SÜLEYMAN ACİZA BABA
Raif VIRMİÇA
Süleyman Aciza Baba ile bugüne kadar çok sayıda yazı ve makaleler yazılmıştır. Yazılan makalelerde Aciza Baba ile ilgili farklı görüşler yer almaktadır. Bu konuda bizim de önemli makale ve çalışmalarımız olmuştur ve bunu eserlerimizde ve başka makalelerimizde dile getirmişizdir. Oysa bugün Sadi tarikatıyla ilgili mevcut olan iki silsile belgesinde Aciza Baba ile mevcut olan bilgilerin ilk kaynağı olması itibarıyla en gerçek olduğunu vurgulamak gerekir. Biz metnin devamında özlü bir biçimde bu bilgileri aktarmaya çalışacağız. Sadî tarikatının Aciziyye kolunun müessisi olan Aciza Baba veya Acizî Baba Prizrenli Sûzî (1525), Prizrenli Ümmî Sinan (1551), Kalkandelenli Sersem Ali Dede (1569) gibi zâtlarla mukayese edilebilecek bir sûfî şairidir. Aciza Baba 1537 yılında İşkodra’ya yakın bir köyde doğmuştur. Babasının ismi Hüseyin’dir. Eğitimini İstanbul’da ikmal eder ve tasavvuf terbiyesini şeyhi İbrahim Ebu’l- Vefâ’dan tamamlayıp hilâfetle müşerref olur. Aciza Baba 1699-700 yılında Yakova’ya gelip tarikatını yaymaya başlar ve 1732-33 yılında Yakova’da bugünkü Büyük Tekke inşaatını tamamlamıştır. Tekkenin tamamlanmasından önce Aciza Baba 1730 yılından önce Prizren’e yerleşir ve üç oğlundan biri olan Vehhab’ı yanında götürür. Büyük oğlu Danyal’ı ve Lutfullah’ı Yakova’da bırakır. Şeyh Danyal Yakova’da şeyhlik görevinin yanı sıra Hadım Camiinde imamlık görevini de sürdürür. 1730-31 yılında evlenmemiş olarak vefat eden Lutfullah Efendi ise müezzinlik görevinde bulunur. Aciza Baba Prizren’de irtihal eder ve Prizren’in Maraş semtindeki inşa etmiş olduğu tekke türbesinde defnedilmiştir. Vefat tarihiyle ilgili ihtilañı görüşler mevcuttur. Hasan Kaleşi ve Cemal Çehayiç Aciza Babanın 1738 yılında vefat ettiğini savunmaktadırlar. Oysa her iki silsilenamede Aciza Babanın 1748-49 yılında irtihâl ettiği yazılmaktadır. Hakeza aşağıda aktardığımız ve türbenin içinde de bulunan levha şeklindeki kitabede de Aciza Babanın Hicri 1160/1747 yılında vefat ettiği apaçık yazılmaktadır. Bu iki görüş daha kabule şayan olduğu kanaatindeyim. Aciza Baba yetenekli ve büyük bir şairdir. İki Divan bırakmıştır. Biri Kosova Üniversitesi ve Halk Kütüphanesinde diğeri ise Yakova’da Şeyh Rüşdi’nin özel kütüphanesinde bulunmaktadır. İkinci Divanı şair Murteza Sukûtî Baba (1262/1845-46) istinsah etmiştir. Kosova Üniversitesi ve Halk Kütüphanesinde bulunan Divanda Arapça, Farsça ve Türkçe olmak üzere üç dilde şiirler bulunmaktadır. Diğer Divan ise Türkçe yazılmıştır. Aciza Baba iki Divan dışında Üsküdar Valide Atik Kütüphanesinde şiirlerini ihtiva eden risaleleri de bulunmaktadır. Bunların dışında birkaç risâle daha yazmış, fakat bu risâlelerin âkıbeti konusunda bir bilgiye sahip değiliz. Kosova’da dolayısıyla Prizren’de de İslam kültürünün yayılmasında Aciza Baba’nın büyük payı geçmiştir. Bilhassa bu topraklarda Sadi tarikatının kurulmasında ve yaygınlaşmasında paha biçilmeyecek kadar katkısı olmuştur.
Şeyh Süleyman Aciza Baba’ya ait Kitabe Şeyh-i kâmil, pîr-i vâsıl, mazhar-ı feyz-i Hudâ Ya‘nî Şeyh Süleymân Efendi vâsıl-i sırr-ı fe Vâkıf-i sırr, vâris-i ilm-i Resûl-i kibriyâ İlm ü hikmette yegâne asrının Şeyh-i ekberi Zikr ü fikri Hakk idi gülbeng-i Sadî çekti tâ Vâsıl oldu sırr-ı Sa‘deddîn’e olduâşinâ Küllü men (aleyhâ) fân âyeti menşûr-i âlem oldu çün Muntazır oldu hitâb-ı irciî’ye bâsafâ Işk-ı mahbûb çekti kendi cânibine âkıbet Dedi yâ Hû, âlem-i külle edip nakl-i bekâ Mürg-i cânı kaydı tenden cânibine etti pervâz şevkiyle Mak‘ad-ı sıdk oldu anâ, emr-i Hakk’la âşiyâ Mecd ü rif‘atla muammer ede Hakk evlâdını Rehberân-ı âlem olsunlar ilâ yevmi’l-cezâ Melcei erbâb-ı hâl etpûsegâh-ı âşıkân Asitân-ı dergah-ı Sa‘dîleriyâ Rabbenâ Raşha-i gilküm mücevher düştü târih Sa‘diyâ Göçtü Adne Şeyh Süleymân eyledi azm-ı likâ Sene 1160
Metnin devamında bugün Bölge ve Üniversite Kütüphanesinde mevcut olan Süleyman Aciza Babanın el yazma Divanın’da mevcut olan dördüncü bölümden bir alıntının transkriptini araştırmacı arkadaşımız Sayın Nehat Krasniçi’nin yardımıyla burada ilk defa yayınlıyoruz. Akabinde Aciza Babanın yazmış olduğu bir ilahiye de yer vereceğiz.
1 Fa ’ilatün Fa ’ilatün Fa ’ilatün Fa ’ilün Ey göñül bir bade nüş it k’olmaya anda hata Şöyle dilber şevki her-dem vire cana sam Pak-damen pak-zat u pak-nihad u pak-baz Pay-büs-ı dilbere nakd-i sirişk it cana baha Dergeh-i pir-i muğan ‘aşkıla ber-cay-ı fütüh Sağar-ı mey olsa lami ’ lebaleb gel sakiya Mest-i la-ya ’kıl o dehlü ol reşk-i ‘uşş4 ide Şol ki ağyar ola dilde bile zikir olmaya Taze canlar bahş ider dildarına şevk-i visal Nakl-i bezm-i zevk ü ‘işret ğabğab-ı derde deva Dilber-i mekkara nakd var canın et nisar Fitne-i dünyaya meftün olmayup etme cem Hecr ü fürkatde olursa tañ mı ‘aşık-ı ğam-zede Reh-güzar-ı yarda biñ derdile subh ü mes Cevr ü mihnet ‘aşk-ı yara bar-ı güldür bülbüle ‘Aşkım ‘aşkım saha lutfuh tüzün eyle baña Şive vü nüza tahammül ‘Aciza rüz-ı ezel Başına yazdı bu hükmü katib-i kilk-i kağa
2 Fa ’ilatün Fa ’ilatün Fa ’ilatün Fa ’ilün Es-saltü ve ’s-selğm mazhar-ı lutf-ı Huda Es-salatü ve’s-selam fey-i cüduñ reh-nümâ. Ey vücüduh ‘ald-ı küli menşe ’idir tab ’-ı küll Nefs-i küll-i gerd-i rahıñ tütiya-yı enbiya Es-salatü ve ’s-selam ey matla ’-ı burşid-i Hü Ey vücüdufi burc-ı envariyle asar-ı Huda Es-salatü ve ’s-selam merbüb u evvel ve ’s-selm Es-salatü ve ’s-selam ey Hakka daim aşina ‘Abidi ne kudvetii’z-zühhad sultanu’ 1-elvera Lzım-ı tevhid ü tehlil ile temcid ü sen Katib-i vahy-i ilahi nazım-ı nazm-ı Hâkim Cami’ü’l -Kur’an memdüli-ı Uudasın mutlaka Ey şehid şehr-i savm içre sensin re ’ls Şahid-i fey-i İlah ehl-i şühüda pişva Hem şehid u hem müşahid ehl-i cevre sen katil Oldun ey mazlüm u makdür-ı Hudaya aşina ‘Mi vii ‘Acizlere sensin eminü’l-mü’minin Hem Muhammed ümmetine cümle sensin pişva
3 Fa ’ilatün Fa ’ilatün Fa ’ilatün Fa ’ilün Ol erenler şahı sensin hem vasıyy-i Mustafa Merd-i meydan şir-i Yezdan ibn-i ‘amm-i Muşafa Ya Aliyyı ente mini Merhaba Harün-i ümmet ya ‘Aliyyü’l-Murtea Vall-i sirr-ı velayet hadi-i şer ’-i metin Oldı meddahi hatta kemmrn “hel eta ” Sırr-ı Furkan mağz-ı ‘irtn feyz-i Kur’an ‘aşıka ‘Alem-i ‘ilm-i sükünu bazin-i kenz-i sena Ehl-i ‘akl u derk-i pake lazım u vacib olur Y ki erlik etmeyeler ya saadır ilçtida La-feta illa ‘Alı la-seyfe illa zü ’l-fikar Kuvvet-i bazü-yı ba tıñ hü pesend itdi Huda Ma ’den-i cüd-ı şeca ’at mahzen-i lutf-ı Huda Zatına itdi ta ’ayyün hem keramet hem sela Hağret-i Hak kalb-i safin eyledi beyt-i İlah Andan eyler iktibas ‘uşşak-ı envar-ı Huda Merhaba ey kaşif-i sırr-ı sa ’adet-i merhaba Katil zındik u bid’at kasir-i ehl-i heva Y ‘Aliyyi ya ‘Aliyyi ya ‘Aliyyi ya Veli Hatem-i sırr-ı hilafet ‘Aciza sen pişva
4 Fa ’ilatün Fa ’ilatün Fa ’ilatün Fa ’ilün Afola gâñûl ağla gözüm derd-i şehid Kerbela Derdile her matemlerin n ’itdi aña ehl-i cef Hak yolına can u başın virdi şehid Kerbela İdenler şafi’ şehid Kerbela Ol shib-i bedrü ’l-huneyn cedd-i Hasan ile Hüseyin Olmış saña kurretü’l- ’ayn şah-ı şehid Kerbela Rahm eylemek oldı din ‘aşıklara far-ı ‘ayn Bedrin çeşm-i ehl-i din sabir şehid Kerbela Virdim salatile selam her dem ola subh u şam Evlad u ahbab u tamam şah-ı şehid Kerbela Ey mü’mine Al-i ‘aba sırr-ı ‘Aliyyü’l-murteza Ceddiğ iken hayrü ’l-vera olz şehid Kerbela Ey kevkeb-i edri-i din ü nür-ı çeşm-i rah-ı mübin ‘Aşıklara ‘ayne ’l-yakin şah-ı şehid Kerbela Uydı saña ehl-i yemi saia uyan buldı şam Kıydı saña ehl-i ceM şah-ı şehid Kerbela Saña uyan rahmet bulur seni seven ‘izzet bulur ‘ Aşıklarfi rif’at bulur şah-ı şehid Kerbela Mah-ı muharrremde oldı sensin ehl-i şühüd şahı HadI-i adına sen emir şah-t şehid Kerbela Alma gâñül ağla gözüm bu mateme diline sözüm İde şefa ’at manzarı ‘Aciz şehid Kerbela
5 Mern ’ilün Metrilün Mern ’ilün Mefa ’ilün Kadimden fa’il-i muhtar ider şun ’-ı peyda İder kudret kelamından ‘âdem ketm-i sefer peyda İradet içudrete ta ’lik idince emr olur zahir Olunca kaf u nün izhar olur lutf u keder peyda İradet ‘aşka ta ’lik-i ‘avalim zahir etmişdir Bu bağ bostan-ı bikmetden olur dürlü şecer peyda ‘Acizle damğa itdiler bu mahiyat-ı ecsamı O zat vacib-i imkan bilüp ide ‘iber peyda
6 Failatün Fa ’ilatün Fa ’ilatün Fa ’ilün Es-salat ve ’s-selam ey rahmeten li ’l- ’âlemin Zat-, pakifi ba ’is-i mevcüd u cümle masiva Es-salğt ve ’s-selam ey şahid-i didar-ı Hak Dafı ’-i ta ’b-ı ‘itab ı şafi ’-i yevmü ’l-cez Es-salat ve ’s-selam ya hayr-i cümle kainat Fatih-ifi’l-i künüz-ı mu’ilat-ı ma vü sera Es-salat ve ’s-selam ya sadıka ’l-va ’dü ’l-emin Vakıf-ı hakka ’l-yakin ü şahid-i vech-i Huda
Süleyman Aciza Baba divanından bir İlahi
Lutf-u Hakk’a mazhar oldı bize Sa ’diler dinür Sultan-ı b-ı fey-i rahmet bize Sa’diler dinür Dide binası nazar olmayan bilmez bizi Hikmeti a ’mğ görür mi bize Sa ’diler dinür Terk-i fani eyleyüp tıñ-ı dilim günah ider Ma ’nide Hazret-i Nedimı bize Sa ’diler dinür Zikr-i ‘aşka iştiğal üzre olup leylü ’n-nehar Hanımanı vaşla salmış bize Sa ’diler dinür Kalbimiz yengi küdüretden müberra eylemiş Nür-ı kudsile münevver bize Sa ’diler dinür Büte-i hikmete kil olmak dilerseñ ‘Aciza Nar-ı ‘aşka varlığın yak bize Sa ’diler dinür
Aciza Baba, Divanında ki şiirlerini umumi olarak gazel, kaside ve ilahi biçiminde yazılmıştır. Divanda gazel biçiminde de şiirler yer almaktadır. Aciza Baba’nın gazellerin çoğunda “Fa’ilatün Fa’ilatün Fa’ilatün Fa’ilün” vezninin kullandığı görülmektedir. Bu gazelli şiirlerde genel olarak konunun aşk ve sevgi yanında tabiat sevgisi de yer almaktadır. Divanda yer alan kasidelerde de konun aşk ve aşktan doğan acılar konuları yanı sıra diğer konulara da yer verilmektedir. Aciza Babanın Divanda az sayıda ilahiler de yer almaktadır.
|