Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 17 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 29.10.10, 21:05 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Biat ve Başkırdlara Nasihat - 12 Ekim 2010

Başkırdıstan'da Ashabdan Zübeyr b. Zeyd türbesi ve dergah yapımı için ruhsat isteniyor.

http://saltanat.org/Video/TabId/95/Vide ... -2010.aspx

Biat Töreni ve Nasihat...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 11.11.10, 16:50 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Resim

Güney Amerika'dan (PERU) Bir derviş sureti...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 30.11.10, 00:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
SEYH NAZIM EL HAKKANI UYGURLARLA ILGILI AÇIKLAMA YAPTI

20 EKIM 2009

LEFKE DERGAHI


Ey insanlar, Sahabe zamaninda Islami kabul eden Uygur`larin, Cin`in , butun mecusilerin, agir saldirisi altinda oldugunu duyuyoruz ve korkuyoruz.
Fakat, hayret ediyorum ki, en basta Araplar , bir tek sehir icin, yani Gazze sehri icin carpisiyorlar ve tum dunyayi ayaga kaldirip, oturtuyorlar, ama Uygurlarla ilgili ne yapiyorlar? Onlar musluman degiller mi? Neden bu konuda da hassasiyet gostermezler? Neden?

Neden Turkiye, en azindan bir ultimatom, bir ihtar, gondermiyor? Devletten, devlete bir ultimatum. Neden gondermiyorlar? Neden Suudiler gondermiyor? Neden Misir gondermiyor? Neden Filistinliler gondermiyor? Neden Sam gondermiyor? Neden Iran asla hic konusmuyor? Pakistan muslumanlari nerede? Hindistan muslumanlari nerede? Dogu muslumanlari nerede? Afrikadakiler nerede? Hepsinin de cok buyuk gucleri vardir. Hepsi de , o caresiz, mudafaasiz , yuzlerce ve binlerce oldurulen o musluman insanlara bakiyor ve goruyorlar.
Ama hicbirisi de konusmuyor.
Durdurun! Yoksa ben geliyorum, demiyor.

***

(Şu yaşında dünyanın her yerindeki müslümanların durumu ile ilgilenmek için nasıl bir gönül gerekir?)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 20.12.10, 14:29 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Tataristan'dan Gelen Müridanları Kabul...

Lefke( 25 Kasım 2010 )

http://www.saltanat.org/SaltanatTV/tabi ... fault.aspx

Biat töreni ve dua...

Başkırdistan halifesi Ali Efendi'ye kılıç verilmesi...

Şeyh M. Nazım el-Haqqanî(quddise sırruh) Büyükşeyh Abdullah Dağıstanî Hz.ne gösterilen bir rüyayı naklediyor.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 20.12.10, 20:21 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Şili'li madenciler, KKTC'ye gelerek Şeyh Nazım Kıbrısi'yi ziyaret etti

Şili'li 4 madenci Kıbrıs'ta Şeyh Nazım'a teşekkürlerini sunud

Ali RUHLUEL


LEFKOŞA- Şili'ye yaklaşık 45 kilometre uzaklıktaki maden işletmesinde 5 Ağustos 2010 tarihinde meydana gelen göçük sonucu yerin 680 metre altında mahsur kalan ve aylar süren bir çalışmayla kurtarılan 33 madenci işçiden 4'ü KKTC'ye geldi.

Resim

Şili'de 5 Ağustos'da 2010'da meydana gelen göçük sonucu yerin metrelerce altında 69 gün mahsur kalan 33 Şilili madenciden 4'ü KKTC'de Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Nazım'ı ziyaret etti. Dünya devlet liderlerine ziyaretler yapan Şili'li madenciler, KKTC'ye gelerek Şeyh Nazım Kıbrısi'yi ziyaret etti, yaşadıklarını paylaştı. Şilili madenciler ziyaretten duydukları mutluluğu ifade ettiler. Ömer Reygadas, Kıbrıs'a 4 gün önce geldiklerini belirterek, "Şeyh Nazım ile tanışmaya geldik çünkü o biz yerin altında mahsurken bizim için çok dua etti" dedi. Reygadas, Şeyh Nazım'ın bildiği birçok insandan farklı olduğunu söyleyerek, onun tecrübelerinden yararlanmak istediğini ifade etti.
(dha)

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx? ... egoryID=81


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şili'li madencilerden, Şeyh Nazım Kıbrısi'ye teşekkür...
MesajGönderilme zamanı: 22.12.10, 11:19 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Şilili madenciler, KKTC'de zikir töreninde

21 Aralık 2010


Şili'nin Copiapo kentindeki San Jose madeninde 5 Ağustos 2010 tarihinde meydana gelen göçük sonucu yerin 680 metre altında mahsur kalan ve aylar süren bir çalışmayla kurtarılan 33 madenciden 4'ü KKTC'ye gelerek Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Nazım'ı ziyaret etti.

LEFKOŞA - İHA - Şilili madenciler, Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Nazım ile KKTC'de bir araya gelerek, tarikatın zikir törenine katıldı.

Şili'nin Copiapo kentindeki San Jose madeninde 5 Ağustos 2010 tarihinde meydana gelen göçük sonucu yerin 680 metre altında mahsur kalan ve aylar süren bir çalışmayla kurtarılan 33 madenciden 4'ü KKTC'ye gelerek Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Nazım'ı ziyaret etti.

Madencileri kurtaranın teknoloji değil, kendisinin ettiği dualar olduğunu ifade eden Şey Nazım, kurtarmanın madene sarkıtılan bir kapsülle mümkün olamayacağını, Allah'ın imkansızlıkları gerçeğe dönüştürdüğünü söyledi. Şeyh Nazım daha sonra, "Onları burada görmekten dolayı mutluyum" ifadesini kullanarak, hazırladığı bağış dolu zarfları madencilere uzattı. Madencilere her ay bu şekilde ulaşmak istediğini belirten Şeyh Nazım, "Onları bırakmayacağım" dedi.

Ömer Reygadas ve Dario Segovia da Şeyh Nazım'a üzerinde 33 madencinin imzasının bulunduğu Şili bayrağını ve mahsur kaldıkları madenden getirdikleri bir taş parçası hediye etti.

Şilili madenciler daha sonra Şeyh Nazım ve tarikatının zikir törenine katıldı.

Resim

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/haber ... sID=748287


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şili'li madencilerden, Şeyh Nazım Kıbrısi'ye teşekkür...
MesajGönderilme zamanı: 23.12.10, 04:00 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
dua yazdı:
Sami Efendiden:

Diğer tariklarda riyazat vardır, erbain vardır. Kırk gün çilehaneye girerler, ölmeyecek kadar yerler, zikir, fikirle meşgul olurlar; kimse ile görüşmezler ancak meşayıhları ile görüşürler. Kırkıncı gün çilehanden çıktıkları zaman, benizleri limon sarısı gibi sararmış olur. Bizim yolumuzda riyazat yoktur, ne yersen ye. Erbain yoktur ancak az yemek, az uyumak, az konuşmakla beraber sohbette terakki vardır. Şahı Nakşibend (ks) ve Mevlana Halid (ks)'in düsturları sohbetle terakkidir.

Ayrıca Sami Efendi hz.leri de erbain çıkarmışlardır ama sonradan pek iltfat etmemişler. Gerekli görmemişler.


MODERATÖR NOTU: Aşağıdaki yazıyı TASAVVUF başlıklı konulardan biri altına açmak daha uygun olmaz mıydı?

Ruhan yazdı:
Bizim büyüklerimizden, şah dedelerimizden, Abdurrahman Tagi hazretleri... (Bitlisin Nurşin'de -Güroymak'ta- oturanlar bunun talebeleridir, onun halifelerinin halifeleri, evlatları, torunlarıdır.)

Abdurrahman Tagi hazretleri, mübarek, evvela başka bir tarikata, cehri bir tarikata, riyazet tarikatlarından birine hizmet ediyormuş. Hangi tarikatta ise, riyazeti çok yapmış. (Nefsini çokça aç koymuş. Canı çekse de istediğini yememiş, istediğini içmemiş. Az konuşmuş, az uyumuş.)

Kendisi de zaten büyük bir alimdir, ismi "asrın müceddidi" geçiyor. Her asırda bir müceddid geliyor ya. Bir asrın müceddidi imiş. Silsilede geçiyor:

Ve ila ruhi sultani'l arifin ve kutbi'l aktabi'l vasılin.... Müceddid-i asar’is- selefi ve't tabiine…..”

Müceddid geçiyor.

Kendisi mübarek, riyazet tarikatında çalışmış, uzun yıllar boyu nefsinin istediklerini yedirmemiş ve nefsine doyuncaya kadar ekmek de yedirmemiş. Neticede Gavs-ı Azam'a gelmiş ve Gavs-ı Azam Seyyid Sıbgatullah Arvasi Hazretlerine mürid olmuş.

Fakat o sırada, O mübarek (Sıbgatullah Arvasi Hazretleri) tebliğe çıkmış. Halk arasında Abdurrahman Tagi Hazretlerine ise Molla Abdurrahman deniliyor. Beraber tebliğe çıkmışlar; kırk gün, kırk köyden geçmiş ve kırk köye uğramışlar; her gün, bir köyde kalmışlar. Meşayih için tebliğ Sünnettir. Tebliğde yanlarında en az bir müridini bulundurmaları da Sünnettir.

Her köye gittiklerinde... Bizim orada meşhurdur, usuldür, alışkanlıktır; büryan ikram ederler, yani bir kuzuyu veya koyunu keserler, yüzerler, hiç parçalamadan; tandır vardır yere gömülü, oraya asarlar, üzerini kapatırlar, hiç hava almaz. Orada onun buharı ile büryan pişer. Altına da bir kap korlarmış, yağı akarmış oraya, onunla da pilav yaparlarmış. Çok lezzetli oluyormuş, Etlerin içerisinde en lezzetlisi oymuş. Her gitmiş olduğu köyde bu kebabdan yapmışlar.

Sıbgatullahi Arvasi Hz.leri, Abdurrahman Tagi Hazretlerini alıyor yanına, “Gel Abdurrahman, buraya otur” diyor, sağına veya soluna neyse, yanına alıyor, o büryanın yumuşak yerlerinden mübarek elleri ile bizzat koparıyor ve önüne yığıyor. “Ye Abdurrahman” diyor. “Sen, uzun yıllar boyu et yemedin, et hasretini çektin, ye; yemediğin etlerin kazasını yap” diyor. Buna kırk gün kuzu döşü yediriyor, yumuşak etin yanlarını yediriyor.

Kırkıncı gün hangi köyde ise teveccüh yapılıyor; işte bizim yapmış olduğumuz teveccüh gibi; mübarek Arvasi Hz.leri, Abdurrahmani Tagi Hazretlerine teveccüh edince, yani Evliya elini beyit söyleyerek sırtına vurunca feth-i bab (manevi fetih) oluyor, kalp gözü açılıyor. Bir sabah vakti, bir tokat ile kalbi açılınca Abdurrahman Tagi hazretleri kendisi ne yapıyor? Ellerini dizine vurup hayıflanıyor:

Eyvah, yıllar boyu ben riyazet yaptım, boşunaymış. Kırk gündür bana kuzu döşü yediriyor, bir şaplakta (teveccühte sırtıma el vurmayla) beni arzuma, bir şaplakta beni nimetime ulaştırdı.

Onun için, dikkat ediniz, bizim için rabıta çok önemlidir. Bizim tarikatımız rabıta tarikatı... Bizde riyazet Rabıtadır.

Şeriatsız bir halimiz de olmayacak. Asla şeriata mugayir hiç bir halimiz olmayacak, şeriate aykırı sözümüz, şeriatte noksan hareketimiz olmayacak.

Ondan sonra, bizim tarikatımız (Nakşi) sohbet tarikidir. Hatmemiz büyük emir, tarikatımız hatme tarikidir. Bizim tarikatımız rabıta tarikatıdır.

Zahir şeriatta bir noksanımız olmayacak, buna dikkat edin, çünkü şeriatsız olmaz. Bir insanın şeriatta eksiği oluyorsa tarikatta ona yer vermezler. Hiç, asla.. Eksiği olana, Tarikatten bir ayaklık yer dahi vermezler. Tarikata, şeriatın tekamül etmesi ile insan tarikata giriyor. Şeriat ne? Şeriat da ilim, amel ve ihlastan ibarettir. Şeriat İslam'ın emir ve yasaklarıdır.

Eş-Şeyh Es-Seyyid Abdurrahim Reyhan Hz.leri, 30.12.1990, Teveccüh Sohbetinden


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 17 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye