Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 83 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 15.12.10, 14:37 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
44. MEKTUP

Cenab-ı Allah bizleri onun kudsi yardımlarıyla şereflendirsin. Mevlana Halid (ks) bu mektubu; Kudüs-ü Şerif’in halifesi Şeyh Abdullah Ferdi (ks)’ye göndermiştir.

Alıntı:
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla,

Hamd Allah’a mahsustur. O bize kafidir. Selam Allah’ın seçtiği kullar üzerine olsun. Fakir abd-i aciz Halid Osmani’den, habibi Şeyh Abdullah Ferdi (ks)’ye gül kokulu selam olsun.

Bazı müridleri genel halkadan ayırarak özel sohbete tabi tutmak, teveccühlerini ayrı yapmak için birçok defa bize istişare maksadıyla hatırlatmalarınız oldu. Bir müslümanın faydasına ve ıslahına sebep olacak ne olursa olsun yapmakta sakınca yoktur. Fakat bunda talep edenler fakir ihvan ile oturmaya razı olurlarsa, tevazuya daha yakın ve riyakarlıktan daha uzak olacağından feyizleri çok olacaktır. Böyle yapmaları sünnet-i seniyyenin mütebaatına uygun, kalblerinin ıslahı için daha güzeldir. Cahillerdeki cahiliye adetini de daha fazla zail eder.

Hizmetçimiz Molla Ahmet Hatip’in yüz çevirerek tarikata bağlı kalmaması meselesine gelince, onun birçok hile ve desiseleri olmasına rağmen bu konuda özürlüdür. Garip ve abartmalı bir üslupla yazmış olduğu mektubundan hile ve desiselere muttali olursun.

Sana takatini Allah’ın taat ve ibadetine sarf etmeni, mevcuda rıza göstermeni, azamet sahibi ve müheymin olan Allah Teala’ya devamlı yönelmeni tavsiye ederim. İslam nimetine ve mukaddes makamda ikamet-i müyesser eden Cenab-ı Mevla’ya şükretmekte gafil olma. İslam sultanına ve bu hiçbirşeyi olmayan şaşkına güzel akıbet için dua etmeyi unutma.


***

http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 30.12.10, 09:39 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 18.12.10, 22:26 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
45. MEKTUP

Allah (c.c) kendisinden razı olsun. Mevlana Halid (ks) bu mektubu büyük halifesi Şeyh İsmail Şirvani’ye ihtar ve korkutmak maksadıyla göndermiştir.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

Çok hakir ve zelil olan kuldan, kapısının hizmetçisi ve dostlarının önderi Şeyh İsmail’e. Allah (c.c) onu ayıplanan şeylerden ve çirkin huylardan korusun. Amin.

Hidayet yıldızları ve takva önderleri büyüklerimiz “küfran-ı nimeti” şöyle tanımlamışlardır: Nimetleri meşgul olarak nimet sahibini unutmaktır. Nakşibendi Tarikatının hakikatına erenler (ks) “vücudundan fena olmayan kimsenin rabıtası, salik için fena halini te’min etmez. Hatta çoğu sefer onu tehlikelere sokar.” Demişlerdir. Bizden selam ve kelamınızı keseceğinizi ummuyordum. İnsanlığın kemali ve vefakarlığı gereği, bizim tarafımıza gelmenizi, yönelmenizi bekliyoruz. Kendiniz gelmeseniz de, en küçük işlerinizde bize müracaat etmelisiniz. Elçilerle mektuplar gönderip daima bizi hatırlamalısınız.

Hizmetçilerimizden daha uzakta, daha çok zorluklar içerisinde bulunan, sohbeti daha eski, hizmetleri daha fazla olan kimseler bizim işaretimiz olmadan hareket etmezler. Sen, bu tarikatı, zamanımızda şeyhlik iddiasında bulunup aldatıcı, hilekarlığın batıl sözleriyle kıyas etme. Hakikat sahibi olan Şeyh müridi ile Rabbi arasında vasıtadır. Vasıtadan yüz çevirmek demek Rabbinden yüz çevirmek demektir.

Müride sizin suretiniz zahir olsa da, siz kendi suretinizin rabıtasını kimseye öğretmeyiniz. Çünkü o hal şeytanın öyle göstermesindendir. Emrim olmadan kimseye halifelik vermeyiniz. Senin halifelik verdiğin kimseler nasıl olurda Erzincan ve Bitlis yörelerindeki halifelerle rekabete girişirler.

Yemin ederim ki, meseleye bilginiz olduğu halde bilgisiz gibi davranmaya devam ederseniz, tamamıyla sizlerden uzaklaşıp yüzümüzü çeviririm. Dikeni çok sert ağacın el ile sıyrılması, benim yüz çevirmem kadar acı vermez. Önceden uyaran kimse sonradan özür dilemek zorunda kalmaz. Sizi uyarıyorum, dikkatli olun.

Kelamın sonu selam.


Not: “Mevlana Halid’in (ks) Şeyh İsmail’e bu mektubu göndermesinin sebebi; Şeyh İsmail Şirvanî’nin bazı müridlerine kendi rabıtasını yaptırmasıdır. Şeyh İsmail Şirvanî kendinin kemal derecelerine ulaştığını zannetmiştir. Mevlana Halid (ks) onun dalalete düşmesinden korkarak ikaz etmiştir. Herkesin belirli bir makamı olduğunu, o makamın sınırına tecavüz etmemesini emretmiştir.

Şeyh İsmail Şirvanî (ks) hatada olduğunu anlayınca hidayet yoluna döndü. Bu olaydan sonra Şeyh Mahmud Sahib’e gönderdiği bir mektubunu gördüm. Mektubunda Mevlana Halid’in (ks) yoluna sımsıkı sarıldığını, irşadının gölgesine bağlı kaldığını, Halidiyye Tarikatı’nın adabına riayet ettiğini, terbiye ve nizamından çıkmadığını ifade ediyordu.”

Bu not, Esad Sahib’in (ks) 45. mektubun arkasından yapmış olduğu açıklama kısmından alınmıştır.

***

http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 30.12.10, 09:41 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 20.12.10, 09:36 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
46. MEKTUP

Allah (c.c) onun eşsiz muhabbetinden bize de içirsin. Mevlana halid (ks) bu mektubu büyük alimlerden Dımeşk’in Şafii müftüsü Şeyh Ömer Efendi, meşhur muhaddis Şeyh Abdurrahman Kuzberi ve mevlamız Şeyh Abdurrahman Tayyibi (r.a)’ye yazmıştır. Onların talebine icabet ederek, Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmeluttehaya)’in “Kulun Allah’a yakın olduğu hal secde halidir”(1) mealindeki hadis-i şerifinin manasını tahkik etmiştir.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,

Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmeluttehaya)’in “Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir.” Bu hadis-i şerifte kast edilen mana; kulun secdede olduğunda, secdede olmadığı durumlara göre Allah’a yakın olma halinin daha fazla hasıl olmasıdır. Allah’ın rahmetini ve fazlını çekmekte, kulun secde ile meşgul olması, diğer ibadetlerle meşgul olmasından daha önde gelir. Allah’a yakın olmaktan murad, rahmetine, marifetine yakın olmaktır. Bu hadis hakkında bazı fakihlerin söylediği şekilde namazdaki secdenin namazın diğer rükunlarına göredaha efdal olduğuna dalalet ettiği açıktır.

Muhakkik sufilerin görüşü de budur. Secdenin efdal olması hususunda şunları söylerler: “Secdenin efdal olması, insanın asıl maksadı olan başlangıcına ve dönüşüne işaret eder.” Cenab-ı Allah’ın “Biz sizleri topraktan yarattık. Sizleri toprağa iade edeceğiz. İkinci kez sizleri topraktan çıkaracağız.”(2) ayet-i celilesi başlangıç ve sona işaret eder.

Seyyidimiz imamımız Muhammed bin İdris Şafii (r.a) kıyamın, secdeden daha efdal olduğunu söylemiştir. Bunun delili Müslim’in Cabir bin Abdullah (r.a)’dan rivayet ettiği hadis-i şeriftir. Bu hadi-i şerifte Peygamber Efendimiz “Namazın en efdali kıyamı uzun olan namazdır.”(3) buyuruyor. İmam-ı Şafii’nin (r.a) sözüü aşağıdaki hususlar kuvvetlendirmektedir.

a-) Kıyamın zikrinin farz, secdenin zikrinin sünnet olması,

b-) Kıyamın zikrinin Kur’an, secdenin zikrinin tesbih olması,

c-) Kur’an-ı Kerim’in başka kelamlara üstünlüğü Alla’ın yarattıklarına üstünlüğü gibidir.(4) hadis-i şerifinin varid olması

d-)Farz olan amelin sevabı, nafile olan amelin sevabından yetmiş kat daha efdal olması.

Bunlardan dolayı namazın üçüncü rüknü olan kıyamı açıklarken kenarına şöyle yazdım. “Bütün rükünlerin en efdali kıyamdır. Sonra secde, sonra rükudur.” Şihab Kalyubi (r.a) “Ravda” kitabına uyarak “Öyle ise hiçbirşey kıyamın yerini tutmaz.” Demiştir.

Dipnot:
[1] Müslim,Salat,215; Tirmizi,Deavat,118; Nesai,Mevakıt,35
[2] Taha suresi,55. Ayet
[3] Müslim, Müsafirin,164
[4] Tirmizi,Sevabu'l-Kur'an,25;Darimi, Fedailu'l-Kur'an,6


***

http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


47. MEKTUP
Mevlana Halid (ks) bu mektubu sadık müridi allame, Seyyid Muhammed Esad Haydari’ye yazmıştır.
Ona hayır dua ve dileklerini bildirip, özlemini dile getirmekte ve hüsnü hatimesi için niyaz etmektedir.

***


En son halidi tarafından 31.12.10, 09:19 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 20.12.10, 09:39 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
48. MEKTUP
Mevlana Halid (ks) bu mektubu tahsil gördüğü bazı hocalarına göndermiştir. (Talebelik döneminde yazmıştır.)

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,

Allah, Peygamberleri (a.s) bütün alemin üzerine mükerrem kılmış, Onların içinden Hz. Muhammed Efendimiz (aleyhi ekmeluttehaya)’i seçerek yüceltmiştir. Allah’ın selamı O’na aline ve ashabına olsun.

Bizleri öğrenme ve öğretme yoluna sevk eden Allah’a yemin ederim. Bu yemin bilirseniz gerçekte çok büyük bir yemindir. Vatanımdan ayrıldığım zaman zatınıza vasıl olmaktan başka hiçbirşey irade etmedim. Evimden yolculuğa çıktığımda kapılarınızın toprağını gözüme sürme çekmekten başka hiçbirşeye niyet etmedim. Halbuki bizim memleketimizde de alimler sayılamayacak kadar çoktur. Vatandan ayrılmak da bir hayli zordur. Zor olduğunu bile bile kolaymış gibi kabul ettim. Dostların sohbeti herşeyden daha tatlı olduğu halde terkettim.

O makama vasıl olduktan sonra duramamamın sebebi kalabalığa ve izdihama takatimin olmamasıdır. Bu tehlikeli yerde taş ve toprağa tırmanarak inzivaya çekilmenin sebebi sizlerin köylerinizdeki yazlıklara gitmenizi beklemekten başka bir şey değildir.

Şimdi eğer bize dönmeyi emrederseniz geleceğiz. Yoksa biz yolculuk zamanının gelmesini bekleyeceğiz. Allah’ın kalem-i ezeli ile yazdığına razıyız.
Ves-selam.


***

http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 13.01.11, 12:38 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 20.12.10, 16:32 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
49. MEKTUP

Allah merkadını münevver kılsın. Mevlana Halid (ks) bu mektubu muhlis ve samimi müridi Necip Paşa’ya (r.a) göndermiştir. Mektupta büyük ve değerli vezir, Suriye’nin valisi, El-Hac Veliyüddin Paşa’nın azl olunduktan sonra tekrar vazifesine atanması için tavsiyede bulunmuştur.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,

Hamd Allah’a mahsustur. O bize kafidir. Selam Allah’ın seçtiği kulların üzerine olsun.

Bu mektubu yazmamın birinci sebebi fakirlerin nazar yeri ve büyüklerin haline imrendikleri Muhammed Necip Efendi’nin hal-ü keyfiyetini sormaktır. Allah (c.c) kendisini –Nakşibendi büyüklerinin bereketiyle bereketlendirsin.-

İkinci sebep dostumuz, vakar sahibi, valimiz Veliyüddin Paşanın –Allah dilediği şeylerle kalbini ferahlandırsın.- bu azl hadisesi ile kendisine bir kalp kırıklığı hasıl olmuştur. Allah Teala’dan kalbinin kırıklığını gidermesini, en güzel hale döndürmesini niyaz ederim.

Sonra sizlere bu konuda himmetinizi sarfetmenizi ve kalbinin güzelleştirilmasine itina göstermenizi emrederim.

Allah Teala’dan ümid ettiğimin yakın zamanda hasıl olması için kendisine yardım edin. Bu şekilde mahzun ve kalbi kırık kalmasın. Zira fakirlerin hizmetinde kusur yapmamıştır. Özellikle Hicaz seferinde fazlasıyla ilgi göstermiştir. Bu durumda sizlerin ona karşı göstereceğiniz muamele, bana yapılmış gibi olacaktır.

Bu fakir, dostları mükafatlandırmakta eli kısadır. Biz onu sizlerin himmetinize, söz ve emniyetinize havale ettik. Gözettiğiniz bu zata, kusurlu davranmanıza razı olmam. Sizlerin gayretinin hiçbir teşvike ihtiyacı yoktur. Bundan dolayı sözü daha fazla uzatmamayı, olmasını istediğiniz meselenin gerçekleşmesine uygun buldum. Arife tarif gerekmez.

Salat ve selamın en efdali, mahlukların Efendisi ve karanlıkların ışığı Hz. Muhammed (aleyhi ekmeluttehaya)’in üzerine, kerem sahibi aline ve ashabına olsun.

Başta ve sonda selam.



http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 13.01.11, 12:46 tarihinde düzenlendi, toplamda 4 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 20.12.10, 16:33 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
50. MEKTUP

Mevlana Halid bu mektubu Seyyid Abdulkadir Haydari Efendi’ye göndermiştir.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,

En üstün muhabbet ve sevgiyle süslenmiş takılara, tevazu ve güzel itikadın cevherleriyle süslenmiş gerdanlığa benzeyen şerefli mektupları; ilim irfan ve edebin menbaı, güzel ahlak ve şerefli neseb gibi iki fazilete sahip Efendim, Seyyidim Sıbgatullahzade, asilzade, himmet sahibi Kubbetü’l-İslam olan Basra’nın kadısı Seyyid Abdülkadir Efendi tarafından bana gelendi.

Seyyid-i Enam’ın (aleyhi ekmeluttehaya) Efendimiz yüzü suyu hürmetine, hibe ve nimet sahibi olan Allah (c.c) tarafından fazlasıyla nimetlendirilmeye, yardım ve azametle takviye edilmeye devam edilsin.

Bu durumu çok garip gördüm. Zira bir fakire, sufiye mahbub olan Allah’ın muradı bütün muradların üstünde olmazsa o kimse fakirlerin cemaatinden sayılmaz.

Ehli olan kişilerin nezdinde sahih keşif ile şu mesele sabittir: Bütün kainatta Allah’tan başka müessir yoktur. Öyle ise mürid başına gelen her olayın Aziz olan Allah’dan geldiğini düşünmelidir. Her hadiseyi Allah’dan gördükten sonra, artık gelen hadiselerin değişmesine çalışmamalıdır. Misal olarak; mektuplar elinden alındığında ikinci bir mektup gelinceye kadar beklemesine gerek yok. Mektupsuz gitmeli, hediyeler de elinden alınsa bile durum değişmez. Kalbinde ben yüce Hazret’e nasıl mektupsuz giderim diye düşünmemelidir. Zira madem bunu alan yüce Allah’tır; O’nun iradesi boş elle gitmeyi gerektirmektedir; bunun da büyük hikmetleri vardır. Fakat biz o hikmetleri bilmekle mükellef değiliz.

Eğer onun orada durması durumunda anlaşıldığı kadarıyla müridliğin edebi gereği meseleyi şeyhine arzetmekse, emrimizi daha önce kendisine söylemiştik. Şeyhinin emri yine aynıdır. Bu günden sonra hiçbir maksatla bir yerde durmasın. Başına ne gelirse, huzur-u aliyede zikretsin. Setr-i avretten başka elinde bir şey kalmamış olsa da endişe edip üzülmesin.

Dua ediciniz olan bu fakire, Haremeyn-i Şerifeyn tarafından gelen sevindirici haberler göndermişsiniz. İslam askerlerinin galip gelmeleri, durumlarının güzel olması, vehhabiye fırkalarının zelilliği, helak ve hüsrana yaklaştıkların müjdelerini vermişsiniz.

Allah Sübhanehu ve Teala müjdenize müfakat olarak sizleri cennet ile mükafatlandırsın, rızasında başarılı kılıp doğrulukla zor işleri kolay etsin, Amin.

Kardeşiniz Mahmud Sahib fazlasıyla saygı ve teslimiyetini, selam ve hürmetlerini bildirir.


http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 17.01.11, 16:42 tarihinde düzenlendi, toplamda 5 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 20.12.10, 16:34 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
51. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu; dostu ve muhlisi olan allame büyük alim seyyid Abdülkadir Haydari Bağdadi Efendi'ye (ks) göndermiştir.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Garip ve miskin olandan; edebi akıllı, habib, vefakar ve güzel ahlaklı, seçilmiş dostum, eskiden beri nazar yerim ve kerem sahibi, İslam'ın önderi ve Allah'ın (c.c) Beytü'l-Haramının dehlizi Basratü'l-Feyha'nın kadısı Abdülkadir Efendi'yedir. Cenab-ı Allah onu Nakşibendi büyüklerinin bereketiyle kuvvetlendirsin.

Zatınızın sıhhatini bildiren ve gerek bu fakire, gerek onun etbaına ve gerekse de taraftarlarımızdan Hindistan ve Mekke'den gelip Basra'da yerleşen kimselere yapmış olduğunuz nimet ve ihsanlarla dolu mektubunuz geldi.

Zaten yüce zatınız, yanımızda iyilikle tanınmakta ve dostlarına çok ihsan ve inam etmekle bilinmekteydi. Dolayısıyla açıklanmasına gerek olmayan birşeyi açıklamışsınız. Açıklanması gizlenmesinden daha iyi bir meseleyi çok fazla uzatmışsınız.

Sonra kalbinizin çok halis olmasından, rütbeniz ve derecenizin yanımdaki yüksekliğinden, hiç kimsenin cesaret edemeyeceği bir işe yönelmişsiniz.

Neden kalbimin ona karşı bulandığının sebebine muttali olmadan ve kendisinden işlediği hatayı size bildirmeden, eski hizmetçim olan kardeşiniz Ubeydullah'ı (ks) affetmemi istemişsiniz.

Kalbinizin hoş olması için ben onu affettim. Bununla çok sevinmelisiniz.

Zira onun birçok tehlikelerden kurtulmasına sebep oldunuz. Kardeşinizin affı; benim üzerimdeki haklarınızın ve iyiliklerinizin bir kısmının ödenmesi anlamını taşır. İnşallah gelecekte onun kıssasını size söyleyeceğiz.

Sizlerin kardeşlerinizden işittiğiniz, bazı ihvanın ona iftira atmasından dolayı ona kalbimin kırılması diye bir hadise yoktur. Eğer Cenab-ı Allah bir araya gelmemizi takdir ederse, yaptığını size tek tek açıklayacağım.

Gerçek sebep himmetinin düşüklüğü olmasına rağmen kalbimin ona kırılmasına sebep olan olayı kardeşiniz tam aksine söylüyor. Meseleyi bilmeyen de "Niçin filan adam Ubeydullah'tan kırıldı? Halbuki onun sırdaşı, gizli şeylerin heybesi idi." derler. Hülasa ben onu bir daha yaptığına dönmemek, yapmış olduğu hatasını gizlemek, kalbimin kırılmasına sebep olan asil meseleyi öğrenmek ve öğrendikten sonra unutmak şartıyla affettim ve hakkımı helal ettim.

Bütün dostlarıma selam ederim. Özellikle zamanın Haririsi Osman bin Sened el-Vaili'ye selam ederim. İnşallah onun benim yanımdaki bağışı kaybolmayacak. Gecikmesi benden değildir.

Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.


http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 17.01.11, 16:43 tarihinde düzenlendi, toplamda 6 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 21.12.10, 10:16 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
52. MEKTUP

Allah bizleri O'nun bereketi ile şereflendirsin. Mevlana Halid (ks) bu mektubu bir önceki mektupta adı geçen Bağdat'taki Şafi ve Hanifilerin müftüsü, halifesi ve arkadaşı Seyyid Ubeydullah Haydari (r.a)'ye göndermiştir.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Dostlardan uzak düşmüş miskinden; kendisi hakkında ne kadar ağır sözlerlede konuşsam, şükredici bir dille bana hitap eden ve eziyet verdiğimde sabırlı bir kalp ile karşılayan efendiye en güzel ve en kokulu selamlarımı iletirim.

Eskiden beri dostumuz olan zatın garip bir ibaresi ile yazdığı mektup bize ulaştı. Mektubu mütaala edince ondaki garip üsluba hayret ettim. Ne kadar hoş bir mektup. Dostu hatırlatıyor. Aşkından çok iştiyaklı ziyaretçiyi hatırlatıyor. Bülbüllerin konaklarını ve ona tabi olan evin harabesini, oradaki dostların emniyet içinde olduklarını hatırlatmakla bizleri heyecanlandırıyor.

Mektubun nazım olan kısmı kutup yıldızlarından daha üstün ve nesir kısmı da süreyya yıldızı gibi parlaktır.

Yazmış olduğunuz Büseyne ve Reyya hakkında eskiden söylenenleri ispat etmiştir.

Şiir:

Ondan önce su'de'ye aşk ile ağlasaydım.
Şifa bulurdu nefsim, sonra pişman olmazdım.

Lakin önce o yandı, heyecanlandırdı beni,
Dedim: Önce başlayan kazandı fazileti.

Kalbimde ümmetin işleriyle uğraşma yorgunluğu var. Çok fazla boş laf ile rahatsız ediliyorum. Dar olan evimizde çok sayıda ziyaretçi ağırlamak zorundayım. Bütün bunlarla meşgul olmasaydım mutlaka mektubunuzun bana kazandırdığı aşk ve iştiyakı bütün güzellikleriyle ifade edecektim. Dolayısıyla bu kadarıyla yetindim.

Mektubun sonu selam.



http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 17.01.11, 16:58 tarihinde düzenlendi, toplamda 8 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 21.12.10, 10:17 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
53. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu, eskiden beri muhlisi ve samimi müridi tahkik ehli, sahih ve zayıfı ayıran, Bağdat'ta Hanifilerin müftüsü Seyyid Es'ad Sadreddin el-Haydari (ks)'ye göndermiştir. Allah (c.c) O'nun yüce sırlarını mukaddes eylesin ve O'nun nurlarından üzerimize yağdırsın.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Allah-u Teala'ya hamd, Allah'ın (c.c) Resullerinin en şereflisine salat ve selamdan sonra, meşhur ve mübarek vakitlerdeki kabul olması umulan dualarımızla, alim, bilgin, meşhur, güzel ahlak ve temiz soy gibi iki şerefi kendinde toplayan, fazilet ve edep gibi iki güzel huyu birleştiren, fakirleri seven kerem sahibi, büyük efendim, Bağdat'ın müftüsü el-Hac Muhammed Es'ad Efendi'ye selamlarımı sunarım.

Allah Sübhanehu ve Teala, onu velilerin nazar ve beraberliği ile şereflendirip yüce Sadat-ı Kiram (ks)'ın hal ve yolunda daim eylesin.

Sevgi ve halis dostluğumun gereği olarak yazdığım bu mektubumla yapmak istediğim sadık ve samimi muhabbetlerine bir teşekkür etmektir.

Önce şunu bildireyim: Bu fakir tüm dostlarıyla Şehrüzar'a ulaştı. Oradan Baban hakimi Mahmud Paşa'nın Süleymaniye kadısını ve birkaç değerli kimseleri yanımıza gönderip, hakkımızda daha önceden yapmış olduğu fiilinden dolayı, kalbimizi almak için şehre çağıracağını işittik. Bu durumdan dolayı bizde Sine'ye bağlı olan köyümüz Orman'a gittik. Sonra bildiğiniz gibi bazı alimlerin onu bundan men ettiklerini ve onun da bu fikrinden caydığını haber aldık. Allah Teala'ya hamd olsun. Böylece yapmak istedikleri müdafaa zahmetinden ve onların elçileriyle konuşma zorluğundan kurtulduk.

Şimdi ise, fakirlerden bir cemaatle sufilik ve yokluk işleriyle meşgul oluyoruz. Takat ve kuvvetimizin miktarınca sizlere salih dualarımızı ithaf ediyoruz.

Sizlerden ricam, bazen bu fakiri, parlak sünnetin ittibaına muvaffak olması için dualarınızla hatırlamanız ve karşılaşıncaya kadar da haberlerinizi bizden kesmemenizdir.

Feleklerde hareketler devam ettiği müddetçe Allah (c.c)'ın selam, rahmet ve bereketleri üzerinize olsun.



http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 17.01.11, 16:59 tarihinde düzenlendi, toplamda 9 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 22.12.10, 10:44 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
54. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu; Süleymaniye'den, eski muhlisi ve sağlam talebesi, büyük alim Bağdat valisi Davut Paşa'ya (ks) göndermiştir. Allah (c.c) onun aziz sırlarını yüceltsin.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Güzel kokular saçan selamımı gönderirim. Dünyada ve ahirette feyz ve kurtuluşunuza sebep olacak duamız inşallah kabul olmuştur. Miskin, kul ve alçak gönüllü fakir Halid'den şeref ve yüceliğin zirvesine yükselen, efendilik, yüksek himmetler ve bol ihsan sahibi, kılınç ve kalem sahibi, Hazreti Vali Cenabına -Allah Subhanehu ve Teala onu mahlukların himayesi için kuvvetlendirsin ve başlangıç ile sonunun güzel olmasını ihsan ve in'am eylesin.-

Mektubunuz, gözlerimin nuru, Nakşibendi tarikatı aliyyesinin, Sadat-ı Kiram'ın (ks) göz bebeği aziz dostum Haydari Zade es-Seyyid Sıbgatullah Efendi ile beraber geldi. Yüksek rütbenizden ve kuvvetli vakarınızdan bu düşük fakire karşı sadır olan hareketinizi çok güzel bulduk. Vezirlerdeki ve reislerdeki tevazuya düşkünlük nasıl güzel görülmesin? Özellikle böyle fakir ve miskin olan kimselere karşı daha da güzel görünür. Yemin ederim ki sizler gibi kimselerin, benim gibi kimselerin hallerini sorması şaşılacak şeydir. Vezirlik rütbesiyle süslenmiş sizin gibi bir zatın kalbinde, bu miskin basit ve günahlara gark olmuş kimseyi bulundurmasına hayret edilir.

Allah-u Teala sizleri bu tevazu ile yüceltsin ve büyüklenmekten korusun. Allah (c.c) sizlerin, başta bulunmanızı ve değerinizin artmasını, günbegün fazl-ü ihsanıyla muhafaza eylesin. Ulül-l-emr olan kimselerde tevazu, şeref ve ziynettir. Büyüklenmek ise -Allah Sübhanehu ve Teala sizleri ondan korusun- kötülüğü bilinen bir davranıştır.

Yüksek zatınıza gizli değildir ki, emir ve vezirlerin selahı -Allah (c.c) sizleri onunla şereflendirsin- mahlukların selahı demektir. Onların fesadı ise -Allah (c.c) sizleri ondan korusun- maiyetindekilerin fesadı demektir.

Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmeluttehaya) duayı herkese genel olarak yapmamız için emir verdi. Hiç şüphe yok ki, tebliğ edilmese bile, sufilerin adetleri kerem sahibi vezirlere, diğer tüm müslümanlara ve İslam'a dua etmeye çok itina göstermektir.

Dolayısıyla sizlerin, niyetlerinde sadık olan insanları korumaya ve yardım etmeye, dul ve yetimleri himaye etmeye devam ettiğiniz ölçüde, genel olarak yapılan dualardan istifade etmeye hakkınız vardır. Bu günden itibaren, emrinize uyarak ve sizlerin fakirlere karşı ihsanınızın hakkını yerine getirmek maksadıyla, Müheymin ve nimet sahibi Allah-ü Teala dilerse, sizlere hususi olarakta dua edeceğiz.

Başta ve sonda Allah-ü Teala'nın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.


http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 18.01.11, 17:49 tarihinde düzenlendi, toplamda 11 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 83 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye