Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Kimya Hatun / Saide Kuds
MesajGönderilme zamanı: 05.01.10, 09:47 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 20.05.09, 11:50
Mesajlar: 69
Kimya Hatun / Saide Kuds

http://www.netkitap.com/kitap-kimya-hat ... -kitap.htm

Alıntı:
Elif Şafak'ın "AŞK" romanında sıradan ama etkileyici bir kahraman
olarak karşımıza çıktı Kimya Hatun. Kimi etkilemiş ki, diye
sormayın, en azından bir kişiyi biliyorum, bizim Ali Gülcü, kendi
eliyle yazmış bir yorumunda.

Kütüphanede kitap ararken gözüme ilişti, henüz konu tazeyken hiç
düşünmeden aldım elime, şöyle bir göz attım kitaba. 2006 yılında
İran'da "Yılın Romanı" ödülünü almış. Bizde ilkbaskısı 2007'de.
Epeyce ses getirmiş bir kitap olmalı, biz geç farkettik. Roman,
muhteşem bir giriş bölümüyle başlıyor, sizi alıp götüreceğini, hemen
bir oturuşta bitireceğinizi sanıyorsunuz. Sayfalar ilerledikçe küçük
bir kızın gözüyle sıradan bir anı kitabına dönüşüyor. Hani
başkahramanlar tarihi kişilikler olmasa o kadar ilginizi çekmeyecek
türden. Sonuna doğru asıl mesajlar verilmeye başlıyor.

Aşk romanıyla peşpeşe okumanın verdiği bir hayal kırıklığı yaşadım.
Aynı kahramanlar farklı kişiliklere bürünmüşler, yazarlar farklı
cinsiyetten olsa şaşırmazdım, farklı kültürden gelmelerinden
kaynaklanıyor, diyebiliriz. Neyse, her ikisini de okuyanlar , kendi
kararlarını versinler.

Kitabın konusu, Mevlana Celaleddin Rumi'nin ikinci eşi Kerra
Hatun'un kızı Kimya Hatun'un küçük yaşlarda bir bağ evinde başlayıp,
annesinin ikinci evliliği ile Mevlana'nın haremine kadar uzanan ve
sonu iyi bitmeyen kısa yaşam öyküsü. Çocukluğunu mutlu ve oldukça
özgür yaşamış Kimya Hatun. Annesine bir sanki tanrıçaymış gibi
tutkun, güzelliğine ve asaletine hayran. Annesinin güzelliği, eşi
ölen Mevlana Celaleddin'in kulağına gider ve ona talip olur. Kerra
Hatun, herkesin sevdiği saydığı bu önemli kişinin teklifini
düşünmeden kabul eder, önce kendisi yerleşir dergaha, çocukları ve
yardımcıları sonra gelir. Kimya Hatun, ne hayallerle gelir ama
haremda dört duvar arasında bağ evinin özlemiyle geçer günleri. O
mutheşem sarayda umduğunuu bulamaz. Tek avuntusu üvey kardeşi
Aladddin ile dostluğu ve zamanla aşka dönecek yakınlığıdır. Alaaddin
ile evlenmeyi düşünürken, Mevlana'nın ilahi aşkı onda bulduğu derviş
Şems çıkar gelir. Kimya, ikna edilir bu evliliğe, Şems de itiraz
etmez. Çünkü Konya halkı Mevlana'yı kendilerinden kopardığı için
ateş püskürür bu dervişe, ölümle tehdit edilir. Birkaç kez şehri
terk eder ama Mevlana'nın hasret acısını dindirsin, diye geri
çağrılır. Kimya Hatun'la arasındaki yaş farkı ve Alaaddin ile olan
yakınlığından doğan kıskançlık kavgalara neden olur, Kimya Hatun
üzüntüden hastalanır ve erken yaşta yaşama veda eder. Aşk'ta
Kimya'nın karasevda olduğu yazıyordu, burada tam tersi.

Tarihi romanları okurken, olayın gerçekliğine fazla takılmayın, diye
uyarırlar okuyucuları. Ben de öyle yaparak okudum, eğer bu kitapta
anlatılanlar doğruysa, diğerindeki naif kişilikler yanlış
anlatılmış, olmalı. Bu konular epeyce derin ve birkaç kitapla
anlaşılacak gibi değil elbette. Bir kitaplık dolusu okumak,
araştırmak gerekir, diyorum.

Velhasılı İranlı kadın yazar Saide Kuds, kendi bakış açısıyla
anlatmış o devri ve olayları. Ödülünü de almış, demek ki ülkesinde
beğenilmiş romanı...

******
Kitaptan Alıntılar:

*Zaten ne çekiyorsak, şu kör olasıca kötülüklerin anası gözden
çekiyoruz. Öfkelenip Adem'e bağışladın o gözü, sonra onu cennetinden
attın. Doğru, senin zail olmaz nişanelerinden birisidir, amenna,
fakat ne yazıktır ki, ne kemalden ne de marifetten nasibini
almamıştır ve diğer duyu organlarına oranla daha çabuk aldatılıyor
ve aldatıyor. Zaten görevi bu onun. Gözü Adem'e verdikten ve onu
şeytanla beraber yeryüzüne sürgün ettikten sonra dünya bir an olsun
rahat yüzü görmedi. Şems (S. 248)

* Dünya müminin zindanıdır, derler; ama biz onda izzet, nimet ve
sevinçten başka bir şey görmedik. Mutluluk, geçtiği yerde gül
bitiren bir akarsuya, keder ise, her nerede oluşsa, kokmaya mahkum
bir su birikintisine benzer. Şems (S 252)

*Yaratılışın gayesi, kainatın ezeli cezbesi ve varlığın kendisiyle
hayat bulduğu özel bir aşktı, bu...Bu aşkta bütün güzel sıfatlar
mevcuttur. Sürekli o gizli ve deruni sesi derk etmeye çalışıyordum
ki, bu ses aşkların birinde vardır, diğerinde yoktur. İşte bu yüzden
saliki dikkat etmesi için uyarırılar. Şems (S. 269)

*Senin de bildiğin gibi aşk da Tanrı'nın diğer nişaneleri gibi zaman
denen o merhametsiz illetten amanda değildir. sadece bir halde onun
elinden güvende olur; o da ilahi dergahtan ve ezeli aşktan gelen
hakiki bir cezbenin yansıması olursa ki, bunun kendisi yaratılışın
gayesidir. Evet, zahiri aşk, sadece ilahi aşkın bir yansıması olursa
tedricen yok eden ve yeryüzündeki unsurları adım adım başkalaştıran
zamanın elinden kurtulup kalıcı hale gelebilir. Şems (S. 270)

*Tanrı'ya özgü bu aşk, yeryüzüne ait ne kadar müebbet zuhurat varsa
hepsinin anasıdır. Tüm sanatların anası da odur. İşte bu yüzden
zaman denilen illet, sanatın özünü aşındıramaz. Aşındıramadığı gibi
hergün yalız sanatlarına bir yenisini daha eklemek zorunda kalır.
Eğer rebap, çenk ve çegane seni alıp göklere götürüyorsa aşkın
harareti ve yalız sanatın bitimsiz gücü ile götürüyorlar. Hakeza
yalız, katıksız bir şiir, üzerinden binlerce yıl geçse dahi taravet
ve canlılığından bir şey kaybetmiyorsa eğer, bu ilahi aşkın
sayesindedir. Şems (S. 270)


Yayınevi Notu:
Kocasının ölümünden sonra Mevlana Celaleddin-i Rumi ile evlenen
Kerra Hatun, yeni kocasının haremine yerleşir. Tabi sevgili kızı
Kimya da onunladır. Kimya Hatun içine düştüğü bu yeni dünyada bir
yandan kendini bulmaya çalışırken, diğer yandan da Mevlana'nın özel
yaşamına şaşkınlıkla şahit olmaktadır.

İrfan ve Tasavvuf dünyasının iki dev ismi Mevlana ve Şems'in
yaşamına dair birçok bilinmeyenin bilinmesine yardımcı olacağını
umduğumuz bu romanın asıl kahramanları, herhalde kadın oldukları
için tarih tarafından bir kenara itilmişlerdi. Yazar Saide Kuds,
eski yazıları ve Şems ile Mevlana'nın karşılaşma kayıtlarını
derinlemesine inceledikten sonra hayatı bu her iki adama da bağlı
olarak geçen genç bir kadının hikayesinin unutulduğunu fark eder. Ve
biyografik bir roman dili ile anlattığı Kimya Hatun'un yaşamını
tozlu sayfaların arasından çekip gün ışığına çıkarır.


ALINTI: http://blog.milliyet.com.tr/Kimya_Hatun ... gNo=222558
yolun*diğer* yarısı


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye