Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Dışarıdan Bir Bakışla: Nakşıbendilik
MesajGönderilme zamanı: 27.03.12, 10:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 15.11.09, 21:21
Mesajlar: 98
NAKŞİBENDİ NEDİR VE TARİHİ GELİŞİMİ

Esasları, Hicri 718 (1218) yılında Buhara'da doğan ve Türk soyundan olan Muhammed Bahaüddin Nakşibend tarafından konulmuş, İslâm ülkelerinde ve özellikle yurdumuzda yaygın olan bir tarikattır. Nakşibendi tarikatını kuran Muhammed Bahaüddin Nakşibend, Hacegan Tarikatı şeyhlerinden Muhammed Baba Semmasi tarafından yetiştirilmiştir. Söz konusu tarikat, Osmanlı İmparatorluğu'nun da resmi tarikatı olmuştur.

Nakşibendi tarikatı, Muhammed Bahaüddin Nakşibend'in halifelerinden Alaattin Attar, Zahid Bedahşi ve Muhammed Parsa tarafından çok geniş bir bölgeye yayılmış ve bilhassa Yesevi tarikatının bulunduğu bölgelerde geniş taraftar kazanmıştır. İmam Rabbani zamanında iyice kuvvetlenen tarikat, bundan sonra İmam Rabbani'nin oğulları vasıtasıyla hem nakli, hem tasavvufi, hem de pozitif ilimlerin öğretildiği bir medrese ve halka açık bir müessese hâline gelmiştir.

Tarikatın İstanbul'a ilk gelişi, Fatih Sultan Mehmet zamanında Molla İlâhi vasıtasıyla olmuştur. Ancak, bununla birlikte tarikatın Osmanlılar'da genişlemesi 18. yüzyılda gerçekleşmiştir. Bu dönemde Mevlâna Ziyaeddin Bağdadi ile genişleyen tarikatın, aynı zamanda Osmanlı Padişahlarından da büyük himaye ve itibar gördüğü bilinmektedir.

Sûnniliğin ön plânda tutulduğu, zikir ve adabında sükûnetin hakim olduğu bu tarikat, Türk kültürüne, halk eğitimine ve Anadolu birliğine büyük katkılar sağlamış bir tarikat olarak kabul edilmektedir.

Nakşibendi tarikatı, tarihi gelişimi içersinde çeşitli kollara ayrılmıştır. Değişik dönemlerde tarikat silsilesi içersindeki bazı zatların isimlerine izafeten farklı şekillerde isimlendirilmiş ancak, Muhammed Bahaüddin Nakşibend'ten sonra genel olarak 'Nakşibendilik' adıyla anılmıştır.

Tarikatın Gelişimi

* Hz. Ebubekir'den Ebu Yezit Bistami'ye kadar 'Sıddıkiye',
* Bistami'den Abdülhalik Gücdüvani'ye kadar 'Tayfuriye',
* Gücdüvani'den Muhammed Bahaüddin Nakşibend'e kadar 'Haceganiyye',
* Muhammed Bahaüddin Nakşibend'ten Ubeydullah Ahrar'a kadar 'Nakşibendiyye',
* Ubeydullah Ahrar'dan İmam Rabbani'ye kadar 'Nakşibendiyye-i Ahrariyye',
* İmam Rabbani'den Şemseddin Mazhar'a kadar 'Nakşibendiyye-i Müceddidiyye',
* Şemseddin Mazhar'dan Mevlâna Halid'e kadar 'Nakşibendiyye-i Mazhariyye',
* Mevlâna Halid'den sonra da 'Nakşibendiyye-i Halidiye' olarak anılmıştır.

1.2. Amacı

Devletin sosyal, siyasi, ekonomik ve hukuki temel nizamlarını dini esas ve inançlara göre düzenlemektir.

1.3. Stratejisi

İslâmi esaslara dayalı devlet düzeninin ihyası yönünde, doğal taban olarak nitelenen sûnni toplumun desteğini almak sûretiyle parlamenter sistem içersinde nihai amaca ulaşma yönünde bir strateji benimsemişlerdir.

2. Teşkilâtı

2.1. İskender Paşa Cemaati

Ünlü Nakşibendi Şeyhi Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi'nin 1850'li yıllarda kurmuş olduğu Gümüşhanevi Dergâhı içersinde yetişen ve Nakşibendi Tarikatı'nın önde gelen isimlerinden biri olarak bilinen Mehmet Zahit Kotku'nun kurucu ve ilk şeyhliğini yaptığı gruptur. 1958 yılından itibaren İstanbul İskender Paşa Camii'nde imamlık yapan Mehmet Zahit Kotku'nun 1980 yılında ölmesi üzerine, tarikat liderliğini damadı Prof.Dr.Esad Coşan üstlenmiştir. Prof.Dr. Esat Coşan, 3 Şubat 2001 tarihinde Avustralya'da bir trafik kazasında ölmüş ve yerine oğlu Nurettin Coşan cemaat lideri olmuştur.

Mehmet Zahit Kotku, faaliyetlerin kanunlar çerçevesinde sürdürülmesine azamî hassasiyet göstermiş ve bunun neticesi olarak da herhangi bir adli soruşturmaya maruz kalmamıştır.

Mehmet Zahit Kotku döneminde, basın ve yayın alanında herhangi bir faaliyeti görülmeyen grubun, Prof.Dr. Esat Coşan'ın başa geçmesi ile birlikte bu alanda önemli atılımlar yaptığı görülmüştür. Bu meyanda çıkartmış olduğu mecmua ve dergilerin, açmış olduğu radyo istasyonlarının yanı sıra TV kanalı kurma çalışmalarını da hızlandırdığı gözlenmektedir.

Prof.Dr. Esad Coşan'ın vefatından sonra cemaatin yöneticiliğine getirilen oğlu Nureddin Coşan'ın ise dini konulardaki yetersizliği, uzun yıllar yurt dışında yaşaması, giyim ve yaşam tarzı hususlar nedeniyle cemaat içersinde eleştirilere maruz kaldığı ve adı geçenin yöneticiliğinin, bir kısım cemaat mensubunca uygun görülmediği öğrenilmiştir.

Bu bağlamda Nureddin Coşan'ı tasvip etmeyen cemaat mensuplarının bir kısmının, Adıyaman Menzil Grubu'na bağlanmaya başladıkları yönünde bilgiler mevcuttur.

2.2. Erenköy Cemaati

Nakşibendiler içersinde bir diğer kol ise Mahmut Sami Ramazanoğlu'nun liderliğinde faaliyete başlamış ve günümüze kadar gelmiş olan Erenköy Cemaati'dir. Mahmut Sami Ramazanoğlu, bir ara Gümüşhanevi Dergâhı içersinde yer almışsa da, daha sonra Kalemi Dergâhı'nın Şeyhi Erbil'li Mehmet Esad Efendi'ye bağlanmıştır. Ömrünün kalan kısmını İslâm'ın kutsal topraklarında geçirmek amacıyla, 1979 yılında Suudi Arabistan'a giden Mahmut Sami Ramazanoğlu, 1984 yılında orada vefat etmiştir.

Onun yerine grubun yayın organı Altınoluk Dergisi'nde 'Sadık Dana' adıyla yazıları çıkan Musa Topbaş geçmiş, Ahmet Taşgetiren, İsmail Lütfi Çakan ve Tahir Büyükkörükçü gibi şahıslar da cemaatin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. Grubun lideri Musa Topbaş'ın maddi yönden durumunun iyi olduğu ve özellikle zamanının büyük bir kısmını ticari ilişkileri doğrultusunda, yurt dışında geçirliği gözlenmektedir.

1986 yılında ilk olarak yayın hayatına başlayan Altınoluk Dergisi çevresinde hâlen faaliyetlerini sürdürdüğü bilinen grubun, Muradiye Kültür ve Eğitim Vakfı ile irtibatlı olarak çeşitli illerimizde özel okul ve üniversite hazırlık dershaneleri açmak sûretiyle eğitim faaliyetleri içersinde bulunduğu da bilinmektedir.

16 Temmuz 1999 tarihinde ölen Musa Topbaş'ın yerine, oğlu Osman Nuri Topbaş geçmiştir.

2.3. İsmail Ağa Cemaati

Mehmet Zahit Kotku'nun ölümüne kadar İskender Paşa Cemaati içersinde yer alan Mahmut Ustaosmanoğlu, Mehmet Zahit Kotku'nun ölümüyle birlikte ayrı hareket etmeye başlamış ve kamuoyunda İsmail Ağa Cemaati olarak bilinen yeni bir grubu oluşturmuştur.

İsmini, Mahmut Ustaosmanoğlu'nun imamlığını yaptığı İsmail Ağa Camii'nden alan grup, daha ziyade camii'nin hemen yanına inşaa edilmiş olan Kur'an Kursları ve bilhassa bu kurslara iştirak eden talebelerin kıyafetleriyle dikkatleri çekmektedir. İstanbul'un Fatih ilçesinde yoğun olarak yaşayan grubun elemanları sarık, şalvar ve cübbeden oluşan giyim tarzlarıyla diğer Nakşibendi gruplardan farklılık göstermektedir.

Radikal tavırlarıyla da diğer gruplardan farklılık gösteren bu grubun katı bir imaj vermiş olması, tabana yayılmasında engel teşkil etmiş ve zannedildiğinin aksine geniş bir yapılanmaya gidememiştir.

Söz konusu cemaatin son dönemde de eskiden olduğu gibi eğitim faaliyetlerine ağırlık verdiği ve Cübbeli Ahmet Hoca lâkabı ile tanınan Ahmet Mahmut Ünlü'nün çeşitli illerimizde verdiği vaazları, yine eğitim seviyesi belli bir düzeyin altındaki halk kitlesi arasında dikkat çekmeye ve taraftar bulmaya devam ettiği gözlenmektedir. Bu meyanda söz konusu cemaatin eğitim faaliyetleri kapsamında;

18 Ekim 2001 tarihinde İstanbul'un Silivri ilçesine bağlı Akören köyü civarında medrese olarak adlandırılan bir çiftlik evinde 18 yabancı uyruklu şahıs (Gürcü ve Çeçen) ile yaşları 8-21 arasında değişen 41 T.C. uyruklu şahsın irticai faaliyet içersinde ve irticai yayınlarla birlikte yakalandıkları çiftlik evinde, İsmail Ağa Cemaati arasında Mahmut Efendi olarak tanınan Mahmut Ustaosmanoğlu ile Cübbeli Ahmet Hoca olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü'nün sözde felsefi görüşlerinin öğretildiği,

* İrticai eğitim ve öğretime ilave olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin mevcut anayasal düzeninin yıkılarak anayasasının Kur'an olduğu ve şeriat esaslarına dayalı bir devletin kurulmasının gerektiği,

* Şeriat yönetim şeklinin öncelikle Türkiye'de kurularak, bunun diğer devletlere de örnek teşkil etmesi gibi konuların işlendiği tespit edilmiştir.

Bunun yanı sıra cemaat hakkında elde edilen bilgilerden;

* Cemaate bağlı olarak; İstanbul'un Fatih ilçesinde kız ve erken öğrencilerin ayrı ayrı olmak üzere bazı evlerde 15-20 kişilik öğrenci gruplarına paralı ve illegal olarak yatılı medrese eğitimi verildiği,

* Anılan cemaat mensuplarının yasal olarak Kur'an kurslarını da kendi aralarında medrese olarak adlandırdıkları ve burada eğitim gören öğrencilere medrese ismi ile hazırlanmış belgeler ve karne tanzim ettikleri,

* Cemaat mensuplarının İstanbul'da; Eyüp, Küçükçekmece, Sultanbeyli ve Ümraniye ilçelerinde de faaliyette bulundukları belirlenmiştir.

* Son zamanlara kadar herhangi bir yayın organı bulunmayan bu grubun, 1995 yılı içersinde Furkan isimli bir dergi çıkartmaya başladığı bilinmektedir. İsmail Ağa Dergâhı, 1999 yılı içerinde irticai terör örgütü İBDA-C'nin hakimiyetine girmiştir. İBDA-C'nin lideri dahil olmak üzere çok sayıda mensubunun tutuklanması ve örgütün irticai çevrelerde destek bulmaması, İsmail Ağa Dergâhı'nı marjinal hâle getirmiştir. Söz konusu dergâhın kısa sürede kendisini toparlaması beklenmemektedir.

Nakşibendi Tarikatı - İsmail Ağa Cemaati içersinde Cübbeli Ahmet Hoca lâkabı ile tanınan ve Mahmut Ustaosmanoğlu'nun talebelerinden olan Ahmet Mahmut Ünlü, 17 Ocak 2002 tarihinde İstanbul'da yakalanarak gözaltına alınmış, 18 Nisan 2002 tarihinde İstanbul DGM'ce görevsizlik kararı verilerek sevk edildiği İstanbul ili Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı'nca tutuklanarak İstanbul Bayrampaşa Özel Tip Cezaevi'ne gönderilmiştir.

2.4. Adıyaman - Menzil Dergâhı

Ülkemizdeki Nakşibendiler içersinde yer alan bir başka kol ise Adıyaman'ın Menzil Köyü'nde, kendine has faaliyetleri ile dikkat çeken Siirt'li Şeyh Muhammed Reşit Erol'un Dergâhı'dır. Muhammet Reşit Erol, diğer kollardan ayrı olarak Nakşi Şeyhliğini babasından almıştır.

Vatandaşlarımızın 'Menzil Dergâhı' olarak adlandırdığı Menzil Köyü, halk arasında adeta kötü alışkanlıklardan kurtulma için ziyaret edilmesi gereken bir yer olarak görülmekte ve bu maksatla da büyük bir ziyaretçi akınına uğramaktadır.

Menzil'e giden ziyaretçilerin, şeyhin dergâhında yemek yedikleri, arkasında namaz kıldıkları, sohbetlerine katıldıkları ve yapılan telkinler neticesinde de bazı kötü alışkanlıklarını terk ettikleri bizzat gidenlerin yaşadıkları hususlar olarak anlatılmaktadır.

1903 yılında Ankara'da geçirdiği bir kalp krizi sonucu ölen Muhammet Reşit Erol'un yerine kardeşi Abdülbaki Erol geçmiştir.

Adıyaman Menzil Grubu Nakşibendilerin son dönemde legal organizasyonlar bünyesinde bir taraftan bol ve düzenli gelir getirici açılımlarına devam ederken diğer taraftan taban genişletme amaçlı faaliyetlerde bulundukları gözlenmektedir. Bu meyanda söz konusu grup tarafından;

* 2002 yılı içersinde, FM bandında yayın yapacak bir radyo istasyonunun faaliyete geçirilmesinin plânlandığı, 'Semerkand FM' adıyla kurulacak olan radyo istasyonunun, öncelikli olarak Ankara ve İstanbul'a müteakiben de Türkiye genelinde yayın yapacağı,

* Bahse konu grubun fikirleri doğrultusunda yayın yapan Semerkant Dergisi'nin merkezi tarafından, illerde bulunan grup mensuplarına ziyaretler yapılarak, grubun söz konusu illerdeki faaliyetleri hakkında bilgi alışverişinde bulundukları,

* İstanbul'da 'Biltek' isimli bir ilköğretim okulunun yaptırılması kararı alındığı, yaptırılacak okula cemaat mensuplarının 1000 Dolarlık hisseler ile ortak olabilecekleri,

* 2001 yılı içersinde eğitim, dergi ve ticaret alanında Türkiye'de başlatılan çalışmalardan olumlu sonuçlar alması üzerine, aynı çalışmanın Avrupa'da da uygulamaya geçirilmesi kararı aldığı, nitekim Moskova'da bulunan cemaat mensubu öğrencilere yönelik Ekim 2001 ayı içersinde bir dergâh açıldığı öğrenilmiştir.

* Bunun yanı sıra Adıyaman Menzil grubu yönetim kademesi düzeyinde Adıyaman ilinin Kâhta ilçesine bağlı Menzil köyünde 21-22 Temmuz 2001 günlerinde yapılan toplantıda gündeme gelen hususlar, bölgede oluşan toplumsal hassasiyet açısından dikkat çekmiştir.

* Söz konusu toplantıda; 'Mayıs-Temmuz 2001 ayları arasında Menzil köyüne ziyarete gelen taraftar kafilelerine, bölgede kontrol yapan güvenlik güçlerince fişleme yapıldığı şeklindeki şayialar ve kaba davranıldığının belirlenmesi bağlamında, tepki gösterilmesinden korkulduğu, bu nedenle cemaat mensuplarının, itidalli davranmaları için uyarılması gerektiği' ifade edildiği,

Bu meyanda, Adıyaman Menzil Grubu'na alternatif oluşturmak amacıyla cemaat yöneticisi Abdülbaki Erol'un babasının doğduğu Siirt'e de Menzil Köyü benzeri bir yapılanma gerçekleştirilmesinin plânlandığı öğrenilmiştir.

Günümüzde grubun, Afyon Termal Kaplıcalarında bulunan tesisleri, özellikle yaz aylarında Abdülbaki Erol'un da buraya gelmesi ile birlikte ikinci bir ziyaret merkezi olma özelliğini kazanmıştır.

Ayrıca Ankara Esenboğa yolundaki Pursaklar mevkiinde bulunan külliye, sağlığında Muhammet Reşit Erol'un, günümüzde de Abdülbaki Erol'un ziyaret edip kaldıkları mekânlar arasında bulunmaktadır.

Ayrıca, ABD'nin Afganistan'a yaptığı harekât ile ilgili olarak;

Radikal İslâmi yorum ve uygulamaları ile belirginleşen Mahmut Ustaosmanoğlu grubu Nakşibendi kesimin, Müslüman - Hristiyan mukayesesi noktasından hareketle Müslümanı kayıtsız şartsız destekleme görüşü doğrultusunda tavır aldıkları,

İsmail Ağa Cemaati mensuplarının da cep telefonları ile; 'Şu anda Müslüman kardeşlerimize kâfirler hain saldırıya başladılar. Allah için duaya, Resûlüllah için salavata, Müslüman kardeşlerimiz için bu gece gözyaşı dökelim, en az on kardeşini uyar. Allah yardımcımız olsun. Amin' yazılı mesajlar gönderdikleri belirlenmiştir.

3. Yan Kuruluşları ve Destekleyen Sivil Toplum Örgütleri

İllegal kuruluşlarla belirlenmiş bir faaliyetine rastlanmamıştır. Legal alanda kurmuş oldukları;

3.1. Muradiye Kültür ve Eğitim Vakfı

3.2. Hak Yol Eğitim Yardımlaşma ve Dostluk Vakfı

Tam adı; Hak Yol Eğitim Yardımlaşma ve Dostluk Vakfı'dır. Sarıgüzel Caddesi No:13'de merkezini kuran vakfın faaliyet sahaları şöyle belirlenmektedir:
'Matbaa kurar...
Yayınlar yapar. Bant, plâk, kitap, broşür, gazete, dergi, tiyatro eserleri, filmler gibi...
Konferans, seminer, kurs, vaaz, açık oturum, kongre, sempozyum vs. tertip eder...
Yarışlar, şenlikler, ihtifallar, anma günleri yapar...
Daimi kurslar; Kur'an, lisan, biçki-dikiş vs. Okullar, kreşler açar... Yurt, kamp, sahil siteleri ve pansiyonlar açar... Spor tesisleri ve şehir içi salonları kurar...
Kütüphane, arşiv ve müzeler tesis eder... Araştırma ve inceleme enstitüleri kurar...
İhtiyaç sahiplerine borç vermek, tahsil ve araştırma bursları vermek, nişan, düğün ve sünnet yardımları yapmak gibi faaliyetleri de bünyesine alacağını vaat eder.'

Vakfın gelir sahasını ise şöyle sıralayabiliriz;

Vakıf kurucularının ortaya koyduğu sermaye, her üyenin ilk girişte ödeyeceği giriş aidatı ve her ay ödeyeceği aidatlar, her türlü şartlı ve şartsız bağışlar,
Mevcut mal ve nakit varlığını nemalandırmak için gerekli tedbirleri alır,
Her türlü ticaret, sanat, sanayi ve ziraat, hayvancılık, madencilik, turizm, ulaştırma sahalarında şirket ve işletmeler kurar. Kurulu olanlara ortak olur veye ortak alır. İthalat ve ihracat yapar. Patent ruhsat, bayilik alır ve verir.
Menkul ve gayrimenkul alır ve satar. Kiralar, kiraya verir.
Zekât, fitre, kurban derisi vs. toplar.
Yurt içinden ve yurt dışından, doğrudan doğruya veya vasiyet yoluyla hakiki veya hükmi şahıslar tarafından bağışlanan menkul veya gayrimenkuller ve her türlü kıymet ve haklar...

Hak Yol Vakfı'nın Kurucuları; Mahmut Esat Coşan, Y. Kenan Kul, Mehmet İncili, Selçuk Yurtseven, Ömer Faruk Diker, Şeref Şensöz, Rüstem Altınbaş, Abidin Çetin, Enver Ergün...

3.3. Beşiktaş İmar Güzelleştirme ve Sosyal Yardım Vakfı

Vakfın kurucuları; Talat İçöz, Eymen Topbaş, Ali Coşkun, Mehmet Alacacı, Üzeyir Garih, İshak Alaton, Ali Tanrıyar, Aydın Doğan, H. Bayram Güneş, Mükerrem Taşçıoğlu, Mümtaz Kola, Turgut Işık, İlyas Özgüer, Sıtkı Çiftçi, Yılmaz Sanlı, Adil Karaağaçlı, İbrahim Polat, Kemal Dedeman, Mehmet Huntürk, Hüseyin Kocabıyık, Hüseyin Anlar, Cengiz Aslan, Çetin Biraniç, Tekin Günver, Fikri Akşit, İbrahim Yalçın, M. Salih Tatlıcı, Hasan Çolakoğlu, Faruk Ebubekir, İbrahim Bodur, Gündüz Sevilgen, Nurullah Gezgin, Ahmet Ekmekçioğlu, Abdülkadir Çavuşoğlu, Engin Pak, Ahmet Yiğitbaş, Haydar Akın, Hulusi Çetinoğlu, Orhan Demirtaş, Mehmet Güler, Yalçın Sürmeli...

3.4. Birlik Vakfı

Vakfın kurucuları; Abdülkadir Aksu, Mehmet Alacacı, Azmi Ateş, Hüseyin Avşaroğlu, Ahmet E. Bedük, Nasuh Boztepe, Bahaeddin Cebeci, Ali Coşkun, Hüseyin Coşkun, Bekir Çalkan, Ahmet R. Çelebi, İbrahim H. Çelik, Cemil Çiçek, İbrahim M. Doğruer, Recep Tayyip Erdoğan, Zeki Ergezen, Orhan Esmer, Metin Genç, Hüseyin Gözgü, İsmail Kahraman, Hasan Kalyoncu, Yaşar Karayel, Fahrettin Kasarcı, Sadi Kaya, Fatih Kurtulmuş, O. Kadri Keskin, Recai Kutan, Sabahattin Mücahitoğlu, Mehmet Özyol, R. Sedat Savaşer, Abdurrahman Serdar, Bilal Şahin, Sami Şener, Mustafa Şimşek, Cafer Tatlıbal, Erdoğan Tozduman, Erman Tuncer, M. Fatih Uğurlu, Kasım Yapıcı, Bekir Yıldız.

4. Destekleyen Basın Yayın Organları

a. Altınoluk Dergisi (Erenköy Cemaati Yayını),
b. İslâm Dergisi (İskender Paşa Cemaati Yayını),
c. Kadın ve Aile Dergisi (İskender Paşa Cemaati Yayını),
d. İlim Sanat Dergisi (İskender Paşa Cemaati Yayını),
e. Panzehir Dergisi (İskender Paşa Cemaati Yayını),
f. Furkan (İsmail Ağa Cemaati Yayını),
g. Yavuz TV ve Yıldız TV (İskender Paşa Cemaati),
h. Akra FM (İskender Paşa Cemaati Yayını),
i. Beyan Dergisi (İsmail Ağa Cemaati Yayını),

5. Mali Kaynakları

Kurmuş oldukları şirketler, okullar, dershaneler ile yayın organlarından elde ettikleri paralar ile faaliyetlerini idame ettirmektedirler. Yaygın bir halk kitlesine de sahip olduğundan, bu kitlenin de önemli sayılabilecek derecede yardımları olduğu bilinmektedir.

Bazı Şirketler

Nakşibendilerin lideri Muharrem Nurettin Coşan'ın ilişkili olduğu şirketlere bakıldığı zaman karşımıza; sağlık, turizm, eğitim, radyo ve televizyonculuk, otomotiv, gıda, tarım ve hayvancılık, inşaat, sigorta, kağıt ve matbaa sektörlerine kadar muazzam bir yapılanma ortaya çıkmaktadır. Muharrem Nurettin Coşan'ın ilişkili olduğu şirketler:

4048/8 Sicil No.lu, Merkezi Küçükçamlıca'da olan 'Ak-Ra Televizyon Habercilik ve Yapım A.Ş.',

17026/8 Sicil No.lu, Merkezi Kartal'da bulunan Tasfiye Hâlinde olan 'Sürur Gıda San. Tic. Ltd. Şti.',

228901/0 Sicil No.lu, Merkezi Güneşli'de yer alan 'Davet Yayıncılık Radyo Televizyon ve Habercilik Tic. A.Ş.

231546/0 Sicil No.lu, Üsküdar'da faaliyet gösteren 'Asfa Eğitim Tesisleri A.Ş.',

231770/0 Sicil No.lu, Üsküdar merkezli 'Vera İç ve Dış Ticaret A.Ş.',

318298/0 Sicil No.lu, Merkezi Topkapı'da olan 'Tomar Kağıtçılık Matbaacılık San. Tic. A.Ş.',

321119/0 Sicil No.lu, Merkezi Fatih'de bulunan 'Sim-Ağ İhtiyaç Maddeleri Pazarlama A.Ş.',

328709/0 Sicil No.lu, Küçükçamlıca adresinde faaliyet gösteren 'Server Holding A.Ş.',

11145/8 Sicil No.lu, Ümraniye'de aynı isimle çalışan 'Ümraniye Sağlık Tesisleri Tic. A.Ş.',

23597/8 Sicil No.lu, Kadıköy'de faal 'Medi Zinde Sağlık Hizmetleri A.Ş.',

250650/0 Sicil No.lu, Fatih'te çalışan 'İspa Turizm Taşımacılık ve Tic. A.Ş.',

285133/0 Sicil No.lu, Yenibosna'da faaliyet gösteren 'Haksağ Sağlık Hizmetleri A.Ş.',

285134/0 Sicil No.lu, Fatih'te bulunan 'Fuzul Otomotiv Dış Ticaret ve İnşaat San. A.Ş.',

287934/0 Sicil No.lu, Fatih'te bulunan 'Bonanza Modern Tarımcılık ve Hidropolik Sistemler Ltd. Şti.',

295816/0 Sicil No.lu, Mecidiyeköy'de bulunan 'Grafik Reprodüksiyon San. A.Ş.',

296928/0 Sicil No.lu, Topkapı'da bulunan Tasfiye Hâlinde olan 'Ümran İnşaat Taahhüt ve Tic. A.Ş.',

311849/0 Sicil No.lu, Üsküdar'da bulunan 'Yıldız Danışmanlık Televizyon Reklam Prodüksiyon San. Tic. A.Ş.

322017/0 Sicil No.lu, Fatih'te bulunan 'Akva Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş.',

406965/0 Sicil No.lu, Üsküdar'da bulunan 'Yavuz Radyo Televizyon Yayıncılık A.Ş.',

439877/0 Sicil No.lu, Küçükçamlıca'da bulunan 'Necat İnşaat ve Dış Ticaret San. A.Ş.',

233427/0 Sicil No.lu, Fatih'te bulunan 'Seha Neşriyat ve Tic. A.Ş.'

6. Tarikatın Yapmış Olduğu Sosyal Hizmetler (!)

DYP-SHP hükümeti döneminde, Malatya'da kurulan İnönü Üniversitesi Darende İlahiyat Fakültesi'nin Nakşibendi Tarikatı tarafından kurdurulduğu ve bu kurumun tamamen tarikat egemenliğinde olduğu ortaya çıktı. YÖK Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan 'çok gizli' bir raporla, konu YÖK Genel Kurulu ve Başbakanlık'a iletildi.

YÖK Raporu'nda, Malatya il merkezine 120 km. uzaklıktaki 11.000 nüfuslu ilçeye böyle bir fakülte kurulmasının hiçbir bilimsel, kültürel, sosyal ve stratejik nedeni bulunmadığı vurgulanmıştır. Raporda, fakültenin Nakşibendi Tarikatının elinde nasıl ve hangi amaçlar için kullanıldığı ortaya konulmuştur. Raporda, 1993 yılında eğitime başlayan fakülte ve vakıfla ilgili bilgiler şöyle yer almıştır :

7. Değerlendirme

7.1. İskender Paşa Cemaati,

Tarikatın, Esad Coşan'ın ölümünden sonra kamuoyuna eski yoğunlukta gelmediği, bunun da tarikatın liderliğine getirilen Nurettin Coşan'ı onaylamadığı anlamına gelebileceği, bu nedenlerle söz konusu tarikatın faaliyetlerinde bir durgunluk yaşandığı kıymetlendirilmektedir. Yine de ticari, siyasi ve taban açılarından oturmuş bir yapısı olan tarikatın kısa süre içersinde eski etkinliğini yeniden gösterebileceği, tarikat liderleri konusundaki sıkıntıları Nurettin Coşan'ı değiştirerek aşmaya çalışacağı değerlendirilmektedir.

7.2. Erenköy Cemaati,

Söz konusu grubun önümüzdeki dönemde yurt içi ve yurt dışındaki eğitim ve ticari faaliyetlerine devam edeceği değerlendirilmektedir.

7.3. İsmail Ağa Cemaati,

Söz konusu cemaatin İBDA-C terör örgütü ile ilişkisi olması ve bu örgüte karşı Güvenlik güçlerinin başarılı operasyonlarda bulunması, anılan cemaati de olumsuz olarak etkilemiştir. Ayrıca cemaatin önemli isimlerinden Ahmet Ünlü'nün hapis cezası alması, cemaat açısından büyük bir olumsuzluk oluşturmuştur.

Bu nedenle söz konusu cemaatin ve önümüzdeki dönemde geçmişe oranla çok daha etkili olarak eğitim ve propaganda faaliyetlerini sürdüreceği değerlendirilmektedir.

7.4. Adıyaman - Menzil Grubu,

Son dönemlerde söz konusu grubun her alandaki faaliyetlerini artırdığı, irticai faaliyetlere karşı alınan tedbirlerden, eğitim ve finans alanlarında ciddi bir etkinlikte bulunmadığı için yasal sınırlandırmalardan etkilenmediği, bu nedenle içindeki faaliyetlerini artırarak devam ettirdiği, özellikle de son bir yıl içersinde yurt dışına açılım yaptığı gözlenmektedir.

Anılan grubun, önümüzdeki dönemde yasal bir engelle karşılaşmadan taban genişletme ve yurt dışındaki eğitim ve ticari faaliyetlerinde ciddi bir atılım göstereceği değerlendirilmektedir.

Ülkemizde mevcut tarikatlar içinde en yaygın ve etkili olanlardan biridir. Bütün tarikatların ana kaynağı ve Osmanlı Padişahlarının da Nakşibendi olması halk arasında ayrı bir önem taşımaktadır. Tarikat içersindeki İsmail Ağa Cemaati dışındaki diğer gruplar kanunlara saygılıdır. İsmail Ağa Cemaati taraftarları, diğer gruplara oranla daha cahil, daha fakir ve daha katıdır. İstanbul'un Fatih ilçesinde daha yoğun olan bu grup önem arzetmektedir. Potansiyel gücü itibarıyla tehdit olma özelliğini koruyan bir tarikat olduğu kıymetlendirilmektedir.

Nakşibendilerin, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde etkili olduğu, bu bağlamda tarikatın Türk siyasal ve dini hayatındaki etkinliğini bundan sonra da devam ettireceği, bazı siyasi partilerin ise oy kaygısıyla bu tarikat ile temaslarını sürdüreceği değerlendirilmektedir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye