Sufiforum.com

hemfikiriz.bu söz acaibime gitmiş idi..lakin bu sözünün dahi bir tevili olsa gerekdir ki bunu en iyisi kendisine sormak lazım.ben sormayı dahi düşünüyorum nasip ise inş.



hocam ordaki nay insanı kamil manasında kullanmış olmasın efendi hazretleri.

fakirim acizim ellerinizden her daim öperim lakin ; mevlana hazretleri bir diğer beytinde de kamışlıktan kesildiğinden beridir ins cin halime ağlayıcıdır buyurmakta.emma bad ;gavsu'l azam efendi hazretlerimiz de risale kudsiyye şerhinin 1.beytinde mevlana hazretlerin bu sözünün şerhinde ney den kasıt arif olan insandır buyurmaktadır..

defalarca mutaala etdim ;bu hususta efendi hazretlerimizin sözlerinin bu manada olduğuna dair kalbim sukun buldu elh..

''dinle neyden nasıl hikaye etmede..Ayrılıklardan şikayet etmede''

bundan ötürüdür ki efendi hazretlerimizden rivayet buyurduğunuz bu söz ''bak bir Nay bile ayrılık gamından şikayet ediyor'' da ki nay kaval vesaire değil insan-ı kamil 'dir..

fi emanillah.

elh..

rusuhi baba ya döneriz inş sonra.sadece omu diye sormuş idim.

Risale-i Kudsiyye şerhinin 16. shf.de ne diyor: 1.(mecazi)ma'na: "Neyden maksad Ârif olan (kamil) insandır.." az aşağı git 2.(zahiri)ma'na: "Ney ayrıldığı (kesildiği) kamışlığı istiyor da oraya dönmek için feryad (ahu enin) ediyor: hani biz niye feryad etmiyoruz?.." dikkat edersen 2.ma'nada kavalın lisan-ı hali ile şikayetinden (âhından) dem vuruluyor.. fefhem cidden..

''insan-ı kamil dahi ayrılışına feryad-ı figan ederken biz niye etmiyoruz ''diye ben anlıyorum hocam .zira devamında çünkü biz dünyayı sevdik .Allah kurtarsın buyuruyor gavsımız..

hocam ; kaval ne anlar dünya sevgisinden..?

risale-i kudsiyyeden

molla fakirim, alat-ı enstrüman cemaddır amma ruh-i (tedbirat-ı) İlahiyeden hâli değildir eğer "ruh" ile teallukları olmasa cenab-ı Allah'ı zikr edemezlerdi der hz.Muhyiddin (ks.).. evet onlar Allah'ı zikreder.. bu konuda pek çok nass var.. ve burada ki "nükte" temsil tarikıyla insana bir şey anlatmaktır.. o kavalın ettiği zikri ne sen edersin ne de ben.. kainatta Allah'ı en ziyade zikr eden cemadattır.. imdi, hz.Mevlana (ks.) bu çalgı alatının tesbihini ve şikayatını gûş eyler.. Allah Resulünün (sav.) ayrılığından gam ve hüzüne gark olmuş hasret ile ağlayıp inleyen "üstûni hannane/ ağlayan direk" hadisesini okudun/duydun demi?.. o Allah'ın odunu (hurma direği) aşk ve hasretten ne anlıyordu ki; çocuk gibi ağladığı inlediği zaman Allah Resulü geldi kendisini okşadı da teskin oldu?.. tehlil ve tesbihe gelen o taşları hayvanları da duydun demi?.. bak aziz dostum, fıkıh kitapları herşeyi yazmaz her fenni mahallinde tetkik etmek lazımdır.. bunlar fıkh-ı Şer'î'den ayrı şeyler de değildir fakat kaynak fıkıh kütübünün konusu değildir; branş olarak fıkh-ı Hakikiye dairdir yani..şimdi, şunu iyi bil ki o "nay bile ayrıldığı kesildiği kamışlığı hasretle ister (lisan-ı hali ile)feryad ve iştiyak eder.." sözü zahiri manayadır.. bu şimdi git şurdan nay al da gel çalalalım.. mp3ten nay indirek de dinleyek demek değildir.. vakıat ve varidat konuşuyoruz burda.. Efendi hz.(ks.) o üsTûn-i hannane hadisesini konuşmaz mı?.. ona Allah Resulünün (sav.) (bir insan gibi) ne muamele ettiğini söylemez mi?.. Efendi hz. (ks.) evin lambaları halıları avizeleri tavanları tesbih eder zikreder diyor.. nay feryad etti demesini mi anlamıyorsun da hala itiraz ediyorsun?!..

eğer ki efendi hazretleri neyden kasıt insan-ı kamildir demese idi ben size şurda itiraz etmez idim.

Efendi hz. (ks.) "..çünkü biz dünyayı sevdik.." diyor "bize" diyor "naya demiyor".. nay zaten ağlıyor feryad ediyor..kakara kikiri eden gafiller biziz.. anla bu işi mübarek.. Vallahi seninle şu konuları tartışmak benim kalbime darlık veriyor emin ol.. bu fakiri sen de anlamıyacaksan bırakalım bu işleri..

gönlünüz rahat olsun ..



fi emanillah..

hocam, senin anladığın manaya göre o cümleyi tatbik edelim: " Ney (Arif bile) ayrıldığı kamışlığı (bezm-i elesti-ervah alemini) istiyor da, oraya dönmek için feryad ediyor. Hani biz niye feryad etmiyoruz?.. çünkü biz dünyayı sevdik: Allah cc. kurtarsın.." arifin ney misali feryad etmesinden daha normal ne olabilir?.. şimdi, "arif bile feryad eder de biz niye etmeyiz" takdiri o cümlenin sibak siyakına uyar mı mübarek?..nay bile feryad eder gafil insan nay kadar olamadı demektir o söz.. yani ne gibi? eşşek bile günde 5000 Allah zikri çeker derler insan çekmese eşşekten beter oldu gibi bir ince sitem ifade eder.. sözün maksadı gayet açık ama görmek anlamak istemiyorsunuz.. haaa velev ki Efendi hz. öyle kasd etmemiş de senin dediğini kasd etmiş diyelim: ya sana yukarıdan beri en meşhur ve müsellem şerhlerin içinde "nay" hakkında iki cihetine (zahir u mecaz) "beraber" işaret ve beyanat vardır derim bunu niye anlamazsın ki?.. sana verdiğim bu ilmî haberi (anektodu) Efendi hz.ne itiraz olur diye mi kabul etmezsin?.. mesela Hakkı Bursevi hz. (ks.) ilk sahifede zahiri manası naydır kavaldır diye başlıyor ileri ki sayfalarda ârif söyler diyor insan-ı kamil diyor sonra bir yerde onun feryad u sadasını çıkaran neyzene değiniyor onun nefesi arifi cuş u huruşa getirir diyor sonra o nay kaval denen aleti lehvu luğub tarikıyla darb eder üflersen haram illa (yoksa) mubahtır diyor sonra onu Kalem-i a'la ile ilişkilendiriyor ve ila ahir gidiyor da gidiyor.. (yani) şarihler bir şekilde daima ma'nada ciheteyni (zahiri ve mecazı) gözetiyor diyorum.. bunlar sadece risale-i Kudsiyye'den sohbet okumakla anlaşılmaz ki be mübarek kardeşim.. ne tafsilatlar ne işaratlar var.. tasavvuf tarikat adamı isen solucanların kuyruk sokumu iltihabına kadar herşeyi okuyacaksın felsefe lazımsa cerh u tadil için onu da okuyacaksın lakin şu kapıdan inhiraf yok mevlana Efendi hz.den (ks.) kaymak yok hz.İmam'ın (ks.) mecellesinden çıkmak yok o ayrı mes'ele..