Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 5 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Devir Tarikat Devri Değil midir ?
MesajGönderilme zamanı: 17.03.09, 01:32 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 17.12.08, 16:48
Mesajlar: 237
Soru : Devir Tarikat Devri Değil midir ? Bazı kardeşlerimiz bu sözü çok sık kullanmaktadırlar

Cevap: Bismillahirrahmanirrahim. Besmele Hamdele ve salveleden sonra deriz ki ;

Üstaz Said Nursi Hz.lerine (rahimehullah) ait olan bu söz tevil edilmeye muhtaçtır. Zira ehl-i Sünnete göre tasavvuf ve tarikatların menşei ve menbaı Hz. Efendimiz sav.'dir. O'ndan sav. alınan hiç bir şeyin devri geçmiş değildir.

Çünkü ehl-i sünnet üç ana grupta oluşur ki bunların üçüncüsü mutasavvıflardır. (1) Kaldı ki tarikatların yaptıklarına baktığımız da gerek zikrullah olsun gerekse nefsi tezkiye ve tezhib-i ahlak olsun Kuran-ı Azimuşşan'dan alınmışlardır. Allah muhafaza cahil ve meşreb taasubu ile söylendiğinde küfre kadar gidebileceği Seyyid Esad Coşan k.s. tarafından beyan edilmiştir. (2)

Üstaz Said Nursi rahimehullahın bu sözünü bir kaç şekilde tevil edebiliriz :

1. Üzerinde binbir türlü baskı ve sıkıntı olan Üstad Hz.leri bir de tarikatçı damgası yememek için böyle bir tabir kullanmış olabilir. Nitekim "ben kimseye ders vermedim, ben şeyh değilim " gibi risaleler de geçen ifadeler de bunu kuvvetlendiriyor. Ayrıca Fethullah Gülen Hocaefendi de bu hususu zikretmiştir.
(3)

2. Talebelerinin risale-i nur hizmeti dışındaki meşreb ve meslekler ile alakadar olmalarını istememiş olabilir.

3. İman esaslarına yönelik binlerce hucum edildiği devre de Said Nursi tasavvuf ile kalbi aleme çekilinmesini hoş karşılamamış olabilir.

4. O devrede özellikle bir takım tekkelerin ve şeyhlerin yeni yeni bidatler ihdas etmeleri de Üstaz Hz.lerinin talebelerini tasavvuftan uzak tutmaya itmiş olabilir.

5. Süleyman Hilmi Tunahan k.s. ile haberleşen, vefatında hüzünler ve elemler yaşayan, tarikat dersi almak isteyen talebelerini Ramazanoğlu Sami Efendi k.s.'ya gönderen, talebelerinden Ali Haydar Efendi k.s.'yu ziyaret etmelerini emreden Said Nursi r.a.'in tarikatlare ve tasavvufa karşı olması mümkün
değildir.

Allahu alem bissevab

Halidiye Araştırma Grubu

(1) Tacuddin es Subki, Tabakatu’ş-Şafiiyye
(2) Esad Coşan , Güncel Meseleler
(3) Fethullah Gülen Fasıldan Fasıla


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Devir Tarikat Devri Değil midir ?
MesajGönderilme zamanı: 17.03.09, 03:37 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.12.08, 23:18
Mesajlar: 245
aslında her devir aslını 'search' etme ve kendine 'format' çekme devridir.. bu işin 'enter'i şeriat 'download' olma aşaması da tarikattir.. ve en-neticesi de benlikten 'delete' olmaktır.. en esaslı ve sorunsuz program (tarik)nakşibendiyye sistemidir.. bu hamle ve harekat uzmanlar (hacegan) tarafından en ince detayına kadar taranmıştır: hiç bir virüs (varta) içermez.. ve aynı zamanda verim performansı onaylanmış olup ömür boyu garantili (ve sağlıklı) bir sürüm (seyr) vaad eder..her hangi bir solucan (vehim)saldırısı ile sistem çökmeye yüz tuttuğu zaman bu alicenab program (himmet-i nakşiyye) otomatik olarak devreye girip kullanıcısını uyarır ve korur.. iş bu koruma modunda teveccüh butonu (nazar-ı himmet) active olur: kullanıcı o hamleyi görsün veya görmesin: sistem kurtarılmış ve yenilenmiştir.. 8-)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Devir Tarikat Devri Değil midir ?
MesajGönderilme zamanı: 17.03.09, 08:27 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
Bir cemaat: ‘Artık tarikat zamanı değildir. İmanı kurtarma zamanıdır.’ diyerek tarikat ve tasavvufa karşı çıkıyor. Neler söylersiniz?

Bu sözün söylendiği zamanki dünya şartları son derece önemlidir. Saîd Nursî’ye âid bu söz XX. yüzyılın ilk yarısında söylenmiştir. Bilindiği gibi, XIX. yüzyıl ve XX. yüzyılın ilk yarısı pozitivist ve materyalist düşüncenin egemen olduğu yıllardır. Pozitivizm ve materyalizm bu yüzyılın insanlarına, insanlığın ulaştığı son nokta olarak takdim edilmiş, din ve metafizik düşünce âdetâ öcü olürük gösterilmiştir. Doğu Avrupa ülkelerinde komünizm, Batı Avrupa ülkelerinde materyalizm, insanlığı ateizme sürüklemiş ve insanoğlu Allah’ın evinden kaşmıştır. Bizim ülkemiz de XIX. yüzyıldan itibaren bu rüzgârların etkisi altında kalarak ateizmin eşiğine kadar gelmiştir. Din, devlet eliyle toplum hayatının dışına itilmiş, dine ve dindarlara âdetâ ölümünü bekleyen aidsli hasta gözüyle bakılmıştır. İnananların böylesine horlandığı bir ortamda elbette yapılacak tek şey insanların imanlarını kurtarmaktır. Tekke ve tarikatların bile kapatılıp hizmetten men’edildiği bir ortamda insanlara götürülebilecek en önemli din hizmeti, imandır. Böyle zamanda en kutsal dâvâ, imanı kurtarma dâvâsıdır. Said Nursî de eserleriyle bunu yapmaya çalışmıştır. Aslında o devrin eli kalem tutan sûfî müelliflerinin yaptığı da o istikamettedir. Nitekim İsmâil Fennî Ertuğrul sûfî bir müellif Maddiyyûn Mezhebinin İzmihlâli, Hakikat Nurları ve Küçük Kitapta Büyük Mevzûlar adlı eserleriyle; Filibeli Ahmed Hilmi, Maddiyyûn Meslekinin Dalâleti adlı eseriyle buna çalışmıştır.

Tasavvuf, İslâmî hayatın zirve noktasıdır. İmanın ihsan kıvamında yaşanmasıdır. İmanın tehlikede olduğu bir dönemde böyle bir sözü, özellikle genç ve entellektüeller için son derece makul görmek gerekir. O günün öncelikli konusu iman idi. Ama bugün bütün dünyada yeniden dine ve İslâm’a dönüşün hızlandığı bir dönemde tasavvuf ve tarikatların önemini görmezden gelip karşı çıkmak yanlış olur. Said Nursî tasavvufa karşı bir insan değildi. Yaşadığı dönemin öncelikli konusunun tasavvuf olmadığı inancındaydı. Said Nursî bugün yaşasaydı, gelişen şartlar çerçevesinde onun da tasavvuf öncelikli hizmetlere ağırlık vereceğini sanıyorum. Nitekim talebelerinden geniş bir kitleyi yönlendiren saygın bir hocaefendinin yazılarında tasavvuf öncelikli konulara ağırlık verdiği görülmekte, çevresindeki gençlere de tasavvuf öncelikli tavsiyelerde bulunduğu duyulmaktadır. Bu bakımdan bu sözü söylendiği devir için doğru ve geçerli görmekle birlikte, bugün için geçerli olmadığını düşünüyorum.

http://tasavvuf.darulerkam.altinoluk.com/2008/05/01/bir-cemaat-artik-tarikat-zamani-degildir-imani-kurtarma-zamanidir-diyerek-tarikat-ve-tasavvufa-karsi-cikiyor-neler-soylersiniz/

---

Bedîuzzaman Risaleler’inde tasavvufu bir meyva; tasavvuf ehli ise Ankara’dan İstanbul’a gitmek için bir vasıta olarak tanımlıyor ve bu zaman da kişinin mutlaka bir yere bağlanması gerektiğini savunuyor.

Bedîuzzaman’ın tarîkatı meyva, tarîkat erbâbının ise maksada götüren yol olark görmesi birbiriyle çelişkili değildir. Sadece bakış açılarının farklılığından kaynaklanan farklı yorumlardır. Bilindiği gibi tasavvufun iki boyutu vardır. Bunlardan biri tahalluk; yani eğitim ve terbiye, diğeri tahakkuk; yani ma’rifet ve bilgidir. Tarik erbâbı tasavvufun eğitim boyutuna bakarak onu mutlak hakikata götüren bir araç olarak görmektedir. Bedîuzzaman ise Tasavvufun tahakkuk tarafına; marifet ve bilgi tarafına bakarak onu meyva olarak değerlendirmektedir. Çünkü tasavvufun gayesi insanı gerçeğe erdirmek ve marifet meyvasına ulaştırmaktır.

http://tasavvuf.darulerkam.altinoluk.com/2008/05/01/bediuzzaman-risalelerinde-tasavvufu-bir-meyva-tasavvuf-ehli-ise-ankaradan-istanbula-gitmek-icin-bir-vasita-olarak-tanimliyor-ve-bu-zaman-da-kisinin-mutlaka-bir-yere-baglanmasi-gerektigini-savun/

---

Said Nursi HZ.lerinin zaman tarikat zamani degil sozunu aciklarmisiniz ve Risale-i Nur hakkinda bilgi verir misiniz.

Cevap:


Said Nursi hazretleri tarikat kavramını burada çok dar anlamda ele almış; nafile ibadetlerle uğraşmaktansa bilgilenmeye ve bilinçlenmeye önem verilmelidir, demek istemiştir. Bu sözün söylendiği zamanki dünya şartları son derece önemlidir. Bu söz yirminci yüzyılın ilk yarısında söylenmiştir. Bilindiği gibi, ondokuzuncu yüzyıl ve yirminci yüzyılın ilk yarısı pozitivist ve materyalist düşüncenin egemen olduğu yıllardır. Pozitivizm ve materyalizm bu yüzyılın insanlarına, insanlığın ulaştığı son nokta olarak takdim edilmiş, din ve metafizik düşünce adeta öcü olarak gösterilmiştir. Doğu Avrupa ülkelerinde komünizm, Batı Avrupa ülkelerinde materyalizm, insanlığı ateizme sürüklemiş ve insanoğlu Allah’ın evinden kaçmıştır.

Bizin ülkemiz de ondokuzuncu yüzyıldan itibaren bu rüzgarların etkisi altında kalarak ateizmin eşiğine kadar gelmiştir. Din, devlet eliyle toplum hayatının dışına itilmiş, dine ve dindarlara adeta ölümünü bekleyen vebalı hasta gözüyle bakılmıştır. İnananların böylesine horlandığı bir ortamda elbette yapılacak tek şey insanları bilinçlendirmektir. O devrin eli kalem tutan sufi müelliflerinin yaptığı da o istikamettedir.

Tasavvuf, İslami hayatın zirve noktasıdır. İmanın ihsan kıvamında yaşanmasıdır. İmanın tehlikede olduğu bir dönemde böyle bir sözü, özellikle genç ve entelektüeller için son derece makul görmek gerekir. O günün öncelikli konusu iman idi. Ama bugün bütün dünyada yeniden dine ve İslam’a dönüşün hızlandığı bir dönemde tasavvuf v e tarikatların önemini görmezden gelip karşı çıkmak yanlış olur. Bu görüşün sahipleri tasavvufa karşı değillerdi.

Risale-i Nur da bu şartlar altında insanlara Müslümanlıklarını gereğini anlatmış olan Said Nursi hazretlerinin eserleridir. O gün için hayli hizmetler görmüştür. Ama bu kitapları bütün çağlara hitap eden, bütün kitaplardan daha üstün eserler olarak görmek yanlış olur kanaatindeyiz.

http://www.iskenderpasa.com/sss/sorugoster.asp?konu=Said%20Nursi


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Devir Tarikat Devri Değil midir ?
MesajGönderilme zamanı: 18.03.09, 15:48 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 01.01.09, 21:37
Mesajlar: 22
Bu kadar Meşayıh Bu kadar Ehlullah ve bu kadar Mürşid Tasavvufa Rabıtaya Tarikate ve Virde çağrıyorken,biz şahsımız adına,Ehl-i Sünnet dairesinde Said-i Nursi Merhumun sözünü sineye çekeriz. Elimizden de başka birşey gelmez. :)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Devir Tarikat Devri Değil midir ?
MesajGönderilme zamanı: 20.04.09, 13:06 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 926
Alıntı:
Risale-i Nur da bu şartlar altında insanlara Müslümanlıklarını gereğini anlatmış olan Said Nursi hazretlerinin eserleridir. O gün için hayli hizmetler görmüştür.

Ama bu kitapları bütün çağlara hitap eden, bütün kitaplardan daha üstün eserler olarak görmek yanlış olur kanaatindeyiz.

http://www.iskenderpasa.com/sss/sorugos ... id%20Nursi


Hz. şeyh M. Esad Coşan rh.a.'in takipçilerinden şu görüşlerini daha yüksek ses ile ve daha cesaret ile dillendirmelerini beklerim.

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 5 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye