Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Yitik cennet: Sezai Karakoç…
MesajGönderilme zamanı: 07.10.10, 20:44 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 16:59
Mesajlar: 308
Yitik cennet: Sezai Karakoç…

Sait Mermer


Kültür Bakanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü Sezai Karakoç`a verildi. Kim, kimi ödüle layık görüyor? Sezai Bey, kendisine ödül veren Kültür Bakanlığı`nı şu an Türkiye`nin ve dünyanın yaşayan en büyük şairine `ödül vermeye` layık görüyor mu acaba? Kendisine sormak lazım ancak, bence herbir eserine bakmaya bile lüzum yok; sadece `Yitik Cennet`ine bakmak kafidir ki, `Yitik Cennet` Karakoç`un `Füsus-ul- Hikem`idir ve bu eseri telif etmiş bir düşünürün şahs-ı manevisi huzurunda Kültür Bakanlığı her şeyden evvel Diriliş düşüncesi karşısındaki trajikomik durumunu fark etmeli ve bu düşünce sistemi ufkunun semalarına doğru açılmaya en azından niyetlenmelidir. Aksi halde güneş batıyor, güneşin batıyor olmasının güneşe bir zararı olamaz. O batar gider ama siz, güneşin şualarından faydalanma imkanını kaybetmiş olursunuz. Bu imkanı kaybetmemek için Karakoç`un diriltici nefesi toplumumuzun her kesimine ulaşmalıdır.Bu nefes, Türkçeyi İlahi Kelama doğru kanat çırptıran, şiir dili vasıtasıyla Türk dilini gerçek mevkiine doğru koşturan bütün yabancılaşma kirlerinden arılı bir edebiyat nefesidir ki, mananın ruh dilini bünyesinde taşımaktadır. Bir milletin dili, şiirinin durduğu yere göre değerlenir. Şiir, bir dili vasat lisan şartlarından ötelere taşıyabiliyorsa ve onu beşerilik vasıflarından sıyırıp beşerilik üstü sıfatlara doğru sıçratabiliyorsa o şiir, şiirdir .Buna göre şiirin, hammaddesinden yararlandığı dil zemini de, şiirin dili zenginleştirici gücüne oranla bir millete layıkıyla kelam olabilme yeteneği kazanmış olur. Sezai Karakoç, böyle bir şairdir ve Türkçeyi İlahi Kelamın ifade sırrını keşfedebilme kabiliyetine kavuşturmak adına şiirini söylemiş bir lisan müceddididir. Anlayana, Hızır kırk saat yoldaş olsun!

Sezai Karakoç`un yalnızlığı bir milletin yalnızlığıdır; bir milletin dilinin yalnızlığı… Yalnızların piri Ebu Zer-i Gıfari`yi hatırlayalım. Allah Rasülü, O`nun için `Yalnız geldi, yalnız gidecek` demişti . Yalnızlığı O seçmedi. Tabiatı ile tenkit ahlakı ve tefekkürü birleşince yalnız bırakılmak zorunda kaldı. Tek başına ümmet olma vasfını kazandırdı O`na bütün bunlar. Yalnızlar unutulmazlar, çünkü onlar yalnızlıklarını yaşarken, büyük kitlelerin gönüllerine taht kurmuşlar ve onların gönülleriyle dost olmuşlardır. Hz İbrahim yalnızdı, Hz Ebu Zer yalnızdı. Bunlar gibi bir yalnızlık abidesi görmek isteyen `Halvet der Encümen` makamında yalnızlık ikliminin ruh mimarisini taş taş ören Sezai Karakoç`u görsün.

O, mimarisini semaya doğru yükseltti. Belki bu yüzden tefekkürünü genişliğine büyük kalabalıklarla paylaşma imkanı bulamadı. Ama bilinmelidir ki, yükselen bir fikir her zaman, ulaşılamazlık özelliğini gittikçe derinleştirir, insanlar o yüksekliği sadece hayranlıkla izlemek zorunda kalabilirler. Diriliş düşüncesi yükseliyor olduğu anda onu, yatayına toplum zeminine doğru yaygınlaştırma hareketine amil olunamazsa o, fezaları delebilecek derecede yükselişini gerçekleştirmeye devam eder, biz insanlar ise onun ihtişamını izlemekten başka bir şey yapamayız. Şu halde gözümüzü ve aklımızı Sezai Bey`in ruh ve fikir semalarında gezdirmeli ve devşirdiğimiz hüküm mahiyetindeki hikmeti genişliğine tatbik zeminine aktarmalıyız. Aksi halde, olan bize olur, toplu halde mahrumiyetimizin içine gömülür gideriz. Göremeyiz çünkü O, gündemimizi oluşturan konulara mesela Ortadoğu`ya, ördüğü ruh mimarisinin en tepesinden bakmış, Batı`nın `batın(içyapı/metafizik)`ından Amerika`nın `zahir(dışşekil)`ine yansıyan kirleri teker teker tespit etmiş ve öyle konuşmuştur.Ortadoğu`yu kaplayan Amerika`nın oluşturduğu sentetik - plastik karanlıkta kimin neyi avlamaya çalıştığını görmüş, bilmiş ve fırsatçının ensesinden yakalamıştır.Halen işgallerin, Büyük İngiliz Hayali`nin Amerikan maşasıyla gerçekleştirilme emellerinin tatbiki bir varyasyonu olduğunu bilmeyen gitsin düşünürümüze müracaat etsin. Hızır`ın dostu, elindeki Diriliş asa`sıyla `kızıl –karanlık` denizi ikiye yardı, yol açtı da Filistin (İstanbul)`da yalnız bırakıldı, öyle değil mi? O`nu Filistin`de yalnız bırakanlar, Ortadoğu için nasıl bir çare peşindeler, doğrusu merak konusu.Sezai Karakoç`u ve düşüncesini unutmayanlar alınlarından öpülmeye layıktır. Böylece biz, -ödül bahane- bu düşünceyi gündeme taşıyanları alnından öpülmeye layık görüyoruz. Kim ne yorum yapacaksa yapsın, bu ödülün Kültür Bakanlığı`nın bir kez daha itibarını tazelediğini ilan ediyoruz. Devletin bu bakanlığı daha önce Necip Fazıl`a ödül sunmakla Türk Devleti`nin hangi kültür mirasının üzerine oturduğuna ve istikbalini hangi fikrin oklarının gösterdiği istikamette belirleyeceğine karar verir gibi olmuştu ve oku yaya sürmüştü. Şimdi ise ikinci olarak Sezai Karakoç`u görmezden gelemedi ve artık oku yaydan çıkarmayı başardı. Böylece istikametini de belirlemiş oldu. Allah Resulü, `Hikmet, mümin`in yitik malıdır, nerede bulursa alsın` dememiş miydi? Hikmet ötelerde değil, hemen yanı başımızda, İstanbul`da; yitik şehirde. Orada bir İstanbul oturuyor; İstanbul`u yeniden inşa edecek mefkurenin `insan-ı kamil`i oturuyor. Yüzlerce insan önünden geçip gidiyor. Farkında olan var mı?Ankara; farkına vardı, gördü, işaret etti.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye