İLaHi Vecdin zatı deneyle "bilimlenemez".. mebde ve esas itibarla: onun bir rengi şekli cismi var mıdır? yoktur.. vecd-i Hass nişansızdır.. zira la-rengu ve la-eşkâl aleminden (Lahuttan) feyezan edip beyt-i Kalbe nazil olur.. akılla vecd-i İLaH bilinir olsaydı imam-ı Gazzali hz. (ks.) tasavvufa intisab eylemezdi.. mesela ibn-i Sina büyük sufilerden olurdu.. hatta Aynştayn ve Arşimet gibiler en azından imana gelirlerdi..
her neyse.. bizim diyeceğimiz şudur: o ma'na yüzünün hiç bir surette maddi görüngeye, fiziki merceğe girdiği yoktur.. dolayısıyla emr-i Vecdin enstantanesi (Hakk'a uruc anının) röntgeni fotoğrafı çekilemez.. (yani) vecdin mahiyeti felsefi ve bilimsel olarak ne zevk edilebilir ne de yorum.. bir de şu var; vecde mazhar düşen zatlar sıra dışı ve mükemmel insanlardır bu zatların hali birer hastalık tablosu imiş gibi incelenemez..
ha Vecdin hissî (duyusal) planda dışa vuran eserleri vardır.. fakat bu, o şeyin ne olduğunu tarif (ve isbat) etmiyor: bununla sadece tesir altında kalan kimse üzerinden zan ve hayale dayalı bir teşhise (bilime) ulaşılmaya çalışılıyor.. filozofların isbat-ı Vacib sahasında serd ettikleri aklî çıkarımlar da böyledir.. onlar isabet kıldıkları maddede dahi an-asl ıskalıyorlar.. zira imanları (ve malumlarında yakinleri) yoktur..
maddeci (sol duyucu) düşünürlere bakıyoruz: herşeyi maddî ve merî delaille; zaman ve mekan sınırları içinde tesbit etmeye çalışıyorlar.. halbuki Tasavvufi tecrübeler tavr-ı aklın ve hayal edilen her şeyin ötesindedir.. dolayısıyla, psikoloji ilmi salt akıl ve duyulardan hareketle bu sahaya kadem basamaz.. mutasavvıf insanın kadem ve kıdemine ermeleri gerekir ki ma'rifette iştirakları hasıl ola.. vesselam..
|