince keserek ihram yasaklarını bitirmiş olduk.

***


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 34 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye