Günümüzde 'havass' hakîkatlerin ahmakça 'avamm'laştırıldığına üzülerek tanık oluyoruz.Bu operasyonu yapanları şu 5 sınıfta toplayabiliriz:
1-Anadolu Müslümanlığı Grubu:Bu grupların arasındaki en eski olandır ve kendilerine Osmanlımız tarafından-çoğu geri zekalı tarafından Türklüğü aşağılamak olarak anlaşılan-Etrâk-ı bi-idrâk tavsîf olunan heretik Alevî ve mümessilleridir ki bunlarda kültürel Türklük,Türklük dininin üzerine çıkar.Söz gelimi Şer'i mebâhiste hassasiyyetsizlik/haysiyyetsizlik,Cenâb-ı Hakkla istihzâ eden şiirler yazılması,Kadınların başlarını yarıya kadar kültürel olarak örtmesi vs...Osmanlı İmparatorluğu zamanında bunlar asla rahat edemediler ve fetvâ-i şerîflerle sindirilerek nâsı zehirlemelerine müsaade edilmedi.Lâkin-Trimbergerin ifadesiyle-'seküler Kemalist devrim' dünyevîliğin halk arasında yayılması için,sahîh İslâmî hayâta alternatif olarak bu anlayışı öne çıkardı.Ve mezkûr akımı Anadolu Türkçesi,Halk edebiyatı vs propagandalarıyla destekledi.Öyleki bugün bu Anadolu müslümanlarına 'İslâm medeniyyeti Türkçesi'nden özge eski Şamanist ve İslâmî unsurların karşımı bir edebiyat oluşturan sade (içi boş) Türkçe kullandıkları için hemen hemen hayran olmayan mütefekkir yoktur.
Kısaca bu Anadolu Müslümanlığı anlayışı,perde arkasından Aleviliğin nursuz sıfatsız suratının sinsi sinsi güldüğü Dini ve bu Dine dayanan medeniyeti köylüleştirme çabasından başka bir şey değildir.
Şer'î hakâiki avammlaştırmasıyla temâyüz eder.2-Kent Müslümanlığı Grubu:Tarihçiler ve Sosyologlar için kent mefhumu vazgeçilemez bir kavramdır zira ictimai hayatı kendi ekseninde oluşturan ve bu kitlelerin tarihini yönlendiren kentlerden başkası değildir.Lakin işe başka taraftan bakarsak kentler ticâretin,sanatın,ideolojilerin,felsefelerin,hazzın ön plana çıktığı yerlerdir.Nefs-i Emmare kendisini kentlerden başka hiçbir yerde kemaliyle gerçekleştiremez.Kabilin çürük buğday adaklarıyla sembolize edilen yerleşik hayat ve yerleşik hayatın kemali olan kentler Kabilin adakları gibi Gökler nezdinde makbûl değildir.Ayn-ı Nefs-i Emmare olan Kentler ancak Şer'î idare ile te'dib edilip yola getirilirse Müslüman olabilir.Günümüzde şeri'âtın esamesinin bile okumadığı bu kentler pek güzel müslümanları öğütme işlevi görmektedir.Şehrin hayat tarzına,savaşına,gecelerine,zevkine,edebiyatına dalan müslümanlar bir bakmışsınız kentin izin verdiği kadar müslüman oluvermişler.İslama uymayan ticaretler için kesilen sahte fetvalar,İslâmiyyetin çoğu ahkamını buharlaştırmak isteyen tarihselciler,hümanistler,kent huzuruna,zevkine kapılıp gönül huzurunu bir kenara atan bir adı müslüman gençler hep Kentlerin ürünüdür.Kentler üretme merkezleridir ve buralarda bir mürşîde intisâb etmeden ayakta durmak zordur.Tekrar edersek buralarda fikirler,ideolojiler üretilir,zevkler üretilir,Maddiyat üretilir vs...Ve bu mallarla geçinen müslümanlara da kent müslümanı denir.Aynı zamanda farklılıklara tam özgürlük demek olan demokratik anlayışta bir kent irfanıdır...Zira bütün çok renkliliğiyle seküler kentin ayakta kalması demmokratlığa dayalıdır...Eşcinsellere,lezbiyenlere,pornoya,eş aldatmalarına,enseste vs demokratlık uğruna özgürlük verilir...Sodomun,Gomorenin,Pompeinin birer Kent olduğunu unutmayalım.Köyler değil ancak Kentler helak edilir...Bu kent müslümanlığından kurtulma çaresi de kent İslâmından İslâm kentine geçmekten başka bir şey değildir.Heman Cenâb-ı Hakk nusret ihsân eyleye...
Bu grup Şeri'âtı avammlaştırmasıyla temayüz eder.
3-
Akademik Tasavvûf grubu:Avâmîleştirmenin en korkunç kollarından birisi de budur.Tasavvûfun rûh eğitimi,takva,tezkiye,zikir gibi taraflarıyla değilde mahza ontolojisiyle ilgilenir.Tasavvûfî irfanı bir felsefe olarak görür ve tedkîkatını da sanki bir felsefi metni tedkîk edermiş gibi yapar.Yok İbn Arabide varlık felsefesi yok Mevlana ve aşk yok İmam Rabbaniye göre İslam Tasavvufu cart curt gibi zırvalamalarıyla hem kısa akıllarıyla bu hakîkatleri tahrîf ederler hem de kitabeveleri bunların tezleriyle dolu olduğundan nâsı zehirlerler...Daha i'tikâden tamm olmayan insanlar sadeleştirilmiş Fütühât-ı Mekkiyyelerle,Fusûsu'l-Hikemlerle tanıştırılır ve sapmalarına zemin hazırlanır.Halbuki bu akademiklerin kendi fehm-i kâsırıyla avamileştirip halka sundukları yüce eserler ancak ve ancak ehline mürşid tarafından okutulan zirve kitaplardır ki mesela Mahmud Sami Hazretlerinin ,Muhyiddîn-i Arabî Hazretlerinin eserleri için onlar herkese göre değildir onları Evliyâlar okur noksanlarını kapatır dediğini Musa Topbaş hazretlerinin bir eserinde okumuştum.Halbuki bu eserler düşüncesiz akademik evliyalar yüzünden herkesin eline düşmekte,Hazarât-ı hamsenin henüz 5. meratibinde bulunan insanlara makam-ı akdemden inzal olunan ağır,dev,tahammülü imkansız bilgiler yüklenmektedir...Bunların yaptığı iş değil!Seyyidî Muhammed Zâhid Kotku Üstâzımın Cennet yolları:İlim adlı kitâb-ı münîfinde Fütühat-ı Mekkiyye gibi eserleri okuyup o irfanı zevkan müşahede etmeden sağa sola söyleyenlere çatılmakta,onları nefslerini kabartmakla itham etmektedir.Pes bu asrın büyük Evliyâları zirve ilimleri herkese anlatmaz,kendileride konuşmaz iken bu yerden bitmelerede ne oluyor?
Örnek vereyim...Sadık Yalsızuçanlar denen kişi Gezgin adlı ipe sapa gelmez romanında zuhûru mürekkebin yayılıp harf şeklini almasına benzetiyor.Bu ayn-ı küfürdür!Bu südûrculuktur ve konusu ettiği Muhyiddîn-i Arabî Hocaefendi Hazretleryle bunun alakası yoktur!Dahası Sadık bu kitap için inisiyatik (manevi gerçekleşmeye dair) roman denemesi diyor.Adama çüşş derler.Sen Makam-ı Vahdete mi erdin Sâdık?!!!
Velhasıl-ı Kelam insanların çoğundan men edilmesi gereken kitapları Mahmut Kanık,Mahmut Erol Kılıç Ekrem Demirli gibileri herkesin nazar-ı dikkatine sunmaktalar
İşte bu yaptıkları da Tasavvûfî avammlaştırmadır zira isti'dadı olmayan kişilere bu ilimler verilmekle ortada bir sürü Elif Şafak gibi ermiş (!) ler oluşturulmaktadır...Elif Şafağın Suad El Hakimin İbn Arabi Sözlüğünü okuduğunu hatırlayın ve nirvana ermişçesine bunu Zaman gazetesinde anlattığını...
4-Sanatsal Tasavvuf Grubu:Bunlar hakkında çok söz söylemeye gerek yok.Mesnevî-i Şerîf gibi eserlerin sadece sanatsal taraflarını alıp ruhunu anlamadan romanlarında,hikayelerinde kullanırlar.Halbuki Cenâb-ı Mevlana benim söylediklerim şiir değildir diye üzerine basa basa haykırır...
Yani bu edebiyatçı grup da Tasavvufu bir meta olarak kullanır ve böyle avamileştirir.5-Risâleci Tâife:Bunlar hakkında da çok konuşmaya gerek yok.Zira forumumuzda çok uzun süre bunlardan bahsettik.
Kısaca Tahakkuka dayalı İrfânı Tefhîme indirirler ve tarikatleri küçüm küçüm küçümserler bunların avammlaştırması da budur.Bize düşende kent müslümanı değil müslüman kentli olmak,anadolu müslüman değil müslüman anadolulu olmak,akademik derviş değil derviş akademisyen olmak,sanatsal mutasavvıf değil mutasavvıf sanatçı olmak ve sağlam bir sâlik olmaktır.
Unutmayalım İslâmdan ve Tasavvûfundan taviz verdikçe isimlerini zihinlerimizde sade tutamaz önüne arkasına yeni yeni kelimeler ekleriz!
Allâhım!Bizi Zahirini batınını tağyîrden uzak tutan kullarından eyle!Amin