Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Bilim büyük bir yalan mı?
MesajGönderilme zamanı: 10.02.09, 11:27 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator

Kayıt: 01.01.09, 18:04
Mesajlar: 145
Konum: http://askinsonhecesi.com
aşağıdaki konular üzerinde düşünmek...

Alıntı:

> Ay’ın hilâl, yarım Ay ve dolunay hâlleri gibi, Güneş de Ay’ın bu hallerine
> benzer şekilde doğar ve ilk önce alt kısmı, yarısı ve sonra da tamamı gözden
> kaybolur, ve Güneş’in bu görünüşleri ufuk çigisinde, yatayda oluşmaktadır(
> şekil A). Eğer yeryüzü, uzayda bir kürenin düşey durumdaki yüzeyi
> gibi olsaydı, Güneş karşımızda ve gece gündüz oluşumu dünyanın kendi
> etrafında dönmesinden oluşuyor olsaydı, Güneş’in bu görünüşleri, meselâ
> yarısı doğmuşken veya yarısı batmışken, bu durum Güneş’in düşeyde yarısı
> olacak şekilde gözlenirdi (şekil B).
>
> ………….
> Ayrıca, eğer yeryüzü uzayda yatay değilde bir kürenin düşey yüzeyi gibi duruyor
> ve Güneş karşımızda olsaydı, herkes Güneş’i karşısında ve yeryüzünde
> bulunduğu yere göre farklı seviyelerde ama gün boyunca doğuşundan batışına
> kadar, yatayda hep aynı hizada gözlemlerdi. Güneş’in yükseldiği ve sonra
> alçaldığı gözlenmezdi. Güneş’in her hangi bir yerde ilk görüldüğü anda,
> düşeyde o yere olan dik uzaklığı batana kadar sabit kalırdı. Kuzey kutbunda
> yaşayanların Güneş’i görmek için başlarını göğe kaldırmaları gerekmezdi,
> karşıya bakmaları yeterli olurdu. Güney kutbunda yaşayanların da Güneş’i
> hep baş aşağı durumda görmeleri gerekirdi. Yeryüzü uzayda yatay durumda bir
> ‘yer’ olduğu için Doğu’dan Güneş’in yükselmesi ve Batı yönünde aşağıya
> doğru kayıp batması gözlenmektedir.
>
> …………..
> Gökkuşağı, yağmurlu günlerde havada bulunan sayısız su damlacıkları tarafından
> oluşturulmaktadır. Güneş’ten gelen ışınların küresel su damlacıkları
> içinde kırılarak, birkaç iç yansımadan sonra dışarı farklı bir yönde çıkmasından
> kaynaklanmaktadır. Gökkuşağının görülebilmesi için Güneş’in, ufuk
> çizgisinin en fazla 42° üzerinde olması gerekir. Eğer yeryüzü küre şeklinde,
> gece ve gündüz yeryüzünün kendi etrafında dönmesinden oluşuyor olsaydı,
> Güneş’in yükselip alçalması diye birşey olmayacağı için, Güneş ışınlarının
> yeryüzüne geliş açısındaki faklılıklar yatayda oluşurdu, şu andaki gibi düşeyde
> değil. Gökkuşağının oluştuğu yer, Güneş ışınlarının gittiği doğrultunun 40°
> civarındaki yönlerdir. Eğer yeryüzü küre şeklinde ve Güneş ışınları karşımızdan
> geliyor olsaydı, Güneş ışınlarının yeryüzüne geliş açısındaki değişiklikler
> yatayda oluşacağı için, oluşan tüm gökkuşakların da Doğu-Batı doğrultusunda
> oluşması gerekirdi. Güneş, yatay durumda olan yeryüzü etrafında Doğu-
> Batı doğrultusunda döndüğü ve ışınlar, düşeyde açı oluşturarak yeryüzüne
> ulaştığı için, gökkuşakları, kuzey-güney doğrultusunda oluşmaktadır.
>
> …………
> Yeryüzünün uzaydan ve karşıdan çekilmiş gerçek görüntülerinde, yeryüzünün
> yatayda üst yarısının aydınlık olduğu durumda alt yarısının tamamen
> karanlık olduğu görülmektedir. Eğer yeryüzü bir küre şeklinde ve Güneş ışıkları
> karşıdan geliyor olsaydı, dünyanın düşeyde ön yarısı aydınlık, arka tarafta
> kalan yarısıda yine düşeyde karanlık olacak şekilde görünürdü. Yarı yarıya
> oluşan aydınlık ve karanlık durumu düşeyde değil yatayda oluşmaktadır.
> Gece ve gündüz, ön ve arka taraf olarak değil, üst ve alt taraf olacak şekilde
> birbirlerini izler durumda var edilmişlerdir.
>
>
> …………..
> Bu durum, Güneş’li ve açık bir günde Ay’ın da gökyüzünde, Güneş’in sol
> tarafında, doğusunda görünür olmasından da anlaşılmaktadır. Belirlenmiş
> yörüngeleri ve hızları olduğu için daha hızlı hareket ediyor olsa da, Güneş bir
> turunu tamamlayarak Ay’a yetişemediği gibi, Ay da Güneş’e yetişip önüne
> geçememektedir. Peki o zaman Güneş tutulması nasıl oluşmaktadır? Güneş
> ve Ay, altlı üstlü olarak yeryüzü etrafında döndüklerine ve yeryüzünün Ay ile
> Güneş arasına girebilme durumu olmadığına göre Ay tutulması nasıl oluşmaktadır?
> Ay gerçekten Güneş ışıklarını mı yansıtmaktadır? Değil, gerçek
> bu değildir.
>
> …………
> Gece ve gündüz olarak var edilen/yaratılan göğün
> yapısının içinde yer alanlar; bizlere, en uzak olduğu söylenilen yıldızlardır.
> Gündüz, Güneş ışıklarının çok daha kuvvetli olması nedeniyle görünmeyen
> yıldızlar gece görünür olmaktadırlar. Yıldızlar göğün yapısı içindedirler, uzay
> boşluğunda değil. Atmosferin üzerine, uzaya çıkıldığında yıldızlar gözükmemektedir.
> Uzayın, bir uzay aracı içinden çekilen hiçbir görüntüsünde yıldızlar
> görülmemektedir. Güneş batmak üzereyken, uzayın derinliklerine ulaşabilen
> teleskoplarla gözlem yapıldığında dahi yıldızlar görülmemektedir.
>
>
> …………..
> Burçların/takım yıldızların ‘gök’te olduğu bilgisi verilmiştir, ‘gökler’de değil.
> Amerikan hava kuvvetlerinden emekli olan pilot yarbay Joe Kittinger
> 1960 yılında özel kıyafetler ve helyum balonuyla atmosferin üzerine çıkmıştır.
> Kayıt etmiş olduğu görüntülerde uzayın karanlık bir boşluk olduğu
> görülmektedir ve kendisi de yıldızları görmediğini söylemiştir. Şu anda uzay
> boşluğunda Güneş sistemimizdeki gezegenler dışında bizlerin bu yaratılıştaki
> gözlerimizle görebileceğimiz başka birşey yoktur. Eğer yıldızlar söylendiği
> kadar uzakta olsaydılar, şehir ışığının olmadığı bir ortamda gökyüzüne
> bakıldığında görünen tüm yıldızların aynı seviyede düz bir hat
> boyunca görülmesi gerekirdi. Sözde o kadar uzakta olan yıldızların dağılımı
> /yerleşimi göğün şeklini takip etmezdi. Yani, milyonlarca kilometre uzakta
> oldukları söylenen yıldızlar, gök kubbenin şeklini takip ederek ufuk çizgisine
> kadar iniyor gözükmezdi. Düz bir hat boyunca aynı seviyede gözükürdü,
> söylendiği kadar uzakta olsaydılar. Gece yıldızlar gözlendiğinde Doğu’
> dan Batı’ya doğru hareket halinde oldukları gözlemlenir, Güneş ve Ay gibi.
> Eğer dünya küre şeklinde olup kendi ekseni etrafında dönüyor olsaydı, bizler
> de dünya ile birlikte sözde döndüğümüz için, yıldızların yatayda dairesel bir
> yörünge boyunca hareket ettiklerini gözlemlememiz gerekirdi. Yıldızlar uzay
> boşluğunda olmayıp göğün yapısı içinde oldukları için, gökle birlikte Doğu’
> dan Batı’ya doğru düşeyde dairesel bir yörünge boyunca hareket etmektedirler.
> Eğer yıldızlar sabit ve dünya dönüyor olsaydı, gece boyunca aynı yıldızlar
> gözlenemezdi. Sözde dünya döndüğü için yeryüzü görüş alanımızı kapatacak
> ve sözde küre şeklindeki dünyanın arka tarafında kalacağından, bizlerin
> gece boyunca sürekli aynı yıldızları görmesi mümkün olamazdı. Yeryüzü küre
> şeklinde ve dönüyorsak, nasıl oluyorda güney kutbunda yaşayanlar da gece
> boyunca kutup yıldızını görebilmekteler? Dünya küre şeklinde olmayıp bir
> ‘yer’ olduğu için tüm yıldızlar gece boyunca görülebilmektedir.
>
> …………..
> Eğer yeryüzü küre şeklinde olup, Ay küre şeklindeki yeryüzünün etrafında
> dönüyor ve Güneş’in ışıklarını yansıtıyor olsaydı, gündüz Güneş gökyüzündeyken
> Ay’da aynı anda gökyüzünde bize göre Güneş’in doğusunda ve
> alt tarafında pırıl pırıl görülmezdi. O anda tümüyle aydınlık göründüğüne
> göre Güneş ışınlarını tam karşıdan alacak şekilde sözde küre şeklinde olan
> dünyanın arka tarafında olmalıydı, Güneş ile aynı tarafda değil. Ya da,
> yeryüzüne daha yakın olduğu için arkasında kalan Güneş’le birlikte gökyüzünde
> görünen Ay’ın bize bakan yüzünün en azından bir kısmını karanlık
> veya koyu gölge halinde görmemiz gerekirdi. Eğer Ay’ın gündüz vakti bu
> şekilde aydınlık gözükmesinin sebebi söylendiği gibi yeryüzünden yansıyan
> Güneş ışıkları ise, yeryüzünden yansıyan Güneş ışıkları niçin Güneş tutulmaları
> başladığı andan itibaren Ay’ı aydınlatmıyor ve bizler Güneş tutulmaları
> süresince Ay’ı hep karanlık görüyoruz?
>
> ……………
> Bir ay süre, Ay’ın yeryüzü etrafında tam bir tur atması için geçen süre
> değildir. Ay da Güneş gibi hergün yeryüzü etrafında tam bir tur atmaktadır.
> Güneş’in iki kez doğuşu arasındaki süre bir gündür. Bir ay süre de; Ay’ın
> aynı iki hâli arasında geçen süredir. Ay’ın dolunay olarak göründüğü ilk
> gün ile tekrar dolunay olarak görünmesi arasında, Güneş’in toplam doğup
> batma sayısı kadar gün; bir aydır. İki dolunay durumu arası süre 29 gün 14
> saatir.
> Bu durumda;
> Bir ay : 29,583333 gündür.
> Bir yıl : 12 x 29,583333 = 355 gündür.
> Şu an kullandığımız hesap sistemine/Güneş takvimine göre ise bir yıl 365
> gündür. Bu da demektir ki her sene 365-355 = 10 gün fazla sayılmıştır. Yani
> aslında her yeni bir seneye girilmişken hep 10 gün geriden gelinmiştir. Şu
> anda 2005 yılındayız. Eğer Hz.İsa’nın milad kabul edilişi doğru ise, şu ana
> kadar yapılan hata toplam; 2005 x 10 gün = 20050 gündür.
> 20050/355 = 56,5 yıl geriden gelinmektedir.
> Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre şu an 2005 yılı değil,
> 2005+56,5 = 2061 yılı ortasındayız demektir.
> Nostradamus’u hatırlamakta fayda vardır. Serüvenin sonuna gerçekten az
> kalmıştır. Bu durum, bunca gerçeğin su üstüne çıkmasından da anlaşılmaktadır.
> Güneş takvimini uydurup sene hesabında bilinçli olarak bu hatayı yaptıranlar,
> olacakları zaten bilmekte olanlar; gerçeği örtenlerdir.
> Yeryüzü, Güneş ve Ay’ın arasına girmediğine göre Ay tutulması ve Ay’ın halleri
> nasıl meydana gelmektedir? Ay, Güneş’e yetişip önüne geçemediğine
> göre Güneş tutulması nasıl meydana gelmektedir?
> Bunlara sebep olan on üçüncü gezegendir.
>
> …………….
> Bu ayetde verilen toplam sayı 13’dür. Kur’an’da gezegenler yıldız, Güneş ve
> bizim yıldız olarak adlandırdıklarımız kandil, Ay; nur olarak tanımlanmıştır.
> Şu an bilinen 9 gezegen vardır. Güneş ve Ay ile birlikte 11 eder. 12. gezegen
> yaklaşmakta olan Marduk’dur. Kulaklarımızın nasıl duyma sınırları
> var ise, göz yapımızın görme sınırlarıyla görülemediği için henüz biz Ademoğulları
> tarafından bilinmeyen 13. gezegenin yörünge seviyesi yeryüzü ile Ay
> arasındadır.
> Şayet Ay tutulmasının sebebi yeryüzünün Ay ile Güneş arasına girmesi
> olsaydı, Ay’ın ilk önce alt kısmı karanlıkta kalırdı. Ay tutulmalarında Ay’ın
> kararması üst kısımdan başlayıp alt kısmına doğru kaymaktadır. Ay ile Güneş
> arasına giren sözde küre şeklindeki dünya olsaydı, Ay’ın en son karanlıkta
> kalacak kısmı üst bölgesi olurdu.
>
> ……………
> Niçin tüm Güneş tutulmalarında, tutulmanın gözlendiği her yerde hava
> hep parçalı bulutlu olmuştur? Bulutlar neyi gizlemişlerdir? 29 Mart 2006
> tarihinde meydana geleceği söylenen tam Güneş tutulması anında Ay da
> gökyüzünde Güneş'in doğusunda ayrıca göründüğünde kimsenin şüphesi
> kalmayacaktır. Bu durum gerçeği örtenler tarafından zaten bilinmektedir.
> Onlar, Güneş ve Ay tutulmalarına sebep olan ve her zaman olduğu gibi 29
> Mart 2006’daki Güneş tutulmasına da sebep olacak olan 13. gezegeni, o gün
> Ay da gökyüzünde ayrıca görüneceğinden, şimdiden insanları hazırlamakta
> oldukları Marduk gezegeni diye yutturmaya çalışmaktadırlar. Bu arada bir
> de, yeni bir gezegen keşfettik yalanını uydurmuşlardır. Belki de 12 Ocak
> 2006’da olacağı söylenen büyük olay olarak, karanlık olan 13. gezegenin
> görüntülerini yayınlayıp işte Marduk yaklaşıyor diye kandırmaya çalışacaklardır.
> Allah, 13. gezegeni, bilinmesini istediği ana kadar, yani insanların
> çarpıcı şekilde herşeyin farkına varmasını istediği ana kadar binlerce yıldır
> Güneş tutulmaları esnasında Ay’ı bulutlarla gizleyerek, son ana kadar, tutulmaya
> sebep olan gezegenin Ay sanılmasını sağlamıştır.
>
> …………..
> Gerçeği örtenlerin cevap vermeleri gereken soru şudur. Şimdiye kadar Ay’ın
> sebep olduğu söylenen Güneş tutulmalarında ve özellikle tam tutulmada Ay,
> Güneş’i tam olarak bire bir örtmüştür. Eğer doğru ise, dünyadan yedi kat
> büyük olduğu söylenen Marduk, 2006 yılındaki tam güneş tutulmasına
> sebep olacak gezegen ise, gökyüzünde Ay’dan daha büyük veya daha küçük
> gözükmelidir. Yani, bu tarihte görülecek olan gezegen Marduk ise, Ay’dan
> daha büyük ve farklı yörüngede olduğuna göre ya Güneş’i tam örtememeli
> ya da Güneş’ten daha büyük gözükmelidir. Yok eğer Marduk gezegeni
> Ay’dan daha büyük ama daha uzak olduğu için aynı büyüklükte gözükecektir
> derlerse, o zaman 2006’daki tam güneş tutulması öncekilerden daha kısa
> sürmelidir. Kaldı ki, Güneş tutulmasına sebep olacak kadar Güneş’e yaklaştıysa
> önceden de görülmelidir, eğer Marduk gezegeni ise. Önümüzdeki
> tam Güneş tutulmasında var olduğu anlaşılacak olan 13. gezegendir ve bu
> nedenle önümüzdeki Güneş tutulmasının toplam süresi de öncekilerle aynı
> olacaktır. Tabii Ay da aynı anda gökyüzünde görülerek.
>
> …………….
> Suyun, Arşimet’in bir hamamdan çıplak olarak fırlayıp ‘buldum,buldum’ diyerek
> bağırmasını gerektirecek kendine özel bir kaldırma kuvveti yoktur. Her
> varlığın yapısına ve yoğunluğuna bağlı olarak kaldırma/taşıma kapasitesi
> vardır. Bir masanın üzerine birkaç bavul koyarsanız taşır ama yirmi paket
> çimento koyarsanız taşımaz ve kırılır. Mesele, ne kadar yükün ne kadar alana
> uygulanıyor olduğudur. Ağırlığın, taşıtıldığı yüzeye oranıdır. Denizde bir uçak
> gemisi batmaz ama küçücük bir taş batar. Nerede suyun kaldırma kuvveti?
> Her varlık madde özelliğine ve yoğunluğuna bağlı olarak gücü yettiği şeyi
> kaldırır. Karşılıklı iki varlığın yoğunluklarıyla ilgili bir olaydır. Sadece suya ait,
> insanı sokağa çıplak fırlatacak özel bir durum değildir.
>
> …………..
> Allah’ın Kur’an’da bildirmiş olduğu ayetlerin/kanıtların her birine karşı
> gerçeği örtenler hep bir yalan uydurmuştur. Allah ‘yer’ demiştir, onlar ‘yuvar-
> laktır’ demişlerdir. Allah, ‘Güneş’in yörüngesi var demiştir’, onlar ‘dünya
> Güneş etrafında dönüyor’ demiştir. Allah, ‘gece ve gündüz birer varlıktır ve
> yörüngeleri vardır’ demiştir, onlar ‘gece ve gündüz dünyanın kendi ekseni
> etfarında dönmesinden oluşuyor’ demişlerdir. Allah ‘insanı topraktan yarattık’
> demiştir, Arşimet gibi onlardan olan Darwin maymundan türediğimiz
> yalanını uydurmuştur. Kur’an’da ‘gemileri yüzdürüp sizin hizmetinize veren
> bizleriz’ denilmiştir, onlar ‘suyun kaldırma gücü var’ demişlerdir. Kur’an’da
> ‘oku’ denilmiştir, onlar ‘çok okuyan değil çok gezen bilir’ demişler, insanları
> okumakdan, gerçekleri öğrenmekten uzak tutmuşlardır.
>
> ………..
> Bilim, okyanusların alçalma ve yükselmesine (med-cezir olayına) Ay’ın çekim
> gücünün sebep olduğunu söylemektedir. Ay’ın, hemde kendisinden çok
> daha büyük olan dünyanın sözde çekim gücüne rağmen o kadar büyük ve
> ağır okyanusları hareket ettirecek çekim gücü var da, bizleri niye hareket
> ettirememektedir? Bir insan okyanuslardan daha mı ağırdır? Ay’ın, o kadar
> uzaktan okyanusları hareket ettiren sözde çekim gücüne kıyasla çok daha
> güçlü olması gereken dünyanın sözde çekim gücünden, bizler nasıl oluyorda
> zıplayarak kurtulabilmekteyiz?
>
> ………….
> Madem gezegenlerin çekim gücü vardır da, Ay’ın o kadar uzaktan milyarlarca
> ton ağırlığındaki okyanusları hareket ettiren çekim gücünden kat kat fazla
> olması gereken dünya gezegeninin sözde çekim gücüne rağmen uydular nasıl
> olup da sinek gibi dünyaya yapışmamaktadır? Uyduların kendi yapıları içindeki
> güç kaynakları dünyanın sözde çekim gücünden daha mı kuvvetlidir?
> Dünya kadar büyük bir gezegenin sözde çekim kuvvetini dengelemek için
> ulaşmaları gereken merkez kaç kuvvetine erişmek için uyduların çok büyük
> bir hızla hareket etmeleri gerekmez miydi? Bu denli hızla hareket etselerdi,
> uydular, amaçlarına uygun işleri yapabilirler miydi?
>
> ……..
> Gezegenlerin kendilerine ait bir çekim gücü yoktur. Arş’da melekler tarafından
> taşınıyor olduğuna göre tüm kâinatda aşağıya doğru bir çekimden
> bahsedilebilir fakat bu durum, her gezegenin kendi büyüklüğüne bağlı olan
> farklı çekim güçleri değildir. Arşimet ve Darwin gillerden olan Newton’un
> başını uf yapan elmanın aşağıya doğru düşmesinin sebebi yeryüzünün kendi
> çekim gücü değildir. Uzayda da olan ve tüm kâinata etki eden aşağıya doğru
> bir çekim gücüdür.
>
>
> Selam ve sevgiyle
>
> Mehmet Cüneyd Çapanik


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye