Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 83 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1 ... 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 23.12.10, 11:11 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
55. MEKTUP

Mevlana Halid bu mektubu; eski muhlis dostu samimi mensubu, Basra'nın kadısı, es-Seyyid Abdül-Kadir el-Haydari el-Halidi (r.a) Efendiye göndermiştir.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla..

Allah (c.c) sırrını yüceltsin ve O'nun değerini hased edenlerin hilesinden korusun. Hamd yalnız Allah'a (c.c) mahsustur. Salat ve selam kendisinden sonra Peygamber gelmeyecek olan Efendimiz (aleyhi ekmeluttehaya)'nın üzerine olsun.

Zelil kuldan; efendi ve sened olan, mevlamız, himaye edilmiş Basra şehrinin kadısı, Abdül-Kadir el-Haydariye -Tarikatı aliyenin Sadat-ı Kiram'ın himmetleriyle, Rabbü'l İzzet Tebareke ve Teala'nın himayesinin gölgesinde himaye edilmesi devam eylesin.- Kendisine, dünya ve ahirette faydalı olacak işleri hiç beklemediği yerden gelen yardımlarla müyesser olsun.

Ayrılık müddeti uzadı, dostlar arasında görüşme nadir oldu. Bundan evvel sizin üstün mektuplarınızın ışıklarıyla ünsiyyet bulurduk. Halis yazılarınızın muhabbetinin kokusunu koklardık. Mecburi olduğumuz zahiri ayrılığımızın meşakkatini mektuplarınızla giderirdik. Farsça olan şu beyiti kendimize örnek alırdık:

Vaktaki gül gitti, gül bahçesi harab oldu.
Gül suyundan başka kimden alayım gülün kokusunu.

Çoktan beri bizlere pek az mektubunuz geldi. Bu davranışınızda, sizlere karşı güzel zannımız devam etmektedir. Ancak şiddetli aşk sahibi miskinin kerem sahibi velilerin burcu olan Bağdat şehrine gelmesiyle, göndermiş olduğunuz kutlama, bizim için yeterlidir. O mektubunuzda bir çok nazımı ve nesiri inciler gibi dizmişsiniz yine birçok garip ve benzersiz manaları, kısa ibarelerle ifade etmişşiniz. Dolayısıyla o mektup bir tane bile olsa, birçok mektubun yerini tutar. Ne mutlu size, mektupta topladığınız emsalsiz manalar ve sıraladığınız nükteler ne kadar güzeldir.

Başınız sağolsun. Şerefli anneniz de, İlahi huzura göç eyledi. Onun sonu birçok havas ve avam kimsenin temenni ettiği şekilde gerçekleşti. Zira kendisinden imanın selameti ile ve güzel bir sona ulaştığına delalet eden alametler görülmüştür.

Evvel ve ahir hamd Allah Teala'ya mahsustur.

Allah'ın selamı üzerinize olsun.



http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 18.01.11, 17:50 tarihinde düzenlendi, toplamda 7 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 23.12.10, 19:32 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
Allah razı olsun. Çok faydalı bir hizmet olmuştur.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 30.12.10, 09:43 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
56. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu; Şam'da Köysancak halifesi, celizade, mevlamız Şeyh Abdullah Kaki'ye -Allah rahmet eylesin- göndermiştir. Cenab-ı Allah ve Tekaddes hz.leri ruhunu yüceltip, Cennetü'l-Kurb'a yükseltsin.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Miskin kul olan Halid'den, sadık dostu ve efendisi olan Molla Abdullah el-Celiye'dir.

Allah Sübhanehu Teala O'nun kalbini, hilekar dünyanın süslerinden uzaklaştırsın. Onu nefsi emmarenin aldatmasından muhafaza eylesin. Amin.

Bizim halimizi sormakla, fazilet ve ihsanda bulunursanız Allah Tebareke ve Teala'ya hamd olsun bu fakir, bolluk ve güzellik içerisindedir. Ancak buralarda çok bulunan bidatlerden dolayı, üzüntülü ve bıkkın vaziyetteyim. Şu mukaddes arazinin (Şam) böyle olduğunu bilseydim buraya hicret etmezdim. Bununla beraber şerefli dostlarımdan bazıları “bu miskinin buraya gelmesi sebebiyle bidatlerin eskiye nazaran, onda birden daha az kaldığını” söylüyorlar.

Şimdi ise fesadın az olduğu, kalbime istirahat edebileceği bir yer arıyorum. Bulursam Allah Teala'nın izniyle ne kadar uzak olsak da yine oraya hicret edecektim.

Kalbim sizlerden ayrı olmanın ateşiyle yanıyor olsa bile kusur dalgaları arasında boğulmuş olan bu göünahkarla karşılaşmak için yerinizden hareket etmenize razı değilim. Çünkü hayatta kalsam bile Şam'da kalacağım belli değildir. Parlak sünnet-i seniyyeye tabi olanlar az olduğu müddetçe, kalbi karar ve itminan muteber görülmemiştir.

Sizlere malum olsun ki, kıyametin büyük alametlerinden başka bir şey kalmamıştır. Onlar da az bir zamanda zahir olabilir Allah Teala'nın salat ve selamı, O'nun hak dinini tebliğ eden ve zuhuru kıyamet alametlerinden olan Hatemü'l Enbiya (aleyhi ekmeluttehaya)'in üzerine, O'nun davetine icabet eden, bütün al ve ashabına olsun.

Vel-hamdülillahi rabbil alemin.


http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.45.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 18.01.11, 17:51 tarihinde düzenlendi, toplamda 5 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 30.12.10, 09:46 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
57. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu; -Allah (c.c) kendisinden razı olsun- Bağdad Seyyidlerinin başı Seyyid Abdül-Aziz el-Geylani Efendi'nin irşadına itina gösterilmesi ve kerem sahibi olan dedelerinin yolunda yetiştirilmesi için Bağdad'taki halifelerine göndermiştir.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Hamd Allah'a mahsustur. Ve bize kafidir. Salat ve selam Allah Tebareke ve Teala'nın seçtiği kulları üzerine olsun.

Som altından daha safi, aziz ve muhlis olan Kadiriyye Postnişini Seyyid Abdül Aziz'in bana ulaşan mektubu, şayet birinizin telkiniyle değil de, kendi akıl ve zekasıyla yazılmış ise içindekiler benim hoşuma gitti ve hayrette bıraktı.

İkinize de, kendisine çok teveccüh etmeyi emr ederim. Kendisi devamlı olarak lafza-ı Celal ile arada sırada az bile olsa rabıta ile meşgul olsun. Allah (c.c) dilerse, kendisi de bu nimete şükür ederse, fakir bizzat buradan teveccüh edecektir. Bunun faydasını da görecektir.

Sonra kendisine rabıta da fena hali meydana gelirse veya bilinen tesiriyle beraber, rabıta kendisinde zahir olursa (mürşidinin sureti görülürse) veyahut hiçbirşey zahir olmadan rabıtadan dolayı kendisine yeni bir tesir hasıl olursa ki bu üçüncüsü teveccüh kuvvetinin en aşağı mertebesidir; bir gün sonra bile zahir olsa bunu garip görmeyin. Çünkü hakikatte tesir, rabıtadan başka birşeyden değildir. Bu söylediğimiz üç yoldan herhangi birisi hasıl olduğu vakit, kendisi bana teveccüh etsin.

Kendisi için yaptığım istihare şöyle çıktı; Bilinen yolda varlığını yok etmek için rabıtayı sabit kılacak sonra da dedesi Gavs-ı Azam'ın -Annem, babam kendisine feda olsun.- ruhaniyetinden yardım isteyecektir.

Onun kerem sahibi selefinin adet ettikleri virdlere gelince; vird dersi almak isteyenlere kalbi olanları veya dil ile olanları -kalbin dile uygun olması şartıyla- telkin etsin.

Kendisi ise zikr-i kalbi ile meşguliyetini hiç terk etmesin, çok çalışsın ki çok yücelsin. Kerem sahibi olan velilerin senetleriyle (silsilede ki zatlar), Kadiri tarikatının silsilesini sonradan kendisine yazacağım. Bu şekilde muameleyi kendisinden başka kimseye yapmadım. Yapılmasına da razı değilim.

Ben bu şekilde muameleyi başkaları için de istedim fakat Cenab-ı Allah Tebareke ve Teala ondan başkası için kabul etmedi. Sonra da kendisine silsile ile birlikte Kadiri tarikatı aliyesinin bazı adabı gelecektir.

Bütün bu muameleler, onun Kadiri tarikatı aliyyesinin virdini kimseye vermeye ehil olmadığını itiraf etmesinden ve sadık olmasından dolayıdır. Şayet o sıdkını ve tevazuunu artırırsa, kendisine yapılan güzel muamele de artar, yoksa artmaz. Kim bir iyi amel işlerse kendisi içindir, kim de bir kötülük işlerse günahı yine kendisinedir. Sizler onun haberini bana iletin. Hatta kendisi de tüm haberlerini saadetle bana bildirsin.

Seyyid bu muameleyi büyük bir nimet kabul edip, bu nimetin gerektirdiği şekilde hareket etmelidir. Kendisine verilen nimetin hakkını yerine getirmeye çalışmadığını gördüğünüzde bu mektupta ifade ettiğim hususları kendisine açıklamayın. Onu bırakın istediği gibi yaşasın.

Gavs-ı Azam (ks) kerem sahibi olan evladından, tarikat için bana müracaat edene bu şekilde davranmamı işaret etti arzusu bu yöndedir. Hayatta bulunan çocuklarından bu muameleye tam layık ve ehil olabilecek birisini görmedim. Eğer Seyyid Abdulaziz gayret edip bu meselenin hakkından gelirse dünya ve ahiret saadetini kazanmış olur. Gayret etmezse de kendisi bilir.

Ves'selam...



http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.60.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 18.01.11, 17:51 tarihinde düzenlendi, toplamda 3 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 31.12.10, 09:18 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
58. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu; Yüce hilafetin merkezinde bulunan muhlisi Ragıp Efendi'ye göndermiştir.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Fakir kul olan Halid en-Nakşibendi'den; muhlis dostu Ragıp Efendi'ye. Selim bir kalpten selam ile birlikte Naim cennetine ulaştırcağına ümid ettiğimiz dualarımızı göndeririz. Birkaç satır yazı yazma isteğinizi taşıyan haber bana ulaştı. Bende sizlerin bu isteğinizi yerine getirmeye çalıştım.

Alçak dünyanın çekiciliğine kapılmadan, bütünüyle ondan uzaklaşmanızı, bu konuda çok dikkatli davranmanızı emrediyorum. Sufiyye Sadat-ı Kiramı “Tarikata yöneldikten sonra tarikattan yüzünü çeviren gerçekte Allah'ın gözünden düşer.” buyurmuşlardır. Allah (c.c) sizleri bundan korusun.



http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.60.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 18.01.11, 17:52 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 03.01.11, 22:06 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
59. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu; Şam'dan Diyarbakır'daki muhlis muhibbine cevap olarak göndermiştir. Allah (c.c) türbesini rızasının yağmuruyla sulandırsın. Kendisini Cennet'ül-Firdevs'in en yüksek yerlerinde meskun kılsın

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Hamd Allah (c.c)'a mahsustur. O bize kafidir. Selam Allah'ın seçtiği kullarının üzerine olsun. Miskin Halid'den Amed'de ikamet eden muhlis arkadaşınadır. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Tarikattan uzaklaşan ve günah denizinde boğulan kimselerin kurtulması için, sizler bizden Şeyh Ahmed el-Hatib veya tarikatta nazarı tesirli bir başkasını göndermemi şiddetli bir biçimde istediniz. Bağdad'ta bulunduğumuz sıra birkaç mektubunuz, Şam'da da bir mektubunuz geldi.

Sizlere terk ve tecrid sahibi, müridlerin perdelerini kaldırmada tecrübeli, tesiri kuvvetli birisini seçtim bu zat Baki olan mevlasına yönelmiş eski arkadaşımız firakı ile meşhur Şeyh Muhammed'dir.

Konuşması ve görünüşü bakımından zayıf olmasına rağmen İnşallahu Teala tasarruf ve kalbi yönleriyle büyük olduğunu göreceksiniz. Şeriat şiarı, tarikat da yolu olduğu müddetçe güzelce ve kuvvetlice kendisine uyunuz.

Sizlere ve ona, bolca zikretmenizi, devamlı olarak Allah Tebareke ve Teala'ya sığınmanızı ve yalvarmanızı fani olan dünyanın zahiri güzelliklerinden yüz çevirmenizi, Baki olan ahirete çok fazla rağbet ve arzu etmenizi, ölümü ve kabirdeki yalnızlığı hatırlamanızı, hesap ve kıyamet için dirileceğiniz güne herşeyinizle hazırlanmanızı, parlak sünnet-i seniyyeye yapışmanızı, çirkin bidatlerden yüz çevirip kaçmanızı, İslam'ın yardım göndermesine, din düşmanlarının, kötüleyicilerin ve dinden dönenlerin mağlub ve rezil olmaları için dua etmenizi tavsiye ederim.

Şu günahkar ve aşktan şaşkın kimsenin sonunun güzel olmasına ve Seyyid'il-Enam olan Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmeluttehaya)'e uymayı başarabilmem için, kerim, nimet ve ihsan sahibi olan Mevla Tebareke ve Teala'ya huşu ile dua ediniz.

Her göz açılış ve kapanışında binlerce salat-ü selam O (aleyhi ekmeluttehaya)'nun üzerine, kerem sahibi olan aline ve ashabına olsun.

Mektubun başında ve sonunda selam.


http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.60.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 18.01.11, 17:52 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 12.01.11, 11:37 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
60. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu; Hindistan memleketi başkentine insanların önderi büyük alim, derin anlayış sahibi, Hind memleketinin muhaddisi, et-Tuhfet'ul-İsna Aşeri'nin yazarı, el-Kerim bin el-Kerim mevlamız Şah Abdülaziz el-Müceddidi'ye göndermiştir.

Bu zat muhaddis Şah Veliyullah ed-Dehlevi'nin oğludur. Allah (c.c) sırlarını yüceltsin. Kabrine nur yağdırsın.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Allah (c.c) İslam ve müslümanların şeyhini kuvvetli eylesin. Onun uzun yaşamasıyla, şeriat ve dini kuvvetlendirsin. Teveccühüm, imam, himmet sahibi, kuvvetli ilim ve bol amel sahibi seyyidim, senedim, sünnet-i seniyyeyi ihya eden makbul ve hoş görülmeyen bidatleri gideren mevlamız Şah Abdülaziz'edir. Allah (c.c) onun fazilet ve bereketini, mahlukların üzerine akıtsın. Mü'minlere onun bereketli nefesleriyle kıyamete kadar imdat eylesin.

Eğer siz, miskin olan duacınızın ahvalinden sorma lütfunda bulunursanız, onun kalbi iştiyakınızla yanmaktadır.

Yüce hazretlerinizden ricam, gam ve üzüntümüzün ateşini hatırlamakla söndürmeniz, el yazınızla kederlerimizi giderecek bir mektup ihsan etmenizdir. Bu miskin, diğer uzak olan tebalarınızla kıyas edilmez. Çünkü mesafenin uzunluğundan ve araya bir çok derelerin, çöllerin ve şehirlerin girmelerinden dolayı, ancak birkaç senede bir mektuplaşmak kendisine müyesser oluyor. Sizlerin halini bilmemiz de mümkün olmuyor. Görüşmenin mümkün olmaması da açık bir gerçektir. Şu şiiri söyleyen ne kadar güzel söylemiştir:

“Nasıl kavuşayım ben dostuma
Yüksek dağlar ile ölüm pusuda”

Sizlerin tarafınızdan, fazıl, kamil, alim, ilmi ile amil her iki kardeşiniz olan Seyyidim Abdülkadir ve Seyyidim Rafiuddin - Cenab-ı Allah Tebareke ve Teala sizlerin ve onların varlığıyla, müslümanları faydalandırsın. Seyyid'il Mürselin'in (Allah'ın salat ve selamı O'nun aline ve ashabının üzerine ebed'ül ebed devam eylesin.) yüzü suyu hürmetine Mevla, sizlerle, bidatçilerin ve inkarcıların lekelerini temizlesin- En güzel vakitlerde müstecab dualarınızla bu fakiri hatırlamanızı isterim. Sizlere muhtaç olan fakire, herbir seferde bir mektup ihsan ederseniz, kelamınızla nimetlenmiş olur.

Seyyidim, senedim hidayet yolunda uyduğum kıblem, güvencem, imanım, yarın için kendime azık ettiğim, tarikatımızın şeyhi, hakikati ihya eden , Şeyhim (Abdullah Dehlevi (ks))'in yanında bu fakir için şefaat talep ediniz. Zira herbir hizmetçisi için yanına gelme imkanı ve yanında feyizlere nail olma kolaylığı vardır. Ancak bu miskin öyle değildir. O zahiri olan bu devletten mahrumdur ve dünyadaki ayrılık vasfımızdır. Sözüm uzadı ve maksudunu açıkladı. Sözün en hayırlısı ise maksada delalet edeni ve kısa olanıdır.

Allah Tebareke ve Teala'nın selam, rahmet ve bereketi üzerinize olsun. Kardeşim İsmail el-Mevlevi'ye de selam ederim. Kendisine bana dua etmeyi tavsiye ederim.

Sizlerden ricam babanızın -Allah (c.c) türbesini kokulandırsın- kitabının, özellikle “Hizbü'l-Bahrin” şerhiyle birlikte olanının icazetini tazeleyiniz. Yine sizlerden ricam fıkha göre, yaş hurma, üzüm ve yaş taneler hayatiyeti olmayan hareketsiz nebatattan mıdır? Eğer bunların hayatiyeti söz konusu ise ikisi arasındaki farkı bize açıklayınız. Allah (c.c) sizleri hayır ile mükafatlandırsın.


http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.60.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 18.01.11, 17:53 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 15.01.11, 00:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
61. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu; Şeyh Mahmud Sahib'e göndermiştir. Allah (c.c) ruhunu yüceltsin. Süleymaniye'nin hakimi ve amcam hazretlerinin vekili olan muhlisi, merhum Süleyman Paşa el-Babani'ye bazı konularda çalışmalarına yardımcı olması hususundadır.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Bulutlardan dökülen yağmur suyu ile bize nimet ve ihsan eden, Allah (c.c)'a hamd olsun. O Allah ki, iki denizi salıvermiş, birbiriyle karşılaştırmış, onlardan birini tatlı, diğerini ise tuzlu ve acı yapmıştır.

Salat ve selam mürüvvetin kaynağı ve muhabbetin menbaı olan Muhammed Mustafa'nın (aleyhi ekmeluttehaya) üzerine olsun. O ki; Allah-u Teala onu aydınlık bir ay ve parlak bir güneş kılmıştır. Yine salat ve selam insanların cemaat cemaat Allah (c.c)'ın dinine girmesine vesile olan al ve ashabına olsun.

Adalet ehli olan emirler ve ilmiyle amil olan alimler üzerine haktır ki; fakirlerin haline tam hakkı ile riayet etsinler ve alimlerin işine çok önem ve itina göstersinler. Sadakaları vermek ve ihsanda bulunmak hakkında birçok ayeti kerime nazil olmuştur. Nimet sahibi Allah Teala'dan sevabını umarak iyilikte bulunmayı tergib ve teşvik eden mütevatir ve güvenilir hadisler söylenmiştir. Dillerde dolaşan ve meşhur olan hadis-i şeriflerin açıkça belirttiği gibi, insanlardan yardıma en fazla layık olan ilim ehlidir. Kulakların işittiği ve gözlerin gördüğü gibi idarecilerin en fazla kıymet ve değer vermeleri lazım gelen kimseler alimlerdir.

Fazilet sahibi olan habibimiz, seyyid İsmail el-Berzenci, Şeyh Ahmet el-Erbili ve onun oğlu, böyle alimlerdendir. Bu nedenleren dolayı diğer efendilere ve alimlerin hepsine yardım etttiğimiz gibi, onlara da diğer arkadaşlarımıza örnek olmak gayesiyle okyanus gibi olan bağışımızdan bir damlasıyla da olsa yardımda bulunmayı uygun gördük. Bu mektubun içinde gönderilen şeyler ile kendilerine ihsanda bulunduk. Listede yazılı olanlar, gerçekte mallarımızın en değerlileridir. Kendilerine selam söyleyin ve o malları da kendilerine teslim ediniz. Kendi nefislerine ve ihtiyaçlarına harcasınlar. Bununla da yüce devlet-i aliyyeye duacı olsunlar. Yüce eşiğinizde yükselmek talebiyle devamlı kalsınlar.

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah Teala'ya mahsustur.


http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.60.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 18.01.11, 17:53 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 17.01.11, 16:46 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
62. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu; Basra'nın kadısı, yakın muhlisi, allame, fazilet sahibi, Seyyid Abdülkadir el-Haydari el-Marvaniye'ye göndermiştir. Allah (cc) kendisinden razı olsun.

Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Hamd Allah Teala'ya mahsustur. O bize kafidir. Selam Allah-u Teala'nın seçtiği kullar üzerine olsun.

Miskin ve aşktan şaşkın olandan vefakar dostu, İslam kubbesinin kadısına; (Seyyid'il Enam Efendimiz -Allah (cc)'ın salat ve selamının en faziletlisi O'na, aline ve ashabına olsun- sünneti seniyyesine uymaya muvaffak olmaya ve islamı yaymakta dünya malına iltifat etmemeye devam eylesin)

Ayrılık müddetinin uzaması, buluşmamızın zor olması, şevk ve iştiyakımızı harekete geçirdi. Sevgimizin ve vefanın gereği olarak bu mektubu yazmaya acele ettik.

Bağdat'taki imamların ziyareti ile müşerref olduğumuzu sizlere bildiririz. Sizlerden emel ve ümidimiz fakirler hakkında ihlaslı olmada ayaklarınızı sabit kılmanızdır. Sizin kimsenin hatrına bakmadan, güzel hüküm verdiğinizi açıktan işitiyoruz.

İkinci olarakta, güvenilir bir yoldan, bazı tarikatı aliye muhiblerinin siretlerinin güzel olduğunu ve onların tasarruflu ve tecrübeli ashabımızdan birisinin gönderilmesini çok meyil ve arzu ettikleri haberini alınca, üstünde senedi olan Şeyh İsmail'i sizlere gönderdik. Allah Teala'dan duam budur ki; onu hidayet ve doğru yola gitmeye sebep kılsın.

Her hadise ve işte ancak Allah-u Teala'nın fazlı ve tevfiki talep edilir. İnsanlar ne kadar büyük ve yüce velilerden olurlarsa olsunlar, bir alet ve vasıtadan başka bir şey değildir. Sizler, kendisine zahiri ve batıni olarak yardım etmeye hazır olunuz.

Mektubu daha fazla uzatmayalım. Doğru ve hidayet yolunda bulunan kardeşimiz Şeyh Osman bin Sened'e selam ederiz. Cenab-ı Allah Tebareke ve Teala kendisi için herşeyin bedeli ve karşılığı olsun. Hamd alemlerin rabbi olan Allah Teala'ya mahsustur.


http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.60.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 02.02.11, 09:36 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mektubat-ı Mevlâna Halid-i Bağdadî (k.s.)
MesajGönderilme zamanı: 18.01.11, 17:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.01.09, 17:30
Mesajlar: 99
63. MEKTUP

Mevlana Halid (ks) bu mektubu; halifesi allame, büyük zat, seyyid Ubeydullah el-Haydari el-Mervani (r.a) Efendi'ye göndermiştir.

Cenab-ı Mevla Teala bizleri O'nun edep ve terbiyesiyle edeplendirsin. O'nun aşk şarabından bize içirsin.


Alıntı:
Rahman ve Rahim olan Allah 'ın adıyla,


Bu mektuplar fakir olan kul Halid en-Nakşibendi'den, muhibbi ve eski muhlisi Ubeydullah el-Haydari Efendiyedir.

Cenab-ı Allah kusurlarını kendisine gösterip ve gayet zaif ve gevşek olmakla beraber, aldanarak ulu velilere saldırmaktan kendisini korusun. Amin.

Mektupta, bana istişare ettiğin işe gelince, zerre kadar o işle senin nüfuzun ve alakan yoktur. Sen muhakkak bilirsin ki; gecesi de gündüzü gibi parlak olan Nakşibendi Tarikatı Aliyye'sinin esası, şeriat temelleri üzerine inşa edilmiştir. Tarikat-ı Aliyye'nin hedeflerine ermek isteyen bir kimse için esas, şeriata dair hiçbirşeyin değiştirilmemesidir.

Tarikat-ı Aliyye'nin adab ve kaidelerine riayet edilmezse, tarikata girmek mübarek olmadığı gibi, akıbeti de güzel olmayacaktır.

Tarikat-ı Aliyye'nin en önemli edeplerinden birisi de, tarikatta talip olan bir kimsenin, kendisine bir şeyi seçmemesidir. Bir talip kendi virdini değiştirmek isteyince, Sadat-ı Kiram (ks) 'ın üstü kapalı veya açık olarak onun hakkında söylediklerini benden işitmişsinizdir.

Cenab-ı Allah Tebareke ve Teala sana hilafet rütbesini takdir ettikten sonra Sadat-ı Kiram (ks)'ın gönüllerini razı etmek ve onları yüceltmekten başka bir şey sana layık ve uygun değildir. Hatta değil onların büyükleri için, müntesiplerin küçüklerine dahi rahmet, şefkat ve tevazu kanadını alçaltmanız lazımdır. İnsanların rızasına uyarak, Tarikat-ı Aliyye'nin temel esaslarında kesinlikle değiştirme ve bozma yoluna gitme. Dünya büyükleriyle birleşmek ve ünsiyet bulmak için tarikatı zelil kılma. Tarikata ve tarikat ehline karşı, gayet güzel edeple davranmaya çalış. Dünyanın gerek kolay gerek zor olan hiçbir rütbesi sana fayda vermez. Hatta sen benim emrime riayet etmezsen ahiretinde zarar göreceğin gibi, dünyada da zarar göreceksin. Ayakların kaydıktan sonra pişman olman artık sana hiçbir fayda vermeyecektir.

Eğer, şimdi benim yolumda olsaydın bu konuda gayret edeceğin çok şeyleri benden işitecek ve yaptığın fiilin kötü olduğunu Sadat-ı Kiram (ks)'a karşı edebi terkettiğini kabullenip itiraf edecektin. Tüm söz ve fiillerimizde Allah (c.c) sığınırız.

Habibim Es'ad Efendi'ye Molla Sıbgatullah'a selam ederim. Cenab-ı Allah onu terbiye eyleyip yüceltsin ve ilim ile şerefini arttırsın.

Eğer benim razı olmamı istersen tarikatın kaide ve kanunlarına göre insanların kurtuluşuna vesile ol. Herkesin yanında “Muhakkak ki ömrünü boşta zayi ettiğini, işinin başlangıcında, ortasında ve sonunda da Tarikat-ı Aliyye'nin kaidelerini terkettiğini” itiraf edeceksin.

Vallahi, eğer benim bildiğimi sende bilseydin kan ağlayacaktın. Cenab-ı Allah Tebareke ve Teala, seni en mühim olan şeylere yöneltsin. Gerçekte yediğin yemeğin zehirli olduğunu, zahiri güzel ve hoş görülen şeyleri sana göstersin.

Abdülgafur ve iki arkadaşı Molla Muhammed el-Cedid ve Musa el-Ceburi'ye gönderdiğimiz mektubu da oku, bu konuda buraya yazmadığım bazı şeyler orda vardır.

Son sözümüz size selam.


http://www.maneviyat.com/forum/yazilar/ ... 17.60.html

Mektubat-ı Mevlâna Halid s.127,128,129 - Sey-Tac Yayınları 2000 - Müellif Es'ad Sahib - Yayına Haz. Dr Dilaver SELVİ, Kemal YILDIZ


En son halidi tarafından 02.02.11, 09:37 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 83 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1 ... 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye