Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Cuma Hutbesi: "Zulme, zalime karşı olacaksın!"
MesajGönderilme zamanı: 23.01.09, 09:44 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 926
Cuma Hutbeleri -6- : Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ

"Cenab-ı Hakk mazlumun ahını zalimde koymaz."

Bismillahirrahmanirrahim

...

Ey müminler!..

Cenab-ı Hakk mazlumun ahını zalimde koymaz. Hemen o zalimin cezasını vermeyebilir tehir edebilir amma yakasını bırakmaz.

Cenab-ı Allah 104 kitap indirdi sizin için insanlar için en son Kur’an-ı Azimuş-şan’ı gönderdi sizin için insanlar için yeryüzünde Cenab-ı Hakk’ın yaratmış olduğu ve şereflendiği insanlar için indirdi dağlar taşlar için değil; hayvanlar için değil; insanlara yol göstertmek için…

İnsanların iki vazifeleri var veya iki mükellefiyetleri vardır: Birisi Cenab-ı Hakk’a karşı olan mükellefiyetimiz, ubudiyyettir. İbadet mükellefiyeti vardır akil ve baliğ olan aklı yeter olana bir de baliğ olan kimseye Allah’ın teklifi vardır. “Sen şimdi Bana karşı kulluk kemerini kuşan ve Bana kulluk vazifeni yap” diyor. Hatırlatmak için günde 5 defa çağırıyor unutan insanlara çağırıyor: “Ey insanlar! Rabbinizi tekbir ediniz! Allahuekber!

O’nun büyüklüğüne ve azametine ve kudretine son yoktur. Size bir idrak verdi. Size vermiş olduğu anlayış nedir? Her insan vicdanında kendisinin yaratıldığını bilir, kabul eder. Bir damla su atarsın, ikinci bir damla suyla karşılaşır ana rahminde; sonra mükemmel bir insan çıkar. Düşünmez misin? Düşünmeyecek misin? Kılcal damar diyor, yani saç teli kadar ondan da daha inceleri var. Bunları o yavrunun vücudunda ceninin içerisinde dolaştıran, yerli yerine yerleştiren sen misin; anası mı; doktorlar mı? Şaşkın doktorlar “kontrol edeceğiz” diyor. Bre sen ne kontrol edeceksin? Senin ne hak ve salahiyetin var ana karnındaki çocuğu kontrol etmeye? Kontrol: “evet teraziye çıkaracağım; kanının sayısını ölçeceğim; bir de o aleti gezdireceğim…” Eee sonra, bir de şeytanlıkları: “sakattır çocuk!..” Allah, Allah… Ford fabrikası veya Alman’ın otomobil fabrikası kaz veya Amerika’nın veya Japon’un kazanı delik araba piyasaya çıkarır mı?.. Ayıptır onlara nasıl olur ki ana karnındaki çocuk doğduğu vakitte hekimler diyor ki kalbi deliktir sen deldin sen müdahale ettin senin Hakk’ın yoktur ana karnındaki Allah’ın yarattığına senin dışarıdan müdahalen haramdır haramı dinlemezsen sakat çocuk gelir işte. Kalbi deliktir, ne yapalım? Ameliyat yapalım dikelim kalp yamanmaz, o çocuk ölür lakin ne yapacaksın cahiliyet devrinden 5 beter cahil olmuş bu zamanın insanları. Kontrol yok o bir damla suyu insan olarak sana veren kudret sahibine secde et teslim et. Etmezsen sen çekersin mükellefiyetin Allah’a teslim olmak Allah’a kulluk etmek bütün kitapların bildirdiği mesele bu. Bunu yapacaksın birinci…

İkinci mükellefiyetimiz: İnsansın; insan olarak yaşayacaksın, ısırmayacaksın, tepmeyeceksin. Yani kimseye eziyet etmeyeceksin; kimseye zulmetmeyecek; kimseyi incitmeyeceksin. İnsan odur. Değilse senin giydiğin esvabla elbiseyle sen insan olmazsın. İnsan insani sıfatıyla meydana gelir. Ona dikkat edeceksin. Birbirimizin arasında… Allah’a karşı hakkımızı ödemek mükellefiyeti bir; ikincisi, kulların birbirlerine karşı olan mükellefiyeti. Takvim yapraklarında yazıyor: “Bu gün vergi mükellefiyetidir, unutmayınız”; gazel yaprağı gibi titriyorsunuz, vergi mükellefiyeti geldi diye… Allah’ın mükellefiyeti hiç sizin yanınızda kıymeti yok mu? Camiler boşaldı; meyhaneler-kerhaneler-barlar-bilmemneler dolup taşıyor… Bu gidişin sonu nereyedir? Cenab-ı Hakk’ın hiç sessiz duruşuna aldanmayasın… Sessiz duruşun altında, sakin denizin, sakin havaların arkasında fırtınalar kopuyor. Nişanları geliyor…

Ey insan! İnsanlığını bil.. İki vazifeni yerine getirmeye bak, ilk Allah’ın vazifesine, secde et, secde etmeyen gelen sene bu günlere ya yetişir; ya yetişmez. Acayip haller gelecek bir hafta sonra muharremdir, 1420 hicret yılı tamam olacaktır. Bizim yeni yılımız dini takvimimize göre. Tabii miladi takvim 4 ayındadır lakin bizim dini takvimimiz bu bayram ayı 12. aydır bir hafta sonra halkın ağzında aşura ayı denilen muharrem ayı 1420. hicret yılımızın başlangıcı olacaktır. Ne getirecek belli değil.

Lakin insanların üzerinde gazap eserinin dönüp dolaştığını işitiyoruz.

İşin aslını bilenler daha fazla telaşa düşmüşler. Gökyüzünden ateş yağar mı?

Eskiden söylesen kimse kabul etmez; şimdi kendi kendilerine diyorlar ki biz yukarıya ateş koyduk; şimdiye kadar kontrol ettik, lakin bir noktaya geliyoruz ki elimizden kontrol çıkacak; o yukarıya koyduğumuz ateşler bizim üzerimize düşecektir. Allah bu azgın insanlara kendi yaptıklarının cezasını hazırladı; ateşle onları yakacaktır. Secdesiz adam yaşayamaz, Allah’ı tanımayan adam yaşayamaz; helal-haram hududunu çiğneyen adam yaşayamaz. Dikkat et: ne gence bakar, ne rütbeye bakar, ne kuvvete bakar; hiçbir şeye bakılmaz. Yalnız yukarıdan intikam okları işaretlenmiştir; onlardan olmayasın dikkat et.

Birinci mükellefiyetimiz insanız: Allah’a karşı vazifemizi yapacağız ve Allah 104 kitabında sana kulluğu emretmiştir.

104 kitabında tek haram olduğu şey zulümdür; zulmü yasak etmiştir Allah… Zulmün çeşit türlü çeşitleri var. Kaç çeşit zulüm var? Şimdi zulümleri saymaya kalkarsak gelen haftaya kadar hutbe bitmez… Lakin vicdanının razı olmadığı herşey zulümdür. Yetişir o ölçü sana… Allah sana vicdan verdi. Vicdanının “yapma” dediği şey zulümdür. Kötü nefsin sana der ki: yap, ez, öldür ya. Bunlar insan değildir, bunlar kendi vicdanının sesini reddeden habis tiynetlilerdir. Maalesef bu -sizin tabiriniz- ortamın yetiştirdikleridir bunlar…

Eskiden yoktu bir su temiz olduğu vakitinde, içerisinde malaryayı taşıyan sıtma. Sıtma da kalmadı şimdi başka hastalıklar var. Sivrisinek temiz suda yaşamaz; pis suda yaşar; onun için eskiden evleri dolaşırdı belediyeler, nerede çirkef, pislik var gezer ilaçları temizlemeyen şeyleri rapor tutar mahkemeye verirdi. Şimdi belediyeler ne çöpe bakar, ne eve, ne abdesthaneye bakar. Daha bütün yollar ovalara akıtıyor. Hasılı kelam sivrisinek pis sularda yaşar temiz suya.

Vasatımız, ortamımız pislendi ki aramızdan böyleleri çıkıyor en büyüğümüzün Allah’ın emrine tazimi yok ve “ben dindarım” der. Sen kendi aklınla dindar olamazsın. Allah sana secde emretti secdeye geleceksin; secde edeceksin çünkü bu elbiseleri çıkardığın vakitinde tahta gibi vücudun yatacaktır teneşir tahtasının üzerinde. Kıymeti yok. Elbiseyle büyüklenen adamdan cahil kimse yoktur! Vasatı pisletmişler, bakmıyorlar. Temizlik memurumuz yok. Her yerde pislik var: ailenin içerisinde; ailenin dışarısında; toplumda-toplanmazda, heryerde… Bu pislik var. Herkese öyle bir hürriyet verilmiş ki isteyen istediği yerde, istediği haltı istediği yerde etsin, kimse “ne yapan?” demiyor. Lakin arama. Temiz yolu isteyesin, haa yok biz temizliği istemeyiz. Lut kavmi dediler ki “Ne sen bizi işimizden men edersin? Lutiler bir temiz sen misin? Bir temiz sensen çık git. Biz temiz adam aramıyoruz; biz bize göre adam arıyoruz.” Sonra bir sayha geldi gökyüzünden bir çığlık ki oldukları yerde kömür gibi kaldılar.

Allah’la oyun olmaz. Dikkat et.
Ya temizleyeceğiz bu toplumumuzu şükür ve tövbe yoluna gireceğiz yoksa süpürecek.
Lut kavmini, Ad kavmini batırdı; Nuh kavmini, Firavun’u batırdı, Nemrud’u kahretti.
Kahredici Allah’tır.
İsterse lütfuna boğar, isterse kahrıyla boğar.


Dikkat et çok yaklaştı; korku var, Allah’tan kork! Bunların üzerimize koydukları bilmemnelerden korku yok. Allah’tan korkana bir yerden korkutmaz Cenab-ı Allah; dikkat edelim...

Zulme, zalime karşı olacaksın! Zulme karşı olanlar selamettir. Her kim zalimlere eğilirse, her kim zalimlere taraftarlık yaparsa, her kim onlarla beraber olursa onların yaptıklarını beğenirse bizzat o zalimlerin üzerine inecek azap ateş onları da yakacaktır.
Allah’ın şakası yoktur.

O milletin üzerine gelen zulüm ne hale getirdi, milyonla insan ölmeye mahkum olanlar başka yollara dökülenler başka.
Sen emn ü eman mı aldın eline? Ferman aldınız mı siz?.. Onların yürüyüp kaçacak yeri de var; belki hududlar var karayolu. Biz nereye kaçarız? Kayıkla mı, tayyareyle mi? Nereye çıkarsın?

Dikkat et! Çünkü bela dünya üzerinde dönüyor. Bu söz Hakk sözüdür.

Dinleyen kurtulur dinlemeyen başına geleceği çekecek.

Allah bize iman kemalinden nasip etsin ve nefsimize hükmedebilecek bir kuvvette versin.

Nefsini dinleyen, şeytanla beraber kahrolur!
Şeytanı dinleme, Rahman’ı dinle.
Rahman’a kul ol, şeytana köle olma!..

[ Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ ]

09.04.1999
Arab Ahmed Camii, Lefkoşa, KKTC

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Cuma Hutbesi-6
MesajGönderilme zamanı: 29.04.10, 22:56 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Zulme, zalime karşı olacaksın!

Alıntı:

Zulme, zalime karşı olacaksın! Zulme karşı olanlar selamettir. Her kim zalimlere eğilirse, her kim zalimlere taraftarlık yaparsa, her kim onlarla beraber olursa onların yaptıklarını beğenirse bizzat o zalimlerin üzerine inecek azap ateş onları da yakacaktır.


Aman Ya Rabbi...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye