Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: “Dildâr-i Şemsi” / Mehmed Şemseddin Bursevî
MesajGönderilme zamanı: 13.10.10, 13:17 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 20.05.09, 11:50
Mesajlar: 69
“Dildar-i Şemsi”

Bursa’da bugünkü Heykel PTT’nin olduğu mekân çok uzak olmayan bir tarihte Mısri dergâhı olarak kullanılıyordu. Kader binanın üzerinde hükmünü gösterdiğinden olsa gerek şimdi dergâhın yerinde başka bir hizmet (!) binası var. Mısri silsilesinden, Yadigar-i Şemsi adlı eserle yakından tanıdığımız Mehmet Şemsettin Efendi dergahın postnişinlerinden. Şemsettin Efendi, cerbezeli bir mürşit olmanın yanından velut bir yazar da. Hakkında Ziyaeddin Fındıkoğlu’nun bir eseri, Kazım Baykal’ın da bir eser hükmünde bir makalesi mevcut.

Zuhurat o kadar gariptir ki dergâhın kendini sırlaması Mehmet Şemseddin Efendi’nin kendisini sırlamasına sebep olmuş. Ama Bursa sevdalısı Mustafa Kara Hoca, öğrencisi Yusuf Kabakçı ile Şemseddin Efendi’nin yeni bir eserini daha okurlarıyla buluşturdu: Dildar-i Şemsi.

Bursevi’den sonra ikinci sırada

Şemseddin Efendi, 1889-1908 yılları arasında yedi defa piri Niyazi Mısri Hazretlerini ziyaret etmiş ve bu seyahatler vesilesiyle yaptığı işleri, tanıştığı şahsiyetleri, uğradığı mekânlardaki dinî-tasavvufî kültürü, yolculuk sırasında karşılaştığı durumları bütün cepheleriyle bu eserde anlatmıştır. Eser, 19. yy sonlarında Bursa, Balıkesir, Aydın, İzmir, Urla, Selanik, Gelibolu ve İstanbul şehirleri ile Limni ve Midilli adasında yaşananları anlatmakta.


(+)
Şemsedddin Efendi döneminin şeyh profilini yansıtan bir isimdir. Yeri geldiğinde Sultan Reşad’ın Bursa’ya teşrifinde ona medhiye yazmış, yeri geldiğinde Mustafa Kemal’i Kudumiye ile selamlamıştır. Şemseddin Efendi, eserini 1929’da kaleme aldığı için o devre kadar olan İstiklal Harbi, ilk meclisin açılışı, saltanat ve hilafet tartışmaları, cumhuriyet projesi etrafında gelişen olaylar eserin satır aralarında okurlarını bekliyor. Şemseddin Efendi, Bursa’da yaşayan sufiler içinde eser verme bakımından İsmail Hakkı Bursevi’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Şemseddin Efendi’nin eserleri, bize döneminde yaşanılan değişimin nasıl olduğunun ipuçlarını da vermektedir.

Tekke şeyhine sorulan sorular

Eserde Meclis-i Meşayıh’ın işleyişi hakkında geniş bir bilgi bulunmaktadır. Şemseddin Efendi de nasıl tekke şeyhi olduğunu bize anlatmaktadır. Eserde, Rakım Elkutlu, Kenan Rifai, Elif Efendi, Abdulkadir-i Belhi, Hüseyin Vassaf, İbnülemin, Namık Kemal, Esad Erbili, Sadık Vicdani gibi pek çok şahsiyetle de karşılaşmak mümkün. Ayrıca eser, “Bursa’da Yaşayan Şeyhler”, “Bursa’da Misafir Olan Şeyhler”, “İzmir, Selanik, Limni Ve Midilli’de Yaşayanlar” bölümleri ile ender bir arşive de sahip.


(+)
Eserini okumak sizlerin hakkı olsun, tadımlık bir hadise ile eser için kapı aralayalım:

“Ertesi Cumartesi günü Meclise gittim ki 22 Rebiülevvel sene 1307 ve 4 Teşrin-i Sani sene 1305 tarihine müsadifdir. Köşeden müşarun ileyh oturmuş, sağ tarafında Merkez şeyhi Ahmed Efendi, onun yanında Balat şeyhi Hacı Kemal Efendi, sol tarafda Kasım Paşa Mevlevi şeyhi Ali Efendi, onun yanında Neccarzade şeyhi Rıza Efendi, Bağdatlı Şeyh Efendi, Üsküdarlı Fethiye Şeyhi daha bir zar var idi ama tanımıyorum. ‘Gel bakalım Efendi!’ dedi. ‘Biz tezekkür ettik, mahallinin ilam mazbatası olmazsa kanunen burada tevcihe edemeyiz, ancak seni biz burada imtihan edeceğiz, ehliyetin tebeyyün ettiği halde buradan mazbata yapıp Makam-ı Meşihat-ı Ulya’dan Bursa’ya emirname tastir edeceğiz, sen gelip gitme, masrafa lüzum yok, iki ay bekle, eğer ilâm ve mazbatanı vermezlerse doğrudan doğruya bana yaz, o vakit Makam-ı Meşihat’den işareti aliye isteyerek irade-i seniyyesini istihsal ederim, merak etme’ buyurdular ve ‘Gel bakalım şöyle otur imtihan edeceğiz’ dediler. İmtihan lafzı malum ya! Güya bir duman içime girmiş gibi olurum. İşte suallar cevablar ber-vech-i âtidir:

Sual: Sen şeyh olacaksın öyle mi?

Cevap: Efendim! Dergâha hadim olacağım.

Sual: Pekala şeyh olacak adam zarurat-ı diniyesini bilmek lazımdır, şu halde evvela İslam’ın şartı nedir?

Cevap: Savm, salat, hac, zekat, kelime-i şehadet.

Nazır Efendi etrafına hitaben: 'Savm u salat İstanbullulardan, hacc u zekat taşralılardan kalktı, ortada kelime-i şehadet kaldı' dediler, efendiler tebessüm itdiler.

Sual: Pekala, namazın şartı kaçtır ve nedir?

Cevap: On ikidir, altısı dâhilde, altısı hariçte.


(+)
Sual: İmanın şartı kaçtır ve nedir?

Cevap: Altıdır, amentü billahi ve ahir.

Sual: Dur. Âmentü’nün manası nedir?

Cevap: Efendim bu Cenab-ı Hakkın birliğine, şeriki, naziri olmadığına inandı, iman ettim, melaikesine, kitapların, ila ahire inandım.

Sual: Çok a’la, şimdi sen şeyh olacaksın tarikatin nedir?

Cevap: Efendim! Tarik-i Halvetiye ve Kadiriye’denn teşe’ub etmiş Mısr’i şubesidir.

Sual: Usulünüz nasıldır?

Cevap: Kayyimen, kuuden, cehren zikir ederiz.

Sual: Erkânınız nedir?

Cevap: Şeyhimizin telkini vecihile esma-i seb’a ve füruât-ı hamseyi salike talim ederiz.”

Şeyhlerin çaplarının ilmihal bilgisi ile sınırlı olmasını nasıl okuyalım?

Ne dersiniz medreseler yürümüş, tekkeler de çürümüş müydü?


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye