Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 17 mesaj ]  Sayfaya git 1, 2  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 24.06.10, 13:58 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)



http://vimeo.com/12838750

***

Şeyh M. Nazım el-Haqqanî (k.s.)'un Papa ile görüşmesi hakkında "çeşitli" beyan sahiplerinin şu videoyu mutlaka izlemeleri ve sonra bir nefs murakabesi yapmaları tavsiye edilir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 27.06.10, 21:24 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)

24 Mayıs 2010 günü Dağıstan'dan gelen Kumuk Türklerinden 40 kişilik bir müslüman grup ile görüşen Şeyh M. Nazım el-Haqqanî (k.s.) çok önemli noktaları aydınlığa kavuşturuyor:

* Tasavvufî Silsilesi

* Erbain türleri ve erbain yaptırma izni olan kişiler.

* Bağdat'ta Abdulkadir Geylanî Hz. makamındaki erbain halveti hakkında açıklamalar (20-30.dakikalar)

* Dağıstan'daki Halifeleri

* Şeyh Muhammed Adil el-Haqqanî'ye Abdullah Dağıstanî Hz.nin himmeti ve Şeyh Muhammed Adil'in manevi görevleri.

* Şeyh Adnan Kabbanî'nin manevi görevleri.

* Dağıstan'dan Muhammed Resul isimli imamın biatı; tarikata intisab ve sohbet için kendisine izin verilmesi.


http://vimeo.com/12838750

***

Şeyh M. Nazım el-Haqqanî (k.s.)'un Papa ile görüşmesi hakkında "çeşitli" beyan sahiplerinin şu videoyu mutlaka izlemeleri ve sonra bir nefs murakabesi yapmaları tavsiye edilir.

***

Bu videoda Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin hayat hikayesine aşağıdaki alınıtdaki şekliyle girmiş olan Irak-Bağdat'taki Abdülkadir Geylani türbesinde girdiği halvet ile ilgili önemli bilgiler yer almaktadır. Aşağıdaki bilgileri teyid eden bu hususların da değerlendirilerek Bağdat halveti anlatımındaki eksikliklerinin giderilmesi lazımdır.

Bilhassa kendisine halveti süresince hizmet eden "gizemli şahıs"ın veda ederken Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'den Şam işi olan abasını istemesi ve üç adımda kayboluşu zamanımızda nadir görülebilecek hallerdendir.

Videonun 20-30 dakikaları arasını dikkatle izlemek gerek.




Alıntı:
Henüz ilk iki çocuğu var iken, Abdullah Dağıstani Hazretleri onu çağırmış ve şöyle demiştir: “Bağdat’ta Abdülkadir Geylani Dergahı'nda halvet yapman için Peygamber Efendimizden emir aldım. Oraya git ve halvete gir”.

Bu olayı Şeyh Nazım şöyle anlatıyor: “Şeyhime hiçbir soru sormadım. Eve bile uğramadan şehir merkezine doğru yürümeye başladım. ‘Elbiseye, paraya veya erzağa ihtiyacım var’ diye hiç düşünmedim. Bana ‘Git’ deyince ben de gittim. Abdülkadir Geylani Hazretlerinin huzurunda halvet yapmayı çok istiyordum. Şehir merkezine ulaşınca bana bakan bir adam gördüm. Beni tanıyıp ‘Şeyh Nazım, nereye gidiyorsun?’ dedi. ‘Bağdat’a’ dedim. Bu kişi Büyük Şeyh Abdullah Dağıstani Efendinin müridi idi. Bana ‘Ben de Bağdat’a gidiyorum’ dedi. Bağdat’a bir tır dolusu eşya götürüyordu. Beni de beraberinde götürdü.

“Abdülkadir Geylani Hazretlerinin türbesine ulaştığımda, külliyenin kapısını kapatan heybetli bir adam vardı. Bana ‘Şeyh Nazım sen misin?’ dedi. ‘Evet’ dedim. ‘Sen buradayken sana hizmet edecek olan kişi benim, benimle gel’ dedi.

Bu karşılamaya şaşırmıştım ama kalbimde hayret diye bir şey yoktu çünkü tasavvufta her şeyin Allah tarafından tanzim edildiğini biliyordum. Onu takip ederek Gavs-ul Azam Abdülkadir Geylani’nin kabrine yaklaştık ve ben büyük büyük dedem olan Abdülkadir Geylani Hazretlerine selam verdim.

Sonra beni bir odaya götürdü ve ‘Sana her gün bir tas mercimek çorbası ve bir parça ekmek getireceğim’ dedi. Odamdan sadece beş vakit namaz için çıkıyordum. Öyle bir duruma gelmiştim ki bütün Kur’an-ı Kerimi dokuz saatte okuyabiliyordum. Dahası, 124 000 kelime-i tevhid, 124 000 salavat ve bütün Delail-i Hayrat’ı okuyordum. Buna ek olarak, günde 313 000 ‘Allah' - 'Allah’ çekiyor ve bana vazife verilen diğer nafile namazları kılıyordum. Her gün zuhurat üzerine zuhurat oluyordu. Bunlar, beni ta ki İlahi Huzurda yok olana kadar bir makamdan diğerine taşımışlardı.

“Bir gün Abdülkadir Geylani Hazretlerini gördüğüm bir zuhurat oldu. Beni kabrine çağırıyor ve bana ‘Oğlum, seni türbemde bekliyorum, gel’ diyordu. Hemen gusül abdesti alıp iki rekat namaz kıldım ve halvet odama sadece birkaç metre mesafede olan kabrine gittim. Oraya varınca, ‘Selamün aleyküm, dede’ dedim. Hemen kabrinden kalkıp yanıma geldiğini gördüm. Arkasında nadir taşlarla süslü bir büyük taht vardı. Bana ‘Benimle gel ve tahta otur’ dedi.

“Dede-torun olarak tahta oturduk. Bana gülümsüyor ve şöyle diyordu: ‘Senden memnunum. Senin Şeyhin Abdullah el-Faiz ed-Dağıstani’nin Nakşibendi tarikatında yeri çok yüksektir. Ben senin büyük dedenim, Gavs-ul Azam olarak taşıdığım gücü doğrudan kendimden sana aktarıyorum ve seni Kadiri tarikatında süluk ettiriyorum.’

Şeyh Nazım halvetini bitirip ayrılacağı vakit vedalaşmak için Abdülkadir Geylani Hazretlerinin türbesine uğradı. Hazret, etten ve kemikten müteşekkil olarak temessül edip görünüp şöyle dedi: ‘Oğlum, Nakşibendi tarikatında eriştiğin makamlardan çok razıyım. Kadiri tarikatında bana olan biatını yeniliyorum. Ziyaretin için sana bir hediye vereceğim.’

Abdülkadir Geylani Şeyh Nazım’a sarılır ve ona on madeni para verir. Bu paralar, günümüzdekiler değil, Abdülkadir Geylani Hazretlerinin kendi zamanının paraları idi. Şeyh Nazım bu paraları bugüne kadar muhafaza etmiştir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 07.07.10, 15:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Videoda Şeyh M. Nazım Kıbrısî el-Haqqanî'nin daha önce halifesi ilan ettiği oğlu Muhammed Adil el-Haqqani'nin Anadolu, Kafkasya, Dağıstan ve Bosna bölgelerindeki dervişandan sorumlu olduğu da teyiden altı çizilerek vurgulanıyor.

***
Videoda Hz. Şeyh'in 1997'de Dağıstan ve Çeçenistan'a yaptığı irşad gezisinden bahsediliyor.
13 yıl önceki ziyaretin tesirinin ve bereketinin bugün dahi sürdüğü anlaşılıyor.

Videonun en sonunda Özbekistan'ın Nevai şehrinden bir müridin selamı iletiliyor. Fakat Hz. Şeyh'in dünyanın o kadar çok yerinde o kadar çok müridanı var ki bu şehrin ismini dahi bilmediği anlaşılıyor.

http://vimeo.com/12838750


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 07.07.10, 22:46 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 30.12.08, 13:50
Mesajlar: 175
Necip Fazıl "kaba softa","hâm yobaz" diye tarif ediyor ya...
Bazıları hala anlayamadılar bu işlere at gözlüğüyle bakılmayacağını..

Şeyh Efendi'nin bu kadar Mevla dostuyla irtibatı,görüşmesi var.Buna şahid olmak için resimlere dahi bakmak yeterli.Buna rağmen çenelerini tutamayanlar acaba Şeyh Efendicikten daha mı çok şeriat ilmine sahiptirler?

Yazık..
Bu kadar kolay adam harcamak onların elbet zararına olacaktır.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 08.07.10, 08:26 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Şimdi şu sohbette Abdulkadir Geylani dergahında Hz. Şeyh'e mihmandarlık ile görevlendirilen şahsın durumunu "akıl" ile ; "beş duyu" ile "şeş cihet (=altı yön)" ile izah edebilecek "babayiğit" var ise buyursun...

(Eğer ki bu sözlerinden dolayı Hz. Şeyh'i bir de "yalan söylemek" ile itham edecek "ham yobaz kaba softa" çıkar ise yazıklar olsun ona da, beşyüz taneli tesbihine de...)

Evet; Hz. Şeyh yalan söylemiyor ise kimdir o Geylani dergahında Hz. Şeyh'e mihmandarlık ile görevlendirilen ?

(Bkz: Video 20-30.dk.)

"Tasavvuf işleri akıldışı değil akılötesidir" tesbitimin çok somut ve tipik bir örneğidir bu...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 08.07.10, 14:42 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Dünyayı Çepeçevre Kuşatan Tasavvufi Tasarrufunun Bir Eseri:

"Afrika Arslanı" lakablı Kenyalı Şeyh Abdulhamid :

Resim

Resim

Kendisi ile Lefke'de karşılaşmak nasib oldu. Hz. Şeyh, kendisinin (Abdulhamid Efendi) 7007 Nakşbendi mürşidinden birisi olduğunu Türkçe söylerken yanımızda idi.

Resim

Resim

Resim

The mosque of Sheikh AbdulHamid (Lion Of Africa) at Kenya.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 09.07.10, 17:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 30.12.08, 13:50
Mesajlar: 175
Şeyh Efendi buyuruyor ya;
Onlar halvete girsinlerde o zaman şeyhliklerini-dervişliklerini görelim,diye :)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 13.09.10, 23:01 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Resim

İslami tebliğ; İslam'ı tebliğ; yedi iklim dört bucakta...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 14.09.10, 17:01 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 26.12.08, 08:19
Mesajlar: 583
Vukuf-i Kalbi yazdı:
Şeyh Efendi buyuruyor ya;
Onlar halvete girsinlerde o zaman şeyhliklerini-dervişliklerini görelim,diye :)


"Bunun içindir ki, bu yüksek yolun büyükleri, cehri zikirden bile sakınmışlardır. Kalp ile sessiz zikir etmeği emr buyurmuşlardır. Sema, raks, vecd ve tevâcüd gibi Resûlullah (s.a.v) Efendimiz ve dört halifesi (r.anhum) zamanlarında olmayan şeyleri menetmişlerdir. İslam’ın başlangıcında olmadığı için kırk gün halvet - çile çıkarmak yerine, insanlar arasında bulunurken kalben Allah ile beraber olmanın (halvet der encümen) saadetini tercih etmişlerdir…" (İmam Rabbani Mektubat 168. mektup)


Sami Efendiden:

Diğer tariklarda riyazat vardır, erbain vardır. Kırk gün çilehaneye girerler, ölmeyecek kadar yerler, zikir, fikirle meşgul olurlar; kimse ile görüşmezler ancak meşayıhları ile görüşürler. Kırkıncı gün çilehanden çıktıkları zaman, benizleri limon sarısı gibi sararmış olur. Bizim yolumuzda riyazat yoktur, ne yersen ye. Erbain yoktur ancak az yemek, az uyumak, az konuşmakla beraber sohbette terakki vardır. Şahı Nakşibend (ks) ve Mevlana Halid (ks)'in düsturları sohbetle terakkidir.
Ayrıca Sami Efendi hz.leri de erbain çıkarmışlardır ama sonradan pek iltfat etmemişler. Gerekli görmemişler.

***

nitekim şeyh ahmet yasinin halvetten çıkar çıkmaz efendisinin icazet verdiği(büyük ihtimal oda erbain çıkarmıştır) bir başka şeyh hk.yaptığı yorumları ,akabinde diğer şeyhin taraftarlarının yorumlarını okuduk.erbain çıkarmaklada herşey hallolmuyor demekki.
Rasulullah hangi sahabesine erbain çıkarttırdı acaba.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Şeyh M. Nazım el-Haqqanî'nin Tasavvufî Yetkisi (24Mayıs2010)
MesajGönderilme zamanı: 30.09.10, 11:36 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Endonezya Haqqaniyyun Sufileri

Resim

Maşaallah, bi-berakâti Evliyaallah...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 17 mesaj ]  Sayfaya git 1, 2  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye