Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Hz. Pîr (GULAM ALİ) Abdullah Dehlevî
MesajGönderilme zamanı: 01.12.09, 10:20 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 27.12.08, 17:20
Mesajlar: 565
Abdullah (GULAM ALİ) Dehlevî
(1743-1824)

Künyesi: Abdullah bin Abdullatif Dehlevî


Abdullah Dehlevî, 1743 yılında Pencap'ta doğdu.
Babası alim, salih bir kimse olarak tanınan Abdullatif Efendidir. Abdullatif Efendinin, rüyasında Hazret-i Ali'yi (ra) gördüğü ve doğacak çocuğuna kendi adını vermesini istediği rivayet edilmektedir. Bu isteğe uyan baba, daha sonra dünyaya gelen oğluna "Ali" adını verdi. Ali büyüdükten sonra, Yüce Sahabenin isminden, ona olan büyük hürmet ve sevgisinden ötürü kendisine "Ali" ismiyle hitap edilmesini istemiyordu. Bundan dolayı ismini soranlara, Ali'nin hizmetçisi anlamına gelen "Gulam-ı Ali" şeklinde cevap verince, bu lakabıyla anıldı ve tanındı.

Ancak, daha sonraları Peygamber Efendimizi rüyasında görünce, kendisine "Abdullah" ismiyle hitap edildiğini gördükten sonra, "Abdullah" adıyla da anıldı. Bu gelişmelerden sonra her iki isimle de tanınıp ünlendi...

Abdullah küçük yaştan itibaren üstün bir zekaya sahip olmasıyla dikkat çekti.
Kur'ân-ı Kerimi çok kısa bir süre zarfında ezberledi. Aldığı dini ilimlerin yanında fen ilimlerini de öğrendi. Delhi'de Abdülaziz Dehlevî'den hadis derslerini alırken, Kadiri şeyhi Nasirüddin'den de tasavvuf derslerini aldı. Şeyh Nasirüddin'e intisap etmek istediyse de şeyhin erken vefatından ötürü bu isteği gerçekleşmedi. Bu tarikatın diğer ileri gelenlerinden istifade etti. Yirmi iki yaşına gelinceye kadar onların sohbetlerinde bulundu. Derslerini takip etti ve eğitimlerinden geçti.

Abdullah, daha sonra Nakşibendi tarikatı şeyhi olan Mirza Mazhar Can-ı Canan'ın yanına giderek mürid oldu. Mazhar Can-ı Canan'ın yanında yirmi iki yıl gibi çok uzun bir süre kalarak hizmetinde bulundu. Bu hizmetini şeyhin bir Şii tarafından öldürülmesine kadar devam ettirdi. Şeyhinin vefatından sonra da onun yerine geçti. Çok kısa zamanda etrafta ismi duyulmaya başlandı ve şöhreti kısa sürede yayıldı. İlminden istifade etmek isteyenlerin akınına uğradı.

Abdullah Dehlevî'nin feyzinden ve ilminden istifade eden birçok müridi oldu.
Bu müridleri arasında müceddid olarak kabul edilen Mevlânâ Halid-i Bağdadi gibi büyük şahsiyetler de yer almaktadır.

Ondan ders alan diğer büyük zatlar; Ebû Sa'îd Fârûkî Müceddidi, Mevlânâ Beşâretullah, Mevlânâ Pîrzâde, Rauf Ahmed, Mevlânâ Muhammed Can, Mevlânâ Fadıl Gulam, Mevlânâ Şeyh Sadullah Sâhib, Mevlânâ Şeyh Abdülkerim, Mevlânâ Şeyh Gulam Muhammed, Mevlânâ Abdurrahman, Mevlânâ Seyyid Ahmed, Mevlânâ Seyyid Abdullah Magribî, Mevlânâ Pîr Muhammed ve Mevlânâ Muhammed Münevver gibi meşhur ve büyük şahsiyetlerdir.

Abdullah, kendisine gelenlere sadece tasavvuf bilgisini vermekle yetinmedi. Bunun yanında tekke ve zaviyelerde hadis, fıkıh, tefsir gibi İslam ilimlerini de ders olarak okuttu. Anadolu, Suriye, Irak, Hicaz, Horasan ve Maverünnehir gibi muhtelif yerlerden gelen insanlar, ilim ve feyzinden istifade etmek için ziyaretine geldiler.

Kendisinden ders almak için Delhi'ye gelenlerden birisi ve e asrının müceddidi olan Halid-i Bağdadi Hazretlerinin Hindistan'a yönelmesi ile ilgili olarak, Abdullah Dehlevî'nin feyzinden istifade etmek için Delhi'ye gitmeden evvel başından geçen ilginç bir hadise anlatılmaktadır: Dini vecibesini yerine getirmek maksadıyla Hicaz'a giden Mevlânâ Halid burada Peygamber Efendimize (asm) Farsça bir kaside yazdı. Hicaz'da görüştüğü büyük bir alimden nasihat isteyince Mekke'ye gitmesini, ama burada karşılaşacağı ve edep dışı gibi görünen şeylere hemen müdahale etmemesini tembih etti. Bu tavsiyeyi alan Mevlânâ Halid, bir Cuma günü Kâbe-i Şerife sırtını çevirip oturan birisini gördü. Dayanamayıp müdahale etti. Yaptığı edep dışı hareketin sebebini, Kâbe'ye niçin sırtını döndüğünü sordu. Mümine, hürmetin ehemmiyetini hatırlatan söz konusu şahıs, daha sonra kendisine yapılan nasihatı ne çabuk unuttuğunu hatırlattı. Bunun üzerine özür dileyen Mevlânâ Halid-i Bağdadi, ayrıca o zattan kendisini talebe olarak kabul etmesi ricasında bulundu. Bu istek üzerine, söz konusu şahsın Hindistan'a gitmesini tavsiye ettiği, orada bulunan büyük şahsiyetten ders alması telkininde bulunduğu ve tavsiye edilen büyük alimin de Abdullah Dehlevî olduğu rivayet edilmektedir.

Abdullah Dehlevî, talebelerine, özellikle namazın ehemmiyeti konusunda ısrarlı telkinlerde bulundu. Namazın cemaatle kılınmasını tavsiye etti. Bütün ibadetlerin namaz içinde toplandığını, namaz kılınınca Kur'ân-ı Kerim okunduğunu, Peygamber Efendimize (asm) salavat getirildiğini, günahlara tövbe edilerek, kişinin ihtiyaçları ve arzuları için Allah'a niyazda bulunduğunu söyledi. Bu arada, kâinatta mevcut diğer varlıkların da kendilerine özgü bir tarzda ibadet ettiklerini de belirtti. Namazın müminin miracı olduğunu, Cenâb-ı Hakk'ın huzuruna çıkıldığını ve bunun da büyük bir nimet olduğunu, insanı yücelttiğini ifade etti. Ayrıca, Peygamber Efendimizin de hadislerinden örnekler vererek, "Gözümüzün nuru ve lezzeti namazdadır" hadis-i şerifini hatırlattı.

Seksen küsur yıl gibi bereketli ve semereli bir ömür yaşayan Abdullah Dehlevî bu süre zarfında çoğu zaman maddi sıkıntı içinde yaşadı. Ancak, bu durumundan hiçbir zaman şikayetçi olmadığı gibi, bu duruma kanaatkâr bir şekilde sabredip davranılmasını şeref olarak addettiklerini belirtti. Kendisinin ve talebelerinin ihtiyaçlarının karşılanması maksadıyla, hükümdar ve bilahare vali Emir Han maddi yardımda bulunma teklifinde bulundularsa da bu teklifleri kabul etmedi. Rızkın kefilinin Cenâb-ı Hakk olduğunu, "Gökte de rızkınız ve size vaad olunan şeyler vardır" (Zariyat; 22) meâlindeki Âyet-i Kerimeyi hatırlattı.

Abdullah Dehlevî, uzun süren iman ve irfan hizmetinin hitam bulduğu 1824 yılında Delhi'de vefat etti.
Cenâzesi, mürşidi Cân-ı Cânân Mazhâr'ın yanına defnedildi.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Pîr (GULAM ALİ) Abdullah Dehlevî
MesajGönderilme zamanı: 03.12.09, 10:14 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 926
Mekatib- i Şerife
Dürrü'l Mearif

Abdullah Dehlevî

Aktaran: Süleyman Kuku

DAMRA YAYINLARI


Cenabı Hakkı hakkıyla tanıyan, bu tanıma sebebiyle Ona ibadeti, kulluğu, emirden evvel cibili vazife sayan ve hiç bir bedelsiz ibadet eden hatta ibadetin manası ile beraber hakikati olan bütün varlığı ile Allahü taalaya müteveccih olma derecesine kavuşup, madden manaya, kalıbdan kalbe, cesseddn ruha ve nihayet ruhu ve kalbi ile Rabbine vasıl olan, fenadan geçip bekaya ve bir nevi ölümsüzlüğe erişen o sevgili kulların, Allahü taalanın muhabbeti ve zikri ile yanan temiz kalb ve ciğerlerinden gelen nefesler ve sesler, bir taraftan Hak taalaya bağlı olduğundan, hilafet ve niyabet sebebiyle tesirli olur, kalbleri tasarrufları altına alır ve Hakkın ve Hakkın hakiki zikrinin olduğu yerde nefs aciz kalır. Nefs aciz kalınca, ruh canlanır, kendine gelir ve kendini, eski halini bulduğu kadar insan ruhanileşir. Ruhanileştiği kadar kuvvetlenir ve maddeye hakim ve mutasarrıf olur.

İşte burdan insanın mahlukatın en şereflisi olduğu Allahü taalanın yeryüzğnde halifesi bulunduğu sırrı anlamış olur. Ve bu manaya erişmenin yolu sohbettir. Sohbet mümkün olmazsa, rabıtadır ve o büyüklerin yazıları ve menkıbeleri okununca onlarla muhabbet ziyadeleşeceğinden, muhabbet o büyüklerle manevi sohbet ve irtibata yol açtığından, bir takım sebepler bulunmasa da, bu yol rahmet-i ilahi olarak hep açık tutulmuştur.

İşte bu büyük evliyadan biri de, elinizdeki bu kitabın sahibi Abdullah Dehlevi hazretleridir.
Kitapta hal tercümesi ile birlikte Mekatib-i Şerife ve Dürrü'l Mearif adlı eserlerinin tercümesi yer almaktadır.


Yayın Yılı: 2008
512 sayfa

ISBN:9944304034

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=433700

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye