yesevihan yazdı:
8
Nakş etsem de taatimi bir parça ekmeğe,
Versem onu ite — yatarak zindana,
Gelmiş ise de açlığından efgana,
Vurmaz dişini namus edip o ekmeğe...
Ey zamane insanı ! Sen mi akıllısın yoksa Kübrevi'nin köpeği mi?
Necmeddin Kübra ve Köpeklerin mürşidi hakkında ilginç bir menkıbe
***
Necmeddin Kübra'nın Nazarının Köpeğe TesiriNecmeddin Kübra bir gün müridleri ile Ashâb-ı Kehf hakkında sohbet ediyordu. Sohbet esanasında Necmeddîn Kübra hazretlerinin müridlerinden olan Sa'düddîn Hamavî; "Acabâ bu ümmette, sohbeti köpeğe tesir eden var mıdır?" diye gönlünden geçirdi.
Necmeddîn Kübrâ, kalb gözü ile müridinin bu düşüncesini anlayıp kalktı ve dergâhın kapısına doğru yürüdü. Ansızın uzaklardan bir köpek çıkageldi. Uzakça bir yerde yerde durup şeyhe bakarak kuyruğunu salladı. Necmeddîn Kübrâ'nın bakışı köpeğe isâbet edince, köpek derhâl değişti; kendinden geçme hâlleri görüldü. Başını çevirip dergâhın haziresindeki kabristana gitti. İnleme benzeri bir ses çıkartarak başını yerlere sürüyordu. Derler ki, o günden sonra bu köpek nereye gitse, elli-altmış köpek hemen etrâfına halka teşkil ederek toplaşır, fakat halkadaki hiçbir köpek ulumaz, havlamazdı.
Halka halinde toplaştıkları sırada köpekler hiç hareket etmeden ön ayaklarını birleşecek şekilde uzatarak "nazarlı köpek" ortada olacak şekilde otururlar; hiçbir şey de yemezlerdi. Sadece devamlı olarak kendisine baktıkları ortalarındaki o "nazar almış" köpeğe karşı hürmet gösterisinde bulunurlardı. Bir süre bu şekilde oturduktan sonra aniden hepsi bir tarafa dağılır ve ortadan kaybolurlardı.
Bir zaman sonra o köpek öldü. Şeyh Necmeddin Kübra emir verdi. Müridler köpeği bir kabre defnedip, yerini belli ettiler. Halkadaki köpeklerden hayatta kalanların uzun yıllar o kabrin etrafında aynı şekilde toplaştıkları görülmüştür.